Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1768 E. 2021/29 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1768 Esas
KARAR NO : 2021/29
DAVA : Menfi Tespit (Eser sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2014
KARAR TARİHİ: 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından———- dosyalarıyla müvekkili davacı aleyhine kambiyo senetlerine dayalı takipler başlatıldığını, ödeme emirlerinin —— tarihinde 21. Maddeye göre muhtara tebliğ edildiğini, davacı müvekkili ile davalı —- tarihinde akdettikleri sözleşme ile —- karşılığında——sınırları içerisinde bulunan müvekkiline ait taşınmazda daha önce yanan evin temeli üzerine —–konusunda anlaştıklarını, sözleşme gereğin davacı müvekkilinin davalıya —- ödeme tarihli — bedelli ve — ödeme tarihli—- bedelli senetleri verdiğini, imzalanan sözleşme gereğince müvekkilinin, davalıya — peşin, —- kanlıyla ve—- elden olmak üzere toplam —– ödeme yaptığını, yapılan anlaşmaya göre — içerisinde malzemelerin sevki yapılarak en geç —- içerisinde tek katlı prefabrik yapının teslim edilmesi gerekirken davalı tarafından taşınmaza bırakılmış ancak bir türlü prefabrik yapılmaya başlanmadığını, müvekkilinin davalıya ———– yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderdiğini, müvekkili tarafından çekilen ihtarnameye rağmen davalı tarafından direkler dikilmiş ve ufak bir kısım işlerin yapıldığını ancak yüklenilen işin sözleşmeye uygun olarak uygulanıp teslim edilmediğini, davalının yapıyı tamamlayıp teslim etmemesi nedeniyle sözleşmeye dayalı olarak müvekkili tarafından yapılan ödemelerin iadesi amacıyla davalı aleyhine — tarihinde —- dosyasıyla icra takibine başlandığını, başlatılan icra takibinin ardından davalının da müvekkilinin sözleşmeye istinaden vermiş olduğu —-bedelli senetlere dayalı olarak haksız ve kötüniyetli olarak ——— dosyalarıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya karşı herhangi bir borcu olmadığı gibi aksine müvekkilinin davalıdan alacağının bulunduğunu, müvekkilinin evinin yanması ve davalının yüklendiği işi yapmaması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitinin isteme gereği doğduğunu, bu nedenlerle davalı tarafından başlatılan haksız ve kötüniyetli takiplerin devamı halinde müvekkilinin uğradığı zararın artacağını, bu nedenle müvekkilinin doğacak ve doğması muhtemel zararlarının önüne geçmek için teminatsız olarak tedbiren icra takibinin durdurulmasını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı arasında akdedilen —- tarihli sözleşme kapsamında davacının yanan evinin temeli üzerine tek katlı prefabrik yapı inşa edilmesi hususunda tarafların anlaşdığı ancak davalının edimini ifa etmediği iddiasıyla davalı tarafa verilen —– bedelli senetlerin bedelsizliğine dayalı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Eldeki dava kambiyo senedine dayalı olduğundan mutlak ticari dava olsa da diğer kanunlarda düzenlenen hükümler ve temel ilişkiyi değerlendirmek suretiyle görevin belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Yine 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Uyuşmazlık eser sözleşmesine dayalı olarak verilen senetlerin bedelsizliğine ilişkindir. —–yapılan incelemede davacının tacir kaydının olmadığı anlaşılmıştır. Zaten dosya kapsamında tacir olduğuna ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Dava konusu yapımı üstlenilen taşınmaz konut niteliğinde olup, davacının tüketici konumunda bulunduğu davalının ise ticari amaçla hareket ettiği kanaatine varılmıştır. TKHK’nın 83. Maddesi uyarınca taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Dolayısıyla senetlerin davayı mutlak ticari dava kapsamına alması, işlemin tüketici işlemi olduğunu ve tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Nitekim benzer nitelikte —–“Dosya kapsamından, davacının kendisine ait dairelerin muhtelif tadilat ve dekorasyonu ile ilgili davalıyla yaptığı, yapılacak —- işin sayıldığı bir eser akdi söz konusudur. Bu anlaşmaya davacı bir miktar nakit para, iki adet de senet verilmiştir. 3502 sayılı kapsamında taraflar arasında tüketici işlemi söz konusu olduğundan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” gerekçesi ile görevli mahkeme belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davanın eser sözleşmesi kapsamında verilen senetlerin bedelsizliği iddiasıyla açılan menfi tespit davası olduğu, dava tarihinin—— tarihinde dava tarihinden önce yürürlüğe girdiği, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri gereği eldeki davanın mutlak ticari dava olmasının tüketici işlemlerinde Tüketici Mahkemelerinin görevli kılındığı amir hükmünü değiştirmeyeceği, dava konusu uyuşmazlığın da konuta ilişkin bulunduğu, davacının davalı karşısında tüketici konumunda bulunduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/01/2021