Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1667 E. 2021/1212 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1667 Esas
KARAR NO: 2021/1212 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/11/2014
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirketin—- beri ticari ilişki içerisinde olduğunu, davacı şirketin davalı şirket ile girdiği ticari ilişki sonucunda yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirdiğini, davacı şirket tarafından —- tutarındaki teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun—- tarihine kadar süresinin uzatıldığını, davacı şirket uhdesinde davalı şirketin herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, yine ——- seri nolu çekin müvekkil tarafından davalı şirkete verildiği savıyla müvekkili şirketin davalı şirkete borçluymuş gibi gösterildiğini, ancak müvekkili şirketin bu çek ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin davalı şirkete böyle bir çek vermediğini, davalı şirketin söz konusu teminat mektubunu paraya çevireceğini bu nedenle müvekkili şirketin borçlu olmadığı halde sahte ve müvekkili şirket yerine başkası tarafından imza edilen bir meblağı ödemek zorunda kalacağını ve böylece ticari itibarının sarsılacağını, müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle davacı şirketin —- seri nolu çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespit edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen—–sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacı ile davalı şirketin —- yılından beri ticari ilişki içerisinde olduğunu ticari ilişki neticesinde yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirdiğini, fakat davacı şirketin davalı şirkette —–meblağlı teminat mektubunun halen bulunduğunu, davalının bu teminat mektubunu halen kendilerine iade etmediğini belirterek, teminat mukabili teminat mektubunun tahsilinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, yapılacak yargılama sonucu teminat mektubunun istirdatını, davacı şirketin davalı şirkete borcu olmadığını tespitini ayrıca vekalet ücreti ile yargılama giderinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacının —- senesinde cari hesap üzerinden çalışmaya başladığını, müvekkilinden çektiği, çekeceği mallar için müvekkili şirkete dava konusu —- teminat mektubunun verildiğini, cari hesapta — yılları içerisinde verilen malzeme ve alınan ödemeler sonucunda — davacının davalı şirkete olan —- borcu devrettiğini, davalının cariden kaynaklanan alacağın tahsili için süresi dolan teminat mektubunu nakde çevirme yoluna gitme yerine davacıya teminat mektubunun süresini uzatarak ek süre tanıdığını, bu süre uzatmanın tam beş kez tekrarlandığını ancak davacı şirketin art niyetli olarak davalı şirkete borçlu olmasına rağmen menfi tespit davası açarak teminat mektubunu durdurmaya çalıştığını bununla da yetinmeyip aynı gün aynı tarihli başka bir dilekçe ile ayrı bir dava daha açtığını, davacı şirketin davalı şirkete borcuna istinaden verdiği —- bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle davacıya iade ettiğini, davacının davalıya —–çek verdiğini bu çekin de gününde ödenmediğini davalıyı sürekli oyaladığını, bunun sonucunda davalının davacı ile görüşmesine rağmen sonuç alamadığını, davalının teminat mektubunun davacının borç miktarı olan —– kısmını nakde çevirmek zorunda kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, cari hesapta — — yılları içerisinde verilen malzeme ve alınan ödemeler sonucunda —— borç devrettiğini, müvekkilinin cariden kaynaklanan alacağının tahsili için süresi dolan teminat mektubunu nakde çevirme yoluna gitme yerine davacıya teminat mektubunu süresini uzatarak ek süre tanıdığını, bu süre uzatmanın beş kez tekrarlandığını, davacının müvekkiline borçlu olmasına rağmen işbu menfi tespit davasını açtığını belirterek davacının haksız ve hukuki mesnetten uzak davalarının reddi ile dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava ilk olarak —– sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
—— sayılı kararı ile tarafları aynı olan dosya dosyamız ile birleştirilmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, asıl davada—– seri nolu çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu,—-davada ise; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile —-tutarındaki teminat mektubunun istirdatı ile davacıya verilmesine ilişkin dava olduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için dava konusu —– tutarındaki çekin davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı ve teminat mektubunun usulsüz şekilde nakde çevrildiğinin ispat edilebilmesi için davacının ticari defterlerinin incelenmesi gerekmektedir. HMK 222. maddesi gereğince mahkeme, tarafların talebi ile veya kendiliğinden tarafların defterlerinin incelenmesine karar verebilir. Davacının defterlerinde dava konusu çek ve cari borç ile ilgili kaydın olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinden, mahkememizce davacının defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup —— talimat yazılmış, talimat mahkemesince davacıya defter inceleme günü usulüne uygun tebliğ edilmiş, defterlerin sunulmamasının sonuçları ihtar edilmiş olmasına rağmen davacı tarafından defterler bilirkişi incelemesi için sunulmamış, bilirkişi ön raporunda da davacıların ve muhasebecilerin defaten aranmasına rağmen defterleri sunmadıkları belirtilmiştir. Davacının defterlerini sunmaması nedeniyle dava konusu çekin davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, dava konusu teminat mektubunun nakde çevrilmesini gerektirecek borç bulunup bulunmadığı davacı defterlerinde tespit edilememiştir. Davalının defterlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda ise özetle; davalı şirketin davacı şirketten dava konusu çekin karşılıksız çıkması nedeniyle iade işleminin yapıldığı tarih olan —– alacaklı olduğunun tespit edildiği rapor edilmiştir.
Davacı asıl dosyada ——çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, birleşen —-dosyasında ise; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verilen —– bedelli teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Yargılama devam ederken davalı tarafından teminat mektubunun —– kısmı nakde çevrildiğinden ve geri kalan kısmın bankaya iade edildiğinden davaya bu kısım yönünden istirdat davası olarak devam edilmiştir.
Asıl dava ile birleşen dava her ne kadar farklı çek ve teminat mektubu nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin ise de; aslında taraflar arasında tek borç ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafından bu borca ilişkin verilen çekin ödenmemesi nedeniyle teminat mektubunun kısmen nakde çevrildiği anlaşılmıştır.
Her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının gerekli ihtara rağmen ticari defterlerini sunmamış olması ve davalının defter kayıtlarına göre alacaklı olduğu belirlenmiş olduğundan davalının alacağı ispatlanmıştır. Davacı asıl davada dava konusu olan çeki bu borcun ödenmesine ilişkin verildiği ve bu çekin karşılıksız çıktığı davalının defterlerden tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından teminat mektubu kısmen nakde çevrilerek alacağı tahsil edilmiş ise ve asıl davaya konu borç bu şekilde son bulmuş ise de; davanın açıldığı tarihte davalının dava konusu çek nedeniyle alacağının mevcut olduğu, daha sonraki süreçte borcun tahsil edilmiş olması davacının menfi tespit talebini haklı kılmaz. Zira dava açıldığı tarihte davacının dava konusu çek nedeniyle borçlu olduğu değerlendirildiğinde asıl davada davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen——- dosyası yönünden ise; davalının defter kayıtlarına göre alacaklı olduğunun belirlendiği, davacının ise defterlerini sunmadığı, bu haliyle davalının alacaklı olduğunun ispat edilmiş olduğu ve davalının bu tutar kadar teminat mektubunu nakde çevirdiği, fazla tahsilat yapılmadığı anlaşıldığından birleşen dosya yönünden de davacının talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar ceza yargılamasında dava konusu çek üzerinde bulunan ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı belirlenmiş ise de; dava konusu bu çeke ilişkin asıl ticari ilişkide davacının borçlu olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Zira davacı ticari ilişkinin varlığını kabul etmekte ancak bu ticari ilişki kapsamında borcunun olmadığı şeklinde iddiada bulunmaktadır. Davalı alacaklı ise bu ticari ilişki kapsamında alacağının olduğunu ispat ederek davacının bu iddiasını çürütebilir. Davalının alacağını ispat etmesi halinde davacının borçlu olmadığı iddialarına itibar edilemez. Davalının alacağının ispatı açısından davacının defterlerinde bu alacağın kayıtlı olma ihtimali değerlendirilerek defter incelemesine karar verilmiş ve davacıya defterlerini sunması için ihtar yapılmasına rağmen defterlerini sunmamış ve defterlerin zayi olduğuna ilişkin herhangi bir mahkeme kararı da dosyaya sunmamıştır. davacının defterlerini sunmamış olması nedeniyle dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığı iddiasını ispat edememiştir. Davalı ticari defter incelenmesinde ise davalının davacıdan alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen dosya konusu borcun tek bir ticari ilişkiden kaynaklandığı, davalının alacağının olup olmadığının belirlenmesi için tarafların defterlerinin incelenmesine karar verildiği, gerekli ihtara rağmen davacının defterlerini sunmadığı, davalının defterlerinde yapılan incelemede ise ticari ilişkiden dolayı bakiye——–alacaklı olarak göründüğü, davalının alacağının miktarı kadar teminat mektubunu nakde çevirdiği, alacağından fazla tahsilat yapmadığı belirlenmiş olup, davacının defterlerini ihtara rağmen sunmamış olması nedeniyle HMK 222. Maddesi gereğince davacının defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden; davanın REDDİNE,
2-Birleşen ——— sayılı dosyası yönünden; davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
3-Peşin alınan ——– harcın karar kesinleştiğinde ve talep olması halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 94,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.585,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen ——- dosyası yönünden;
8-Peşin alınan 1.707,75-TL harçtan alınması gerekli 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.648,45-TL karar kesinleştiğinde ve talep olması halinde davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
12-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/11/2021