Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1349 E. 2018/964 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1349 Esas
KARAR NO : 2018/964 Karar

DAVA : Alacak (Sözleşme İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sözleşme İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 15/07/2013 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının—— adresinde bulunan tesisinde davacının ” danışma , yönlendirme, gözetim, saha kontrolleri, kapı giriş-çıkış kontrolleri, karşılama ağırlama, protokol ve sair işlerin” yapacağı hususunda anlaşıldığını, kendilerinin sözleşmede tanımlanan bu işleri yapması için gerekli olan tedbirlerin kendisine defalarca şifahi olarak, hırsızlık gerçekleştikten sonra da yazılı ve mail olarak düzenlenen güvenlik raporlarında 11 madde halinde bildirilen güvenlik önlemi kalemlerini davalının yerine getirmediğini, 09/09/2013 tarihinde davalının işyerinden hırsızlık olduğunu ve 600 metre uzunluğunda olduğu iddia edilen kablonun şantiyeden çalındığını, davalı tarafından, yapılan bildirim dikkate alınmamakla beraber çalınan kabloların bedelinin talep edildiği, ancak kendilerinin olayda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının muhataba bildirildiği, buna rağmen kablo bedelinin 3 gün içerisinde ödenmesinin davalı tarafından ihtaren bildirildiğini, ihtar sonrası kendileri tarafından şantiyenin istinat duvarlarının dışındaki kum birikintilerinin girişi kolaylaştırması nedeniyle güvenlik tedbirlerinin alınması aksi halde sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin davalıya bildirildiği, 31/10/2013 tarihinde davalı için güvenlik raporu düzenlenerek mail olarak gönderildiği ancak buna rağmen hiçbir işlem yapılmadığı, 2013 yılına kadar özel izin belgesinin alınmayacağı ve bu şekilde idare edilmesinin kendilerine beyan edildiği, davalının şantiyesinde yürütülen hizmet karşılığı, Eylül ayı 6.108,00-TL, Ekim ayı 7.465,33-TL ile Kasım ayı 6.108,00-TL tutarındaki danışmanlık ve güvenlik hizmet bedellerinin fatura ile talep edilmesine rağmen hiçbir ödemede bulunulmadığından toplam 19.681,33-TL ‘ye hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan sözleşme ile davacının kendi faaliyet alanına giren iş ve işlemleri yapmayı kabul taahhüt ettiğini, sözleşme hükümlerine göre işin gereği gibi yapılmaması nedeniyle davalının uğrayacağı zararları tazmin etmeyi davacının kabul ve taahhüt ettiğini, ——— bulunan şantiyeden 09/09/2013 tarihinde hırsızlık olması nedeniyle 3-4 saatlik zaman dilimi içerisinde davalıya ait 710 metre uzunluğundaki elektrik makara kablosu, 500 metre elektrik kablosunun çalındığını ve 150 metrelik kabloya da keserek zarar verildiğini, davacının bu durumdan ancak ertesi gün haberi olduğu ve davalıya bildirdiğini, hırsızlık olayının oluş biçimi, çalınan eşyalar, taşınması ve süresinin dikkate alınması gerektiği, oluşan bu zarar nedeniyle 29.886,20-TL +KDV olmak üzere 35.242,12-TL nin faturalandırılarak davacıdan talep edildiği, davacının sözleşmeye aykırı davranarak bu miktarı ödemekten imtina ettiğini, bu nedenle davalı oluşan zararın davacının alacağının mahsup etmek kaydıyla borç olarak işlendiğini, davacının güvenlik raporunu yazılı olarak olaydan 1,5 ay sonra düzenlendiğini, bu tutumunun iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, sonuçta güvenlik şirketinin ihmali sonucu gerçekleşen hırsızlık nedeni ile davalının zarara uğradığını, davacının hukuki ve mesnetsiz açtığı davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davalı şirketin şantiyesinde 09/09/2013 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, davalının sözleşme gereği güvenlik kulübesi, aydınlatma sistemi yapma vb edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşme ile yüklendiği edimlerini gereği gibi ifa edip etmediği, hırsızlık nedeniyle davalıda meydana gelen zarar nedeniyle tanzim edilen faturadan dolayı davacının sorumlu olup olmadığının ve neticede davacının davalıdan talep konusu kadar alacağı olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Dosya konusunda uzman bilirkişilere tevdii edilmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporunda; davacı güvenlik şirketinin yeteri kadar güvenlik tedbiri almayarak sözleşmeye aykırı davrandığını, davacı güvenlik şirketinin sözleşmeye aykırı davranışında kusurunun % 60 oranında bulunduğu, 35.242,12-TL zararın, 21.145,27-TL sinden davacının sorumlu olduğu, davalı iş sahibinin ise denetim ve gözetim yükümlüğünü yerine getirmeyip, gereken tedbirleri almaması nedeniyle % 40 oranında kusuru olduğu, davalı tarafından zararının tazminine ilişkin usulüne uygun harcı yatırılmış bir davada talep edilmediği, davacının iş bu dava konusu 19.681,33-TL tutarındaki ücret alacağının davalının uğradığı zarara mahsup edilip edilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, şeklinde raporunu sunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı , toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ;
Taraflar arasında 15.07.2013 tarihli Hizmet Sözleşmesinin imzalandığı, Sözleşme kapsamında davacının, davalının ait ————- bulunan Şantiyesinde, danışma, yönlendirme, gözetim, saha kontrolü, kapı giriş-çıkış kontrolü, karşıla, ağırlama, protokol hizmetlerini sunmayı taahhüt ettiği, davalının bu hizmet karşılığında belirlenen aylık ücreti ödemesinin kararlaştırıldığı,
Davacı tarafça sözleşme konusu işin görülmesi sırasında Şantiyede hırsızlık olayının gerçekleştiği, bu kapsamda davalının oluşan zararı davacıdan Ankara ————-. Noterliğinin 26.09.2013 tarih ve ——————- nolu İhtarnamesi ile talep ettiği, davacı tarafça davalı zararının karşılanmasına yanaşılmadığı, buna karşılık olarak da davalının, davacının Eylül-Ekim-Kasım Sözleşme ücretini ödemediği ve davacı tarafça anılan sözleşme bedellerinin tahsili için iş bu davanın açıldığı belirlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 112. maddesi hükmü; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklindedir.
Anılan Kanunun 114. maddesinde; Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir…. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
6098 sayılı Kanunun 116. maddesi hükmü; “Borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür…. Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür” şeklindedir.
Taraflar arasında akdedilen 15.07.2013 tarihli Sözleşmenin 4. maddesinde; davacının veya personelinin, mevzuata aykırı işlem, eylem ve faaliyetleri ile işlerini ifa ederken gerek davalıya gerekse davalı mallarına veya personeline ya da üçüncü şahıslara verebilecekleri zararlardan davacının sorumlu olduğu kararlaştırılmıştır. Anılan hüküm ve yukarıda zikredilen kanun hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapıldığından, söz konusu şantiyenin güvenlik işini üstlenen davacının, çalıştırdığı personelinin sözleşme konusu işi gereği gibi yapmayarak ihmali davranışı neticesi oluşan davacı zararından sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda içlerinde Güvenlik Uzmanınında bulunduğu Bilirkişi Heyeti tarafından belirlenen davacı ve davalının kusur durumları da dikkate alınarak, sözleşme konusu işin davacı tarafça gereği ifa edilmemesi sebebiyle davacının, davalı zararından anılan yasa hükümleri ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca sorumlu bulunduğu, dolayısıyla davalı tarafça davacı taraf sorumluluğuna denk gelen kısmı aşmayan sözleşme ücretinin ödenmemesinde yasal mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı, bu kapsamda davacının davacıdan talep edilebilir bir alacağı bulunmadığı sonucuna varılmış ve anılan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2- Alınması gerekli 35,90 -TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 336,15- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 300,25- TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20- TL. başvurma harcı, 336,15- TL peşin harcın toplamı olan 361,35- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedelin 31,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı taraf için takdir olunan 2.361,76- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı