Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1315 E. 2020/563 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1315 Esas
KARAR NO : 2020/563

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/07/2014
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- adına kayıtlı ———–sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın —— karayolu koşuyolu mevkii üzerinde müvekkilinin babası olan …’ın sevk ve idaresindeki —– plakalı araca çarptığını, kaza nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——- sayılı soruşturma dosyası ile dava açıldığını, sürücü ——-suçu sabit bulunarak cezalandırılmasına karar verildiğini, aynı dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde kazanın oluşumunda —–kusurlu bulunduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin sağ bacağının diz üstünden kırılmasına ve 2 adet platin takılmasına neden olduğunu, müvekkilinin tedavi ve cerrahi operasyonlarının —– Hastanesi’nde yapıldığını, müvekkili …—– doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 8 yaşında olduğunu ve ilkokul —– Sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle uzun süre okuluna devam edemediğini, ayrıca kazanın vücut bütünlüğü üzerinde yol açtığı hasarlar nedeniyle de bundan sonraki hayatında yapacağı çalışmalarda başkalarına nazaran daha çok emek ve zaman harcamak zorunda kalacağından maddi zarara uğradığını, kazaya sebebiyet veren araç sigortacısı —– çalışılamayan süre ve efor kaybından doğan zararların giderilmesi için 17/06/2014 tebliğ tarihli ihtarnamede bulunduklarını, efor kaybından ve çalışılamayan süreden kaynaklı maddi zararların tazmini için şimdilik 20.000,00-TL davalıdan bildirim tarihine göre 27/06/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte maluliyet oranının tespiti için dosyanın ATK —–. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur oranının tespiti için —-Dairesi’ne dosyanın gönderilmesinin gerektiğini, davacının talebine konu geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi 6111 sayılı yasa gereği teminat yasa gereği teminat dışı olduğundan davanın reddi gerektiğini, Yargıtay kararları gereğince, geçici iş görmezlik tazminatı tedavi giderleri kapsamında olduğundan 6111 yasa gereği —- tarafından karşılanması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere söz konusu davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faiz yasal faiz olması gerektiğini, davaya konu aracın hususi araç olduğunu faizin yasal faiz olması gerektiği bu sebeple davacının talepleri içerisinde geçici iş görmezlik tazminatı bulunması durumunda 6111 sayılı yasa gereği sorumluluklarının kalmadığından davanın reddinin gerektiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, dava dışı sürücü —- plakalı araç ile davacı küçüğün babasının sevk ve idaresindeki —- günü karışmış olduğu kazada, davacı küçüğün yaralanması sebebiyle —- plakalı aracın sigortacısına açılmış bulunan sürekli ve geçici iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce hasar dosyası, davacının hastane kayıtları celp edilmiş, maluliyet raporunun alınması için dosya—– Kurumuna gönderilmiştir.—- tarihli maluliyet raporunda özetle: “Davacının —- tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının —– tarih ve —– sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan çalışma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olabilecek düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 22/09/2013 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır. Davacının maluliyet raporuna itirazları üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu —–. İhtisas Üst Kurulu’ndan rapor alınmıştır. İstanbul Adli Tıp Kurumu —- İhtisas Üst Kurulu’nun —— tarihli raporunda özetle: “Davacının ——– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması —– sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan çalışma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olabilecek düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin 22/09/2013 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır. Mahkememizce 26/02/2019 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı uyarınca; Adli Tıp Kurumu raporunun —– tarih ve —- sayılı Resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hazırlandığı,kaza tarihinin 22/09/2013 olduğu 01.09.2013 tarihinden itibaren Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği anlaşıldığından, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre rapor alınmak üzere dosya ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı —–. İhtisas Kurulu Başkanlığı’nın ———– tarihli raporda özetle: “Söz konusu yönetmeliğin çalışma gücü kaybı(malulen emeklilik) ile ilgili bir— olduğu, meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespitine yönelik Ek cetveli ve çizelgeleri içermediği cihetle olay tarihinde ve halen Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nden yararlanıldığı, kurulumuz tarafından değiştirilecek bir husus olmadığı” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır.
ATK raporu alındıktan sonra dosya kusur ve hesap raporu alınmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyetinin ——- tarihli raporda özetle: “Meydana gelen olayda dava dışı —– plakalı aracın sürücüsü —– oranında kusurlu olduğunu, — plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğunu, davacı yolcu ..— olayın oluşumunda kusursuz olduğunu, dava dışı park halindeki —– plaka sayılı otobüsün olayın oluşumunda etkenliğinin bulunmadığını, davacının kaza tarihinde 8 yaşında ve öğrenci olmakla henüz gelir elde etmediğinden, davacının kaza tarihinden itibaren 9 aylık geçici iş göremezlik süresine ait efor kaybının karşılığı olan zararının, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda Asgari Geçim İndirimi tenzil edilmiş net asgari ücretler esas alınarak hesaplandığında, Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, davacının olay tarihinden itibaren 9 aylık geçici iş göremezlik süresi boyunca %100 malul kaldığının kabulü ile hesaplama yapıldığını, davacının olan tarihinde 8 yaşında öğrenci olduğunu ve henüz aktif çalışmasına başlamadığı dikkate alındığında hesaplamaya konu kazada, davacıya — tarafından iş kazası ve meslek hastalığı sigorta dalından, davalı … şirketine rücu edebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapılmadığı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamadığı, davacının davalı …— talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 6.775,42-TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuşlardır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf, davacının kaza tarihinde gelir getiren bir işte çalışmaması sebebiyle geçici iş göremezlik tazminat hakkı doğmadığını beyan etmiştir.
Dosya bir bütün olarak incelendiğinde; Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanan davacının maluliyetine yönelik raporda, kaza nedeniyle sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı, yalnızca geçici iş göremezlik zararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı 2005 doğumlu olup kaza tarihinde 8 yaşındadır. Kaza tarihinde gelir getiren bir işte çalışmamaktadır. Bu nedenle geçici iş göremezlik talep edemeyeceği kanaatine varılmış ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda efor kaybına ilişkin hesap yapılmış ise de, efor kaybı tazminat hesabı sürekli maluliyetin varlığı halinde göz önüne alınması gereken bir husus olup, eldeki davada sürekli maluliyetin varlığı söz konusu değildir. Nitekim benzer mahiyette Yargıtay ———.HD’nin —– Sayılı ilamında:”Küçük — kaza tarihinde henüz 15 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği gibi bu yönde de talebi yoktur. Hesap bilirkişisinin Efor tazminatı olarak tarif ettiği durum sürekli maluliyetin varlığı halinde gözönüne alınması gereken bir husus olup, tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesini içermektedir. Yine Yargıtay —- HD’nin —— Sayılı ilamında:”Somut olayda davacı —–kaza tarihinde 15 yaşında lise öğrencisi olup hükme esas alınan Adli Tıp raporuna göre davacı küçüğün sürekli maluliyetinin olmadığı iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük için kaza tarihinden itibaren 9 ay geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı küçük bakımından 6.840,86 TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiştir.Davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağına ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre; davacı çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir. Yine emsal nitelikte ———Sayılı ilamı mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, Mahkememizce alınan ATK raporu, içtihatlar birlikte değerlendirildiğinde; davanın dava dışı sürücü —- sevk ve idaresindeki —-araç ile davacı küçüğün babasının sevk ve idaresindeki ————-günü karışmış olduğu kazada, davacı küçüğün yaralanması sebebiyle —- plakalı aracın sigortacısına açılmış bulunan sürekli ve geçici iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat davası olduğu, hükme esas alınan ATK raporuna göre davacının sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı ve yalnızca geçici iş göremezlik süresinin hesaplandığı, davacının kaza tarihinde 8 yaşında olduğu, gelir getiren bir işte çalışmadığından geçici iş göremezlik zararının doğmadığı anlaşılmış, ATK raporuna göre sürekli iş göremezlik zararı da bulunmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar hesap bilirkişisince geçici iş göremezlik sürecine bağlı efor kaybı hesabı yapılmış ise de yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca efor kaybının sürekli maluliyetin varlığı halinde yapılması gereken bir hesap olduğu anlaşılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 68,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 13,95-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- Tarifesi 13. madde uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.