Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1268 E. 2019/241 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/592 Esas
KARAR NO : 2019/159 Karar
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 02/06/2015
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin yönetim kurulu üyeleri olan davalı gerçek kişilerin, davacı şirketin bilgisi ve onayı dışında davalı ————- ortak ve sorumlu müdür olmaları ve davacı adına çalışan kişileri kendi kurdukları firmaya taşımaları ve akabinde davalılardan ———— şirketi ile birlikte haksız kazanç elde etmek uğruna yapmış oldukları ve mesnetsiz sözleşme fiiller nedeniyle doğmuş bulunan ve hali hazırda devam eden zararların tazmini için iş bu davayı açtıklarını, davalı ———- şirketi ile dava dışı——–arasında — tarihinde —- markasının hazır ürünlerinin ——– sınırları dahilinde tek ve genel yetkili ithalatçısı ve dağıtıcısı olarak distribütörlük sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirket yönetim kurulu başkanı olan ——— aynı zamanda———– yetkili müdürü ve %90 hissedarı olup söz konusu sözleşme doğrultusunda—–ürünlerinin tanıtımı, dağıtımı işlemleri için davalı ——– şirketinin bilgisi ve yönlendirmesi doğrultusunda davacı şirketin kurulduğunu, davalılardan ——…’ın da davacı şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyeleri olduklarını, müvekkilinin ticari işlerini mükemmel yapabilmek için depolama alanları hariç yaklaşık —- m2 kapalı alana sahip bir plazayı kiraladığını, ayrıca lojistik ve depolama ihtiyacını karşılamak için—–m2’lik bir alanı kiraladığını, ürün dağıtımı için —- araçlık filo kurmayı hedeflediğini, ——- firmasından belirli periyotlarla satın alma konusunda anlaşma yapıldığını, —– adet araç satın alındığını, gerekli reklam ve tanıtım hazırlıklarının yapıldığını, gerekli donanımın kurulduğunu, böylelikle alt yapısı hazırlamış olan davacı şirketin ———–markalı ürünleri tüm yurt çapında tanıtım, dağıtım ve satışa arzı amacıyla birçok önemli parekende şirketleri ile toplam değeri yüzbinlerce Euro olan tedarikçilik- satıcılık sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşmelerden doğan önemli yükümlülük ve sorumluluklarının bulunduğunu, dağıtıcı firmalara soğutucuların dağıtıldığını, reklam amaçlı bedelsiz ürün ve promosyon dağıtıldığını, bu harcamaların yüz binlerce Dolara karşılık geldiğini, bu kapsamda yaklaşık ———Euro yatırım yapıldığını, bunun sonucunda müvekkilinin söz konusu süreç içinde —–Litre civarında—– markalı ürün ithalatında bulunduğunu ve dağıtımını yaptığını, markanın önemli bir pazar payı elde ettiğini, bu gelişmelerden sonra davalı ———- söz konusu distribütörlük sözleşmesini feshettiğini, davalılardan … ‘e e-mail yoluyla bildirmiş olduğunu öğrendiklerini, yönetim kurulu üyesi olan bu davalının, fesih iradesini müvekkili şirkete bildirmediğini, bu durumun anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesinin sadakat borcuna aykırı olduğunu ve davalının diğer davalılar ile birlikte hareket ettiğini gösterdiğini, müvekkilinin çalışmaları sonucu ——- markasının önemli bir pazar payı elde ettiğini, bundan istifade etmek isteyen davalıların davacıyı dışlayarak ———- distribütör olarak tayin ettiklerini, davalılar ———– davacı şirket yönetim kurulu üyesi iken TTK 335.maddesinde düzenlenmiş olan rekabet yasağına aykırı olarak davalı şirkete ortak ve müdür olduklarını, —– tarihinde davalı şirketin hisselerini alarak ortak olduklarını, ayrıca ————— yıl süreyle şirket müdürü olarak atandığını, TTK 335.maddesinde düzenlenen rekabet yasağının ihlal ettiklerini, davalı yönetim kurulu üyelerinin bu davranışları ile ve davacı şirketin çalışanlarını kendi bünyelerine katmak suretiyle distribütörlük sözleşmesi imzalamalarının TTK 56.maddesinde düzenlenen haksız rekabet niteliğinde olduğunu, bu haksız rekabet eylemleri sonucu müvekkilinin çok ciddi maddi ve manevi zararlara uğradığını, distribütörlük sözleşmesinin haksız fesih sonucu zarara uğradıklarını, bu davranışlar sonucu müvekkili şirketin iktisadi geleceğinin son bulma tehlikesi ile karşı karşı kaldığını, davalıların neden olduğu maddi zararların sona erdirilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek sonuçta, davalılarca yapılan haksız rekabetin menine, davalıların haksız rekabet ve haksız fiillerinin yol açtığı maddi zarar ve ziyanının, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik —–TL’lik kısmının tazminine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:Davalılar———— vekili savunmasında özetle: ——-markasının oldukça köklü bir marka olduğunu, müvekkilleri —- marka sahiplerinde olan dostlukları neticesinde, bu markanın —- tek satıcılık yetkisine talip olduklarını, tek satıcılık sözleşmesi yapılmak üzere …üzerinden işlem yaptıklarını ve bu şirketle davalı … arasında ek-1 ‘de sunulan yetki sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili gerçek kişilerin …’de %15’er oranında ortak olduklarını ve yönetim kurulu üyesi seçildiklerini, diğer yönetim kurulu üyesinin —-olduğunu, —- tarihinde tek temsilcilik sözleşmesinin imzalanmasıyla birlikte müvekkillerinin onayı olmaksızın diğer ortağın gereksiz ve aşırı yatırım yapmaya başladığını, bu yatırımların tamamının- —– adına yapıldığını, —– yılı sonu itibariyle şirketin faaliyetlerini sürdüremez hale gelip icra takiplerine muhatap olduğunu, davalı … şirketinin, ———-tarafından Nisan —- de satın alınıp halen bedeli ödenmeyen meyve sularının bedeline mahsuben —- Euro tutarlı banka teminat mektubunu nakde çevireceğini —– tarihinde bildirdiğini ve bakiyenin ödenmesini istediğini, bakiye bedellerin ödenmemesi üzerine —— tarihinde tek satıcılık sözleşmesinin ek-3’de sunulan yazıyla feshedildiğini, tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesi üzerine müvekkili gerçek kişilerin davacı şirketin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiklerini ve bakiye borcu üstlendiklerini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, yatırımların başta —– adına yapıldığını, ancak başka seçenek kalmadığından, davacı şirketin devreye sokulduğunu, orada bir oldu bitti yapılarak ana sözleşmeye eklenen bir geçici madde ile ——tek yetkili atanmış gibi hareket ettiğini, büyük kapalı alanlar ve depo kiralandığı iddialarının gerçek olmadığını, daha küçük alanlar kiralandığını, ancak kira bedellerinin bile ödenmediğini, çok sayıda abartılı rakamlarla araç alındığı ve alınacağı iddiasının doğru olmadığını, iki milyon Litre meyve suyu alınıp satıldığının gerçek dışı olduğunu, ithal edilen ürün bedellerinin bile ödenmediğini, davalı … şirketinden toplam —– Litre ürün alındığını, bu ürün bedelinin—- Euro yaptığını, sadece —-Euro ödeme yapıldığını, bunun dışında bir ödeme yapılmadığını, bir de —– Euro’luk banka teminat mektubunun nakde çevrildiğini, bu durumda bakiye —– Euro borcun ödenmemiş olduğunu, davacının—— Euro yatırım yaptığı iddialarının doğru olmadığını, diğer ortakların sermaye koymadıklarını, yapılan harcamaların ithal edilen mal bedellerinden ve şirket adına çekilen kredilerden harcandığını, davacının bu konularda somut delil sunmadığını, şirkete ait önemli miktarda paranın diğer ortak tarafından buharlaştırıldığını, tek satıcılık sözleşmesinin gereklerinin yerine getirildiği iddiasının doğru olmadığını, çünkü şirketin —- yılı sonunda ödeme güçlüğü içine girdiğini, —- yılı Ocak ayında ödemelerin tatil edildiğini, dava konusu olaydan davacı şirketin herhangi bir zararı olmadığını, zarar olsa bile bunun davalılardan kaynaklanmadığını, davacı vekilinin, davalı yabancı şirket ile davalı …’in anlaşmak suretiyle tek satıcılık sözleşmesini feshettiği ve bundan davacının haberi olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, çünkü davalı yabancı şirketin ——— tarihinde borçların ödenmesi yönündeki ihtarı üzerine————-şirketinin tek temsilcisi ve bu davayı açtıran———– tarihli yazıyla davalı yabancı şirkete cevap verdiğini, bu yazının ek-17’de sunulduğunu, yine ek —ve -‘da sunulan yazıların da davacının bu iddiasını çürüttüğünü, davacının, tek satıcılık sözleşmesinin feshinden haberdar olduğunu, müvekkili gerçek kişi davalıların ——— tarihinde noter marifetiyle çektikleri ihtarnameyle ve özünde —– tarihinde şirkete haciz gelmesi sonucu fiilen yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldıklarını, yönetim kurulu üyelikleri sona eren müvekkillerinin TTK 335.maddesi uyarınca yükümlülüklerinin bulunmadığını, TTK 335.maddesine göre dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren 3 ay olduğunu, istenen ihtiyati tedbirlerin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ———– vekili savunmasında özetle: Davacının, haksız olarak feshedildiğini iddia ettiği —– tarihli tek satıcılık sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu sözleşmenin dava dışı ———— ile müvekkili arasında imzalandığını, o sözleşmenin de müvekkiline yöneltilen davanın dayanığı yapıldığını, davacının sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davacı sıfatının bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı şirketin, müvekkili şirketin yönlendirmesiyle kurulmadığını, davacı şirketin müvekkilinin bilgisi dahilinde kurulmadığını, bu yöndeki iddiaların doğru olmadığını, bu konuda müvekkilinden onay istenmediğini, kaldı ki davacının müvekkiline ait unvanı izin almaksızın kullandığını, bu durumun TTK ve 551 sayılı KHK hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkili tarafından yapılan tüm yazışmalarda muhatabın—– Şirketi olduğunu, davaya bakma konusunda —– Mahkemelerinin yetkili olmadığını, mahkememizin yetkisiz olduğunu—–…. Şirketi ile imzalanmış olan tek satıcılık sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı sebeplerle feshedildiğini, çünkü anılan şirketin taahhüt ettiği miktarda mal alımı yapamadığını, ayrıca alınan mal bedellerinin ödenmediğini ve temerrüde düştüğünü, ihtara rağmen ödemenin yapılmaması sonucu sözleşmenin haklı sebepten feshedildiğini, davacının yaptığını iddia ettiği masrafların gerçek dışı ve abartılı olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEMEveGEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshi sonucu uğranılan zararların tazmini, şirket yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağı hükümlerini ihlal etmeleri sonucu uğranılan zararların tazmini ve haksız rekabetin meni, haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararların tazmini isteklerine ilişkindir.
Davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davalı … ve —–davalı ———-ortak ve sorumlu müdür olmaları ve davacı şirket çalışanlarını kendi kurdukları firmaya geçirmeleri, ardından da ——-. İle sözleşme imzalamaları ve bu kapsamda yürüttükleri ticari faaliyet dolayısıyla davacıyı zarara uğratıp uğratmadıkları ve eylemlerinin rekabet yasağına aykırı olup olmadığı, tüm davalıların eylem ve faaliyetlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı araştırılmış, bu çerçevede deliller toplanmış ve Mahkemece dosya mali müşavir, haksız rekabet alanında uzman bilirkişi ve ekonomi-işletme alanında uzman bilikişilerden oluşan heyete verilerek rapor alınmış, Bilirkişi Heyet raporunda; davalı ——– imzalanan distribütörlük sözleşmesi kapsamında ithalatları gerçekleştirildiği tespit edilen dava dışı …ile davacı şirketin defterlerini ibraz etmediği, sözleşme döneminde alımları gerçekleştirilen mal bedellerinin anılan şirketler tarafından ödendiğine ilişkin belgelere dosya kapsamında rastlanmadığı, öte yandan davalı —— tarafından dosyaya sunulan bilgi, belge, hesap özeti, dayanak faturalardan anılan sözleşmenin feshi öncesinde—— -Euro tutarındaki faturaların ödeme tarihlerinin geçirilmiş olduğu, dava dışı …nin —- tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, dosya kapsamında toplanan delillere göre davacı şirketin sözleşme dönemine ilişkin alımlarının oldukça düşük kaldığı,—— tarihinden sonra düzenlenen faturaların davalı ——- tarafından düzenlenen faturalar olduğu, davacı şirketin dava konusu sözleşme döneminde yaptığı satışların toplam değerinin, sözleşmeye konu ürünlerin stok değişimler ile brüt satış karlılığı ve faaliyet karlılığına ilişkin tespit ve sonuçlara ulaşılmasının dosyaya sunulu belgelere göre mümkün olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkemece verilen —– tarih ve—– Esas,—- Karar sayılı Karar ile; davacı vekilinin ticari defterlerin çalındığını beyan ettiği, ancak buna dair somut bir kanıt sunmadığı, ayrıca zayi belgesi verilmesi için dava açmadığını da beyan ettiği, ticari defterlerin çalındığı iddiasının soyut olup kanıtlanamadığı, bu nedenle davacının ticari defterleri ibraz etmekten kaçındığı sonucuna varıldığı, dosya kapsamında ve bilirkişi raporu içeriğinde, davacı şirket ile davalı … şirketi arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna, ———ile imzalanmış olan tek satıcılık sözleşmesinin, davalının muvafakatı ile davacı şirket üzerinden yürütüldüğüne dair kanıt sunulmadığı, faturaların ve yapılan işlemlerin——-üzerinden yapıldığı, davalı … şirketinin yazışmalarında———— Şirketi ile muhatap olduğu, davalı …’in tek satıcılık ilişkisini davacı şirket üzerinden yürüttüğüne dair bir kanıt sunulmadığı, tüm ticari ilişkinin ——- ile yürütüldüğü, davacının tek satıcılık sözleşmesinin tarafı olmadığı kanaatine varıldığı, davalılara karşı böyle bir dava açmak için davacı sıfatı bulunmadığı, davacının, tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshedildiğini, davalı ——- ile tek satıcılık sözleşmesi yapılmak suretiyle kendisine zarar verildiğini, haksız rekabet yapıldığını iddia etmiş ise de, bu iddiaların sözleşme ilişkisine bağlı olup davacının sözleşmenin tarafı olmadığı, bu nedenlerle davalı şirketler yönünden, davacının davacı sıfatı bulunmadığından davalı şirketler aleyhindeki davanın reddedilmesi gerektiği, davalı gerçek kişilerin, davacı şirket yönetim kurulu üyesi oldukları halde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandıklarını, davacı şirket çalışanlarını davalı şirkete aktardıklarını, rekabet yasağı hükümlerini ihlal ettiklerini ve haksız rekabet yaptıklarını iddiasına ilişkin olarak ise; davalı gerçek kişilerin davacı şirkette ortak ve yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte, her iki davalının —– Noterliğinin —– tarihli istifanamelerini düzenlemek suretiyle şirket yönetim kurulu üyeliklerinden istifa ettiklerini, bu istifaların davacı şirkete tebliğ edildiği, yönetim kurulu üyelerinin istifası ile rekabet etmeme yükümlülüklerinin sona ereceği, kaldı ki davalı tarafın, tek satıcılık ilişkisinin haklı sebeplerle feshedildiğini, bundan sonra davalı şirket eliyle tek satıcılık faaliyetlerinin sürdürüldüğünü savunduğu, davacı şirketin akdi ilişkinin de tarafı olmadığı gibi, davalı gerçek kişilerin aynı zamanda ————— Şirketinin ortağı oldukları dikkate alındığında, davalıların, tek satıcılık sözleşmesinin haklı sebeplerle ——- tarafından feshedilmiş olduğu savunmasının önem taşıdığı, buna dair belgeler dosyaya sunulduğu, davacı tarafın gerek davacı şirketin, gerekse ——-Şirketinin ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, dosyaya sunulan deliller davalı … sözleşmeyi fesihte haklı gerekçeleri olduğunu, bu durumda, davacıların rekabet yasağı kurallarını ihlal ettiği- ve haksız rekabet yaptıkları iddiaları kanıtlanamamış olduğu, yine davalı gerçek kişilerin yönetim kurulu üyesiyken sadakat yükümlülüklerini ihlal ettikleri iddiasının da somut deliller ile kanıtlanmadığı, dosyaya sunulan deliller, cevap dilekçesi ve ekindeki belgeler birlikte değerlendirildiğinde, tek satıcılık sözleşmesinin feshinden davacı şirket yetkililerinin haberdar olduğu sonucuna varıldığı, şirket yöneticilerinin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun varlığının kanıtlanamadığı, davalı—————- ile davalı yabancı şirket arasında tek satıcılık sözleşmesi imzalandığının ihtilafsız olduğu, davacının tek satıcılık sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle bu sözleşmeye dayalı taleplerinin dinlenemeyeceği, bu sebeple, davalı gerçek kişilerin———– ortak ve yönetici olmaları ve tek satıcılık ilişkisi kurmalarının davacı açısından haksız rekabet oluşturmayacağı, bu davalıların davacı şirket çalışanlarını davalı şirkete aktardıkları yönündeki iddiaların kanıtlanamadığı, kaldı ki davacı şirketin bu sebeplerle bir zarara uğradığı iddiasını da kanıtlayamadığı, bu nedenlerle davalı gerçek kişiler aleyhindeki dava esastan reddedilmesi gerektiği kanaatine varılarak davacının davalılar ———–hakkındaki davasının davacının, davacı sıfatı (aktif dava ehliyeti) bulunmaması sebebiyle reddine, gerçek kişiler hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyası —– tarihinde temyiz edilmiş ve—— tarihinde Yargıtay 11. Hukuk dairesine gönderilmiştir.
Dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/9000 Esas, 2014/16535 Karar nolu kararıyla; “mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar …,——–. ve ————yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin, davalı … yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise; davacı tarafın şirket yönetim kurulu üyesi olan davalının rekabet yasağı hükümlerine aykırı hareket ederek şirketi zarara uğrattığı iddiası karşısında, dosya kapsamı itibariyle davalının davacı şirkette yönetim kurulu üyesi iken, —–tarihinde istifa ettiği, —- tarihli hisse devir sözleşmesiyle daval—— bir kısım ortaklık hissesini devraldığı ve —– tarihli ortaklar kurulu kararıyla da 10 yıl süre ile davalı şirkete müdür olarak atandığı anlaşıldığından davalının, davacı şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği tarihten önceki dönem yönünden rekabet yasağına aykırılık teşkil eden eylemleri bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden ve gerekirse bu döneme ilişkin tazminat talebi konusunda ek rapor alınmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bu davalı yönünden bozulmuştur.
Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilen dosyada, bozma kararına uyma kararı verilmekle, bozulan kısım yönünden yeniden yapılan yargılama sonucunda; dosya dosyaya rapor sunan Bilirkişi Heyetine verilerek ek rapor alınmıştır. —– tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda; davalı …—- dava dışı firmanın hisselerini satın aldığı —— tarihinden ve sözleşmenin feshedildiği —– tarihinden önceki süreçte davacı şirket ile haksız rekabet yasağına aykırı bir harekette bulunduğuna yönelik işlemler ile ilgili verilere rastlanmadığı, bu durumda —–davacı şirket ile rekabet yasağına aykırı bir harekette bulunup bulunmadığı yönünden önemli görünen zaman aralığının, davalının davacı şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa tarihi olan —– tarihinden geriye yönelik olarak davalılardan——- hisselerini satın aldığı —– tarihine kadarki dönem olduğu, dava konusu sözleşmenin feshinden yaklaşık bir ay sonra davalılardan İ——-i hisselerini alan —–, davacı şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifasına kadar geçen dönemde, dava konusu sözleşme kapsamında rekabet yasağına aykırı eylemleri bulunduğundan söz etmenin güç olduğu, bununla birlikte davacı taraf iddiaları ve bu bağlamda davalının rekabet yasağına aykırı eylemlerinin bulunduğuna gerekçe olarak ileri sürülen hususların kabulünün mahkemenin takdirinde olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi ek raporu ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay bozma kararında belirtilen döneme ilişkin olarak, davacı tarafça ticari defter ve kayıt sunulamaması, belirtilen döneme ilişkin davalının rekabet yasağına yönelik somut faaliyetleri ve davacı zararının bulunup bulunmadığının dosya kapsamına göre toplanan delillere göre açık bir şekilde tespit edilememesi ve de bilirkişi heyet raporunda yer alan tespitlere göre davacının davalı … hakkında açmış olduğu davanın reddine, diğer davalılar hakkında Mahkememizce verilen karar Yargıtay Bozma kararı kapsamı dışında bırakıldığından ve kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-… hakkında açılan davanın Reddine,
2-Diğer davalılar hakkında Mahkememizce verilen karar Yargıtay Bozma kararı kapsamı dışında bırakıldığından ve kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2- Alınması gerekli 44,40- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.350,00- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.305,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar için takdir olunan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ——– Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/02/2019