Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1140 E. 2022/398 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1140 Esas
KARAR NO : 2022/398Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı taraftan —– aldığını, satın almış olduğu —— için davalı tarafın —–irsaliyelerde gözüken ve ——bedelli faturayı tanzim ederek verdiğini ve müvekkilin aldığı bu —— ödemeye başladığını, ödemeler sırasında müvekkilinin —–satın aldığını, —— ödemeler konusunda anlaştığını ve bu şirketle hesap ——– bağladığı bu firmaya kalan borcu olan —– de davalı tarafa temlikine muvafakat ettiğini, böylece davalı şirkete müvekkilinin borcunun makine bedeli — gelen borç toplamı —- baliğ olduğunu, buna karşılık davalı şirkete toplam — ödeme yapıldığını, müvekkilinin toplamı —- ödeme yapmış olmasına ve —-borcu kalmasına rağmen davalının —-temlik aldığı ve müvekkili şirketin borcu olan ——- ile takip yaptığını, bu takip üzerine müvekkilinin takibe itiraz edeceği yerde iyi niyetli borçlu olarak davalı şirket ile ödemeler yaptığı miktarın borca mahsup edilmesi için görüşmeler yaptığını, bu konuda sözlü mutabakatlar yapılmış ise de davalı tarafın müvekkili aleyhine işlemlere devam ettiğini ve müvekkilinin diğer kule vinçlerine haciz uygulattığını, müvekkilinin ise alacaklı davalı ile hesap —– yapıp kalan borcu ödeme niyetinde olmasına rağmen bu konuda anlaşma sağlayamadığından borç miktarının tespiti ve ödenen kısmın mahsubunun yapılması hususunda işbu menfi tespit davasının açıldığını beyan ederek hesap dökümü ve ödemeye ilişkin makbuzlarının dikkate alınarak müvekkil şirketin davalı şirkete olan borcunun tespit edilmesini, ödemelerin borçtan mahsup edilmesini, kalan borçlarının ——– olduğunun tespitini, dava süresince icra takibinin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıya toplam borcunun —- olduğunu davalı tarafça da bunun kabul edildiğini, bu borç için davalıya toplam —- ödeme yapıldığını, böylece —– borç kaldığını, davalı ile anlaşılmaya çalışıldığını ancak davalının buna yanaşmadığını, bu nedenle menfi tespit davası açılmak zorunda kalındığını, —– faiz uygulaması şartının yasal olarak geçerli olmadığını, zira bunun sözleşmeye bağlanması gerektiğini, kaldı ki fatura bedelinin kısa sürede ödendiğini, davalının ——- sayılı dosya borcu dışında yapılan ödemelere itirazı olmadığını, bu borcun da ciro yoluyla geçen senetten kaynaklandığını, senet borcunun tahsil edilip edilmediğinin bilinmediğini, yapılan ödemelerin borçtan mahsubu ile davanın kabulüne, —– biri dışındakiler üzerindeki haciz ve muhafaza işlemlerinin ve araç üzerindeki haczin kaldırılarak taraflarına teslimini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafça davacı adına tanzim edilen —– tutarlı faturada ödeme süresinin —- olduğunu ve bu süre içinde ödenmediği takdirde —– farkı uygulanacağının belirtildiğini, davacı tarafça belirtilen süre zarfında fatura bedelinin ödenmediğini, borcun muaccel olduğu tarih itibarıyla geçime cezası ile o tarihteki ticari faizden davacı tarafın sorumluluğunun bulunduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde yazılı ödeme tablosunda belirtilen ödeme kalemleri dikkate alındığında, davacı tarafın ödeme olarak gösterdiği kalemlerin birçoğunun çek ya da senetten ibaret olduğunu, bu çek ve senetlerin davalıya teslim edilmiş olmasının çek ya da senetlerin tahsil edildiği, nakde döndüğü ve bu nedenle de mevcut borçtan mahsup edilmesi gerektiği sonucunu doğurmadığını, teslim edildiği iddia edilen bu çek ve senetlerin tahsil edildiğinin de davacı tarafça somut şekilde ortaya konulması gerektiğini, ödeme tablosunda belirtilen —– tutarlı ödeme kalemine konu —-tarihli çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkan bu çekle ilgili —– sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu dosya borcu nedeniyle davacı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, dosya borcunun faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen ödeme tablosunda mevcut —- tarihli ödeme kalemine ilişkin ibraz edilen —- borçlusu davacı olan— adet senedin müvekkil şirkete teslim edildiğinin belirtildiğini ve toplamda — tutarındaki bu senetlerin teslimi ile sanki nakit ödeme yapılmış gibi gösterildiğini—— tarihli ödeme kalemlerine konu tediye makbuzların da görüleceği üzere toplamda —- tutarındaki bu ödemenin belirtiler —-sadece birisine ait olduğunu, mükerrer olarak ödeme tablosunda yazdığının açık olduğunu, müvekkili tarafından temlik alınan —- dosyasında —- tarihinde icra takibi başlatıldığını ve icra dosyasının kesinleşmesini müteakip ilk ödemenin ——– tarihinde teslim edilen çek ve senetlerle yapıldığının belirtildiğini, teslim edildiği belirtilen bu çek ve senetlerin tahsil edilip edilmediği ve tahsil tarihlerin de ayrıca dikkate alınması gerektiğini, tahsil tarihleri ile icra takibinin başlangıç tarihi olan ——– tarihleri arasında işlenmiş ticari faizden ve icra giderlerinden davacının sorumlu olduğunu, davacı tarafça sunulan ödeme tablosunda mevcut kambiyo senetlerinin davalıya teslim edilip edilmediğinin ve toplam ödeme miktarlarının, vade farkları ile işlemiş faiz ile icra dosyası borçlarının bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, —- sayılı dosyasında takibe konu olan borçtan —— üzerinde olan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkin bulunmaktadır.
Dava dosyasının içinde bulunan —– sayılı dosyası incelendiğinde; —-aleyhine—–vekili tarafından — tarihinde — tutarındaki alacağın icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile tahsili talepli takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin —— tarihli ara kararı ile, davacı tarafın tedbir talebinin, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin ve borç miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin ——- tarihli Dilekçesi ile,——– araçlar üzerinde hacizler baki kalmak üzere muhafaza ve kullanım için davacıya teslim edilmesi yönünde tedbir kararı verilmesi yönündeki talebini yinelemesi üzerine —— tarihli mahkeme ara kararı ile, görülmekte olan davanın menfi tespit davası olduğu, davacının tedbir talebinin icra müdürlüğü ya da icra mahkemesince değerlendirilebilecek taleplerden olduğu gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında her iki taraf vekilininde hazır bulunduğu —- tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; Davacının dava tarihi itibariyle davalıya ——–işlemiş faiz borcu bulunduğu, yönünde görüş bildirilmiştir. Her iki taraf vekillerince verilen dilekçeler ile anılan bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Mahkemece, tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosyada görevli bilirkişi yanında borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi görevlendirilerek rapor alınmasına karar verilmiş ve —-tarihli Bilirkişi —- alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davacının dava tarihi itibariyle davalıya —–işlemiş faiz borcunun bulunduğu, taraflar arasında vade farkı uygulamasına ilişkin bir sözleşme ve teamül halini almış uygulama bulunmadığından vade farkı uygulanamayacağı, belirtilmiştir.
Mahkemenin —– tarihli ara kararı ile alınan bilirkişi raporuna yönelik itiraz da gözetilerek dosyanın üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi Heyeti tarafından sunulan —– tarihli Raporda; Davalıya verilen kambiyo senetlerinin mevcut bir borcun yenilenmesinin karşılığı olarak değerlendirilmesi halinde senet bedellerinin ödenmemiş olmasının, senetlerin tahsiline ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirilebileceği, aksinin düşünülmesi halinde ise bu çek ve senetlerin ödenmediği kabul edilip, bu duruma göre hesaplama yapılabileceği, bu nedenle davalı elinde bulunduğu beyan edilen çek ve senet asıllarının mahkemeye ibrazının sağlanması, anılan senetlerden icra takibine konu edilenlerin icra takip dosyalarının celbi gerektiği, belirtilmiştir.
Mahkemece davalı tarafa, icra takibine konu edilen senetleri ve icra takip dosyalarını bildirmesi için süre verilmiş, davalı vekili—-tarihli Dilekçesi ekinde çek ve senet asıllarını dosyaya sunmuştur.
Dosya tekrardan bilirkişi heyetine verilerek —– tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; davalı vekilinin sadece ilgili senetleri sunması, icra takip dosyalarına ilişkin herhangi bir bilgi vermemesi, dava dosyasına davada yer alan ve borcun ne kadarının ödendiğini tespite yarayabilecek icra dosyasının/dosyalarının celp edilmemesi sebebiyle, dava konusu değerlendirmelerin, sunulu verilere göre, şu aşamada sonuca bağlanamadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ile belirlenmiş vade farkı ve teamül haline gelmiş vade farkı uygulamasına rastlanmadığından, sırf fatura üzerinde ödeme süresinin —- olduğu ve bu sürede ödenmediği takdirde —— farkı uygulanacağının yazılı olması vade farkının uygulanacağı anlamına gelmediğinden ve vade farkı uygulaması bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki iddialarını şu aşamada ispat edemediği, dava konusu senetlerin hala davalı elinde bulunmasının ve davacının ödeme yaptığında dair herhangi bir makbuz sunamamasının, davalıya borcun tamamının ödenmediği, ancak ne kadar ödeme yapıldığının, belirtilen eksiklikler sebebiyle tam olarak tespit edilemeyeceği, kök rapordan farklı görüş açıklamanın bu safhada mümkün olmadığı, bu aşamadan sonra —- bilirkişi listesi dışında tutulan hukukçu bilirkişilerin, mevzuat değişmeden ek raporlar dahil bilirkişi kurullarında görev alamayacakları, belirtilmiştir.
Mahkemenin ——- tarihli ara kararı ile; her iki taraf vekilinin hazır bulunduğu celsede, mahkemece belirlene inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmeyen tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılacağı ihtaratı yapılarak dosyanın farklı bir mali müşavir bilirkişiye verilerek tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması suretiyle rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli Raporda özetle; davacının dava tarihi itibariyle —– borcunun bulunduğu, belirtilmiştir. Tarafların itirazları da değerlendirilerek aynı bilirkişiden ek rapor alınmıştır Bilirkişi ek raporunda kök raporundaki görüşünü korumuştur.
Mahkeme alınan bilirkişi kök ve ek raporları tarafların itirazlarını karşılamaktan uzak olduğundan, yapılan hesaplamalar dosya kapsamı ile uyumlu bulunmadığından mahkemenin —– tarihli celse ara kararı ile, dosyanın farlı bir mali müşavir bilirkişiye verilerek rapor alınması yoluna gidilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan—— tarihli Raporla; dava konusunun davacının borcu olmadığının tespiti olduğu, ödemeyi yaptığının ispatının davacıya ait olduğu, davacı şirket tarafından sunulan ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin çoğunluğunun çek ve senetlerden oluştuğu, davalı şirket vekili tarafından senet ve çek ödemelerinin kendilerine yapılmadığı, davacının ödeme yaptığını somut bir şekilde belgelendirmesi gerekliğini savunduğundan, verilen çeklerin ancak muhatap banka tarafından ödenmesi halinde borçlu lehine hüküm ifade edeceği, değerlendirme bölümünde tabloda gösterilen toplam——– tutarlı çeklerin suretleri dosya kapsamında bulunmaması düzenlenen tahsilat makbuzlarında keşideci firma bilgileri verilmemiş olması, bu çeklerin dava dışı gerçek ve tüzel kişilere ait olabilcceğinden keşidecilerinin tespit edilememesi sebebiyle davacı vekili taratından öncelikle çeklerin keşidecisinin bildirilmesi, sonrasında ilgili bankalardan söz konusu çeklerin ödemesinin yapılıp yapılmadığının sorulması, yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin davacı tarafından banka ekstresi sureti içinde tam olarak anlaşılamayan fotokopi belge ile sunulan ——- ödemelerin gönderildiği banka/hesap bilgilerinin yine davacı tarafından dosyaya sunulmasının istenmesi, sonrasında ödemelerin dekontlarının suretlerinin bankalardan istenmesi gerektiği, ancak bu bilgilerin somutlaştırılması ile dava donuşu ihtilaf konusunda kanaat oluşturulabileceği, görüş bildirilmiştir.
Mahkememiz —– tarihli ara kararında; dosyanın dosyaya rapor sunan bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamına göre rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş ve aynı bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi —– tarihli Ek Raporunda; Dava konusunun davacının borcu olmadığının tespiti olduğu, ödemeyi yaptığının ispatının davacıya ait olduğu, davacı şirket tarafından sunulan ödeme belgeleri, davalı şirket vekili tarafından ödenmeyen çek ve senet belgeleri ve dosya kapsımına sunulan bütün belgelerin incelenmesi sonucunda davacı şirketin —– borçlu bulunduğu, dava tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre davacı şirketin ——– borcunun bulunduğu, şeklide mütalaada bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava konusu uyuşmazlık, taraflarca kabul edilen borca ilişkin davacının davalıya ödeme yapıp yapmadığı, yapmış ise ödemelerin tutarı, davalı tarafça kesilen faturaya vade farkı uygulanıp uygulanmayacağı, fatura alacağına faiz işletilip işletilmeyeceği işletilecek ise hangi tarihten itibaren işletileceği, takip giderleri ve faizden davacının sorumlu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı tarafça davalıdan —- aldığı, bundan dolayı davalıya—- borçlanıldığı ve yine davacının dava dışı —— borcunun dava dışı şirketçe davalıya ——–temlik edildiği, davacının alacağın temlikine muvafakatının bulunduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı alacaklıda bulunmakla birlikte somut uyuşmazlıkta borç davacının kabulünde bulunduğundan davacının borcu ödediğini yazılı delilerle ispat etmesi gerekmektedir.
Mahkemece alınan ——- tarihli——– oluşa ve denetime uygun bulunmakla mahkemece de değerlendirmeye esas alınmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme ile belirlenmiş vade farkı uygulaması ya da uygulana gelmiş bir ticari teamül bulunduğu tespit edilemediğinden davacı tarafça düzenlenen ——- bedelli faturaya vade farkı uygulanamayacağı, yine davalının fatura alacakları için karşı tarafı temerrüte düşürdüğüne ilişkin bir kayıt sunulmadığından fatura tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Esasen davalı taraf icra takibinde takip öncesine ilişkin faiz talebinde de bulunmamıştır.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi ile davacı tarafça borcun kapatılması için çek ve senet verildiğini bu çek ve senetlerin ödenmediğini, davacı tarafça sunulan ödeme tablosunda belirtilen ——— tarihli çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkan bu çekle ilgili ——- sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu dosya borcu nedeniyle davacı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, yine ödeme tablosunda mevcut —- tarihli ödeme kalemine ilişkin ibraz edilen—- tutarında borçlusu davacı olan —-tutarındaki bu senetlerden sadece bir tanesinin ödendiğini, diğer —– ödenmediğini beyan etmiş, cevap dilekçesi ile karşılığının ödenmediğini beyan ettiği çek ve senet asıllarını sonradan dosyaya sunmuştur. Söz konusu çek ve senetlerin davalı elinde bulunması ödenmediğine karine teşkil etmektedir. Bu kapsamda —- ait keşidecisi — miktarlı çekin süresinde bankaya ibraz edildiği karşılığının bulunmadığı şerhinin düşüldüğü ve ——–dosyasında takibe konu edildiği borcun ödenmediği dosya kapsamında toplanan delillerin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu çerçeve davacı tarafça davalıya borcun kapatılması için çek senet verilmesinin borcu sonlandırmayacağı, ayrıca bu kambiyo senetlerinin karşılığının ödenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Belirtilen sebeplerle anılan çek ve senet bedelleri davacının davalıya olan borcundan mahsup edilmemiştir.
Davalı vekilince, yukarıda belirtilen çek ve senetler dışında başkaca senet asılları sunulmuş ise de davalı tarafça bu senetlerin ödenmediği açıkça ileri sürülmemiştir. Mevcut dosya durumu, davacı talebi ve tarafların iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafça yapılan ödemelerin düşümü ile —– takip tarihi itibariyle davacının davalıya borcunun — olduğu, takiple talep edilen bakiye —- anapara alacağı ve ferileri yönünden davacının davalıya borçlu olmadığına, davacı tarafça takipten sonra yapılan ———— miktarlı ödemelerin——- ödeme tarihleri dikkate alınarak dosya borcundan mahsup edilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; —-sayılı dosyasında takibe konu borç dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacının davalıya —borçlu olduğunun tespiti ile bakiye — anapara alacağı ve ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
Davacı tarafça yapılan ——miktarlı ödemelerin icra müdürlüğünce ödeme tarihleri dikkate alınarak dosya borcunun mahsubuna,
2- Alınması gerekli 1.095,15-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.660,22-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.565,07‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- a) Davacı tarafından yatırılan 1.095,15-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.580,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 188,28-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarfedilen toplan 1.200,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.150,67-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 34.627,74-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı asilin, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2022