Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1121 E. 2018/398 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1121 Esas
KARAR NO : 2018/398
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2013
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı ………… Üretim San. Tic, A.Ş. arasında 07.09.2011 tarihinde 01.04.2011-01.04.2012 tarihleri arasında ve geriye dönük geçerli olmak üzere Satış Destek Sözleşmesi akdedildiğini, 30.05.2012 tarihinde yine geriye dönük olarak geçerli olmak üzere Ek Protokol ile Satış Destek Sözleşmesinin 31.10.2013 tarihine kadar uzatıldığını, bu tarihin hitamından sonra da davacının davalıya hizmet vermeye devam ettiğini, bu arada tekrar sözleşmenin uzatılması için tarafların görüşmeler ve yazışmalar neticesi uzlaşmış olduğunu, ancak davalı şirketin el değiştirerek unvanını da değiştirdiğini ve şirketin eski unvanının ……… Sanayi ve Tic. A.Ş. olduğunu, davalı şirketin yeni yöneti- cilerinin uzlaşılan süre uzatımın ilişkin protokolü imzalamaktan imtina ettiğini ve vekili marifeti ile 28.05,2013 tarihinde ihtarname göndererek taraflar arasındaki sözleşmeyi 30.06.2013 tarihi itibariyle sonlandırdığını, bu fesih nedeniyle müvekkil şirketin sözleşme konusu işin ifası için oluşturulan ekiplerin iş akitlerinin de 30.06.2013 tarihi itibariyle sonlandtrılmak durumunda kaldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.1. maddesine göre sözleşmenin ifası için gerekli masrafların ve 7,2.4 ve 7,5. maddelerine göre müvekkil şirket çalışanlarının iş akitlerinin fesih edilmesi durumunda kıdem ve ihbar tazminatı yükümlülüklerinin de davalıya ait olduğunu, bu nedenle sözleşmenin 6. maddesine uygun olarak işçilik alacaklarının hesaplanıp davalı şirkete fatura edildiğini, bu faturaların davalı tarafça ödenmeden noter kanalı ile iade edilerek faturalara itiraz edildiğim, bazı faturalara ilişkin değişiklik yapıldığı ve kısmi ödeme yapıldığını, geriye kalan fatura tutarları olan 259.481,61.-TL’nin noter kanalı ite gönderilen ihtarname ile talep edildiği, davalı tarafça sadece 12.735,92,-TL ödeme yapıldığını, geri kalan tutarların ödenmediği ve bu nedenle müvekkili şirketin çok zor durumda kaldığını, iş akdi sona erdirilenlerin tazminatlarını ödeyemediğini, bu nedenle müvekkili şirkete davalar ikame edildiğini, bazı işçilerle taksitli ödeme konusunda müvekkili şirketin anlaşarak protokoller imzaladığını, davalıdan talep edilen tutarın 97.254.-TL’sinin işçilere taksit, 3.500.-TL’sinin SGK’na işveren payı olarak, 22.700.-TL’sinin Gelir/Damga Vergisi olarak Vergi Dairesi’ne olmak üzere toplam 123.454,50.-TL ödendiğini, kalan 123,29l,72.-TL’sinin ise henüz ödenmediğini ancak ödenmek zorunda kalınacağını ifade ederek; zararlardan dolayı tazminat talep ve dava haklan ile bakiye bedeli talep hakkı saklı kalmak kaydı İle 123.454,50.-TL’sinin 06.08.2013 tarihinden itibaren TCMB tarafindan kısa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarca 07.09.2011 tarihinde “Satış Destek Hizmetleri Sözleşmesi” akdedildiğini, anılan bu sözleşmenin 10. maddesine göre sözleşmenin 01.04.2011 ile 01.04.2012 tarihleri arasında geçerli olduğunu, bu sözleşmeye ait 1 nolu Ek Protokol’ün 3. maddesinin (a) bendi ile 31.10.2012 tarihine kadar olmak üzere 6 ay için uzatıldığını, aynı maddenin aynı bendine göre, taraflarca anlaşma olmadıkça ana sözleşmenin 31.10.2012 tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığını, taraflarca herhangi bir anlaşma olmadığı için anılan tarihte sözleşmenin sona ermiş olduğunu, sözleşme sona erdikten sonra her ne kadar davacı şirket hizmet vermeye devem etmiş ise de, artık taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olmadığını, bunun belirsiz süreli genel hükümlere dayalı bir sözleşme olduğunu, zira taraflarca süre uzatımına ilişkin herhangi bir protokolün imzalanmamış olduğunu, geçmişe yönelik geçerli olmak üzere sözleşmenin uzatılması yönünde tarafların anlaştığı iddiasının gerçek olmadığını, sözleşmenin 26.05.2013 tarihinde noter kanalı ile gönderilen fesih bildirime ile 30.06.2012 tarihinden geçeri olmak üzere sonlandırıldığını, taraflar arasında artık genel hükümlere tabi belirsiz süreli bir sözleşme olduğundan, makul süre verilerek sözleşmenin sona erdirilmesin hukuka aykırı olmadığını, Yargıtay 11. HD’ninde 15.01.1992 tarih ve 1990/1959 sayılı içtihadı ile bu yönde karan olduğunu, davacı tarafın sunduğu imzasız ek protokol taslakları ile mail yazışmalarını kabul etmediklerini, kaldı ki davacı tarafça EK-3 olarak sunulan protokolün taraflarından birisinin dava dışı………San. ve Tic. A.Ş. olduğunu, bu şirketin müvekkili şirket ile hiçbir bağının olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte sunulan bu protokolde de zaten 31.05.2013 tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin açık olarak yazılmış olduğunu, davacının 30.06.2013 tarihinde geçerli fesih nedeniyle işçilerin sözleşmelerinin fesih edildiği iddiası nedeniyle SGK Kadıköy Sosyal Güvenlik Merkezi’ne müzekkere ile davacı şirketin işten çıkarttığını işçilerin listesi ile davacının kuruma bildirdiği Haziran-Ekim arası aylanı ait beyannamelerin, yine aynı döneme ait işe giren işçilerin sayısı ve isimlerinin ve davacının sigortalı çalışanlarının sayısının celp edilmesi gerektiğini, davacının yeni işçi alımları gerçekleştirdiğini, yapılan feshin geçerli ve haklı bir nedene dayanmadığını, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının müvekkili şirketçe üstlenildiği ifade edilen taraflar arasındaki sözleşmenin 7.1 ve 7.2.4 maddelerinin geçerli olmadığını, zira sözleşmenin 31.10.2012 tarihi itibariyle kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle müvekkili şirketin davacı şirket çalışanların in kıdem ve ihbar tazminatlarının ödemek gibi bir yükümlülüğü olmadığını, kabul anlamında olmamakla sözleşmenin yürürlükte olduğu düşünülse dahi davacının işçilerinin sözleşmelerini fesih etme gibi bir hakkı bulunmadığı gibi müvekkili şirketin de davacının fesih ettiği işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeme yükümlülüğü olmadığını, zira sözleşmenin 12 a. maddesini yürürlükte olan bir sözleşmenin öngörülen geçerlik süresi dolmadan müvekkili şirket taralından tek taraflı olarak fesih edilmesi durumunda uygulanması gereken bir madde olduğunu, ancak sözleşme kendiliğinden 31.10.2013 tarihinde sona ermiş olduğundan bu madenin uygulama alanı bulunmadığını, sözleşmenin 5.9 maddesinde kurulacak ekiplerin davacının kendi çalışanı olduğunu ve bu işçilerin özlük ve yan hakları bakımından sevk ve idaresinin asıl işveren olarak davacıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, bu nedenle işçilere yapılacak tüm işçilik haklarının ve ödemelerin eksiksiz ve zamanında yapılmasından davacının sorumlu olduğunu, davacının kendi iradesi ile iş akitlerini sona erdirdiğini çalışanlarına yapacağı ödemeleri müvekkili davalı şirketten talep edemeyeceğini, davacı tarafça düzenlenen ve bedelleri talep edilen faturalardan 28.06.2013 tarih 663274 sayılı 183.216,12.-TL tutarındaki ve aynı tarih 663276 sayılı 36.693,05.-TL ile aynı tarihli 2.806,55.-TL tutarlı 663277 sayılı faturaların tutar ve içeriklerinin kabul edilmediğini ve noter kanalıyla iade edildiğini, yine aynı tarih ve 663275 sayılı 119.120,87.-TL tutarlı fatura içerinin de kabul edilmeksizin noter kanalı ile davacıya iade edildiğini, bu faturanın zaten davacı tarafça iptal edildiğini, ancak bu kez davacı tarafından 23.07.2013 tarihinde 663336 sayılı 96.378,86.-TL tutarında ve 663335 sayılı 26.791,51.-TL tutarında iki adet fatura düzenlenerek gönderildiğini, bu faturalardan da 663335 sayılı 26.791,51.-TL tutarındakinin noter kanalı iade edildiğini, ancak davacı tarafın noter kanalıyla toplamda 259.481,61.-TL tutarında bir alacağın 7 gün içerisinde ödenmesi talebi ile ihtarname keşide edilerek müvekkili şirkete gönderildiğini, bu ihtarnameye cevabi olarak gönderilen ihtarname ile, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken bir sözleşme olduğunun, BK çerçevesinde makul bir süre verilerek sözleşmenin sona erdirildiğinin ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince personele ödenmesi gereken tutarlardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığının bildirildiğini, müvekkili şirketten talep edilen tutarlara itiraz ettiklerini ve müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, uzlaşmayı kabul etmeyerek dava açan işçilerin açtıkları davaların kendilerine ihbar edildiğini, bu davaya verdikleri cevaplarda müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığının ve davacıların ihbar tazminatlarına da itiraz ederek cevap verdiklerini, uzlaşmayı kabul eden işçilerle yapılan protokolleri de kabul etmediklerini, ücret ödenen işçilerin davacının kendi işçileri olması nedeniyle sorumluluğun davacı tarafta olduğunu, SGK’ya ödenen 3.500.-TL işveren payının ve Vergi Dairesine ödenen 22.700.-TL tutarındaki Damga/Gelir Vergisi bedelinin de müvekkili şirketten talep edilemeyeceğini, belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava; Hukuki niteliği itibariyle sözleşmeye dayalı alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın 07/09/2011 tarihli satış destek hizmetleri sözleşmesi örneği, protokol örneği ( 30/05/2012), elektronik yazışmalar, ihtarnameler, 23/07/2013 tarih 96.378,86 TL’lik fatura SGK ve vergi dairesi ödeme dekontları, ticaret sicil gazeteleri ( …….LTD. ŞTİ ……..A.Ş …….) SGK kayıtları iş yeri kayıtları, dosyamıza sunulmuş olmakla, tüm deliller toplanmış, bu arada 17/04/2015 tarihinde İstanbul anadolu 1.ATM nin ……. E. Sayılı dosyası mahkememizin dosyası ile bireştirilmiş olup, birleştirilen dosyadaki tüm deliller dosyamız arasına konulmuş, alınan raporlar değerlendirilmiş, mahkememizce dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, iş hukuku uzmanı, SMMM ve Borçlar Hukukçusu Öğretim Görevlisi bilirkişiye dosyanın tevdi ile en son rapor 08/04/2016 tarihi itibariyle mahkememiz dosyamıza konulmuş, yapılan itirazlar üzerine birleştirme kararından sonra birleştirilen dosya eklenere aynı bilirkişilere 02/10/2017 tarihinde tevdi edilmiş, sunulan raporda davacı taraf asıl davada 123.454,50 TL birleşen davada 123.291,72 TL hesap edilen 225.061,16 TL olup, asıl davadaki rakam düşüldüğünde temerrüt olgusunun birleşen davada gerçekleştiği ve kalan rakam olan 101.606,66 TL bakiye alacak miktarının 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı firmadan tahsili konusunda rapor mahkememize sunulmuş, mahkememizce tüm raporlardaki çelişkiler son raporda giderilerek birleşen dosyadaki rakamlar da son raporda değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A- Asıl davada davacının davasının KABULÜNE,
1- 123.454,50 TL alacak miktarının kabulüne, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faiziyle davalıdan tahsiline davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 8.433,18TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.108,30TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.324,88TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 24,30TL. başvurma harcı, 2.108,30TL peşin harcın toplamı olan 2.132,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen (posta gideri müzekkere gideri ve bilirkişilerin ücreti) toplam 10.214,50TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 12.626,36TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B- Birleşen davada davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE
1- Birleşen davada davacı alcağının 101.606,66 TL’nin kabulüne kalan kısım yönünden reddine, 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faiziyle davalıdan tahsiline davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 6.940,75 TL harçtan davacı tarafından dosyaya peşin olarak yatırılan toplam 2.105,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.835,23 TL’nin davalıdan tahsiliyle hazine adına irat kaydına,
3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70 TL. başvurma harcı, 2.105,52 TL peşin harcın toplamı olan 2.133,22 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Taraflarca birleşen davada sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 10.878,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen miktar üzerinden davalı vekili için takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 03/05/2018