Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/492 E. 2021/744 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/492 Esas
KARAR NO : 2021/744
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/11/2013
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı —- diğer davalılar tarafından kurulan adi ortaklığa, ihale ile teslim ettiğini——- — ———– tüm binalar ile müştemilatların elektrik tesisatı işlerinin ve — yapımını, yüklenici ile aralarındaki —– tarihli sözleşme uyarınca anahtar teslimi şeklinde anlaşma ile üstlendiğini, müvekkili şirketin, davalıların oluşturduğu adi ortaklık ile aralarındaki sözleşmeye uygun olarak süresinde işlere başladığını, sözleşme şartlarına ve davalı iş sahibi şirketin istediği standartlara uygun surette, istenilen işleri %90 nisabında ayıpsız ve tam şekilde bitirdiğini, iş bu aşamaya kadar aksine bir bildirim ile müvekkili şirketin temerrüde düşürülmemiş olduğunu, müvekkili firmanın edimini taahhüdüne uygun surette ifa etmesine karşın yüklenici firmalar ile işveren şirket arasında anlaşmazlık çıktığını müvekkili şirkete yaptığı işlerin bakiye hak edişlerinin ödenmemiş olduğunu, MK’nun, 893/3 maddesi uyarınca, müvekkili lehine ipotek hakkının, —- taşınmazlar üzerine tesciline, —–alacağın müvekkili lehine hüküm altına alınmasına ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, alacağa, davalı işveren şirket yönünden —— temerrüt tarihinden, diğer davalı yüklenici şirketler yönünden dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin yasal muhatabı olmadığını, davacının alt yüklenici sıfatının bulunmadığını, davacının müvekkili şirketten alacak talebinde bulunmasının yerleşik —– aykırı olduğunu, yapı ipoteği talebinin koşullarının oluşmadığını, üç aylık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; eser sözleşmesinden kaynaklı nalacak davası ve 4721 sayılı TMK 893 ve devamı maddelere göre açılmış kanuni ipotek hakkının tescili şerhi verilmesine ilişkin davadır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasında ki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı, tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Yukarıda özetle açıklanan hukuksal düzenlemelere göre somut olaya bakıldığında; davacı taşeron şirket, davalı işsahibi —— sahibi olduğu arsaya yapılan inşaatlarda diğer davalı yüklenicilerle olan sözleşmesi kapsamında elektrik imalatlarını yaptığını belirterek alacak davası açmıştır. Her ne kadar davacı tarafından—– davalı olarak gösterilmiş ise de; davacı ile bu davalı arasında herhangi bir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığı, davalı — tarafından diğer davalılar ——- adına davalıya bir kısım ödemelerde bulunulmuş ise de; bu ödemler davalı — tarafından talep edilmiş olup, davalı —- tarafından davalı adına yapılan ödemelerdir. Bu ödemeler nedeniyle davalı—— sözleşmenin tarafı olduğunu söylemek hukuken mümkün değildir. Sözleşme ilişkisinin bulunmaması ve üçüncü kişi adına yapılan ödemelerinde sözleşeme ilişkisi oluşturmayacağı anlaşıldığından davalı ——– husumet yöneltilemeyeceğinden dava şartı yokluğundan davanın bu davalı yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
Davacının taleplerinden biride 4721 sayılı TMK 893 ve devamı maddelere göre açılmış kanuni ipotek hakkının tescili şerhi verilmesi talebine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 893/3. maddeye göre; bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkârlar kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebilirler. Bu maddede düzenlenen yüklenici ipoteği, tescile tabi kanuni ipoteklerdendir. “Yüklenici ipoteklerinin tescilinde tapu kütüğünün rehin haklarına ait düşünceler kısmında “inşaatçı ipoteği olduğu belirtilmektedir (TST md. 35). Yüklenicinin kanuni ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi üstlendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir.
Tescilin de yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir (TMK md. 895/I,II). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, üç ayın sonunda tescil isteme hakkı düşer. Ancak tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır (TMK Md. 895/III).
Davanın kime yöneltileceği konusuna gelince, aleyhine yapı ipoteği tescil edilecek kişi taşınmazın malikidir. Bu nedenle yapı ipoteği tesisine dair davanın taşınmaz malikine yöneltilmesi gerekir. Malik dışındakilerin davada taraf sıfatı — bulunmamaktadır. ——
Somut olayda dava konusu taşınmazlar davalı —- Davalı —- alacağın varlığı kabul edilmemiştir. Davalı — davalılar ———– arasında imzalanan sözleşmenin — tarafından —– tarihli ihtarname gönderilerek feshedildiği tespit edilmiştir. Eldeki dava ise —- tarihinde açılmıştır. Sözleşmenin feshedilmesinden önce imalatların yapıldığı dikkate alındığında —- aylık dava açma süresinin geçirildiği anlaşılmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak belirlendiği üzere davacının alacağı davalılar tarafından kabul edilmediğinden, alacağın hükme bağlanmadığından ve kanunda belirlenen —- aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından davacının kanuni ipotek hakkının tescili talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın diğer davalılardan eser sözleşmesine dayalı bakiye alacağının değerlendirilmesinde ise; taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında elektrik işlerine ilişkin alt yüklenici ilişkisinin olup olmadığı, var ise davacının eseri meydana getirip getirmediği, davalının ise bu eser karşılığında belirlenen ücreti ödeyip ödemediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı tarafından ———-dosyasında delil tespiti yaptırılmış, delil tespiti sonucu bilirkişi heyet raporu düzenlenerek dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda davacının yapmış olduğu işler tespit edilmiş ve işin sözleşmeye göre hangi oranda tamamlandığı belirlenmiştir. Delil tespiti dosyası dosyamız içerisine alınmış, bilirkişiler tarafından delil tespitinde belirlenen hususlar da dikkate alınarak rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Davacının alacağının varlığı ve miktarı konusunda —– tarihli bilirkişi heyet raporu dosyaya alınmıştır. Raporda özetle; davacı defterlerine göre iş bedelinin ——- olduğu, iş tamamlama oranın —- olduğu, davacının alacak miktarının — olduğu, davalılardan —– davalılar adına —– ödeme yaptığının belirlendiği, davacının kendi defterlerine göre ——- alacaklı olduğunun göründüğü, diğer davalıların defterlerinin sunulmaması nedeniyle inceleme yapılamadığı ve ödeme yapılmış ise ne kadar yapıldığının belirlenemediği şeklinde rapor sunulmuştur.
— tarihli ek bilirkişi raporunda da özetle; davalı—– defterlerinin incelenmesinde, diğer davalıların oluşturduğu iş ortaklığına borcunun olmadığı, aksine—– alacağının bulunduğu şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalı iş ortaklığına ait —— vergi dairesinden celp edilerek dosya içerisine alınmış, tarafların itirazları doğrultusunda dosya daha önce rapor sunan mali müşavir bilirkişi ile birlikte, borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek —- tarihli 2. ek rapor alınmıştır. Ek raporda özetle; davacının—- haricindeki davalılardan —- alacaklı olduğu, davacının kanuni ipotek tesis edilmesine hak kazanamadığı şeklinde rapor sunulmuştur.
Kural olarak eser sözleşmelerine ilişkin davalarda yüklenici eseri yaptığını, iş sahibi ise eser karşılığında ödeme yaptığını ispat etmelidir. Davalı —– tarafından ihale yolu ile—— işinin diğer davalıların oluşturduğu ortaklığa ihale edildiği, bu iş ortaklığı ile davacı arasında ise elektrik işlerinin yapılmasına ilişkin alt yüklenici sözleşmesi yapıldığı dosyaya sunulan sözleşme ve belgelere göre ispatlanmıştır. Dosyaya sunulan sözleşme, hakediş ve ilgili tüm belgelerinin incelenmesi sonucunda bilirkişiler tarafından, dava konusu işin %90 tamamlandığının tespit edildiği, —— haricindeki davalıların defterlerini sunmadıkları için ödemelerin tam olarak incelenemediği, yapılan kısıtlı incelemeye göre ise; davalıların tespit edilen ödemeleri düşüldükten sonra davacının alacağının— olduğu, davacının kendi defterlerine göre ise — alacaklı olduğu, davacının davalı — gönderdiği — tarihli ihtarnamede ise — civarında alacağının olduğunu beyan ettiği tespit edilmiştir. Davacı davayı ——–üzerinden kısmi dava olarak açmıştır. Yukarıdaki belirlemelerde ki alacak miktarının hepsi davacının alacak talebini kapsayacak niteliktedir. Davalılar tarafından ne kadar ödeme yapıldığı ispatlanamadığından, davacının en az kendi defterlerinde kayıtlı miktar kadar alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafından ıslah dilekçesi sunularak talebi artırılmamıştır. Davacı her ne kadar —– tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de; dava açılmadan önce davalıları temerüde düşürdüğü ispat edilemediğinden dava tarihinden itibaren ticari avans faizine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın —- yönünden pasif husumet yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davanın diğer davalılar yönünden KISMEN KABULÜ ile; —– dava tarihi — tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar—— müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine,
3-Davacı vekilinin kanuni ipotek talebinin reddine
4-Alınması gerekli 6.831,00-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.707,75-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalılar ———müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 24,30-TL başvurma harcı ve 1.707,75-TL peşin harç toplamı olan 1.732,05-TL harcın davalılar—— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.521,45-TL yargılama giderinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7——- sayılı dosyasında davacı tarafından sarf edilen harç, bilirkişi ücreti ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.253,95 -TL yargılama giderinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı —– tarafından sarf edilen 16,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
9-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 13.450,00 -TL avukatlık ücretinin davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı —-Kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı — verilmesine,
11-Davacının kanuni ipotek talebi yönünden; davalılar—- kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılar ——–verilmesine,
12-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/06/2021