Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/547 E. 2022/194 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2012/547 Esas
KARAR NO: 2022/194Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Haciz Uygulamasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2012
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Haciz Uygulamasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —-dosyasından takip borçlusu şirket hakkında başlattığı icra dosyasından alınan talimat ile — dosyasından takip borçlusunun adresi olduğu iddiasıyla müvekkili şirketin zilyetliğinde bulunan menkul malların —- tarihinde haczedildiğini ve bir kısım haczedilen makineler hakkında muhafaza işlemi uygulandığını, borçlu ve müvekkili şirket ortaklarının — isimlerini taşıdıklarını ancak aynı kişiler olmadıklarını, davalının, borçlu şirket yetkilisinin —- yılında kısa süreliğine müvekkili şirketteki kısa süreli ortaklık kaydına dayanarak —-olduğu iddiasının dışında hiçbir somut delili bulunmadığını, davacı ile borçlu şirket adreslerinin de aynı adres olmadığını, aynı sektörde faaliyet göstermesinin tek başına —— kanıtlamadığını, —- sayılı dosyasında yapılan yargılamada haciz ve muhafaza işlemi yapılan adresin müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin muhafaza altına alınan mahcuzları —-açılan istihkak davası neticesinde — miktarlı teminat mektubu mukabilinde —- sonra alabildiğini, müvekkilinin haksız haciz ve muhafazasından dolayı zarara uğradığını, — adet markalama makinesi ve — adet şerit makinesinden dolayı günlük zararının olduğu, makinelerin nakliyesi için ücret ödendiği, — işçinin bu süreçte çalışmadığı, bunlara ücret ödendiği ve — alınan teminat mektubu için komisyon bedeli ödendiği, davacının günlük zararının –olduğunu, — günlük zararının —olduğunu, nakliye ücreti ve teminat mektubu komisyonu ile toplamda —zarara bulunduğu, ayrıca ticari itibarının sarsıldığını belirterek —maddi ve —-manevi tazminatın haksız fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Mahkemenin yetkili olmadığını, davacının iddia ettiği zararın sorumlusunun takip borçlusu şirket olduğunu, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının tazminat isteminin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının istihkak iddiaları hakkında verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme ilamının bulunmadığını, kaldı ki istihkak davasının kazanılmasının tazminat isteme hakkı vermeyeceğini, icra takip işlemleri nedeniyle müvekkiline kusur isnat edilemeyeceğini, davacı şirket ile borçlu şirketlerin —– gösteren önemli delillerden birinin işbu dava konusu edilen— sayılı dosyasından alınan talimatla —- tarihli haciz işlemleri sırasında davacının istihkak iddia ettiği adreste borçlu şirket yetkilisi —- hazır olması olduğunu, davacı şirket ile borçlu şirketin aile şirketleri olduğunu, alacaklılardan mal kaçırmaya çalıştığını, davacı şirketirı ve borçlu şirketin —–incetendiğinde her iki şirketin de tüm kurucu, yetkili ve ortaklarının hepsinin — ailesine mensup olduklarının görüleceğini, bu şirketlerin —ailesi üyeleri tarafından kurulduğunu, borçlu şirketin hali hazırdaki yetkilisinin — davacı şirketin hali hazırdaki yetkilisinin — ve yine ortaklardan — kardeş olduklarını, borçlu şirket —- davacı şirketin ortak olduğu üçüncü bir şirket olan ——– bulunduğunu, davacı şirket yetkilisinin bu şirketin eski ortağı olduğu, borçlu şirket yetkilisinin davacı şirketin eski ortaklarından olduğunu, davacı ve borçlu şirketler arasındaki —— teyit eden diğer bir delilin de şirketlerin faaliyetlerinin aynı olması olduğunu, davacı ve borçlu şirketlerin aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve aynı işi yaptığını, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kötüniyetli olduğunu, belirterek davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle,haksız haciz nedeniyle uğranılan zarar iddiaları için takip alacaklısı olan davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olup olmadığı, husumet itirazının yerinde olup olmadığı, yapılan haciz işleminin haksız ve hukuka aykırı olup olmadığı, bu konuda davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacının iddia ettiği maddi zararın gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise her bir kalem için tutarının ne olduğu, manevi tazminat için yasal koşulların oluşup oluşmadığı, davacının kişilik haklarının zarar görüp görmediğine ilişkin bulunmaktadır.
Davalının Mahkemenin yetkisine yönelik itirazı haczin mahkemenin yargı çevresi içerisinde gerçekleşmesi sebebiyle HMK 17.madde uyarınca reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça davalı aleyhine ———– Esasında istihkak davası açıldığından mahkemece bu davanın sonuçlanması beklenmiş, anılan dosyanın kesinleşmesi üzerine yeniden duruşma günü verilmiş, tarafların gösterdikleri deliller toplanarak dosyanın nitelikli hesap uzmanı ve şirketler hukuku alanında uzman bilirkişiden oluşturulacak heyete verilerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen — tarihli Raporda özetle; Borçlu ve davacı şirketlerin ortaklarının —-taşıdıkları ancak aynı kişiler olmadıkları, —- kayıtlarına göre davacı şirket ve borçlu şirketin de çeşitli adres nakilleri yaptığı ancak adresleri aynı adres olmadığı, haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunması veya aynı sektörde faaliyet gösterilmesi gibi hususların tek başına — iddiasını ispatlamadığı, bu sebeplerle —– varlığı için gerekli iktisadi ve ticari bağımlılığın ve kader birlikteliğinin somut olay bakımından gerçekleşmediği,—— Kararında davacının hacizli malların kendilerine ait olduğuna ilişkin ticari defterlerine, faturalara ve tanık beyanlarına dayanmış olup yapılan incelemede hacizli malların üçüncü kişiye ait olduğu tespiti yapıldığı, bu kararın ——- incelemesinden geçerek kesinleştiğinin anlaşıldığı, sonuç olarak yukarıda ortaya konan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda, davacının uğramış olduğu zararlara ilişkin tazminat talebinde bulunabileceği, manevi tazminat hususunun Mahkeme’nin takdirinde olduğu, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece dosyada görevli bulunan heyete bir —- bilirkişi eklenerek, rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; Borçlu ve davacı şirketlerin ortaklarının —- ancak aynı kişiler olmadıkları, —- kayıtlarına göre davacı şirket ve borçlu şirketin de çeşitli adres nakilleri yaptığı ancak adresleri aynı adres olmadığı, haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunması veya aynı sektörde faaliyet gösterilmesi gibi hususların tek başına —– iddiasını ispatlamadığı, bu sebeplerle —– varlığı için gerekli iktisadi somut olay bakımından,——- davacının hacizli malların kendilerine ait olduğuna ilişkin ticari defterlerine, faturalara ve tanık beyanlarına dayanmış olup yapıldığı, bu kararın —– geçerek kesinleştiğinin anlaşıldığı, yapılan incelemede hacizli malların üçüncü kişiye ait olduğu tespit sonuç olarak yukarıda ortaya konan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda, davacının uğramış olduğu zararlara ilişkin tazminat talebinde bulunabileceği, manevi tazminat hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, maddi yönden teknik konuda —— davacının talep edebileceği, davacının maddi tazminat talebine konu hususlarda, vekili ve muhasebesinden bilgi talebinde bulunulduğu, ancak işbu rapor tarihine kadar herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, talep edilen bilgi ve belgelerin sunulması halinde raporumuzun maddi tazminat kısmının hesaplanabileceği, yönünde görüş bildirmiştir. Tarafların itirazları da değerlendirilmek suretiyle bilirkişi heyetinden tekrardan ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de bilirkişi heyeti—–ek raporunda, ek rapordaki görüşünü koruduğunu bildirmiştir. Taraflar aynı gerekçeler ile en son alınan ek rapora da itirazda bulunmuş iseler de ileri sürdükleri hususların bilirkişi heyetince değerlendirildiği, raporun Mahkeme denetimine uygun olduğu ve tarafların yeniden rapor alınması taleplerinin davayı uzatmaya yönelik olduğu değerlendirtilerek reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmaktadır.
Somut olaya ilişkin olarak davacı tarafça davalı aleyhine —- sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkemenin —–Karar sayılı kararı ile; yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan rapor ile —– kayıtlarına göre davacı 3. kişi olan ——-ayrı ayrı incelendiği, buna göre her iki şirketin de çeşitli adres nakilleri yaptığı ancak adresleri aynı adres olmadığı, şirket ortaklarının —- soy isimlerini taşıdıkları ancak aynı kişiler olmadıkları, haczedilen malların davacıya ait olduğunun ispat edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, Mahkemece verilen kararın —– geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Dosya kapsamı incelendiğinde borçlu ve davacı şirketlerin ortaklarının—- soy isimlerini taşıdıkları ancak aynı kişiler olmadıkları tespit edilmektedir. Bu anlamda şirketlerin ortaklık yapılarının ayniyetinde söz edilemeyecektir. —-kayıtlarına göre davacı şirket ve borçlu şirketin de çeşitli adres nakilleri yaptığı ancak adresleri aynı adres olmadığı tespit edilmektedir. Aranan kriterlerden biri olan adreslerin aynı olması hususunun somut olayda gerçekleşmediği görülmektedir. Haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunması veya aynı sektörde faaliyet gösterilmesi gibi hususların tek başına —- iddiasını ispatlamadığı değerlendirilmiş, —– varlığı için gerekli iktisadi ve ticari bağımlılığın ve kader birlikteliğinin somut olay bakımından gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce de uygun bulunan bilirkişi tarafından yapılan teknik değerlendirme neticesinde; şehir içi nakliyesi ve makinelerin her birini ayrı ayrı araçla taşındığı dikkate alındığında,—- olduğu hesaplanmış, davacının ödemiş olduğu teminat mektubu komisyon tutarı—- olduğu, netice olarak davacının davalıdan —- maddi tazminat talebinde bulunabileceği belirlenmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK 58, (eski BK’nın 49) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, kusurlu olması gerekmektedir. Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eder ve BK’nın 49’ncu maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Somut olayda, davacı ile dava dışı borçlu şirket arasında—- bulunmasa da davacı şirket ortağının bir dönem dava dışı borçlu şirket ortağı olması, borçlu şirket ortağının davacı şirket adresinde yapılan haciz esnasında hazır bulunması ve sair nedenlerin birlikte değerlendirilmesinde davalının kötüniyetli hareket ettiğini ya da kusurlu bulunduğu söylenememekte olup netice olarak somut olayda haczin haksız olduğu anlaşılmakla birlikte davalının kusurunun bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Bu bakımdan davacının haksız haciz ve muhafaza işlemi nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunabileceği, manevi tazminat isteminin şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen sebeplerle davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, belirlenen tutara muhafaza işleminin sonlandığı tarihten itibaren avans faizi işletilmesine, manevi tazminat davasının şartları bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, — madddi tazminatı —– tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
3- Alınması gerekli 169,41-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 533,85- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 364,44‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 21,15-TL. başvurma harcı ile 169,41-TL peşin harcın toplamı olan 190,56‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.514,00- TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 242,43-TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfedilen toplam 529,90-TL yargılama giderin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 493,34-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Maddi tazminat davası yönünden ;Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.480,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kısmen red olunan maddi tazminat davası yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.480,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Red edilen manevi tazminat davası yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2022