Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/359 E. 2020/499 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/359 Esas
KARAR NO : 2020/499
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 21/04/2011
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacı şirket ile davalı şirket arasında ——— tarihinde sözleşme akdedildiğini, müvekkil şirketin sözleşmenin 3. maddesinde yer alan işleri yapmayı taahhüt ettiğini, anılan işler karşılığında davalı şirketin sözleşmenin ekinde yer alan listedeki ——–fiyatları ile ilgili taşıma bedellerini, davacı şirket tarafından taşıma faturalarının kendisine gönderildiği günden sonraki 5 iş günü içinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, yine sözleşmenin 5/a maddesinde;———-fiyatında yapılacak fiyat artışlarının, başlangıç —– fiyatrnın Ankara baz alınmak suretiyle yapılacağını, başlangıç —- fiyat artış oranının aşılması halinde gelen toplam zammın %35’nin ilave edilmesi yöntemiyle yeni ———bedelinin hesaplanacağının” kararlaştırıldığını, ayrıca ———— artışlarının da 6 ve 12 ayda %65 oranında —–bedeline yansıtılacağının belirtildiğini, sözleşme konusu taşıma işinin müvekkili tarafından yapılmaya başlaması ile —— tarihinde ————- yükseltildiğini, müvekkili tarafından ——-fiyat artışının yansıtıldığı yeni ———–bedeline ilişkin listenin davalıya —–ile gönderildiğini, sözleşme hükümleri uyarınca fiyat artışının artışı takip eden ayın 1. gününden itibaren ——-bedeline yansıtılmasının talep edildiğini, ancak fiyat artışının hakkaniyete uygun şekilde yansıtılmadığını, davalı taraftan defalarca talep edilmesine rağmen ödeme miktarlarında herhangi bir düzeltme yapılmadığını, anılan gelişmeler üzerine müvekkil şirket tarafından —— tarihinde davalıya bildirimde bulunularak ———tarihinden itibaren yüklemelere araç temin edilmeyeceğinin ihtar edildiğini, ancak yapılan bildirime rağmen ————tarihine kadar davalı şirketin sözleşme gereği yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini yerine getirmediğini—— bedelini ve çalışma koşullarını düzeltmediğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme ile kararlaştırılan hususlara aykırı davranan davalı şirketin kendi kusuru nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik ———- alacaklarının———— tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen davaya konu faturalar, ihtarnameler vs. evrakların müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, bu sebeple yazılı delillerini dava dilekçesine eklemeyen ve göndermeyen davacıya eksikliğin giderilmesi için süre verilmesine, ayrıca müvekkil şirketin merkezi —-olmasına rağmen taşıma işinin ——— gerçekleşmesi sebebiyle ——– Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, yine davacının taleplerinin bir kısmının TTK’ nın 99 Md. Hükmü gereği zaman aşımına uğradığını, bu nedenle reddinin gerektiğini, müvekkil davalı şirket ite davacı şirket arasında iddia ediidİği gibi bir sözleşmenin bulunmadığını, taraflar arasında ———- ilgili depolara nakliye yapılması hususunda anlaşmaya varıldığını, ayrıca taraflar arasında akdedilen bir sözleşmenin olmaması sebebiyle ilgili sözleşmedeki 5/a maddesinin tatbikinin mümkün olmadığını, iş bu sözleşmenin uygulandığına dair bir delilinde bulunmadığını, davacı vekilinin sözleşme uyarınca yazılı ———- ilişkin alacak davasının haksız olduğunu, — tarihinden iş ilişkisinin sona erdiği —– tarihine kadar ———- boyunca taşıma işinin yerine getirildiğini, davacı şirketin müvekkil şirkete tebliğ ettiği faturaların kayıtlara alındığını, müvekkil şirketin bu süre zarfında mutabakata varılan faturaları ödediğini, dosyaya sunulan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki edim dengesinin bozulduğunun ve iş ilişkisinin devamının mümkün olmadığının belirtildiğini, bu nedenle huzurdaki hakstz ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini savunarak öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ———- Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, neticeten haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava taşıma hizmeti veren davacının, hizmet alana karşı fiyat farkından kaynaklanan alacağı olduğu iddiası ile açtığı alacak davasıdır.
Davalı yetki itirazında bulunmuş ise de, davalının muamele merkezi ——olmakla, —- tarihli celsede HMK.nun 6 (dava tarihinde yürürlükte olan HUMK. md. 9) maddesi uyarınca mahkememiz yetkili olduğundan, yetki ilk itirazının reddine karar verilerek esasa girilmiştir.
Davacı ——– arasında ———– tarihleri arasında —- hizmet ilişkisi olmuş, davalının talimatlarına göre davacı ————- bulunan depolardan belirtilen yerlere nakliye işi yapmayı üstlenmiş ve yapmıştır. Taraflar arasında hizmet ilişkisi olduğu her iki tarafın da kabulünde olduğu gibi ticari defterleri ile de net olarak ortadadır.
Davacı, davalı ile ———-tarihinde sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmenin 5. maddesine göre, “fiyat artışları başlangıç ———fiyatına —- baz alınarak yapılacağını, başlangıç —- oranını aşması halinde %65 oranında ——bedellerine yansıtılacağını; ———– artışlarının 6. ve 12. ayda gelen artışın %65 oranında ———bedellerine yansıtılacağını ,—–fiyatlarından kaynaklanan düzeltmelerin ilgili artış tarihinden sonraki ayın birinci günden itibaren yürürlüğe gireceğini” düzenlediğini; ancak davalının bu madde hükmüne rağmen ——bedellerini eksik ödediğini, ———-olan ———- yükseldiğini, sonrasında da arttığını, yine ——- artışlarının fiyatlara yansıtılmadığını ileri sürerek ——–fiyat artışları ile enflasyon artışlarından kaynaklanan alacağının tahsilini talep etmiştir.
Uyuşmazlık bu sözleşme maddesinden kaynaklanmaktadır. Zira, davalı sözleşme imzalamadıklarını, aradaki taşıma hizmeti ilişkisi içinde kesilen faturalardan mutabık kalınanları defterine kaydettiğini ve ödeme yaptığını, ancak yazılı bir sözleşmenin olmadığını, bahsi geçen 5. maddenin taraflar arasındaki ilişkinin devam ettiği — yılda hiç uygulanmadığını ileri sürmüş; davanın reddini talep etmiştir. Davalı ayrıca, taşıma işi——- yapıldığından —- yetkili olacağını, şirket yetkilisinin imzasının mevcut olmadığını, sözleşmenin var kabul edilmesi halinde dahi alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürmüştür.
Görüldüğü üzere, uyuşmazlık ticari ilişkinin varlığında değil, ———fiyat artışlarının ve enflasyon artışlarının, davacının verdiği taşeronluk hizmetine karşılık hak kazanacağı ücrete nasıl yansıtılacağına ilişkindir. Davacı bunu ispat için arada bir sözleşme olduğunu ileri sürmüş, davalı ise inkar etmiştir. Davalının ayrıca sözleşmedeki imzanın yetkililerine ait olmadığına ilişkin beyanı esasen bir imza inkarıdır. Dosyada mübrez sözleşme örneği incelendiğinde, sözleşmenin 4 sayfa olduğu, davacı ve davalı şirketlerin ünvanlarının yazılı olduğu ve altlarında isim olmaksızın bir imzanın mevcut olduğu görülmüştür. Bu noktada davacı iki husustan birini ortaya koymalıdır. Ya sözleşme aslı ibraz edilecek, imza incelemesi yaptırılacaktır ya da davacı yazılı bir sözleşme olmasa dahi tarafların 5. maddede yazıldığı gibi faturalar düzenleyip ödenmesi için yazışmalar yapıldığını veya zaman içinde bu şekilde bir ticari teamül oluşturduklarını ortaya koyacaktır.
Davacıya ——— tarihli 3. celsede sözleşme aslını sunması için iki hafta süre verilmiş, ancak davacı taraf, sözleşme aslını sunamamıştır. Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Davacının şirket merkezi — olmakla, — Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış; — Asliye Ticaret Mahkemesinin — talimat sayılı ——— tarihli mali müşavir tarafından tanzim edilen raporda, davacının —- — yıllarına kadar olan ticari defterleri incelenmiş; bilirkişi, “defterlerin bir kısmının hiç ibraz edilmediğini, ibraz edilenlerin kapanış tasdiklerinin olmadığını, TTK bağlamında sahibi lehine delil vasfının olmadığını, davacının muavin kayıtlarında davalıdan —– alacaklı olarak göründüğünü” belirtmiştir.
Davalı şirket merkezinin — olması sebebiyle —– tarihli celsede ara karar oluşturulmuş, bir mali müşavir bir borçlar hukuku uzmanı marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti ———— tarihli raporunda, sözleşmede şirket temsilcilerinin isimlerinin yazılı olmadığını, bağlayıcı olup olmadığının mahkemenin takdir edeceğini, sözleşmeden kaynaklanan fiyat farkına ilişkin bugüne kadar davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını, ticari bir teamül oluşmadığını, davalı defterlerine göre davalının davacıya borcunun bulunmadığı, alacağın ispata muhtaç olduğunu belirtmiştir.
Davacı sunduğu —- yazışmaları ile rapora itiraz etmiştir. Davacının itirazları da gözetilerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler ——— tarihli ek raporda, sözleşmedeki imzanın davalı tarafından inkar edildiğini, heyette imza incelemesi yapacak bir uzmanın olmadığını,—-yazışmalarında akaryakıt fiyat farkı ve enflasyon farkı ile ilgili çeşitli yazışmalar olduğunu, mahkemece delil olarak kabul edilecekse heyette bir akaryakıt uzmanı olmadığından hesaplama yapılamayacağı mütalaa edilmiştir. Bunun üzerine ——– tarihli ara kararla bir mali müşavir, bir taşımacılık uzmanı, bir akaryakıt uzmanından oluşan bilirkişi heyeti atanarak rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetinin —— tarihli raporunda sözleşmenin 5. maddesine göre fiyat farkından——– farkından —— olmak üzere ———— farkının olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından ——– tarihli hukuki mütalaa sunulmuş, dosyamız arasına konmuştur. Bu özel bilirkişi raporunda özetle, davacının yıllar içinde artan şekilde faturalandırma yaparak zaten fiyat artışlarını yansıttığı ve bunların da davalının defterlerine kaydedildiği, davalı tarafça ödendiği, artık davacının başkaca bir fiyat farkı talebinin olamayacağı, yazılı sözleşmenin inkar edildiği, davacının aslını sunamadığı, alacağın bir kısmının dava tarihinden sonra zamanaşımına uğradığı belirtilmiştir.
Bu hukuki mütalaaya göre bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişiler —– tarihli ek raporlarında kök rapordaki hesaplamalarını aynen tekrarlamış; sunulan hukuki mütalaada belirtilen tutarlara göre ————-artışlarının yansıtılmış olduğunun kabul edilecebileceği mütalaa etmiştir.
Davacının —- tarihli celsede ıslah beyanında bulunduğu, —- tarihinde ıslah harcını ve eksik nisbi harı tamamlayarak davasını ————çıkardığı anlaşılmıştır. Talep edilen miktara göre 5235 sayılı yasanın 5. maddesine göre davanın heyetlik olduğu anlaşılarak yargılamaya heyet olarak devam edilmiştir.
Özetle, davacı yazılı sözleşmenin varlığını ispat edememiştir. Davacı, yazılı sözleşme olmasa dahi ticari teamül haline getirdiğini ispat ederse fiyat farkı talebinde bulunabilir, zira hukuki ilişkinin mahiyeti itibrariyle yazılı yapılması yasal zorunluluğu bulunmamaktadır. Ne var ki davacının bunu da ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Bir kere tacir olan ve ticari defter tutmakla yükümlü olan davacının defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davacı lehine delil niteliği olmadığı açıktır. Bu nedenle kendi defterlerine göre ——– alacaklı görünmesinin esasa etki eder bir yönü yoktur. Öte yandan davacının defterleri davalı lehine delil niteliğindedir. Davacının defterlerine göre kesilmiş ve davalı tarafından ödenmiş bir tane fiyat farkı faturası dahi yoktur. Davacının defterlerinde kayıtlı olan ——- tarihli ——-bedelli, ———- açıklamalı tek bir fatura vardır, bunun da davalı tarafından ödendiği açıkça ortaya konamamıştır. Davalının ticari defterlerine göre de taraflar arasında fiyat farkına ilişkin bir uygulama olduğunu gösteren bir kayıt bulunamamıştır. Davacının ve davalının sunduğu ———-yazışlamarına göre de taraflar arasında fiyat farkına ilişkin yazışmalar yapıldığı, davacının faturaların geç ödenmesine ilişkin, ücretin düşük olmasına ilişkin pek çok yakınmasının olduğu ancak buna rağmen davalının belli bir fiyat farkını yansıtmayı taahhüt ettiği bir yazışma olmadığı gibi ticari ilişkinin bir şekilde fiyat farkı ödenmeksizin 4 yıl 9 ay devam ettiği görülmüştür. Davacının davalıya karşı sözleşmenin 5. maddesine göre kesip gönderdiği faturalar ve buna göre davalıyı temerrüde düşüren bir ihtarnamesi veya ödemeyi kabul ederken düştüğü bir şerh de yoktur.
Yine, hukuki mütalaada dikkat çekilen ve son bilirkişi heyetinin ——– tarihli ek raporunda da teyit eder görüş belirtildiği üzere, yıllar içinde davacının kestiği faturalarda zaten fiyat artışı olmuştur. Faturalar düzenli olarak artmış (ortalama %21,46 oranında), davalı da bunları defterlerine kaydetmiştir. Diğer bir ifadeyle mutabakata varıldığı anlaşılan tek fiyat artışı bu olmuştur, bu faturalar da davalı tarafça ödenmiştir.
Davacının iddiası, davalının sözlemenin 5/A maddesine aykırı davrandığı olduğuna göre, davalının 5/A maddesi ile bağlı olduğunu net olarak ortaya koyması gerekir. Ancak yapılan yargılama neticesinde bu iddia ve alacak ispata muhtaç kalmıştır.
———-tarihli raporda yapılan hesaplamalar da sözleşmenin 5. maddesinin taraflar için bağlayıcı olduğundan hareketle yapılmıştır, bu nedenle mahkememizce hükme esas alınmamıştır.
Açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmiştir. 6765 sayılı eski TTK nun 767,775 ve 6102 sayılı TTK nun 885 maddelerinin somut olayda uygulanırlılığı yoktur.(Somut olayda taşınan yükte hasar, yolcuda bedeni zarar yoktur.) Taraflar arasında ilişki hizmet ilişkisidir. Davacı taşeron olarak taşıma işi hizmeti vermiştir. Talep sözleşme ilişkisine ilişkin olup TBK.nun zamanaşımına ilişkin genel hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Davacının talebi 10 yıllık zamanaşımı hükümlerine tabidir ve açılan dava da buna uygun ikame edilmiştir. Sadece ıslah edilen kısım için zamanaşımına uğradığı itirazı isabetlidir ancak ne var ki davacının alacak talebi ispatlanamadığı için, davalının ıslah dilekçesine ve alacağın zamanaşımına uğradığına dair itirazları üzerinde durulmasına gerek görülmemiş, burada değinmekle yetinilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2- Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından yatırılan 19.486,25 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile bakiye 19.431,85TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.200,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 72.772,31 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/07/2020