Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/357 E. 2019/411 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/357 Esas
KARAR NO : 2019/411
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 18/05/2010
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların daha önce çalışmış oldukları Özel Silivri Hastanesinde davalı … şirketi tarafından Hekim Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduklarını, davacı——- tarihinde, davacı———– 28.06.2005 tarihinde başlayan sigorta poliçesi teminatı kapsamında çalışmaları sırasında 25.12.2005 tarihinde ——-Hastanesi hastalarından ———- uygulamış oldukları tedavi sonrasında haklarında bir takım talepler ile Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin———- E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, bahsi geçen hastanenin ekonomik zorlukları nedeni ile usulüne uygun tebligatların yapılmadığını ve haberdar olamayan davacılar hakkında——– Karar sayılı kararla dava dosyasında tazminat ödemelerine hüküm kurulduğunu, verilmiş olan aleyhteki bu karar neticesinde İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün——- E. sayılı dosyası ile takibe konan icra takibinde davanın temyiz edilmesi ve sürenin uzaması nedeni ile icra takibine konu olan borç için verilen teminat mektubunun nakde çevrilerek tahsil edildiğini, sigorta kapsamında bulunan iş bu ödenen tazminatın tahsili için sigorta şirketine ——-. Noterliğinin ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talepte bulunulmuş olsa da davalı … şirketi tarafından işbu ihtarname ile uğramış oldukları zarar talep ettiklerini ancak davalı … şirketinin haber alındığı tarihten 5 gün içerisinde sigortacıya haber verilme mecburiyeti bulunduğu gerekçesi ile taleplerini reddettiğini, davaya konu olayın herhangi bir kasıt olmaksızın icra takibi sırasında öğrenildiği ve davalı … şirketine ihbar edildiğini, daha öncesinde mevcut olan davanın kendilerine de usulüne uygun tebliğ edilmeksizin sonuçlandığını, davanın davacıların bilgisi dışında olması nedeniyle davalı … şirketine ihbar edilebilmesinin de mümkün olmayacağını ve davanın temyiz aşamasında olduğunu, açıklanan nedenlerle dava konusu 26.790,80-TL’nin faizi ve bütün ferileri ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı …—– vadeli 6——– sayılı ve davacı ——— sayılı Hekim Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesine sahip olduklarını, davaya konu tıbbi müdahalenin 25.12.2015 tarihinde meydana gelmiş olduğunu, sigortalılar aleyhine 2006 yılında dava ikame edilmiş olmasına karşın bu durumun 01.02.2010 tarihinde kendilerine ihbar edildiğini, Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.l maddesi gereği poliçe teminatı geriye dönük işlerlik tarihinin 1 yıl olduğunu ve poliçe özel şartlarının “Bildirim Süresi” başlıklı 3. Maddesi gereği tazminat talebine konu olan tanı ve/veya tedavinin başlangıç tarihinin geçmişe dönük işlerlik tarihinden sonra veya poliçe vadesi içinde olmasının esas olduğunu, Hekim Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçelerinde sigorta teminatının “Mesleki Sorumluluk Sigortaları Genel Şartlarının” A.1.b maddesi çerçevesinde ve yöneltilmiş talep esası ile verilmiş olduğunu ve sadece poliçe süresi içinde sigortalıya yöneltilmiş ve sigortalı tarafından yine poliçe süresi içinde sigortacıya ihbar edilmiş taleplerin teminat kapsamında olduğunu, poliçe vadesi sona erdikten sonra sigortacıya ihbar edilen tazminat taleplerinin sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığını, TTK.’nın 1292/1 maddesine göre sigortalı davacının aleyhine ikame edilen davayı öğrendiği andan itibaren 5 gün süre içinde ihbar yükümlülüğünün olduğunu, aynı maddenin 3. Fıkrasına göre sigortalı ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmedi ise, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan haklarını zayi edeceğini, davacı tarafın işbu davanın karara çıkana kadar haberdar olmadığını beyan etmiş olmasını kabul edilemeyeceğini, davacı tarafında savcılıkla ifade verdiğini ve ayrıca 23.07.2009 tarihli icra emri ile haberdar olduklarının açık olduğunu, yine dava dilekçesinde de ikrar edildiği gibi icra dosyasına teminat mektubu konduğu, bu itibarla davacı tarafın Genel Şartların B.2.A sayılı maddesinde kendisine yüklenen mükellefiyeti yerine getirmediğini ve sigorta şirketinin bilgisi ve onayı dışında üçüncü şahıslara ödeme yaptığını, bu sebeple sigorta haklarının zayi olduğu kanaatine ulaşıldığını, ayrıca ödenmiş olan işbu tazminatın maddi ve/veya manevi tazminat olup olmadığının açık olmadığını, manevi tazminat taleplerinin Genel Şartların A,4.2 maddesi (f) bendinde belirtildiği gibi teminat dışı olduğunu, davacı tarafından ———-simli üçüncü şahsa ne tür bir tanı ve tedavinin uygulandığı, olayın nasıl geliştiğinin araştırılmasını, poliçe teminat dışı bir durum var ise bunun da tespit edilmesi gerektiğini, davacıların aleyhine ikame edilen Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin———-E. sayılı dosyasının Yargıtay aşamasında olduğunu, bekletici sebep olarak değerlendirilmesini, bu dosyanın davacıların olayda bir kusurunun bulunup bulunmadığının ortaya çıkacağını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikle poliçe Özel şartlarının 4. Maddesi gereği “Sigortacının ödemesi gereken tüm tazminat, masraf ve giderleri ile birlikte sorumluluğu, bu tutarlar için işletilecek faiz, sigortacıdan önceden onay alınmak kaydı ile tazminat talepleri ile ilgili yargılama giderleri ve bütün savunma masrafları dahil olmak üzere poliçede belirtileri beher hasar başına tazminat limit tutarını geçemeyeceğini, poliçe üst limiti dahilinde sorumluluklarının bulunduğunu beyan ederek, haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş olan davanın reddine, masraf ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava mahiyeti itibariyle, davacılar tarafından dava dışı üçüncü şahsa ödenen tazminatın sigorta kapsamında olduğu iddiası ile davalıdan tahsili talebi ile açılmış tazminat davasıdır.
Davanın, Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin——— E. sayılı dosyasından davacılar aleyhine verilen karara istinaden ödenmek zorunda kalınan tazminatın, davalı … şirketinden tahsili talebi ile açılmış olması nedeniyle bu dosya bekletici mesele yapılmış, Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———— E. sayılı dosyasından verilen kararının Yargıtay tarafından bozulmasına hükmedilmesi sonucu, dosyanın ———Esasa kaydedildiği, bozma ilamına uyularak yargılama yapıldığı, 10/03/2011 tarihinde 15.000,00-TL manevi tazminatın davacılardan alınarak dava dışı ————– verilmesine karar verildiği ve bu kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller kapsamında inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 19/09/2017 havale tarihli raporda, sadece poliçe süresi içinde yöneltilmiş taleplerin ve sigortalı tarafından yine poliçe süresi içinde sigortacıya ihbar edilmiş taleplerin teminat kapsamında olduğu, sigortalının haberdar olduğu andan itibaren 5 gün içinde sigortacıya ihbar yükümlülüğünün olduğunu belirtmiş, 16/03/2006 tarihli resmi gazetede yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına atıf yaparak davacıların tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğu yönünde rapor tanzim etmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 19/09/2017 havale tarihli raporun eksik incelemeyle tanzim edilmiş olduğu anlaşıldığından, dosya rapor tanzim edilmek üzere farklı bir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 09/05/2018 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda özetle, davacıların icra takibi ile durumdan haberdar oldukları, haberdar olduktan itibaren davalıya noter kanalı ile ihtarname gönderdikleri, bu ihbarda kasıt veya ağır kusurdan söz edilemeyeceği, 16/03/2006 tarihinde yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre sigortacının %50 oranında manevi tazminattan sorumlu tutulabileceği, ancak 16/03/2006 tarihinden önce bu hususta herhangi bir düzenleme olmaması nedeniyle davacıların ödemiş oldukları manevi tazminatın sigorta kapsamında olmadığını yönünde görüş bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davalı … şirketine, davacı ——- tarafından ——-başlangıç – 04/07/2006 bitiş tarihli, davacı … tarafından —– başlangıç – —–bitiş tarihli, 50.000-TL limitli “Hekim Sorumluluk Teminatı Maddi + Bedeni Ayrımı Yapılmaksızın” şeklinde ana teminat açıklaması ile Bireysel Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortası yaptırıldığı anlaşılmıştır. Davaya konu tedavinin yapıldığı tarih 25/12/2005 olup, sigorta başlangıç tarihi ve olay tarihi itibariyle 16/03/2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları henüz yürürlüğe girmemiş, poliçelerde poliçe ve olay tarihinde yürürlükte bulunan Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına atıf yapılmıştır. Düzenlenen sigorta poliçesi ve atıf yapılan genel şartlar incelendiğinde manevi tazminat taleplerinin sigorta kapsamında olacağına dair bir hüküm bulunmamakta, sigorta poliçesi ile teminat altına alınan riskin, maddi tazminat talepleri olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar poliçede manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulduğunun belirtilmemiş olduğu iddia edilmişse de poliçede kapsam içinde olduğu belirtilmeyen bir riskin sırf kapsam dışında olmadığı belirtilmemiş olması nedeniyle poliçe kapsamı içinde olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer yandan dava konusu olayda Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına atıf yapılmış olması nedeniyle dava ve poliçe tarihinde yürürlükte olan 6267 Sayılı TTK.’nın 1292. Maddesindeki; “Sigorta ettiren kimse sigortanın taalluk ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar.” hükmü gereği 5 günlük süre mesuliyet sigortalarında dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlayacağından icra dosyasına ödemenin ———- tarafından 22/01/2010 tarihinde yapıldığı, davacılar tarafından ihtarnamenin (ihbarın) 29/01/2010 tarihinde gönderildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu sigorta poliçelerinde ve bu poliçelerde atıf yapılan Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarında, manevi tazminatın sigorta kapsamında olduğunda dair bir kayıt bulunmaması nedeniyle davaya konu talebin sigorta kapsamında olmadığı kanaati oluştuğundan ve icra dosyasının incelenmesinde davaya konu ödemenin davacı ———- tarafından yapılmış olduğu, davacı …’ün herhangi bir ödeme yapmadığından talepte bulunamayacağı anlaşıldığından, 6267 Sayılı TTK. m. 1292/3 gereği kasten mi kusurlarıyla mı ihbar yükümlülüklerini yerine getirmedikleri hususunda araştırma yapılamasına yer olmamış, davacıların dava dışı şahsa ödediklerini iddia ettikleri manevi tazminat tutarının davalı … şirketinden tahsili istemi ile açtıkları davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 397,85-TL harçtan mahsubu ile bakiye 353,45-TL harcın davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 30,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdiren 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/04/2019