Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/1139 E. 2018/679 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2009/1139 Esas
KARAR NO : 2018/679

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 20/10/2009
KARŞI DAVA TARİHİ : 31/12/2009

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin seramik işi yaptığını, davalıya ait ……. kapsamındaki konutların ……..imalatı ve …… işçiliğini yaptığını, taraflar arasındaki sözleşme gereğince bu iş için davalının müvekkiline toplam 206.618,00 TL ödemesi gerektiğini, söz konusu bu paranın 120.000,00 TL’sinin barter karşılığı daire vermek sureti ile ödeneceği, bakiye kısmın ise nakden ödeneceği, müvekkilinin sözleşme gereği taahhüt etmiş olduğu işleri tam ve eksiksiz olarak yaptığını ve davalıya teslim ettiğini, işin devamı sırasında önceden öngörülmeyen ilave imalatlar da yapıldığını, toplam hakediş bedelinin 221.200,72-TL’ye yükseldiğini, yani fazladan 14.382,00-TL’lik daha imalat yapıldığını, davalının müvekkiline bir kısım nakit ödemeler yaptığını, ancak nakit olarak ödenmesi gereken 101.200,00-TL’yı tamamen ödemediğini, sözleşme gereğince müvekkiline verilmesi gereken 120.000,00-TL değerinde olduğu taraflarca kabul edilen ……………numaralı dairenin de devrini yapmadığını, müvekkilinin alacaklarının ödenmesi ve dairenin devredilmesi ya da daire bedelinin ödenmesi istemiyle davalıya Kadıköy … Noterliğinin 01.09.2009 tarih ve ………yevmiye numaralı bir ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnamenin tebliğine rağmen edimlerini yerine getirmediğini, davalı ihtarnameyi tebliğ aldıktan sonra Kartal ….. Noterliği vasıtası ile cevabi bir ihtarname gönderdiğini, bu ihtarnamede sözleşme konusu işin yapılıp teslim edildiğini, sözleşme bedelini ve dairenin müvekkiline teslim edilmediği hususlarını kabul ettiğini, davalının edimlerini yerine getirmemek için ileri sürdüğü savunmaların hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, işin devamı esnasında müvekkiline bağlı olarak çalışmakta olan bir işçinin yüksekten düşme sureti ile hayatını kaybettiğini, işçi yakınlarının bu olay sebebi ile tazminat davası açtıklarını, davalının söz konusu bu davayı bahane ederek müvekkiline daire teslimini ve bakiye ödemelerini yapmadığını, davalının nakit yapması gereken ödemeleri zamanında yapmaması sebebi ile müvekkilinin ekonomik anlamda çok ciddi bir mağduriyete düştüğünü, davalının sözleşme çerçevesinde oluşabilecek muhtemel zararların telafisi için hakedişlerin %5’inin teminat olarak kesme hakkına sahip olduğunu, bu hakkını da kullandığını, sözleşmenin 111. maddesi gereğince davalıya sözleşme bedelinin %10’u tutarında bir de senet verildiğini, davalının, iş kazası sebebiyle oluşabilecek muhtemel zararını tazmin etmek için bu senedi ve hakedişlerin % 5’lik kısmını elinde tutabileceğini, sözleşme ile tanınan teminattan daha fazlasını keyfi olarak elinde tutmasının sözleşmeye, kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle …………. numaralı dairenin müvekkili adına tesciline, dairenin geç teslim edilmesi sebebi ile müvekkilinin uğradığı kira, değer artışı v.s yoksun kalınan haklarının tespiti ile bu haklarının (şimdilik 1.000,00 TL’.sinin) davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine, dairenin müvekkili adına tescilinin mümkün olmaması halinde daire bedelinin (şimdilik 8.000,00 TL’sinin) ihtarnamelerinin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber müvekkiline verilmesine, tüm hakediş bedeli üzerinden müvekkiline ödenmesi gereken nakit paranın bakiye kısmının (şimdilik 1.000,00 TL’sinin) ihtarnamelerinin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili 23.07.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline teslim etmesi gerekirken, teslimi gerçekleştirmediği dairenin bedeli olan 120.000,00-TL’nin ihtarnamelerinin tebliğ tarihi olan 04.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, tüm hakediş bedelleri üzerinden müvekkiline ödenmesi gereken 14.382,00-TL’nin 1.000,00-TL’sinin ihtar tarihi olan 04.09.2009 tarihinden 13.382,00-TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili davalı şirket olan ……İlçesi, ……parselde inşa ettiği …………. İşçiliği işini taşeron firma olarak üstlendiğinin doğru olduğunu, davacının sözleşme ile yükümlendiği işin imalatı sırasında kendisine bağlı işçisinin inşaattan düşerek öldüğünü, davacının herhangi bir zararın meydana gelmediği iddiasında olduğunu, ancak gerçeğin öyle olmadığını, ölenin yakınları tarafından müteselsilen ve müştereken sorumlu olmak kaydı ile davacı ve davalı şirket aleyhine Kartal ….. İş Mahkemesinin 2008/442 E. sayılı dosyası ile 270.000,00 TL’lik tazminat davası açıldığını, bu davanın 45.000,00 TL’lik kısmının davacının da onayı ile kendileri tarafından kabul edildiğini, dosyanın Yargıtay aşamasındaki ceza dosyasını beklediğini, davacı tarafından üstlenilen işin sözleşme hükümleri uyarınca bitilerek davalı şirkete teslim iddiasının doğru olmadığını, fazla yapılan imalatın ve işin tesliminin belge ile ispatı gerektiğini, taraflar arasında işin teslim edildiğine dair bir ek sözleşme veya protokol olmadığını, davacının sözleşme dışı alacaklı olduğu iddialarını kabul etmediklerini, davacının işin yapılıp teslim edildiğini şeklinde beyanının eksik olduğunu, Kartal ………. Noterliğinin 17,09.2009 tarih ve 26290 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamelerinde kendi beyanlarının;”…İşini üstlenmiş ve (ilgili sözleşme maddeleri saklı kalmak şartı ile) bitirmiş bulunuyorsunuz…” şeklinde olduğunu, buradan kesin veya geçici teslim anlamının çıkarılamayacağını, davalının ölümlü kazada hayatını kaybeden işçinin kendi işçileri olduğunu kabul etmesine, yukarıda zikredilen mahkeme dosyalarına rağmen henüz bir zarardan bahsedilmeyeceğini söylemesinin hukuki gerçeği ifade etmediğini, davacının, kazalı tarafla kazalının dava hakkından feragatine karşılık 45.000,00 TL ödemesi hususunda anlaştığını, bu hususun Kartal ….. İş Mahkemesinin 2008 – 442 E. sayılı dosyada kendileri tarafından beyan edildiğini, dolayısıyla kısmi de olsa zarar meydana çıktığını, kazalının maddi desteğinden yararlandığı iddia edilen iki kardeşi ve annesinin hayatta olduğunu, ……….. uygulamadan bilindiği üzere özellikle anne için peşin sermaye ödemesine dayalı tazminat davası açacağının mutlak olduğunu savunmuştur.
Davalı karşı davada, davacı (karşı davalı) sözleşme hükümlerine aykırı davranarak müvekkili şirkete zarar verdiğini, davacının; “…Henüz ortada bir zarar söz konusu değildir…” şeklindeki iddiasının gerçeği ifade etmediğini, zira Kartal ……. İş Mahkemesinin 2008- 442 E. sayılı dosyası ile müteselsilen davalı – karşı davacı müvekkiline karşı 270.000,00 TL tazminat davası açıldığını, anılan mahkemenin 14.01.2009 günlü duruşmasında davalı müvekkiline ait ……….. parseldeki taşınmaz üzerine ihtiyati haciz şerhi verildiğini, dilekçeleri üzerine tedbirin ………. üzerine kaydırıldığını, daire fiyatının 250.000,00-TL olduğunu, kazalının açtığı dava sonuçlandığında paraya çevrilerek mahkemenin hükmedeceği tazminat oranında ölenin hak sahiplerine ödeneceğinin muhakkak olduğunu, kaza sonrasında kazalı yakınları ile davacı/karşı davalının 45.000,00-TL ödenmesi ve tazminat taleplerinden vazgeçilmesi hususunda anlaşıldığını, açılan davada bu miktarın kabul edildiğini, ancak davacı/karşı davalı ile köylüsü ve akrabası olan kazalının yakınları ile daha sonra anlaşma sağlanamadığını, uygulamada bu tür olaylarda hükmedilecek maddi manevi tazminatların, destekten yoksun kalma nedeni ile kazalının annesine …… tarafından bağlanacak maaşlardan dolayı peşin sermaye gideri üzerinden ……. müvekkiline rücu edeceği de hesaplandığında müvekkili şirketin zararının 250,000,00 TL olacağının düşünüldüğünü, bu konuda açılan Kartal ……. İş Mahkemesinin 2008/442 E. Sayılı dosyası ile Kartal …… Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/523 E sayılı davaların sonuçlanmasının beklenmesini talep ettiklerini, davalı – karşı davacının uğrayacağı zararın davacı/karşı davalının alacağından mahsup edilerek, eğer kalırsa fazlasının o şekilde kendisine iadesine karar verilmesini talep etmek için iş bu karşı davanın açılmasının zorunluluğunun doğduğunu açıklanan nedenlerle, davacı yanın hukuka uygun olmayan davasının reddine, aksi takdirde Kartal … İş Mahkemesi’nin 2008/442 E. Sayılı dosyası ile Kartal …… Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/523 E. sayılı dosyasının iş bu uyuşmazlık için ön mesele yapılmasına, karşı davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, Kartal …… İş Mahkemesinin 2008/442 E. sayılı dosyası ile açılan ve 45.000,00-TL kısmının davacı -karşı davalı ve davalı – karşı davacı tarafından kabul edilen tazminat davası sonucu hükmedilecek tazminat nedeni ile müvekkili davalı – karşı davacının uğrayacağı maddi, zararın şimdilik 10.000,00 TL’sinin avans faizi ile birlikte dava tarihinden tahsiline kadar davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre asıl davanın, davacının davalı ile yapmış oldukları anlaşma gereği kendisine devredilmesi hususunda taahhütte bulunduğunu iddia ettiği taşınmazın kendisi adına tescili, bunun mümkün olmaması durumunda yaptıkları anlaşma ile belirlenen bedelinin tahsili, davacının fazladan yaptığını iddia ettiği işlerin bedelinin tahsili ve geç teslim nedeniyle uğradığı zararların tazmini hususunda olduğu, karşı davanın ise davalı aleyhine Kartal …. İş Mahkemesi’nin 2008/442 E. Sayılı dosyası ile açılan dava nedeni ile davalının dava dışı 3. Şahıslara ödemek durumunda kalacağı bedelin tahsili hususunda olduğu anlaşıldı.
Tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller çerçevesinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 01/07/2013 tarihli raporda, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davalı tarafından davacıya barter olarak verilmesi taahhüt edilen … sayılı taşınmazda inşa edilecek olan zemin kat 1 no’lu dairede yapılan incelemede dava tarihi itibariyle taşınmazın değerinin 125.000,00-TL olduğu, taraflar arasında yapılan anlaşma ile işin bedeli hususunda 206,618,00-TL üzerinden anlaşıldığı, taraflar arasında imzalanan 01/05/2009 tarihli Kesin Hesap başlıklı hak ediş raporunda, davacı karşı davalının toplam alacağının 221.200,72-TL olarak belirlendiği bu durumda davacının davalıdan 14.582,72-TL bakiye alacağının kaldığı ancak davacı/karşı davalı tarafından 14.382,00-TL talep edildiği, her ne kadar taşınmaz devri sözleşmeleri resmi şekil şartına bağlı olsa taraflar arasında yapılan anlaşmaya istinaden karşılıklı edimler yerine getirilmiş olduğundan bu durumun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılacağı, taraflar arasındaki anlaşmaya konu dairenin tapuda dava dışı ……adına kayıtlı olduğu, devrinin mümkün olmadığı, karşı dava ile davalı/karşı davacı tarafından ölen işçi nedeni ile tazminatın talep edildiği, ödenen meblağın 153.000,00-TL olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacı tarafından ödenen tazminatın bir kısmından sorumlu olduğu, Kartal ………… İş Mahkemesi’nin 2008/442 E., 2011/1159 K. Sayılı kararı ile davacının ve davalının kusurlarının eşit olduğu bu nedenle davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya 76.500,00-TL ödenmesi gerektiği, 125.000,00-TL +14.582,72-TL =139.582,72-TL davacı/karşı davalının talep edebileceği bu miktardan 76.500,00-TL düşüldüğünde bakiye 63.082,72-TL talep edilebileceği ancak davacının talebiyle bağlı olarak toplam 9.000,00-TL talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı/karşı davacı tarafından verilen 16/07/2013 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilmiş aynı dilekçe ile karşı davanın ıslah edildiği beyan edilerek; fazla yapılan 3.344,04-TL ödeme, iki ayrı iş mahkemesinde aleyhlerine açılan davalar nedeni ile uğradıkları zararın 17.500,00-TL’si, kazalıya ödenen 153.000,00-TL’nin faizinin şimdilik 12.914,00-TL’si, ödenen tazminatın yarısı olan 76.500,00-TL ve cezai şart olarak 50.000,00-TL olmak üzere toplam 160.258,04-TL’den davacı/karşı davalının alacağı olan 121.656,00-TL’nin mahsup edilerek kalan bakiye 38.602,04-TL’nin dava tarihi itibari ile işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya ödenmesi talep edilmiştir.
Davacı/karşı davalı tarafından verilen 23/07/2013 havale tarihli dilekçe ile dava dilekçesini ıslah ettikleri beyan edilerek, mahkemenin harcın tamamlanması yönünde ara kararı ile talep ettikleri 120.000,00-TL’nin ve hak ediş bedelleri üzerinden ödenmesi gerektiğini iddia ettikleri bedelin 1.000,00-TL’sini, ihtar tarihi olan 04/09/2009 tarihinden, 13.382,00-TL’sine ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir.
Mahkememizde yapılan 28/01/2014 tarihli duruşmada davalı/karşı davacının dava dilekçesi ile sadece ölen işçinin zararları nedeniyle ödenecek tazminatlar nedeniyle müvekkilinin yapacağı ödemeler için kısmi talepte bulunulduğu, dava dilekçesi ile talep edilmeyen cezai şartın ıslaha konu edilemeyeceği gerekçesi ile 50.000,00-TL cezai şart istemli ıslah talebinin reddine karar verilmiştir.
Alınan 01/07/2013 tarihli bilirkişi raporuna karşı, taraflarca ileri sürülen itirazların değerlendirilmesi amacı ile daha önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucu tanzim edilen 08/10/2014 tarihli ek rapor ile kök raporda varılan sonuçlarda değişikliğe gidilmesini gerektirecek bir husus olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. 1. ek rapora olan itirazlar üzerine ……. ve işçinin yakınlarına yapılan ödemeler hesaplanarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiden 2. ek rapor alınmasına karar verilmiş, 20/02/2015 tarihli ek rapor ile bilirkişi davacı/karşı davalının 9.000,00-TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
İstanbul Anadolu ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/742 E. Sayılı dosyası ile……….. tarafından davalı/karşı davacı aleyhine açılan davada davalar arasında bağlantı olduğu gerekçesi ile mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleşen dosyanın incelenmesinde davacısının mahkememiz dosyasının davacısı ile isim benzerliği dışında bir bağlantısının olmadığı, farklı kişiler olduğu görüldüğünden birleşen dosyanın tefrikine karar verilmiştir.
Alınan bir kök ve iki ek raporun hüküm kurmaya yeterli görülmemesi üzerine 13/10/2015 tarihli duruşmada verilen ara karar ile dosyanın mali müşavir, inşaat mühendisi ve borçlar hukuku konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak heyete tevdi edilmesine karar verilmiş, heyet tarafından tanzim edilen 02/06/2017 tarihli raporda, dava konusu dairenin 125.000,00-TL olarak belirlenen değerinin ………… olduğu, yapılan incelemede davacı/karşı davalının davalı/karşı davacıdan olan alacağının 134.851,87-TL olduğu ancak davacının talebinin 14.382,00-TL olduğu, karşı dava bakımından yapılan incelemede özetle karşı dava tarihi itibariyle davalı/karşı davacının mahsubunu talep edebileceği muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Alınan bilirkişi raporlarının mahkememizde kanaat oluşması için yeterli olması nedeni ile alınan rapora karşı ileri sürülen itirazların ve yeni rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında davalı/karşı davacı şirket tarafından yapılmakta olan…… projesindeki konutların sıvası ve seramik işçiliğinin yapılması konusunda sözleşme olduğu, tarafların bu sözleşme çerçevesinde ödemenin bir kısmının daire karşılığı olarak yapılması hususunda mutabık kaldıkları, sözleşme konusu dairenin üçüncü şahıs adına kayıtlı olduğu ve devrinin mümkün olmadığı hususlarında anlaşmazlık bulunmamaktadır.
Asıl davada alınan bilirkişi raporlarıyla davacının davalıya ait projede sözleşme harici yapmış olduğu işlemler için belirlenen meblağ yönünden yapılan incelemede, 1. heyetten alınan raporda 14.582,72-TL olarak belirlenmiş, davacı/karşı davalı bu alacak kalemine ilişkin talebini 14.382,00-TL olarak yani dava dilekçesinde beyan ettiği şekilde ıslah etmiş ikinci heyet raporunda belirlenen miktar daha fazla olmasına rağmen bu hususta davacı tarafın bir talebi olmaması nedeniyle davacı 14.382,00-TL yönünden talebinin kabulü yönünde kanaat oluşmuştur. Davacının dava konusu dairenin geç tesliminden doğan zarar talebi ile ilgili taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre, davacı/karşı davalının sözleşmede belirtilen işçilere ait ………ödeme belgeleri teslim etmemiş olması nedeniyle davalı/karşı davacının temerrüde düşmekte kusurlu olmaması nedeniyle davacının geç teslim nedeni ile zarar tazmini talep etme hakkının olmadığı kanaatine varılmış ve bu talebin reddine karar verilmiştir. Davacının anlaşma konusu gayrimenkulün adına tescili, tescil mümkün değilse bedelinin tahsili talebi yönünden yapılan incelemede, dava konusu gayrimenkulün değeri her iki heyet raporunda da 125.000,00-TL olarak tespit edilmiş olduğundan, davacı/karşı davalının anlaşma konusu dairenin tescilinin mümkün olmaması halinde bedeli olan 120.000,00-TL’nin tahsili yönündeki talebinin 120.000,00-TL olarak kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan incelemede, davalı/karşı davacının Kartal ….. İş Mahkemesi’nin 2008/442 E. sayılı dosyası ile projede çalışan ve vefat eden işçinin yakınları tarafından kendisi aleyhine dava açıldığını beyan ederek bu dava sonunda aleyhine hükmedilecek tutarın mahsubunu ve tahsilini istediği anlaşılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu madde 118’de düzenlenen, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren aynı şekilde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. Maddesinde; “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.” şeklinde yer verilen takastan söz edilebilmesi ve bu hakkın kullanılabilmesi için öncelikli şart tarafların karşılıklı borçlarının muaccel olmasıdır. Dava konusu olayda davalı/karşı davacı tarafından karşı dava ile Kartal …… İş Mahkemesi’nin 2008/442 E. sayılı dosyası ile projede çalışan ve vefat eden işçinin yakınları tarafından kendisi aleyhine açılan ve devam eden davada aleyhine hükmedilmesi muhtemel bir alacağın tahsili talep edilmiştir. Kanundaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere takasa konu olabilecek alacağın muaccel olması gerekmektedir. Bir an için ikinci fıkradaki düzenleme çerçevesinde alacağın çekişmeli olduğu düşünülebilecekse de İş Mahkemesinde açılan dava taraflar arasında görülen bir dava değildir ve bu dava sonucunda verilecek hükümle davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalıdan talep edebileceği muaccel hale gelmiş bir alacağı olduğuna hükmedilmeyecek, dava dışı şahısların davalı/karşı davacıdan olan alacağına hükmedilecek ve ancak bu hüküm gereği davalı/karşı davacı tarafından dava dışı şahıslara bir ödeme yapılması durumunda ve davalı/karşı davacı tarafından bu ödemenin davacı/karşı davalıdan talep edilmesi halinde taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği kendi iç ilişkilerinde maddede belirtilen çekişmeli bir alacaktan bahsedilebilecektir. Açıklanan nedenlerle, karşı dava tarihi itibariyle, davalı/karşı davacı tarafından dava dışı şahıslara davacı/karşı davalıdan talep edebileceği herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, mahkememizde açılan karşı davada, karşı dava tarihi itibari davalı/karşı davacının alacağının var olup olmadığının araştırılacağı ve verilecek hükmün dava tarihi itibariyle alacak var olup olmadığı hususunda olacağı göz önünde bulundurulduğunda, karşı dava tarihi itibariyle davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalıdan talep edebileceği muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığından, karşı davanın dava tarihi itibariyle hukuki yarar yokluğu nedeni ile HMK. m. 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, buna bağlı yapılan kısmi ıslah talepleri de bu kapsamda değerlendirilmiş, davacı/karşı davalı tarafından gönderilen ihtarnamenin davalı/karşı davacıya 04/09/2009 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 7 gün süre tanındığı göz önünde bulundurularak, dava dilekçesinde talep edilen alacak bakımından işleyecek faizin başlangıç tarihi olarak 11/09/2009, ıslahla arttırılan talep bakımından ıslah tarihi olan 23/07/2013 kabul edilerek asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, toplam 134.382,00-TL’nin, 121.000,00-TL’sine 11/09/2009 tarihinden itibaren, 13.382,00-TL’sine 23/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanun’un 2/2 maddesi uyarınca ticari avans faizi ile birlikte, davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine,
a-Alınması gereken 9.179,63-TL nisbi karar harcının peşin alınan 1.875,45-TL’den mahsubu ile bakiye 7.304,18-TL karar harcının davalı/karşı davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına,
b-Davacı/karşı davalı tarafından harç dahil harcanan 5.310,55-TL yargılama giderinin davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
c-Davacı/karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 13.500,56-TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
d-Tarafların gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
e-Davalı/karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 1.000,00-TL avukatlık ücretinin davacı/karşı davalıdan alınıp davalı/karşı davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın usulden REDDİNE,
a-Alınması gerekli 35,90-TL harcın davalı/karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.620,00-TL harçtan mahsubu ile artan 2.584,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı/karşı davacı tarafa iadesine,
b-Davalı/karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davacı/karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 2.180,00-TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacıdan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
d-Tarafların gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı/karşı davalı vekilinin, davacı/karşı davalı … ve davalı/karşı davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.