Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/230 E. 2023/303 K. 27.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/230
KARAR NO : 2023/303

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 27/11/2023
KARAR TARİHİ : 27/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
—– Tarafından işletilmekte olan —-için —– nolu başvuru ile —-markasının adına tescili talebinde bulunduğun—- tescil nolu —– markası tarafından davacının marka başvurusuna pek çok asılsız sebep göstererek zorlama itirazlarda bulunulmuş, davacı tarafından görevlendirilmiş marka vekilince itirazlara cevap verildiğini, davacı markasının başvuru sürecini marka vekili ile yürüttüğünü, markasına gelen itirazlara cevabı da yine marka vekili aracılığıyla yaptığını, marka başvuru sürecini işin profesyonellerine vekalet vererek gerekli itiraz iradesini gösteren davacı Markalar Dairesi Başkanlığının kısmen ret kararına ve gelebilecek kararlara karşı marka vekilinin gerekeni yapacağını düşündüğünü, marka vekiliyle çalışarak ve gerekli itirazların yapılması konusunda gerekli gayretleri göstererek işbu davayı açarak itiraz iradesinin varlığını kanıtladığını, marka vekili tarafından kısmen ret kararına karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kuruluna davacı itirazları taşınmadığı bu sebeple süreler kaçtığını, fakat usul kurallarının tarafların elinde olmayan sebeplerle, hak kaybına uğratabilecek şekilde uygulanması hakkaniyetle de usul hukukunun amacı ve ruhuyla da bağdaşmamaktadır. İşbu sebeple davamızın kabulünü talep ettiği, davacının itirazı kendisi gerçekleştirebileceği düşünülse de hayatın olağan akışı içerinde ayrı bir meslek dalı ve uzmanlık olarak görülen marka vekillerinin yapacağı işlemleri yapmaya yetkin olmadığını, marka vekilliği herkesin yapamayacağı, sınavlar ile yetkinliğini kanıtlayanların yapabileceği özel bilgi birikimi gerektiren bir iş olduğunu, kişinin avukat olan vekilinin dahi yapabileceği itirazı yapmaya yetkisi olmadığını, davanın reddi halinde davacının katlanmak zorunda kaldığı külfetin usul kurallarıyla hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ölçüsüzce kısıtlanması sonucu doğacağını, itiraz eden markanın logosu ve davacının kullanmak istediği markanın logosu birbirinden net bir şekilde ayırt edilebilecek düzeyde farklı olduğunu, itirazcının iddia ettiği benzerlik olan —– ibaresi genel kullanılan bir ibare olup itirazcı markasını tescil etmeden evvel de başkaca markaların parçası olarak kullanıldığını, her iki otelin de yapısı birbirinden oldukça farklı olduğunu, itirazcının müşteri çevresi ve hitap ettiği kitle davacı ile aynı olmadığını, itirazcının müşteri çevresi —-Bölgesindeki turistlerken davacının müşteri çevresi —- Bölgesinden —-geçen yolcular ve yerleşik—- halkı olduğunu, karıştırma ihtimaline yol açacak logo, şekil ve renkler davacının başvurusunda kullanılmadığını, davacının marka başvurusu kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlandığını, restoran, toplantı ve organizasyon salonu, konaklamadan oluşarak bir bütün olan işletmenin bir kısmı marka hakkından yararlanmaktan mahrum bırakıldığını, itirazcı marka sahibiyle davacı markasının karıştırılma ihtimali bulunmadığını, kurumun kötü niyetli itirazlar sonucu almış olduğu hatalı karar davacınıns ticari hayatını sekteye uğratacak, işletmenin bütünlüğünü işleyişini bozacak nitelikte olduğunu, Kurumun aldığı hatalı kararın iptal edilmesini, davacının dava konusu marka başvurusunun kısmen değil tamamen kabulünü , dava harç ve her türlü masrafın davalı yan üzerine bırakılmasın davanın kabulünü, Kurum tarafından verilen kararın iptalini ve başvurularının tamamen kabulünü dava harç ve masrafların davalı taraf üzerine bırakılmasını, davalı yan aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E :
Dava, TPMK tarafından verilen marka tescilinin reddi talebinin iptaline ilişkin davadır. İ
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava davacı tarafından—- numaralı “—–” markasının tescili talebinde bulunulduğu, TPMK tarafından marka tescil talebinin reddine karar verildiği, davacı tarafından işbu kararın iptali istemli dava açılmışsa da 6769 sayılı SMK nun 156/2. Maddesi gereğince kurum kararlarına karşı açılacak davalarda yetkili ve görevli mahkemenin—- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olup bu yetki kuralının kesin olduğu, bu nedenle resen gözetilmesi gerektiği, mahkememizce resen yapılan inceleme neticesinde yetkili ve görevli mahkemenin —– Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından tensiben yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davanın YETKİSİZLİK nedeniyle usulden REDDİNE,HMK 20. Madde uyarınca dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli—- NÖBETÇİ FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’ ne gönderilmesine,Aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağına, Yargılama harç ve giderlerin HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.