Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/121 E. 2023/343 K. 25.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/121
KARAR NO : 2023/343

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2023
KARAR TARİHİ : 25/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesi ile:
Müvekkilinin —– Üniversitesinden öğretim üyesi mükemmeliyet ödülü, —– araştırmacı lü, dünyadaki en büyük eğitim araştırmacılar deneği —- araştırma büyük ödülü ve geliştirdiği projelerle —- -ödülü aldığını, halen —– Üniversitesi’ndeki retim üyeliği görevine devam etmekte olup çocuk gelişimi ve istatistik dersleri verdiğini, hali hazırda akademisyen, yazar ve araştırmacı olarak meslek hayatına devam ettiğini, Davalı … ise —-adresinde faaliyet gösteren, —- Ticaret Sicili Müdürlüğü nezdinde —- sicil numarasıyla kayıtlı bulunan bir anonim şirketi olduğunu, Davalı taraf adına Türkpatent nezdinde —-başvuru numarasıyla tescilli —–ibaresi tanımlayıcı bir ibare ve cins isim olup, herhangi bir ayırt ediciliği bulunmadığını, bu ibarenin herkes tarafından kullanılabilecek nitelikte olduğunu, bu nedenle bu ibarenin smk kapsamında marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, Davalı tarafın TÜRKPATENT nezdinde —- sayılı—- ibareli markasını Tebliğ’in 16, 35 ve 41. sınıflarında tescil ettirdiğini ancak anılan ibarenin herhangi bir ayırt ediciliğinin haiz olmadığı gibi marka olarak tescil edilebilmesinin mümkün olmadığını, “—–” ibaresinin marka sahibi ile bağdaştırılacak şekilde bir ayırt ediciliği haiz olmadığı gibi, sunulan hizmet/ürün açısından da ayırt ediciliğinin haiz omadığı, bu ibarenin herkes tarafından kullanılabilecek jenerik ve slogan bir ibare olduğunu, yalnızca Davalı tarafın tekeline bırakılmasının Marka Hukuku’nun temel ilkeleri ile çeliştiğini, “—– ibaresinin Müvekkil ve Davalı şirket dışında birçok kişi, kurum ve kuruluş tarafından da kullanıldığını, Davalı adına tescilli —- sayılı markanın yalnızca “—– ibaresinden oluştuğunu, bu markanın 16. sınıfta özellikle basılı yayınlar, kitap, dergi alanlarında; 35. Sınıfta özellikle matbaa ve ciltleme malzemeleri, basılı yayınlar, basık evrak, kitaplar, dergiler, gazeteler alanlarında ve 41. sınıfta da yine dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetlere ilişkin olarak tescil ettirildiğini”—– ibaresinin SMK m. 4 kapsamında marka olarak tescil edilemeyecek ibarelerden olup,— sayılı markanın tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından bu ibarenin hem ayırt ediciliği bulunmamakta hem de tanımlayıcı nitelikte olduğu, bu nedenle dava konusu —–ibaresinin, üzerinde kullanılan emtiayı veya bu marka altında verilen hizmet alanını tanımlayan işaretin marka olarak tescil edilememesi ve hiç kimsenin tekeline bırakılamaması gerektiğini, Türk Patent ve Marka kurumu nezdinde tescili bulunan davalı taraf adına kayıtlı —-numaralı “—– markasının hükümsüzlüğüne ve Türk patent ve Marka kurumu nezdindeki marka sicilinden tümden terkinine karar verilmesini talep etmiştir Müvekkilin mevcut durum itibariyle, Davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı kullanımları sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, bu nedenle ve tazminat dahil fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, Davalı tarafça —– ibareli markaya ilişkin tescil alınmasının ve bu marka kullanılarak yapılan faaliyetlerin bilirkişi marifetiyle araştırılmasına, bu fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabetin menine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:

Davacı vekili 12/12/2023 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat ettiklerini,
İş bu sebeple feragat beyanını doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili de 12/12/2023 tarihli dilekçesi ile davacı yanın feragat beyanı alınmış olmakla, feragatleri gibi işlem yapılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bu yönde kararda hüküm kurulmasını talep etmişlerdir.Tüm dosya kapsamından; Her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine iş bu dava açılmışsa da, davacı vekilinin davasından feragat ettiği, feragatin HMK 309. madde gereği davaya son veren taraf işlemi olduğu bu nedenle HMK’ nun 311. Maddesine göre feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince alınması gerekli 89,95 TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 89,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.