Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/72 E. 2023/205 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2023/205

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/03/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ;

Davacı şirketler—–Topluluğu kuruluşlarından olup uluslararası arenada tanınmış sektörünün yenilikçi ve yaratıcı lider firmalarından olduğunu, —–topluluğu, ilk olarak 1991 yılında, aile planlama; A.I.D.S.frengi, vb. gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme çalışmalarına katkı sağlamak üzere Türkiye’de prezervatif kavramını kullanmaya ve eczanelerde satışını başlattığını, —– üretiği her ürün gamında pazar payında önemli bir konuma sahip olup davacı şirketin en esaslı ve marka hakları sıkı sıkıya korunan ürünlerinden biri de ——markası olduğunu, davacı şirketin tanınmış —-şekil ibareli şekilli “—– markası dünyanın her yerinde olduğu gibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde —–numarası ile, “—–ŞİRKETİ” adına Ticaret Markası olarak tescillidir ve 6769 Sayılı Mülkiyet Kanunu’nu ve diğer sair mevzuat hükümleri uyarınca Türkiye’de koruma altında olduğunu, davacı şirketin marka hakkına haiz olduğu—–ibareli çeşitli prezervatif ürünlerinin Türkiye’ye sokulmak istendiği tespit edildiğini, bu doğrultuda —– Gümrük Müdürlüğü tarafindan … adına işlem gören —–sayılı taşıma senedine kayıtlı bulunan —-nolu konteynerde yapılan sayım ve tespit işlemi neticesinde, PREZERVATİF cinsi eşyaların üzerinde ”—– markasının bulunduğu tespit edilmiş olup, Müdürlükçe 14.02.2022 tarihli,—-sayılı Gümrük İşlemlerini Durdurma Kararı alındığını, davacı şirketlere ait tanınmış—- — şekil ibareli şekilli—- marka ve logoların kullanıldığı taklit ürünlere ilişkin tedbir kararı alınmaması halinde ürünlerin satış yoluyla tasfiye ișlemlerinin yapılacağı bildirildiğini, Akabinde —- Gümrük Müdürlüğü’ne süre uzatım yazısı ibraz edilmiş ve tedbir kararı getirilmesi için ek süre alındığını, ele geçirilen ürünler incelendiğinde marka ve sair hakları davacı şirketlere ait olan sahte ürünlerin tespit edilmesi sebebiyle müvekkil şirketler adına ihtiyati tedbir talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, —-. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin—– sayılı dosyası nezdinde ihtiyati tedbir talepli dava açılmış olup; talep doğrultusunda mahkeme tarafndan—- Karar sayılı karar ile; talep edene ait —-numarası ile tescilli T.C. Ticaret Bakanlığı — ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü — Gümrük Müdürlüğü nezdinde —–ibaresi ve logosunu taşıyan taklit ürünlere, —- Gümrük Müdürlügü’nde bulundukları yerde el konulmasına ve karar kesinleşinceye kadar ürünlerin saklanmasına, bu hususta T.C. Ticaret Bakanlığı — Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü —–Gümrük Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına, kararın görevli icra müdürlüğünce yerine getirilmesine karar verildiğini, davacı şirket markasının müşteriler nezdinde tanınan ve güvenilir bir marka olması ve davalıların haksız kullanımları ile davacı şirket markasının müşteriler nezdinde tanınan markasının bilinirliğinden yararlanmaları da davacı şirketin manevi zararının tazminini gerektirir bir başka sebep olduğunu, davacı şirketlerin sair talep ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle—- Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin —- iş sayılı dosyasından verilen; “T.C. Ticaret Bakanlığı—- Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü —- Gümrük Müdürlüğü nezdinde—-ibaresi ve logosunu taşıyan taklit ürünlere, —– Gümrük Müdürlüğü’nde bulundukları yerde el konulmasına ve karar kesinleşinceye kadar ürünlerin saklanmasına ilişkin tedbir kararının yargılama kesinleşinceye kadar devamına, dava konusu ürünlerin sahteliğinin tespitine ve bu ürünlerin yargılama esnasında veyahut Sayın Mahkemenin takdirine göre yargılama neticesinde imha edilmesine, davacı şirketin marka haklarına davalıların vaki tecavüz fiili nedeniyle müvekkil şirketin mevcut tüketicileri üzerinde markaya duyulan güvenin olumsuz etkilenmesi sebebiyle 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini” talep ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili dilekçesinde özetle ; davalının davacının ürünlerini taklit etmek, taklit ürünleri satmak gibi bir amacı bulunmadığın, davalının uzun yıllar ticaretle uğraşan ve —– tanınmış bir tacir olduğunu, asıl işi ise oto yedek parça alım ve satımı olduğunu, 2021 yılında —- birlikte ticaret yaptığı arkadaşı aracılığıyla —-. firmasından —- malı kondom sipariş ettiğini, Sipariș edilen ürünler —- firmasının kendisine ait ürünlerdir. davalının —-firması ile anlaşmış gönderici firma tarafindan yükleme yapılarak eşya yola çıktığını, eşya yüklemesi yapılıp Türkiye’ye gönderilmek üzere yola çıktıktan sonra —- firması tarafindan davalının firması aranarak başka bir siparişle davalının siparişinin karıştırıldığı, hatalı yükleme yapıldığı bildirilerek eşyanın iadesi istenildiğini, bunun üzerine davalı 10.02.2022 tarih ve —- kayıt numaralı dilekçe ile Gümrük Müdürlüğü’ne müracaat ederek, 09.11.2021 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında gelen eşyanın, —– firması ile yaşanan problemlerden, malın evsafının sipariş edilenden farklı olması, bu nedenle—- firmasına ödeme yapılmamış olduğunu, eşyanın ithalat işlemlerinin gerçekleştirilmeyeceğini belirterek eşyanın mahrecine iadesini talep ettiğini, eşyanın sipariş edilenden farklı olduğu belirtilerek iadesinin talep edilmesi üzerine Gümrük İdaresi eşyanın sayım ve tespitini yaptığını, davalının —- firmaya ait markasız ürünler sipariş etmiş olmasına rağmen hatalı yükleme ile davacıya ait markalı ürünler gönderildiğini, davalının davacının markasına zarar vermek ya da bu marka ibareli ürünleri haksız yoldan satarak kazanç elde etmek gibi amacı bulunmamaktadır. ” diyerek davanın reddini talep ettiği şeklinde beyanda bulunmuştur.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E :

Dava, davacı adına tescilli —— markasına yönelik davalılar tarafından taklit ürün üretilmek sureti ile marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğinin ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı konusuna ilişkin davadır.
Mahkememizce talimat yoluyla aldırılan 11/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda; konteynerdeki —– şekil ibareli ürünlerde davacıya ait markaların şekil , desen , renk ve metin ibarelerinin birebir aynısının kullanıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava marka hakkına tecavüzün tespiti ile manevi tazminat talebine ilişkin olup dava dışı—-Ticaret Bölge Müdürlüğü —- Gümrük Müdürlüğü’nün ——sayılı —–14022022 tarih ve sayılı durdurma kararıyla davalıya ait olduğu iddia edilen —– sayılı taşıma sebebine kayıtlı konteynerda yapılan sayım ve tespit işlemleri neticesinde davacıya ait —– markalı ürünlere rastlanıldığı, ürünlerin taklit olabileceği, bu sebeple el konulduğu, mahkememizce ——değişik iş sayılı dosyası ile el konulan iş bu ürünlerin taklit olabileceği sebebiyle el konularak bulunduğu yerde saklanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı tarafından davaya konu olan işbu el konulan ürünlerin taklit ürünler olduğu iddia edildiği, davalı tarafından ise el konulan ürünler kendisine gönderilmiş ise de gönderen—– firmasının hatalı yükleme yaptığını bildirdiğini, bunun üzerine 10/02/2022 tarihinde Gümrük Müdürlüğüne müracaat ederek gönderilen iş bu dava konusu ürünlerin iadesini talep ettiği, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce davaya konu ürünler üzerinde inceleme yaptırılmak üzere—– Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, talimat neticesi aldırılan bilirkişi raporunda davaya konu ürünlerin taklit ürün olduğu yönünde görüş bildirildiği yine davaya konu ürünler ile ilgili olarak —– Cumhuriyet Başsavcılığının —-soruşturma numarası ile yürütülen soruşturma kapsamında aldırılan 27/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda da davaya konu ürünlerin taklit olduğu yönünde görüş bildirildiği, hem soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporu hemde talimat yoluyla mahallinde ürünler incelenmek suretiyle rapor aldırıldığı için yeniden usul ekonomisi gereği bilirkişi raporu aldırılmasına gerek duyulmamış buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde davaya konu el konulan ürünlerin —– markalar prezervatifler olduğu, davacı tarafça sunulan ve mahkememizce de celp edilen TPMK tescil belgelerine göre davacı şirketin —- ibareli—-ayrıca —- ibareli ve yine —–ibareli de çok sayıda markanın dava konumuz ile ilgili olarak 03 ve 05. Sınıflarda tescilli sahibi olduğu davaya konu el konulan ürünlerin bilirkişi raporuna göre taklit ürünler olduğu, aynı zamanda el konulan ürünlerin prezervatif olması sebebiyle insan sağlığını tehlikeye atabilecek nitelikte ürünlerde olduğu, bilirkişi raporlarına göre ürünlerin taklit olduğu belirtildiğinden bu husus mahkememizin uzmanlık alanı dışında olduğundan bu yönüyle bilirkişi raporlarının gerekçeli ve hükme elverişli olması karşısında mahkememizce tecavüzün varlığı hususunda mahkememizce hükme esas alındığı davalının savunmalarının değerlendirilmesi bakımından ise davalı tarafından davaya konu ürünleri dava dışı —–firmasından sipariş etmediğini, firmacı yanlış ürün gönderildiğini iddia etmiş ise de buna ilişkin sadece 10/02/2022 tarihli —– Gümrük Müdürlüğüne yazılmış dilekçeyi delil olarak sunmuş fakat dava dışı —– firması ile ilgili başka bir ürün siparişi verdiği ve ürünün yanlış gönderildiğine dair herhangi bir yazılı delil sunmadığı, davaya konu ürünlerin Gümrük Müdürlüğüne teslimi ile birlikte tecavüz fiilinin gerçekleştiği, davalının bu tarihten sonraki iadeye ilişkin taleplerinin delillendirilmediği gibi soyut iddialar olup kanıtlanamadığı, bu sebeple itibar edilmediği, davaya konu ürünlerin davalı şirket adına gönderildiği, diğer davalı . davalı şirket yetkilisi olması sebebiyle tecavüz eyleminden sorumlu olduğu, yine davaya konu ürünlerin prezervatif ürünler olup insan sağlığını doğrudan etkileyebilecek nitelikte taklit olması halinde insan sağlığına zarar verebileceği, ürünler üzerinde davacıya ait markaların bulunması, sebebiyle bu durumun davacının marka hakkına yönelik itibar kaybına yol açabileceği, davacı tarafından SMK 149. Maddesi uyarınca manevi tazminat talebinde bulunabileceği, ürünlerin sayısı, niteliği, tarafların sosyal ekonomik tespit tutanağı da dikkate alınarak davacı tarafça talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın da dosya kapsamına uygun olduğu bu sebeple manevi tazminat yönünden de davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
A-Davalılar tarafından davacının markalarına yönelik tecavüzün tespitine ve önlenmesine,
B-Muhafazası yapılan taklit niteliğindeki davaya konu ürünlerin hüküm kesinleştiğinde imhasına,
C-Manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
D-Alınması gereken 683,10 TL harçtan alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile kalan 512,32 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
E-Davacı tarafından yapılan harç, tebligat ve bilirkişi ücreti ile müzekkere masrafı olan 3.794,53‬ TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
F-Mahkememizin —– değişik iş sayılı dosyasından yapılan 87.50 TL yargılama gideri, 133,00 TL peşin harç ve toplamı olan 220,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
G-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
H-Manevi tazminat yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 10.000,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,Dair davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.