Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/40 E. 2023/99 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/40 Esas
KARAR NO : 2023/99

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının TÜRKPATENT nezdinde —– esas unsurlu markalarının sahibi olduğunu, söz konusu marklar ile birlikte yine tescil süreci devam eden marka başvurularının da bulunduğunu, davacının tescilli ve tescil süreci devam eden markaları incelendiğinde markaların aynı ve asli markalardan oluştuğu ve bu markaların birden fazla olduğu bu sebeple seri marka konumunda olduğunu, davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımların, davacınınne ait markalar ile iltibas oluşturacak düzeyde benzer olduğunu, söz konusu kullanımların, hep fiziksel olarak davalının adresinde hem de internet üzerinde —–.) siteleri üzerinde kullanıldığını, tüm açıklamaları sebebi ile ihtiyati tedbir yönünden, delil tespiti talebinin kabulüne karar verilerek, davalıya tebligat yapılmadan davalının internet ve diğer kullanımları üzerinde delil tespiti yapılmasına, delil tespiti neticesinde davalının tüm kullanımları hakkında öncelikle teminatsız, aksi halde mahkemenizin uygun göreceği bir teminat bedeli üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilerek iltibas oluşturan kullanımları durdurulmasına ve internet kullanımları üzerinde ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesi kararı verilmesine, asıl talep yönünden, davanın kabulüne, davalı tarafından gerçekleştirilen tecavüzün tespiti, önlenmesine ve durdurulmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket yetkilisi —– ve davalı şirket—– 20.06.2021 tarihinde devraldığını, bahse konu devir işlemi öncesinde de 28.01.2021 tarihinde tek ortaklı limited şirket olan —– davacı yan … tarafından—– devrolunduğunu, mezkur şirketler “——” tabelası adı altında işletilen restoranların tamamı olup tüm bu şirketleri kapsayacak şekilde devir işlemi yapıldığını, ticari işletme devri gerçekleşirken işletme tüm aktif ve pasifiyle birlikte kül halinde devir gerçekleştiğini, davalı şirket yetkilisinin devren iktisap ettiği davalı şirketin devrine ilişkin sözleşmede marka hakkının kullanımına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, davalı şirket yetkilisi ile —– arasında akdolunan Devir Sözleşmesi incelendiğinde işletmenin devri işleminin gerçekleştirilmesi esnasında taraflarca işletmenin tabelasında yer alan—— markası hakkının kullanımına ilişkin bir muafiyetin kararlaştırılmadığı, devir sözleşmesinin içeriği incelendiğinde, davalın devren iktisap ettiği ticari ortaklıklar bakımından işletmenin ünvanını kullanmaması beklenemeyeceği, sözleşmede marka hakkının saklı tutulmasına ilişkin olarak herhangi bir ibare yer almadığını, her ne kadar davalı marka sicilinde marka haklarının sahibi olarak görülmekte ise de, marka siciline tescil kurucu değil açıklayıcı nitelikte olduğundan, ticari ortaklıkların devriyle marka hakkının tescilsiz olarak iktisap edilmesi mümkün olduğunu, markanın devri ile marka üzerindeki mutlak nitelikteki hak devralan tarafından iktisap olunduğundan, devredenin devir işleminin gerçekleşmesiyle tasarruf yetkisinin ortadan kalktığı izahtan varestedir. Bu doğrultuda davacı yanın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğu aşikar olduğunu davalıya ait olan marka hakları üzerinde davacının haksız ve mesnetsiz olarak ikame ettiği davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri şeklinde cevap verdikleri görüldü.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, Davalı tarafından kullanılan—- ibaresinin davacının ——markalarına yönelik tecavüz oluşturup oluşturmadığının, tespiti önlenmesi ve men’ine ilişkin konusunda anlaşamadıklarına ilişkin davadır.Mahkememizde aldırılan 29/03/2022 arihli bilirkişi raporunda; 25.03.2022 tarihinde internet üstünden yapılan incelemede;—–Üstünden Yapılan İncelemede; İncelenen internet sitesinde “—– ibaresinin kullanıldığı ve internet sitesinin yayında olmadığı, yapım aşamasında olduğu, —- alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin yer almadığı olduğu, alan adının 06.12.2017 tarihinde kayıt ettirildiği ve 05.06.2026 tarihine kadar kayıtlı olduğu, internet sitesinin alan adı kaydının —- kullanılarak yapıldığı ve hosting (yer sağlayıcısın) —-olduğu, karşı tarafın —- sayfası üstünden yapılan incelemede; incelenen —- sayfasında —— ibaresinin kullanıldığı, incelenen —– sayfasında —— ibareli ilk paylaşımın 27.05.2021 tarihinde yapıldığı, karşı tarafın —– Yapılan İncelemede; İncelenen —–sayfalarında iki ayrı şubede ——ibaresinin kullanıldığı tespit edildiği, Yapılan incelemeler sonucunda, davacı tarafa ait—–başvuru numaralı —– şekil ibareli marka ve asli unsuru —– olan diğer markaları ile davalı tarafa ait olduğu belirtilen —-web sitesi ve —–hesaplarında tespit edilen —–şekil şeklindeki kullanımlarının, davacı taraf markasıyla ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, davacı markasının —-. Sınıf “yiyecek içecek sağlanması” hizmetleri kapsamında kaldığı, yine davacı tarafa ait —- tescil numaralı —- şekil ibareli marka ve asli unsuru “—– ile davalı tarafa ait olduğu belirtilen —-sosval medya hesaplarında tespit edilen —– şekil şeklindeki kullanımların davacı taraf markasıyla ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, davacı markasının —– Sınıf “yiyecek içecek sağlanması” hizmetleri kapsamında kaldığı, bu durumun ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açacağı, ortalama tüketiciler nezdinde gerek hizmetlerin gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği ve bu hizmetlerin aynı yerden piyasaya sürüldükleri yönünde çağrışım yapabileceği, hizmetlerin birbirinde farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğunda inanabilecekleri bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedenleriyle davalı yan tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen kullanımların davacı yan markaları ile karıştırma ihtimali yarattığından, davacının marka tescilinden doğan hakkına tecavüz edildiği görüş ve kanaatine varıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının—– ibareli çok sayıda markanın —–Sınıfta tescilli sahibi olduğu, davalı tarafından —– Markasının izinsiz olarak kullanıldığı iddia edilerek marka hakkına tecavüzün tespiti önlenmesi ve durdurulması talebinde bulunulduğu, davalı tarafından ticari işletmenin devralındığını, devir içerisinde marka hakkının kullanımın da bulunduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce davalının markayı kullanıp kullanmadığı yönünde yaptırılan incelemede davalının—– ibaresini kullanmış olduğunun görüldüğü bu kullanımın hukuka uygun bir kullanıp olup olmadığı yönünde davalı savunmaları incelendiğinde —–ibaresinin kullanıldığı, davalıya ait işyerinin dava dışı —-ile dava dışı —— aralarında anlaşma bulunduğu bu anlaşma kapsamında markaların kullanıldığı iddia edilmiş ise de davaya konu markaların davacıya ait olup davacı tarafından markanın davalılarca kullanılacağına dair herhangi bir anlaşma yapılıp yapılmadığı buna ilişkin bir izin verilmediği, dava dışı 3. Kişiler arasında yapılmış olan ve içerisinde—— tabelasının kullanılacağına dair hükmün bulunduğu, 17/05/2021 tarihli sözleşmenin davacıyı bağlamayacağı bu sebeple davalı kullanımlarının davacının rızası hilafına 6769 sayılı SMK nun 29. Maddesine göre marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davalı tarafından gerçekleştirilen marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulmasına,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 99.20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.780,75 TL yargılama gideri ve 80.70 TL harç toplamı olan 1.861,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,Dair davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.