Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/4 E. 2022/140 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/4 Esas
KARAR NO: 2022/140
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ: 26/09/2022
MÜRACAT TARİHİ : 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesi ile: Davacının gıda sektöründe faaliyet göstermeye başlayarak ülkemize özgü geleneksel lezzetlerin günümüz dünyasına uyarlanması ve özellikle yurtdışında tanıtılması için çeşitli yatırımlar gerçekleştirmiş olduğunu, davacı şirketin sahibi – olduğu—— markasının tanınırlığını arttırmak amacıyla sosyal medya başta olmak üzere birçok alanda reklam ve tanıtım faaliyeti yürüttüğünü,———belirlediğini ve söz konusu çabalar neticesinde markanın ününün ———– sınırlarını dahi aştığını, yapılmış olan yatırım faaliyetlerinin karşılığını alabilmek, ürün ve hizmet sürümünü arttırabilmek amacıyla —– markası ile ilgili ——-gerçek ve tüzel kişilere —— verdiğini ve vermekte olduğunu, davalı —– tarihinde davacı şirkete başvurarak öncelikle davacı şirketin markası, mağaza —- ilgili olmak üzere görüşme talebini ilettiğini, davacıya ait mağazayı gezdiğini ve davacıya ait ürünleri denediğini ve mağaza açma talebini davacıya ilettiğini, bunun üzerine davacı şirket ile davalı taraf arasında ——- adresinde davalının tayin edeceği mağazada davalı tarafından —— davalı ve davacı yan arasında akdedildiğini, davacı şirketin sözleşme gereği markasının, —— sloganlarının belirlenen adreste davalı tarafından kullanılmasına izin verdiğini ve tüm sözleşmesel yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın sözleşmeyi hukuken kabul edilebilecek sözleşmesel yahut yasal olarak hiçbir dayanak öne sürmeden ihtarname ile işlerinin iyi gitmediğini öne sürerek tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, işbu ihtarname ile sözleşmesel yükümlülüklerini ihlale yönelen davalının mevcut mağazasını kapatarak faaliyetlerine son verdiğini, bunun üzerine davalıya ihtarname ile özetle öne sürmüş bulunduğu aleyhe hususların davacı tarafından kabul edilmediği, işbu feshin geçersiz, şekle, usule ve sözleşme ile hukuka aykırı olduğu bildirilmiş ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren faaliyetlerini sürdürmesi yönünde —- süre tanındığını, işbu ihtarnamenin keşide edilmesine müteakip davalının cevap vermemesi ve gereken faaliyetini sürdürmemesi üzerine davacı tarafından ihtarname keşide edilerek davalıya aykırılığı sonlandırması yönünde —— günlük ek süre verildiğini, bu ek süreye rağmen davacıya herhangi bir geri dönüş yapılmadığı gibi faaliyetlerin de sürdürülmemesi üzerine, davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunularak bir uzlaşma sağlanmak istenmişse de görüşmelerden bir sonuç alınamadığını, davalının feshinin haksız olduğunu, davalı yanın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, zira sözleşmenin —- gereği ödenmesi gereken reklam bedelleri ile —-maddesi gereği davacıya ödenmesi gereken ödemeler ile diğer hükümlere ilişkin ödeme ve yükümlülüklerin gerçekleştirilmeyerek sözleşmenin ihlal edilmiş ve basiretli bir tacir olarak işin yürütümüne ve kalitesine ilişkin sözleşmenin —— Maddesi uyarınca —— gereken sayıda eleman da istihdam edilmediğini, sözleşme gereği davalının bağımsız ve basiretli tacir olduğunu, dolayısıyla işin başarısına ilişkin davalının kendi öngörüsü ve ticari uzmanlığına uygun hareket etmesi gerektiğini, nitekim davalının davacıya ulaşmış herhangi bir sözleşme hükümleri yahut koşullarını uyarlama talebinin de mevcut olmadığını, zaten somut olayda uyarlamaya ilişkin kanuni şartların da sübut bulmadığını, basiretli ve bağımsız tacir olan davalının işlerinin iyi gitmemesi sebebine dayanarak ticari nitelikli bir sözleşmeyi feshetmesinin olanaksız olduğunu, davacının —–Olmadığını, mezkur sözleşmenin —- maddesinde davalının kendi el yazısı ile beyan ettiği hususların bu konunun sözleşmesel yükümlülüklerden kurtulmak amacıyla bir kaçış yolu olarak öne sürüldüğünü ispatlar nitelikte olduğunu,—– Soyut ve mesnetsiz olarak ileri sürülen işbu iddiayı kesinlikle kabul etmemekle birlikte ——- veren —-sıfatına haiz davacının sözleşmenin——maddesi uyarınca —— verilen bölgenin gelir durumu, sosyo-ekonomik yapısı ve gelenek görenekleri gözetilerek —–arası farklı fiyat uygulatabileceğinin önceden kararlaştırıldığını, davalıya yönelik davacının ——- sağlamak gibi bir yükümlülüğü bulunmaması karşısında aksinin de sözleşmede açıkça kararlaştırılarak belirlenmiş olması ve somut olayda davalının iddia ettiği yönde bir uygulamanın yapılmamış olması da gözetilerek davalının feshe dayanak yaptığı bu hususa itibar edilmemesi gerektiğini, davacı tarafından denetimler ve görüşmelerin gerçekleştirildiğini mağazalarda yer alan kamera sistemi ile —— denetlendiğini, —– İlişkin İddiaların İşbu hususta davacı tarafından izlenecek strateji, bir şirket ve marka politikasıdır ki bu politikayı belirleme yetkisinin münhasıran davacıya ait olduğunu, —— sözleşmesi ile davacının sürekli bir reklam faaliyeti yürütme yükümlülüğü altında olmadığı gibi buna zorlanmasının da beklenemeyeceğini, Zira taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davacıya yüklenen sözleşmesel bir yükümlülüğün bu hususta bulunmadığını, tam aksi yönde ise yürütülecek reklam faaliyetlerine ilişkin davalı yanın mezkur sözleşmenin—– olarak reklam faaliyetlerinin yürütülebilmesi için ödeme yükümlülüğü altında olduğunun açık olduğunu, davalının sözleşmenin imzalanmasından feshine kadar geçen bu süreçte bu yönde hiçbir ödeme yapmadığı gibi bağımsız bir tacir olarak tanıtım ve reklam faaliyeti yürütmeye yönelik hiçbir girişim ve davacıya başvurusunun da olmadığını, nitekim davalının reklam faaliyetlerine ilişkin sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmemesi karşısında bu yönde iddialarının açıkça kötüniyetli olduğunu, davalının işbu hususta kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edebilmesinin beklenemeyeceğini, tüm bunlara karşılık olarak davacının birçok reklam ve tanıtım faaliyeti yürüttüğünü, ürün——Davalının ek ürün satmak istediğine yönelik davacı yana ulaşmış herhangi bir talep, öneri veya isteği bulunmadığını, meğer ki davalı bu yönde bir talepte bulunmuş olsun, sözleşmenin niteliği ve içeriği itibariyle sözleşme ve marka konusu ürüne yabancı bir ürünün mağazada satılmasına yönelik bir talebin kabul edilme zorunluluğundan söz edilemeyeceğini, bir diğer yandan ilgili mağazada yeni ürün çeşitliliği olarak ——-satış ve sunumunun sağlanmasına yönelik davacı yanın girişimlerinin davalı tarafından yerine getirilmediğini ve engellendiğini, ——- doğal akışı gereği davalının açmış bulunduğu işletmesini beklediği karları yakalayamama durumunda kapatmak noktasında özgür olduğunu, ancak basiretli bir tacir olarak taahhüt ve sözleşmelerinin, ahde vefa ilkesi gereği ifası ile mükellef olduğunu, davalının fahiş işletme giderlerine katlanılarak kapatma noktasına gelindiği yönünde ki iddiasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacı ile davalı arasında bulunan sözleşmenin ödeme yükümlülüğünün yalnızca işletmenin iş yapması halinde ödenecek uygulamada royalty bedeli olarak adlandırılan yapılan iş üzerinden belirlenen, iş yapılmaması halinde hiç alınmayan bir tür bedel olduğunu, bunun dışında işletmenin işletim tarzı, davalı tarafından seçilen gayrimenkulün kira ve benzeri diğer vergi yükümlülükleri gibi yükümlülüklerden davacının sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, nitekim davalının mağazasının yalnızca —- aylık bir süreyle açık kaldığını, davalının —- tarihinde imzalayarak kurulumuna başladığı mağazasını —-ayında tam olarak faaliyete açtığını ve ——- tarihinde ise kapattığını, bu kadar kısa bir sürede işin başarısız olduğuna kanaat getirilmesinin mümkün olmadığını, zira ilgili mağazanın cirosu göz önüne alındığında bu iddianın tamamı ile mesnetsiz olduğunu, davalının tüm sonuçlarını değerlendirerek özgür iradesi ile imzalamış olduğunu da ikrar ettiği atipik nitelikte —— sözleşmesi nedeniyle Zarar ettiğini öne sürerek sözleşmeyi tek taraflı olarak davacıya hiçbir önel dahi tanımaksızın derhal feshetmiş olmasının hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğunu, fesihin ——-olduğunu, nitekim mezkur sözleşmenin—— maddesinde sözleşmenin fesih şeklinin kararlaştırıldığını, maddeye göre davalının öncelikle herhangi bir yükümlülüğe aykırılık tespit ettiği takdirde davacıya haklı bir ihtar keşide etmek suretiyle mevcutsa, mevcut olan aykırılığın giderilmesi için süre vermekle yükümlü olduğunu, benzer düzenleme davalının yükümlülüklerine aykırılık halinde de hem kıyasen hemde mezkur sözleşmenin —— düzenlemesine göre davalı konumda bulunan —— alanın yükümlülüklerini ihlali halinde de davacıya doğrudan sözleşmeyi fesih imkanı tanımamakta olduğunu, somut olayda davalının bir takım ihlaller gerçekleştiğinden sebep sözleşmeyi doğrudan feshederek mağazasını kapattığını bildirmesi gerçekleştirilen feshin şekle, usule, hukuka ve hakkaniyete aykırı olması sonucunu da doğurmakta olduğunu, davacının —— Girdiğini, davacının davalı ile yapmış olduğu —- Sözleşmesi’ne güvenerek sektörün önde gelen gazlı içecek ve dondurma firmaları ile çeşitli tedarik anlaşmaları imzaladığını ve davalı ile yapılan sözleşme gereği ahde vefa ilkesine güvenerek çeşitli yükümlülükler ve rizikolar üstlendiğini, davacının —-Uyduğunu, bir diğer yandan ise davacı sözleşmenin —- maddesi ile davalıya tahsis edilen mağazada yine aynı sözleşmenin —– çapında alanda bir başka şube açmamayı, —– kurmamayı, bir başka üçüncü kişiyle bu yönde sözleşme akdedememeyi yüklendiğini, davalıya tahsis edilen bu bölgenin sektörel anlamda iyi bir —– olması da göz önüne alınarak davacı tarafından bölgeye bir başka mağaza verilmemiş/ verilememiş ve bölgeden gelen talepleri ise reddetmek/değerlendirememek durumunda kaldığını, davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak hiçbir önel vermeden feshettiğine ilişkin beyanının hukuki güvenlik ilkesi ve —– de bağdaşmadığını, cezai Şart Davacı tarafın haksız fesih sebebiyle sözleşmeyi sonlandırması sonucu uyuşmazlık konusu sözleşmenin —-başlıklı — maddesinin—–uyarınca davalının sözleşmeyi haksız olarak feshi halinde işin mahiyet ve miktarına uygun olarak — cezai koşula bağlandığını, işbu —-davalının haksız feshi tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğini, davalı yan tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmiş olan sözleşme nedeniyle meydana gelen olumlu zararlarımızdan mahrum kalınan kara ilişkin; —–fıkrası gereği mağazada yapılacak olan satış üzerinden aylık— sözleşme süresi —– sonuna kadar, geçmiş dönemlere ilişkin davalının hem mündeceratını kabul ederek ödeme yaptığı hemde kendi beyanı karşılığında ödediği faturaları ile beyan ettiği ciro durumu da esas alınarak bilirkişi mağrifeti ile hesaplanarak tespiti ile taraflarına ödenmesi gerektiğini, davacının işbu erken, haksız ve geçersiz fesih nedeniyle ilgili mağazada mevcut bulunan tabelası ile logosu indirilerek ve bu neviden popüler bir lokasyonda yer alan mağazası aniden kapatılarak şirketin süregelen olumlu imajına açıkça zarar verildiğini, mağazanın kapatılma kararının ve/veya bu yönde ki talebin ticari teamüller uyarınca öncelikle davacı şirkete bildirilmesi ve davacı şirketin bu yönde itibari bir zedelenmeyi önleyici önlem alması için yeterli süre tanınması gerekirken davalı yan tarafından keşide edilen ihtarname ile doğrudan mağazanın kapatılarak tabela indirilmiş olmasının davacının şirketinin ülke çapında ticari itibarını açıkça zedelediğini, İddia ederek, Yukarıda arz ve izah edilen ve mahkemenizce re’sen takdir edilecek nedenlerle; Taraflar arasında bulunan——— Manevi Zarar Tazmin İstemimizin, Ticari temerrüt faizi ile birlikte davacıya ödenmesi ile davanın kabulüne, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline, karar verilmesini fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla talep etmişlerdir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi ile;Davacının huzurdaki davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ise de ——-kazanmış içtihatları uyarınca davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın belirsiz alacak davasının sağladığı hukuki imkanlardan faydalanabilmesi için, uyuşmazlık konusu miktarı bilmemesi ve veya bilebilecek durumda bulunmaması gerektiğini oysa dava dilekçesinin incelenmesinden davacı tarafın iddia ettiği alacak miktarını hem arabuluculuk aşamasında hemde davasını dayandırdığı sözlşemede net ifadelerle açıkladığı, dolayısıyla bu hususlarda net bir iddiasının bulunduğunun açık olduğunu, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibari ile uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesinin gerektiği, belirlenememesi halinde davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerinin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayalı olabileceği alacağın miktarını tanıkların bildiğini veya bilirkişinin bileceğini kabul etmenin ispat kurallarına da hayatın olağan akışına da aykırı olduğu ,davacı tarafın yeterli şekilde somutlaştırmayıp kendisinin bilgisinde dahi olmadığını belirttiği bir hususun mahkemece bilinmesinin beklenilmesinin kabul edilmeyeceği, davada talep edilen alacakların miktarlarının sözleşme ile imza altına alındığı ve belirlenebilir olduğu, alacak belirli veya belirlenebilir ise belirsiz alacak davası açılamayacağını,dava dilekçesindeki tüm beyanların gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında—– tarihli —- sözleşmesi imzalandığını ve bu imzalanan sözleşme gereğince davacı tarafça uygun görülen mal ve malzemelerin alındığını, dekarasyonun yapıldığını, netice itibari ile “faaliyete uygun” kabül edilen tarafımıza ait — Ispartanın merkezinde faaliyete başladığını, davaı tarafından —- tarihli — sözleşmesindeki tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesine ve davacı tarafça tavsiye edilen ticari kurallara uyulmasına rağmen, sözleşme sonrası davacı tarafça vaat edilen cironun bir türlü sağlanamadığını, taraflarına ait —— işletmesinin maliyetlerini dahi karşılayacak karı elde edemediğini, elde edilen ciroların beyan ve taahhüt edilenin çok altında kaldığını, bu konunun iyileştirilmesi için verilmesi gereken desteğin verilmediğini ve işletmenin açılış yaptığı günden beri her ay zarar ettiğini, davacı tarafın işletmenin açılışına bile katılmadığını gereken desteği hiçbir zaman vermediğini, yaşanan süreçte, öngörülen ticari yöntemlere uygun davranmalarına rağmen, franchise işletmeleri arasında kalite ve fiyat standardizasyonuna gidilmemesinin sözleşmede öngörülen kurallara aykırı hareket eden —– işletmelerine gerekli yaptırımların uygulanmaması, ciroları arttıracak ürün çeşitliliğinin sağlanmaması, Isparta için yeni olan bu markayı il bazında tanıtıcı ve ciro arttırıcı reklam ve kampanyalar yapılmaması, bunun yanı sıra işletmenin ayakta tutulması için, ek ürünler satmak istendiğinde sözleşme hükümlerine dayanılarak taleplerinin reddi ve ceza uygulanacağı yönünde tehdit edildiklerini fahiş işletme giderlerine katlanarak Isparta merkezde açılan işletmenin batma noktasına geldiğini, diğer —– işletmeleri sahipleri ile yaptıkları görüşmeler neticesinde ise öngörülen sıkı ticari kurallara harfiyen uyulmasına rağmen bu işletmelerin de personel giderlerini, kirayı ödeyemeyecek duruma geldiklerini, sürekli zarar ettiklerini öğrendiklerini, buradan da davacı tarafça kuralları tek taraflı olarak belirlenen ticari faaliyetler ile elde edilen ciroların işletmenin ayakta kalmasına uygun olmadığının somut biçimde ortaya çıktığını, davacı tarafça önerilen hammaddelerin tek marka olmadığını, farklı markalar olduğundan, markaları altında pazarlanan aynı ürünlerin şubeden şubeye değişen bir kalitesi olduğunu, yine her ——–işletmesinin kafasına göre fiyat belirleyebilmesi ve davacı tarafında buna sessiz kaldığı için adil ve verimli bir fiyat politikasının da bulunmadığını, bu durumun ise sözleşmeye açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bayi toplantılarının yapılmadığını davalı işletmenin çok ciddi biçimde zarar ettiğini gördüğü halde halen davalının elde ettiği cüzi ciro tutarı üzerinden dahi ——- maddesine göre—— tutarında fatura kesildiğini, davalının gidişatın ticareten sürdürülemez hale geldiğini beyan ettiğinde ve öneriler dile getirdiğinde tek taraflı düzenlemeler öngören ve TBK genel işlem koşullarına aykırı, uygulamada kelepçeleme sözleşmesi olarak dile getirilen —–Tarihli —— sözleşmesi hükümlerine dayalı olarak taraflarının ticari önerilerini reddedildiğini, yeni ve yüksek maliyetli makinalar ile Isparta gibi küçük bir ilde kimsenin tanımadığı ürünleri satma yoluna gidilmesi ve taraflarının ceza vb… uygulamakla tehdit edilmesinin taraflar arasındaki var olan sözleşmenin işlem temelini çökerttiğini, basiretli davranan hiçbir tacirin /esnafın, ticari dürüstlüğüne uygun olmayan, tek taraflı sömürgüyü öngören ——tarihli —- sözleşme ilişkisinin sürdürülmesinin bu koşullarda hukuken ve hakkaniyet gereği mümkün olmadığının taraflarınca defaatle ifade edildiğini, ancak en sonunda —- nolu ihtarnamesi ile; öncelikle —- tarihli ——- sözleşmesinin geçerliliğini kabul etmemekle birlikte sözleşmede davacı tarafın üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi, —– işletmeleri arasında adil ve eşit bir kalite ve fiyat standardizasyonu sağlayamaması, satılmasına İzin verdiği ürün çeşitlerinin ve reklam faaliyetlerinin ticari işletmenin temel maliyetlerini dahi karşılayabilecek düzeyde ciro ve karlılığa elverişli olmaması, davalının işletmesinin sürekli zarar etmesi nedeniyle istemiş oldukları tüm yardım taleplerinin cevapsız kalması, hiçbir yardım ve destek faaliyetinde bulunulmaması, davalının zarar ettiği ve cüzi tutardaki cirolar görüldüğü halde kelepçeleme sözleşmesi hükümlerini tatbik ederek ciro üzerinden sözleşmenin—-maddesine göre—– fatura kesilmesi, işletmenin açıldığı beri her ay sürekli zarar ediyor olduğu, personel maaşları ve kirayı dahi karşılayamaz hale gelinmesi ve bugüne kadar ki zararlarının işletme sermayesi ile birlikte —— geçmesi nedenleriyle sözleşmenin geçerliliğinin kabulü ile devam etmesinin davalıdan beklenemez hale gelmesi sebebiyle bildirdiklerini, Savunarak, Yukarıda ayrıntıları ile belirtilmiş olan cevap ve taleplerin kabulü ile; öncelikle belirsiz. alacak davası olarak açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesine; esasa girilmesi halinde ise —– tarihli —— sözleşmesinin gerekleri davacı şirket tarafından gerçekleştirilmediği ve bu sözleşme ile her geçen gün mali ve itibar olarak sürekli kayba uğranması nedeniyle;—- tarihli geçersiz sözleşmeyi ——- tarihi itibariyle haklı nedenlerle feshettiklerinin kabulü ile bu sözleşme dönemi içerisinde kaybettikleri mali ve ticari itibarları için maddi ve manevi tazminat davası açma ve talepte bulunma haklarını da ayrıca saklı tutarak hukuka ve hakkaniyete aykırı davanın esastan reddine masraf ve avukatlık ücretinin de keza davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin —– tarihinde çekilme dilekçesi verdiği, çekilme dilekçesi ve yeni duruşma gününün davacı şirketin adresine —– tarihinde tebliğ edilmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E /Dava dosyasının —– tarihinde takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırıldığı, HMK’nun 150/5. maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davaların sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacağı, dava dosyamızın —— tarihinde takipsiz bırakılmasından sonra 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından, davanın HMK’nun 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın HMK’nun 150/5. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken harcın mahsubu ile fazla alınan 141,31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 7/1 maddesi “ön
inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur” uyarınca davalı vekili için takdir edilen—— vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının talebi halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/09/2022