Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/192 E. 2023/31 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/192 Esas
KARAR NO : 2023/31

DAVA : Marka (Resmi Makamlarca Açılan Hükümsüzlük İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Resmi Makamlarca Açılan Hükümsüzlük İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket uzun yıllardır— faaliyet gösterdiğini, ——— gibi büyük ve—— imza attığı ve bu sayede ülkemizde sektörünün—- girdiğini, davacı— markasıyla halen — devam etmekte olup, kendisine ciddi bir pazar payı oluşturduğunu, davacı aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirket, müvekkilin piyasadaki ünü ve tanınırlığı üzerinden kendisine menfaat sağlamak maksadıyla, kasti olarak “— marka olarak tescil ettirdiğini, davalı tarafın her ne kadar —- bile , bu markanın kullanım şekli olarak her zaman başında yuvarlak bir şekil olduğu ve bu şekliyle markanın ortalama bir tüketici nezdinde —- olarak görülüp okunacağı izahtan vareste olduğunu, ihtarnameye karşı gönderdiği —- davalı şirket kurucu ortaklarının ve temsile yetkili ortaklarının —- —– olduğunu belirterek, kullandıkları markanın tescilli hali her ne kadar—- kullanım şeklinin “—- olduğunu beyan ettiklerini, davalı firmanın marka tescil başvurusunda kullandığı—— aynı iş kolunda yer aldığı davacıya ait markanın aynısı olduğunu, iptali istenen markanın davacıya ait — markasının tanınmışlık düzeyinden yararlandığı alenen ortada olduğunu, kötü niyetli marka tescilinde, başvuru konusu tüm mal ve hizmetler yönünden marka başvurusunun reddi gerektiğini, itiraza konu marka ile davacı şirket markaları arasında benzerlik olup, iltibasa yol açma ihtimali yüksektir. bu nedenle marka başvurusu smk m. 6/1 uyarınca reddi gerektiğini, davalı şirketçe tescil edilen marka başında —-” harfini temsili ———-” markası olduğunu, itiraza konu marka ve davacı markası hem —– olarak neredeyse aynı olduğunu, her iki taraf da inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete ait — başvuru numaralı, —Markasının hükümsüz kılınarak sicilden terkinine, vekalet ücreti de dâhil her türlü yargılama giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten talep ve dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın haksız rekabet nedeniyle tazminat talebine ilişkin olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmiş olduğundan konu ile ilgili zamanaşımı ve ilgili sürelerin davacı tarafından kanunen geçirilmiş olduunu, hak düşürücü sürelere itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, davalı şirkete—— tarihinde devir yolu—- hem kurum tarafından benzerlik araştırması yapılarak bir benzerlik araştırması yapılarak bir benzerlik bulunmadığı hem de yayından itibaren de davacı şirket dahil hiçbir gerçek ya da tüzel kişinin itirazının olmadıığı ve markanun bu şekli ile devranılmış olduğunu, söz konusu markanın ne davacıya ait —-markasıyla ne de başka markalarla hiçbir ilgisi olmadığı gibi devir yolu ile sonradan adına tescil edilen marka tescili nedeniyle davacının kötü niyetli olmadığının açıkça ortada olduğunu, marka hem kurum tarafından benzerlik araştırması yapılarak bir benzerlik bulunmadığı hem de yayınından itibaren de davacı şirket dahil hiçbir gerçek ya da tüzel kişinin itirazının olmadığı ve markanın bu şekli ile bildirilen sınıf ve hizmetlerde tescil edildiğini, —- nezdinde tutulan kayıt ve belgelerle de sabit olduğunu,—— tarafından başvuru tarihi olan — itibaren 10 yıl müddetle —-tarihinde kendi adına tescil ettirildiğini, davalının —– şeklindeki marka üzerinde de —– şahsın tescil başvurusu üzerine sözü edilen markanın hem kurum tarafından benzerlik araştırması yapılarak bir benzerlik bulunmadığı, hem de yayınından itibaren de davacı şirket dahil hiçbir gerçek ya da tüzel kişinin itirazının olmadığı ve markanın bu şekli ile dilekçede belirtilen yer verilen sınıf ve hizmetlerde tescil edildiği de dikkate alındığında da sonradan devir yolu ile adına tescil ettiren davalının benzerlik araştırması yapılan ve benzerlik bulunmadığı gibi davacı dahil hiçbir gerçek tüzel kişi tarafından itiraza uğramayan ve üstelik devir yolu ile sonradan adına tescil edilen marka tescili nedeniyle kötü niyetli olmadığı olamayacağının ortada olduğunu, davalı—-numaralı marka devir sözleşmesi ile “bütün hak ve yetkileri ile birlikte geri dönülmemek üzere” devraldığını, şekil —– markasının sahibi ve kullanıcısının davalı olduğu davalı şirket tarafından kullanılan tüm ürünlerde söz konusu markaların dışında herhangi bir başka marka kullanılmadığını, —– tarafından da benzerlik araştırması yapılarak bir benzerlik bulunmadığının sabit hale geldiğini, davalı şirkete tescilli markanın ortalama tüketici nezdinde karıştırılması ihtimalinin de bulunmadığı hususlarının göz önüne alındığında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tüm itiraz beyan ve delillerinin saklı kalmak kaydıyla davacının —- marka numarası ile tescil ettirdiğini iddia ettiği markasının şekil şeklinde olduğunu, davalının ise devir yolu ile tescil ettirdiği markasının şekil —- olduğunu,—– araştırması yapıldığı ve bir benzerlik bulunmadığının sabit hale geldiği, bu noktadan hareketle de iltibasa yol açma ihtimalinin hiçbir şekilde bulunmadığı gibi ortalama tüketici nezdinde karıştırılması ihtimalinin de bulunmadığı hususlarının da dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin şekil—- maraksının hali hazırda davalı şirket adına tescilli olup davalı şirketin yasal olrak—– şekildeki markasını marka adı olarak kullanılmasının önünde hiçbir yasal engel bulunmadığı gibi kullanmasının da yasal hakkı olup bu kapsamda hiçbir şekilde marka hakkına tecavüz söz konusu olmadığını, tüm itirazlarının saklı kalmak kaydıyla hükümsüzlük ve terkin talepli davanın sonucu mahkemein diğer tazminat talepli —-numaralı dava sonucuna direkt etki edeceğinden sözü edilen tazminat talepli dosyada taraflarınca iş bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usule ilişkin itirazlarının dikkate alınarak usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esasa ilişkin itirazlarının da dikkate alınarak esastan reddine, davacının davalı şirkete ait —- markasının hükümsüz kılınarak —terkinine yönelik talebinin reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Marka Hükümsüzlük İstemine ilişkin davadır.
Davalının yetki itirazında bulunduğu görüldü.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı adına tescilli —- numaralı markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunulduğu, dosya içerisine getirtilen —- kayıtlarında davalı şirketin adresinin —- nitekim tebligatın da —— yapıldığı, SMK nun 156/5. Maddesi uyarınca “3. Kişiler tarafından Sınai Mülkiyet Hakkı Sahibi Aleyhine Açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmü gereğince yetkili mahkemenin davalı şirketin merkezinin bulunduğu, —- Mahkemesi olduğu, davalı vekilince süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulduğu anlaşıldığından yetki itirazının kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın YETKİSİZLİK nedeniyle usulden REDDİNE,
HMK 20. Madde uyarınca dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli—- NÖBETÇİ FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’ ne gönderilmesine,
Aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağına,
Yargılama harç ve giderlerin HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2 maddesi gereği vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .