Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/183 E. 2023/160 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/183
KARAR NO : 2023/160

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin özellikle moda ve yaşam tarzı üzerine dünya çapında yayınlar yapmakta ve 2008 yılından bu yana televizyon- internet yayıncılığı ile iştigal ettiğini, —- adlı —–tecil nolu ve —– adlı —- tescil nolu 2 adet markasının olduğunu, sözkonusu markaların davacı ile özdeşleştiğini, markasını hiç ara vermeden kullanmış ve yoğun bir reklamla (sektöre ait fuarlara katılmış, ilgili dergilerde ilanı yoluna gitmiş ayrıca bastırdığı kataloglar ve yıllar içinde yer aldığı sektördeki ticari hayatı ile) markasını ayırtedici ve sektöründe tanınan bir marka haline getirdiğini, dava konusu markanın, davacıya ait ana markası olan —- ve —– ibaresini içermekte, ayrıca müvekkilimizin ana faaliyet alanı olan dava konusu “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri, Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” üzerinde korunduğunu, davalı, davacının tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini, tescilli markası ile neredeyse aynı ibareyi müvekkilinin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, televizyon yayıncılığı, bu alanda faaliyet göstermek isteyen aktörlerin serbestçe girip faaliyet gösterdiği bir piyasa olmadığını, faaliyet göstermek isteyen şirketlerin kanal ve frekans tahsis işlemleri devlet kurumları tarafından yapılmakta, televizyon kuruluşlarının yayın ilkeleri sıkı bir şekilde düzenlenerek—– tarafından denetlenmekte, şirketler reklam gelirlerinin bir kısmını doğrudan kurula aktarmakta ve mevzuata aykırı yayın yapan kuruluşlara ciddi idari yaptırımlar uygulandığını, bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin temel finans kaynakları reklam ve sponsorluk gelirleri olduğunu,
davalıya ait tescilli markanın müvekkilin daha önceki tarihte koruma altına alınmış —– markasıyla iltibas yarattığını, davalının haksız kullanımı, piyasa ve tüketi nezdindeki konumuna ve imajına telafisi imkansız zararlar verdiğini, davalının —– sitesi kayıtları bu nedenlerle; davalıya tebligat yapılmaksızın; davacının haklarının acilen ve etkinlikle korunması gereği ve oluşan zararın telafisinin ilerde mümkün olmaması nedeniyle dava konusu markanın dava süresince üçüncü kişilere devrinin ihtiyati tedbir kararı ile engellenmesini; davalıya ait —–sitesine erişimin engellenmesine, site ve —-hesaplarından iltibas yaratan ibarelerin çıkartılmasına, Müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, dava konusu, davalıya ait —– nolu nolu —– ibareli marka tescilinin iptaline markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini; davalının davacıya ait markayı haksız kullandığının tespitine, tecavüzün önlenmesine, sonuçların ortadan kaldırılmasına davacıya ait markaların izinsiz kullanımının dava sonuna kadar tedbir durdurulmasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşıldı.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötüniyetle dava açtığını, —- kelimesinin 50 farklı anlamı olduğunu, —-makasının ülkede Türkçe, milletin yararına, milli ve manevi değerlere bağlı bir şekilde çalışmalara başladığını, markaların benzer olmadığını ve karıştırılma ihtimali olmadığından davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, davalı adına tescilli —– numaralı markasının hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, ayrıca davalı kullanımlarının davacının markalarına yönelik tecavüz ve haksız eylem niteliğinde olup olmadığının tespiti, önlenmesi ve men’ine ilişkin davadır.
Mahkememizde aldırılan 05/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davalının —-Alan Adlı İnternet Sitesinin İncelemesinde; Davalının internet sitesinde —- ibaresinin yer aldığı, —–alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin gizli olduğu, alan adının 17.06.2022 tarihinde kayıt ettirildiği ve 07.09.2027 tarihine kadar kayıtlı olduğu, İnternet sitesinin alan adı kaydının —- kullanılarak yapıldığı ve(yer sağlayıcısın) —-) olduğu, Davalının—-Adres ve Kullanıcı Adlı —- Sayfası İncelemesinde; davalının —- sayfasında—-ibaresinin yer aldığı ve sayfa açıklamasında “—–” bilgisinin yer aldığı,—-sayfasının Haziran 2021 tarihinde oluşturulmuş olduğu, davalının ilk paylaşımını 31.07.2021 tarihinde yayınlamış olduğu tespit edildiği, davacının —-no ile tescilli—-şekil İle—-no ile tescilli—– şekil markalarının 38 ve 41. Sınıflarda yer alan hizmetlerde Türk Patent nezdinde tescil edildiği, davalının —– no ile tescili —-markasının 41. Sınıfta yer alan hizmetlerde Türk Patent nezdinde tescil edildiği, davalının —- no ile tescili —— markasının SMK 6/1 ve 25. Maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, davalının kullanımlarının marka hakkına tecavüz koşullarını içerdiği şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davalı adına tescilli —–numaralı markanın hükümsüzlüğü ile davalının marka hakkına tecavüzün tespitine ve önlenmesine ilişkin olup davacının —–numaralı—-ibareli ve—– numaralı—– markanın tescilli sahibi olduğu, davalı tarafından tescil ettirilen davaya konu—– numaralı —- ibareli markanın davacı markalarına benzerlik teşkil ettiği bu sebeple hükümsüz kılınması gerektiği yine davalı marka tecil kullanımının da marka hakkına tecavüz teşkil ettiği bu durumun tespiti ve önlenmesini talep ettiği, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesi ile davacının kötü niyetli olduğunu—- ibaresinin günlük hayatta kullanılan yaygın bir terim olduğunu, yine duruşmada alınan beyanında davacı—– nin 6 yıldır yayın yapmadığını, 3 yıldır da Türkiye’ de yayın yapmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce aldırılan 05/04/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında —– ibaresini kullandığı bu kullanımların marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ayrıca taraf markalarının da benzer olduğunu belirterek hükümsüz kılınması gerektiği yönünde görüş bildirildiği, buna göre davacının —- numaralı —- ibareli markanın ve —- numaralı —-ibareli markanın 38 ve 41. Sınıfta tescilli sahibi olduğu, davalının ise davaya konu —-numaralı —– ibareli markanın tescilli sahibi olduğu, öncelikle hükümsüzlük talebi yönünden markalar karşılaştırıldığında her iki markanın da ortak olarak 41. Sınıfta tescilli olduğu markalardaki esas unsurun —-ibaresi olduğu, davalı markasında yer alan —- ibaresinin tanımlayıcı mahiyette olması sebebiyle markaya ayırt edicilik katmadığı bu sebeple ortalama tüketici nezdinde markaların aynı kaynaktan çıkmış algısı yaratabileceği ve karışıklığa sebebiyet verebileceği bu sebeple SMK’ nun 6/3. Maddesi uyarınca markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiş yine markaya tecavüz iddiası yönünden davalının sosyal medya ve davalıya ait —- hesapları üzerinde yapılan incelemede —- yakında yayında şeklinde çok sayıda paylaşımın olduğu bu şekilde tescilli markasının kullandığının da tespit edildiği bu durumun SMK 29. Maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşıldığından bu talep yönünden de davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli —– numaralı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,Davalı tarafından markanın haksız olarak kullanıldığının tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalıya ait —- isimli —- isimli internet sitelerine erişimin engellenmesine, davalı tarafından bu isimle kullanılan her türlü tabela, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına
Hükmün masrafı davalıdan alınmak üzere —yayın yapan gazetelerden birinde ilanına,
1-Alınması gereken 269,85 TL harçtan alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 189,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 5.185,00 TL yargılama gideri ve 80,70 TL harç toplamı olan 5.265,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.