Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/180 E. 2023/190 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/180
KARAR NO : 2023/190

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Vekili tarafından; davacı şirketin 10 yılı aşkın süredir “Enerji” sektöründe faaliyet gösterdiği, ticari unvanının hem TTK hem de SMK anlamında koruma altına alınmış ve kendisine ait markaları ile faaliyet göstermekte olduğu, sektöründe birçok ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini, hem yurtiçinde hem de yurtdışında binlerce müşterisi bulunduğu, davacı şirketin 2014 yılından beri “—–” unvanı ile sicile kayıtlı olup faaliyetine devam ettiği davacı şirketin için “—–” ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olup davacı Şirketin bu ibare ile TPMK nezdinde markasını tescil ettidiğini, davacı şirketin markalarının “Seri Marka” niteliğinde olduğu, davacı şirketin yaptığı ticari faaliyetler çerçevesinde kendisine ait birçok tasarımın TPMK nezdince tescilli sahibi olduğu hususları belirtildiğini, davacı şirketin tanınmışlığı ile ilgili açıklamalar yapıldıktan sonra; davalının, davacı şirketten yıllarca sonra kurulmuş olup unvanında yer verdiği “—- ibaresi ile Müvekkil şirket ile iltibas oluşturduğu, davalı tarafından gerçekleştirilen tecavüzün durdurulması gerektiği, davalının ticaret unvanındaki ibare ile Müvekkil Şirkete ait markalar arasındaki benzerliğin “Vasat dikkat, zekâ ve bilgi seviyesindeki” müşteriler tarafından karıştırılabilecek düzeyde olduğu, davalı tarafından kullanılan web sitesinin müvekkil şirkete ait web sitesi ile iltibas oluşturacak düzeyde olduğu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince davalının ticari unvanından—- ibaresinin terkin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, davalıya ait —–web sitesinin yargılama sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle birlikte Karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılarak, Davalının kullanımları (web sitesi, tabela, reklam, kartvizit, ilan, broşür vb.) hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek muhafaza altına alınmasına, Davalı adına tescilli —– alan adı hakkında ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesi kararının verilmesine, Davalının Müvekkil Şirketin markasına karşı yaptığı tecavüzün tespiti, önlenmesi ile durdurulmasına—– ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinine,—— alan adının davalı adına alan adı sicilinden terkinine, Kararın masrafı davalıdan alınarak en yüksek 3 tirajlı gazeteden birinde ilanına ve davalının bağlı bulunduğu sicil müdürlüğüne bildirilmesine, Yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi hususları talep ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, davalı tarafından markalarına karşı tecavüzde bulunulduğundan bahisle davalının kullanımları (web sitesi, tabela, reklam, kartvizit, ilan, broşür vb.) hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek muhafaza altına alınmasını, müvekkil şirket adına tescilli —–alan adı hakkında ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesini, nihai olarak ise tecavüzün tespitini, önlenmesi ile durdurulmasını, —— ibaresinin terkinini, davalı şirkete ait alan adının sicilden terkinini ve kararın en yüksek üç tirajlı gazeteden birinde ilan edilmesini talep ederek huzurdaki davayı açtığını, davacı tarafından ikame edilen işbu dava yersiz ve dayanaksız olup davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından ikame edilen davanın reddine, Davacının, davalının kullanımlarının muhafaza altına alınması şeklindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine, Davacının, müvekkil adına tescilli internet alanına erişimin engellenmesi şeklindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine, Davacının, müvekkilin ticaret unvanındaki —– ibaresinin terkin edilmesi talebinin reddine, Davacının, davalıya ait alan adının sicilden terkin edilmesi talebinin reddine, Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir. İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava marka hakkına yönelik tecavüzün refi önlenmesi ve menine ilişkin olup davalı tarafından yasal süresi içerisinde davalı şirketin —– ticari faaliyette bulunması sebebiyle yetki itirazında bulunulduğu mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı şirketin adresinin —–olduğu, ticaret sicil kayıtlarından —-Ticaret odasına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, yine davacı şirketin adresinin ise —-olduğu, ticaret sicil kayıtlarından da—- ilinde faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, davaya konu markaya tecavüzün mahkememizin yetkili olduğu—–bölge sınırları içerisinde etkilerini göstermiş olduğuna dair somut bir delilde sunulmadığı, bu suretle mahkememiz yetki alanına girmeyen uyuşmazlık sebebiyle HMK nun 6,19 ve 20. Maddeleri uyarınca yetkisizlik nedeniyle dosyanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın HMK’ nun 6. 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca yetki yönünden USULDEN REDDİNE,HMK 20. Madde uyarınca dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli —–NÖBETÇİ FİKRİ SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’ ne gönderilmesine,Aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağına,
Yargılama harç ve giderlerin HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2 maddesi gereği vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.