Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/158 E. 2023/138 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/158
KARAR NO : 2023/138

DAVA : Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; babasının 1976 tarihinde —- adresinde —- ismiyle — tamir işine başladığını, aynı yerde 2003 tarihine kadar ticari faaliyetine devam etmiştir. 2003 tarihinde vefat ettiğini, aynı dükkanı aynı isimle abisi —– devrini alıp 2017 tarihine kadar ticari faaliyetine devam ettiği ve 2017 tarihinde vefat ettiğini, aynı dükkanı 2017 tarihinde devrini alarak aynı isimle ben ticari faaliyetine devam ettiğini, bu konuda şahitlerim ve maliye kayıtlarının mevcut olduğunu, abisi — oğlu … yaklaşık 5 yıl önce benim dükkanının bir yan sokağında —- ismiyle dükkan açarak ticari faaliyetine başladığını, Temmuz 2022 tarihinde—- ismini tescil ettirdiği ve bu firmayı babam kurduğunu, dolayısıyla bu ismin kendisine ait olduğunu, karşı tarafın bu ismi kullanması nedeniyle müşterilerinin adres tarifinde zorlandığını,aynı zamanda kafa karışıklığınada neden olduğunu, bu durum kendisini mağdur ettiğini, bu nedenle mağduriyetimin giderilmesini talep ettiğini davanın kabulünü, bu konuda gerekirse şahitlerinin dinlenmesini,maliye kayıtlarımın incetenmesini,davalı tarafın isim tescilinin iptal edilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği Bana ait patent’in iptaline ve kendi adına kaydına karar verilmesi mesnetsiz ve hukuka uygun olmadığı, —— lakabı Dedem onun babası Olan —- olduğunu, —-ilk kuranlar—- ve babası —- , Maliye kaydı —- adına 1998 – 2009 tarihleri arasında Olup, babam olan —-2003-2017 arası faaliyet göstermiştir Yani dedem vefat ettikten sonra babası —– Mesleği 2017 tarihine kadar devam edip, bu tarihler arasında babasının yanında birlikte çalıştığı ve babasından ayrılarak kendisine —- isimli bu günkü—açtığı ve bu güne kadar çalıştırdığını, 2017 tarihinde babası —- vefat ettikten sonra amcam ..— kullanması için devrettiği Fakat fiilı olarak çalışan bu işi temelden öğrenen ve uygulayanın kendisinin olduğunu, iş yerimde 8 yıldır bu işi hiç bır itiraz ve talepte bulunulmadan yapmakta ve Patent Enüstisüne Başvuran Kurumun araştırıp uyğun bulmasını takiben tarafına —-adı altında fotokopisini ekli olarak belge dilekçemle sunduğu Patent verdildiğini, dükkanının davacının dükkanı devralmasından çok daha önceden açıldığı ve patent alındığını, dükkanının adresi ile davacının dükkan adreslerinin ayrı ayrı olduğu ve karıştırılması gibi bir sorunda bulunmadığını, davacı amcasının b işi sonradan öğrenmesi ve kendisinin aslen tekstil emeklisi olduğu için işlerinin yoğunluğunu kendisinin çekememesinden olduğunu, patent hakkının kendisine ait diye bir durumun olmadığını, zamanında bu işi ve patenti hak ettiğini tespit ettirip patente başvurabileceğini, patentin kendi hakkı ve onunla hiçbir ilişkisi olmadığını, kendisine ait dükkanı dahil babasının kendisine iyilik olsun diye verdiğini, dava yasalara, hukuka gerçeklere uygun olmayan Mesnetsiz bir dava olması nedeniyle davanın sunmuş olduğum vergi ve patent kayıtları ile reddine karar verilmesini mahkeme harç ve masraflarının karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini, talep ettiği şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, ; Davalı adına tescilli— numaralı —- Tamiri ibareli markanın gerçek hak sahipliği iddiasıyla hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı—–kullanımlarının davalıya ait markaya yönelik tecavüz teşkil edip etmediği, davacının —-markası ile ticari faaliyetine devam edip etmeyeceği ilişkin davadır. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalının amcası olduğu, tarafların ortak olarak —- işi ile uğraştıkları, her iki tarafında —- ismiyle ticari faaliyette bulunduğu, davalı tarafından —-ibareli — numaralı markayı 37. Sınıfta tescil ettirdiği, davacı tarafından markanın babası tarafından ilk olarak kullanılmaya başladığını, daha sonra davalının ağabeyi tarafından ondan sonra da kendisi tarafından kullanıldığını, davalının markayı kendi adına tescil ettirip kendisini mağdur ettiğini, markanın hükümsüzlüğünü ve — ibaresini kullanmaya devam etmek istediğine dair talepte bulunduğu davalı tarafından cevap dilekçesi ile 2013-2017 yılları arasında babasının yanında çalıştığını, bu işi temelden beri öğrenip uygulayanın kendi olduğunu, kendi dükkanının davacının dükkanından önce açıldığını, markanın kendisine ait olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkememizce uyuşmazlık gerçek hak sahipliğine ilişkin olduğundan ve bilirkişilerce incelenecek teknik bir husus olmadığından dosya bilirkişiye tevdi edilmemiş, davacı tanığı —- alınan beyanında davacının babası, davalının ise dedesi olan —– olduğunu, bu sebeple — ismiyle uzun yıllarca faaliyette bulunduğunu, öldükten sonra davalının babasının bu isimle faaliyete devam ettiğini, davalının da babasının yanında çalıştığını ve işi öğrendiğini, fakat 2017 yılında işyerini davacıya devrettiklerini beyan ettiği, buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa konu —- esas unsurlu markanın ilk olarak davacının babası davalının dedesi olan —- tarafından kullanıldığı, —-2003 yılında vefat ettikten sonra markanın davalının babası —- tarafından tescilsiz olarak kullanıldığı, davalının da babası yanında çalışarak işi öğrendiği, daha sonra davalının babası olan —- vefat etmeden önce işyerini 2017 yılında davacıya devrettiği, davacının da 2017 tarihi itibariyle ilk defa —-sektöründe bu tarihten itibaren faaliyete başladığı fakat dükkanı —- ibaresiyle devraldığından bu marka ile ticari faaliyetlerine devam ettiği, davalının da davacıya yakın bir yerde — ismiyle faaliyette bulunduğu, davalının faaliyetinin ise 2014 yılında başladığı, davalının mevcut vergi kayıtlarına göre —- ibaresinin davalıdan önce kullandığı anlaşılmış bu sebeple kendi adına —- ibaresini tescil ettirmesinde hukuka aykırı bir yan tespit edilememiştir. Özellikle markanın gerçek hak sahipliği iddiası bakımından davacıdan davalı yana nazaran üstün hak sahipliği ispatlanamadığından hükümsüzlük talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir fakat davacının —-ibaresi ile yapmış olduğu kullanımların 2017 yılından itibaren başladığı, davacının bu kullanımlardan haberi olduğu, davacı kullanımlarının davalı marka tescillerinden yaklaşık 5 yıl önce başladığı 5 yıl boyunca davalı tarafından davacının — kullanımlarına herhangi bir itiraz gelmediği anlaşıldığından davacının —- ibaresiyle faaliyette bulunduğu ve bu markayla belli bir çevreye ve tanınırlığa ulaştığı, yaklaşık 5 yıl boyunca bu kullanıma rıza gösterdikten sonra marka tescilinin sağlanıp markayı kullanılmaması yönünde talepte bulunulmasının Medeni Kanun 2. Maddesine göre hakkın kötüye kullanımı olduğu kanısına ulaşıldığından tarafların uzun yıllardır her ikisinin de—- ibaresi ile faaliyette bulunduğu, birbirlerinin bu tarihten sonra —- ibaresiyle faaliyette bulunmalarına rıza göstermeleri gerektiği anlaşıldığından davacı kullanımlarının davalının marka hakkına tecavüz teşkil etmediğinin tespiti yönünden davanın kabulü ile davacının—- ibaresiyle ticari faaliyetine devam etmesi yönünde davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Hükümsüzlük talebi yönünden davanın reddine, davacı tarafından—- marka kullanımlarının davalıya ait —– numaralı markaya tecavüz teşkil etmediğinin tespitine, davalı tarafından —- ibaresi ile ticari faaliyetinin devam etmesine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 190,00 TL yargılama gideri ve 80,70 TL harç toplamı olan 260,60 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 130,30 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.