Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/145 E. 2023/166 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/145
KARAR NO : 2023/166

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, 3.Sınıfta tescilli, —– numaralı “—-” markasının, davacı Şirketin önceye dayalı kullanımlarından doğan hak sahipliği uyarınca, HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ve sicilden TERKİNİNE karar verilmesi ve ayrıca dava konusu markanın, ücüncü kişilere olası devrinin, marka üzerinde lisans verilmesinin ve bu markanın Davalı tarafından kullanımının önlenmesi için İhtiyati Tedbir Kararı verilmesi, davacıleri şirketin Mahkeme huzurundaki markanın hükümsüzlüğü davasına konu “—–‘ markasının gerçek hak sahibi olarak, bu markayı Türkiye’de ve birçok ülkede 15 yılı aşkın süredir yoğun, etkin, ayırt edici ve ciddi bir biçimde kullandığını, markanın, Avrupa Birliği ülkeleri dahil birçok ülkede tescil edildiğini, tüm bunlara rağmen, davalı davalının “—-” markasının Türkiye’de davacıleri şirket adına tescil ettirilmemiş olmasını fırsat bilerek, 8 Nisan 2021 tarihinde markanın tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu (””Kurum”) nezdinde bir başvuru yaptığını, markanın 12 Nisan 2022 tarihinde tescil edildiğini, davalı’nın “—–” markasını tescil kararı öncesinde veya sonrasında herhangi bir faaliyeti kapsamında kullanmadığının tespit edildiğini, davalı, markanın tescili üzerinden bir ay dahi geçmeden, 10 Mayıs 2022 tarihinde—- muhatap göstererek bir ihtarname keşide ettiğini ve —–markasını kullanmalarını durdurmasını ihtar ettiğini, davalının, 15 yılı aşkın süredir yoğun, etkin, ayırt edici ve ciddi bir biçimde kullanılmakta olan ancak Kurum nezdinde tescilli olmayan bu markayı muhtemelen bu durumdan ve şirketin yüksek tanınmışlık düzeyinden fayda sağlamak amacıyla tescil ettirdiğini, bu marka için tescil başvurusunda bulunmuş ve tescil kararı verildikten sonra hiç vakit kaybetmeden doğrudan ihtarname gönderdiğini, böylelikle davalı’nın haksız menfaat elde etme amacıyla hareket ettiğinin şüphesiz oluğunu, davacı Şirket, dava konusu “—–” markasını hem yurt dışında hem Türkiye’de uzun süredir, yoğun, etkin ve ciddi şekilde kullandığını, “——” markasının davacıleri Şirket tarafından ihdas ve istimal edilmek suretiyle maruf hale getirildiğini, Şirketin “—–” markasını kendi ürünlerinde yıllardır kullandığının gerek broşürler gerek faturalar gerekse de gümrük beyanlarıyla sabit olduğunu, davacılerinin, önceye dayalı kullanımlarının sonucu olarak “—–” markasının “gerçek ve üstün hak sahibi” konumunda olduğundan, Davalı’nın kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğünü sağlamak amacıyla Öncelikle mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğini sağlamak amacıyla dava konusu markanın, nihai kararın kesinleşmesine kadar kullanımının, üçüncü kişilere olası devrinin ve/veya marka üzerinde lisans verilmesinin önlenmesi için SMK m. 159 ve HMK m. 389 vd. maddeleri uyarınca İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesine, davacının zarara uğrama ihtimaline binaen Davalı’nın 1.000,000 TL tutarında teminat yatırmasına yönelik ters tedbir kararı verilmesine, davalı adına Kurum nezdinde 3. Sınıf’ta tescilli, —– numaralı “—–” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekilinin beyan dilekçesinde özetle; 08.04.2021 tarihinde davalı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 03. Sınıfa giren mal ve hizmetler için “—-” ibareli —— numaralı marka başvurusu yapıldığını, davalı, kendi fikirleriyle oluşturduğu özgün markasını, hiçbir kötü niyet içermeden ve TPMK’nın itirazı olmaksızın tescil ettirmiş olmasına rağmen davacı şirket tarafından 04.07.2022 tarihinde işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun dava açıldığını, fazlaya ilişkin tüm iddia, hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla; eski hale getirme talebimizin kabulü ile işbu dilekçenin delilleriyle beraber, davalının kanuni süreyi hiç kaçırmamış gibi sunduğu bir cevap dilekçesi olarak değerlendirilmesine, itirazların kabulüne, davacı şirketin tüm taleplerinin ve kötü niyetle açtığı işbu haksız davanın reddine, davalının tescilli markası üzerine konan üçüncü kişilere devrinin ve lisans verilmesinin önlenmesine dair ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görüldü.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, davalı adına tescilli —– numaralı —— markasının gerçek hak sahipliği ve kötü niyetli tescil sebebiyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin davadır.Mahkememizde aldırılan 27/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin, —– ibareli markayı ülkemizde uzun süreye dayalı olarak yoğun ve etkin bir şekilde 03. Emtia sınıfında kullandığı, Avrupa ülkelerindeki kullanımların da bu veriyi desteklediği, davalının ise bu markayı tescilden önce etkili şekilde kullandığına ilişkin dosyada bir bulguya rastlanılmadığı; açıklanan sebeplerle davacı şirketin 03. Emtia grubunda “—–” ibareli marka üzerinde öncelikli ve üstün hakkının bulunduğunun kabulü gerekeceği, dosyanın taraflarına tevdii tarihinde dosyada davalının delil ve cevaplarına ilişkin bir bilgi bulunmaması sebebiyle tescilde kötü niyetli davranıp davranmadığı konusunda kesin bir üş belirtilemeyeceği, yukarıdaki açıklamalar ışığında bu konudaki nihai takdirin sayın hakimliğe ait olduğu, davalının markayı tescilden önce etkili şekilde kullandığını ispat edememesi ve hakimlikçe tescilde kötü niyetli davrandığına ilişkin kanaat hasıl olması halinde; dava konusu—– numarası ile tescili “——” ibareli markanın tüm emtia sınıfları ve hizmet listeleri açısından hükümsüzlük şartlarının oluşacağı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davalı adına tescilli—– numaralı —– ibareli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olup davacı vekilince davacı şirketin yaklaşık 35 yıldır Avrupada ve dünyada kozmetik sektöründe faaliyette bulunduğunu,—– markası ile üretim ve satış faaliyetlerinde bulunduğunu, markanın gerçek sahibinin davacı şirket olduğunu her ne kadar Türkiye’ de tescilli değilse de markanın Türkiye’ de uzun süredir yoğun ve etkin bir biçimde kullanıldığını, markayı ihdas eden bilinir hale getirenin davacı şirket olduğunu davalının markanın Türkiye’ de tescilli olmadığını fırsat bilerek kötü niyetli olarak kendi adına tescil ettirdiğini herhangi bir faaliyetinin olmadığını bu sebeple markanın hükümsüzlüğünü talep ettiği, davalı vekili beyan dilekçesi ile, markanın davacı tarafından oluşturulduğunu, faaliyet alanlarının farklı olduğunu, ürünler üzerindeki işaretlerin de farklı olduğunu, kötü niyetli tescil olmadığını iddia ederek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce öncelikle ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi bakımından aldırılan 27/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacının —— markası Türkiye’ de uzun süredir 03. Sınıfta yoğun ve etkin olarak kullandığını, davalıya nazaran gerçek ve üstün hak sahibi olduğunu belirttiği, davalı tarafından süresinde cevap verilmeyip sunulan beyan dilekçesi ile davanın reddini talep etmiş fakat redde ilişkin gerekçeler hukuki mahiyette olup yeniden bilirkişi incelemesi gerektirmeyecek olması sebebiyle usul ekonomisi yönünden esasa yönelik yeni bir bilirkişi raporu aldırılmadığı zira davalı beyan ve itirazlarının hukuki olması sebebiyle mahkememizce değerlendirilebileceği buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacının davaya konu —— numaralı —– ibareli markanın 03. Sınıfta tescilli sahibi olduğu, gerçek hak sahipliği iddiası yönünden bilirkişi tarafından davacının web siteleri üzerinde yaptırılan incelemede davacının 2007 yılında en çok satılan ürünler arasında—– diş macunu olduğunun belirtildiği, —- üzerinden yapılan incelemede online satış sitelerinde —– ismi ile ürün satışları olduğu, ürün satışlarının davacı şirketçe gerçekleştirildiği yine—– üzerinde yaptırılan inceleme 12/09/2014 tarihinde açılan davacıya ait —– isimli kanalda da —- ürünlerinden bahsedildiği yine —— üzerinde 2011 yılından başlamak üzere —– ibaresinin kullanıldığı, davalının ise herhangi bir kullanımının tespit edilmediği buna göre her ne kadar Türkiye’ de tescilli değil ise de davacının —— markasını çok uzun yıllardır Türkiye’ de ticari etki doğuracak şekilde yoğun şekilde kullandığı yine davacı markasının Avrupa Birliği ülkeleri olan—– tescilli olduğu ve birçok ülkede bu marka ile ticari faaliyette bulunduğu bu yönüyle markanın gerçek ve üstün hak sahibinin davacı olduğu, davalı tarafından markanın tescil ettirilmesine rağmen herhangi bir ticari faaliyetinin olmaması yine —— ibaresinin yabancı kökenli olup tesadüfen oluşturulabilecek ibarelerden oluşmaması özellikle diş macunu üzerinde kullanıldığı da gözetildiğinde davalının bu markadan haberdar olduğu veya olması gerektiği, davalının bu marka ile herhangi bir tescilden önce veya sonra faaliyette bulunmadığı gözetildiğinde gerek bilirkişi heyeti gerekse mahkememizde oluşan kanaate göre tescilin iyi niyetli olmadığı sonucuna ulaşılmış bu SMK’ nun 6/1 ve 6/9. Maddeleri uyarınca markanın hükümsüzlüğüne karar verilerek davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli ——- numaralı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
1-Alınması gereken 269,85 TL harçtan alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 189,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 2.616,25 TL yargılama gideri ve 80,70 TL harç toplamı olan 2.696,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Kullanılmayan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair davacı vekilleri ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.