Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/208 E. 2023/253 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/208
KARAR NO : 2023/253

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin kendisine ait özgün tasarımları olan dekoratif dekorasyon ürünlerinin tasarımcısı, üreticisi, satıcısı, TPE başvurularının ve —– tescillerinin sahibi olduğunu, kendi tasarımı olan metal aksesuar ürünlerinin yine kendisine ait 16.10.2017 tarihli —–tescil numaralı “—–” markasıyla —– internet siteleri, şirkete ait yurtiçi ve yurtdışı satış noktaları ve yurtdışı bayileri aracılığıyla tüm dünyada satışa sunulduğunu, müvekkili tarafından tasarlanıp üretilen ürünlerin davalı tarafından taklit olarak üretilerek herhangi bir izin almaksızın—- adresinden satışa sunduğunu, davalı şirketin —–internet partalının —–FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ—–. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Bilirkişi Heyet Raporu —– Avrupa satış kanalları üzerinden müvekkilinin 16.10.2017 koruma tarihli —– markasının Sınai Mülkiyet Kanunu madde 7/3/d uyarınca marka hakkına tecavüz ettiğini, davacının “—-‟‟ isimli tasarımının 10.07.2015 tarihinde tasarlayarak piyasaya sunduğunu ve 21.06.2018 tarihli —- tescil numaralı —- tesciline sahip olduğunu, söz konusu tasarımların Türkiye‟de 6769 sayılı SMK tarafından korunmuyor olsa da, Madrid Protokolüne üye tüm ülkelerde korunacağı ve hak doğuracağı ve tasarım bu ülkeler nezdinde de ilk kez müvekkili tarafından tasarlanıp kullanıldığını, bu yüzden TTK‟nun Haksız rekabet hükümlerince korunacağını iddia edildiğini, davacı vekili dilekçede davalı tarafından yapılan ihlallerin dava yoluna giderilmeden önce—– Noterliği 29.07,2019tarihli—– yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini ancak bu ihtarın ve arabuluculuk görüşmelerinin de cevapsız bırakıldığını belirttiği, davacı vekili Sayın Mahkemenizden uyuşmazlığı niteliği göz önüne alınarak ihtiyati tedbir kararının verilmesini, davalı tarafın haksız rekabeti ve marka hakkına tecavüzü neticesinde uğranılan zararın tespitini, SMK 151 2/a ve 151/4 uyarınca uğranılan zararın ticari faizi ile birlikte ödenmesini, taklit ürünlerin üretim ve satışının durdurularak söz konusu tecavüzün tecavüzün men‟i ve ref‟ine karar verilmesi, stokta bulunan ürünlerin imha edilmesini, talep ettiği Avrupa satış kanalları üzerinden müvekkilinin 16.10.2017 koruma tarihli —– markasının Sınai Mülkiyet Kanunu madde 7/3/d uyarınca marka hakkına tecavüz ettiğini, davacının—— isimli tasarımının 10.07.2015 tarihinde tasarlayarak piyasaya sunduğunu ve 21.06.2018 tarihli—- tescil numaralı —– tesciline sahip olduğunu, söz konusu tasarımların Türkiye’de 6769 sayılı SMK tarafından korunmuyor olsa da, Madrid Protokolüne üye tüm ülkelerde korunacağı ve hak doğuracağı ve tasarım bu ülkeler nezdinde de ilk kez davacı tarafından tasarlanıp kullanıldığını, bu yüzden TTK’nun Haksız rekabet hükümlerince korunacağını iddia ettiği, davacı vekili dilekçede Davalı tarafından yapılan ihlallerin dava yoluna giderilmeden önce —–Noterliği 29.07,2019tarihli—- yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini ancak bu ihtarın ve arabuluculuk görüşmelerinin de cevapsız bırakıldığını belirttiği, davacı vekili Sayın Mahkemenizden uyuşmazlığı niteliği göz önüne alınarak ihtiyati tedbir kararının verilmesini, davalı tarafın haksız rekabeti ve marka hakkına tecavüzü neticesinde uğranılan zararın tespitini, SMK 151 2/a ve 151/4 uyarınca uğranılan zararın ticari faizi ile birlikte ödenmesini, taklit ürünlerin üretim ve satışının durdurularak söz konusu tecavüzün tecavüzün men’i ve ref’ine karar verilmesi, stokta bulunan ürünlerin imha edilmesini, talep ettiği anlaşıldı.
Davalı taraf vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 15.11.2019 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, —–Platformu’nun 1994 yılında —– kurulduğunu, aktif olarak satışa sunulan 120 milyon ürün ve bu ürünlerin renk- ebat-desen gibi çeşitli varyasyonlarıyla birlikte 2 milyara yakın ürünün mevcut olduğunu, burada satış yapan 2buçuk milyon satıcı arasında zaman zaman anlaşmazlıklar yaşandığını, —-ürün listelemelerinin katalog kaydına göre yapıldığının yani satışa çıkarılan bir ürünü birden fazla satıcının satabileceğini, olası tartışmaların önüne geçebilmek için de —- satıcılarına “—– (marka tescili) yaptırmaları yönünde tavsiye verildiği, —-varsa ve marka tesciline ait dokümanları —- bildirirsen satışı sadece marka sahibi ve onun izin verdiği satıcılar tarafından satışının yapılabileceği eğer Marka tescilinin var olmasına rağmen —- bildirim yapılmaz ise ilgili ürünü dileyen herkesin satabileceğini, bu platforma alıcı ve satıcı arasında çıkan uyuşmazlıkların ilk başvuru mercii —– Satıcı merkezi olduğunu, bu nedenle satıcıların satış yetkilerinin kaldırmak için davalı tarafın —- olarak gösterilmesi gerektiğini, ticari marka sahibinin genellikle ticari bir markayı, bu ülkeye özgü ticari marka ofisine tescil ettirerek koruduğunu, ticari marka korumasının doğası gereği bölgesel olduğunu, ulusal ticari markaların ticari marka sahibini Türkiye dışında koruma altına almadığını bu nedenle davacının iddiada bulunduğu bölge Türkiye sınırları dışında —- bir satış platformu olduğundan dolayı, uyuşmazlıkla ilgili ülkedeki yasalarla çözümlemeye kavuşturulması gerektiğini, bu durumda açılan davanın esastan reddi gerektiğini anlaşıldı.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E :
Dava, Davacı şirketin —– numaralı—– markası adı altında üretilen tasarımlara yönelik davalı tarafından tecavüz ve haksız rekabette bulunulup bulunulmadığı maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin davadır.
Mahkememizde aldırılan 15/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafa ait ürün görseli İle—– internet sitesinde tespit edilen davalı tarafa ait ürün görseli arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları davacının —-kelime markasının—–uzantılı linklerde, —–harfi üzerindeki —- şekli olmadan| ve ancak, davacı yan tescilli markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer —–|şekli ile, markanın tescilli olduğu emtia grubu kapsamında 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanurlunun “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7. Maddesinin 3-d bendi uyarınca, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde kullanıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Mahkememizde aldırılan 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Mahkeme’nin—– adlı sanal satıcının, davalı firma olduğu kanaatine varması halinde, Davacıya ait 16.10.2017 tarihli —- tescil nolu—— markasının davalı tarafından ——şeklinde kullanılmasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 29/1 uyarınca marka hakkına tecavüz” oluşturduğu ve ayrıca tüketici gözünde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceğinden dolayı 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 55/1 uyarınca haksız rekabet oluşturacağı, mahkeme’nin —-adlı sanal satıcının, davalı firma olduğu kanaatine varması halinde, —— yorkasının Davalı tarafından kullanılmasından ötürü davacının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 151/2-a uyarınca tazminat talep edebileceği, dosyada mübrez deliller çerçevesinde tescilsiz tasarım tecavüzü tespiti yapılamadığı, mahkeme’nin —– adlı sanal nın, davalı firma olduğu kanaatine varması halinde, Davacıya ait “——” ürünü ile davalı tarafından satılan ürünlerin tüketici nezdinde benzer olarak algılandığından 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 55/1 uyarınca haksız rekabet oluşturacağı, Mali yönden yapılan inceleme neticesinde—–Sayılı Dosyada davacı tercihine göre ve ilgili dosyada belirtildiği şekilde SMK 151/2-a) “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir” üzerinden tespit yapılamadığından davacının maddi tazminat talebinin Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddelerine göre belirlenmesi hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde rapor sunulduğu görüldü. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir. İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının —– numaralı —–markası dekoratif, metal, dekorasyon ürünlerinin tasarlayıp üretip sattığı, davacının iddiasına göre davalının davacıya ait marka ve ürünler kopyalanarak internet sitesi ve—— sitesi üzerinden satışa sunulduğunu, bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulması ve kaldırılması ile maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalının davaya cevap vermediği, mahkememizce dosya kapsamında aldırılan ilk 15/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda Davacı tarafa ait ürün görseli İle —— internet sitesinde tespit edilen davalı tarafa ait ürün görseli arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları davacının —–kelime markasının—– uzantılı linklerde, —– harfi üzerindeki —– şekli olmadan| ve ancak, davacı yan tescilli markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer ——|şekli ile, markanın tescilli olduğu emtia grubu kapsamında 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanurlunun “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7. Maddesinin 3-d bendi uyarınca, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde kullanıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü. dosyanın esası bakımından aldırılan 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda davalının —– isimli sanal satıcı unvanı ile davacıya ait —– markasını kullanıp yine davacıya ait ürünleri neredeyse birebir aynı olacak şekilde kopyalayıp bu şekilde ticari faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, davalı tarafından kullanılan —- ibaresinin davacının —– numaralı markası ile ayniyet derecesinde benzer olduğundan bu durumun ortalama tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verebileceği bu sebeple SMK 29. Maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, yine davalının davacıya ait markasını kullanarak davacının üretip satmış olduğu ürünlerin neredeyse aynısını internet ortamında satışa sunması eyleminin hem dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığı hemde TTK nun 55/1 a4 maddesi uyarınca karışıklığa sebebiyet vereceğinden haksız rekabet teşkil ettiği, bu sebeple davacının SMK 149. Maddesi uyarınca maddi tazminat talebinde bulunabileceği, davacı tarafından SMK 151/2.a maddesi üzerinden tazminat talep edilmiş ise de davalının ticari defterleri sunulmadığından getirtilen vergi kayıtlarından ise ne kadarının davaya ilişkin ürünlerden elde edildiği tespit edilemediğinden tazminat talebinin mahkememizce Borçlar Kanunun 50. Maddesi uyarınca resen hesaplandığı buna göre de davacı tarafından 50.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulduğu, davalı tarafından davacı markasının bire bir aynısı ve yine davacı ürünlerinin de bire bir aynısının ticari faaliyete konu edilmesi eyleminin iyiniyetli olmadığı hususu da dikkate alındığında takdiren 40.000,00 TL maddi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABUL
KISMEN REDDİ ile, davacı tarafından davalının —–markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğunun tespitine, önlenmesine ve men’ ine,
Davalı tarafından davacının tescilsiz tasarımlarına yönelik haksız rekabette bulunulduğundun tespitine, önlenmesine ve men’ ine bu kapsamda davalı tarafından —– markası ve benzeri markaların ve yine davacıya ait tescilsiz tasarımların satışının her türlü fiziki ve internet ortamında yasaklanmasına,İmha talebi yönünden ürün tespit edilemediğinden bu talep yönünden reddine,Maddi tazminat yönünden 40.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Alınması gereken 2.732,40 TL harçtan alınan 44,40 TL ve 853,90 TL toplamı olan 898,30 TL harcın mahsubu ile kalan 1.834,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 898,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 6.383,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre 5.744,92 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.