Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/192 E. 2023/232 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/192
KARAR NO : 2023/232

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2021
KARAR TARİHİ : 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili,davacı şirketin dünyaca ünlü ——şirketi —– şirketi altında faaliyet gösteren giyim firması olduğunu. Hem Türkiye de hem dünyada bir çok tescilli markanın sahibi olduğu. Markasının esas unsurunun —– markası olduğunu. Davalı tarafından tescil edilen davaya konu —- numaralı —– markasının davacı ile aynı sınıflarda tescil edildiğini. Bu durumun davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini. Taraf markalarının arasında karıştırılma ihtimali olduğunu. Davalı markasının kötü niyetli tescil edildiğini. Davacı markasının tanınmış marka olduğunu. Belirterek davaya konu—– numaralı markanın hükümsüzlüğünü, davalı tarafından—–markasının kullanılmasının yasaklanmasına, davalı ticaret ünvanında bulunan —– ibaresinin ticaret sicilinden terkinine, hükmün gazetede ilanına karar verilmesini, Fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle usul ve yasaya uygun davalarının kabulünü, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde —– numara ile tescilli —– markasının üçüncü şahıslara devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbire ve bu kararın Türk Patent ve Marka Kurumu sicilinde şerhini, davalı adına —- numara ile tescilli —— markasının hükümsüzlüğünü ve Türk Patent ve Marka Kurumu sicilinden terkinini, Davalının ticaret unvanının marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığının tespiti ile —– Ticaret Odası nezdinde tescil edilen ticaret unvanının içerisinde bulunan —- ibaresinin sicilden terkini, davalının, davacıya ait tescilli —– markasını, ibaresini kullanmasının engellenmesini, yasaklanmasını, davalının tüketiciyi yanıltacak, hizmet, ürünler, ticari işletmeler, davacının markası ile ilişki kurulmasına neden olabilecek, marka tecavüzü ve/veya haksız rekabet yaratacak suretteki kullanımının, internet ve sosyal medya kullanımı da dahil, her türlü yayınlar, hizmetler ve mallar, ünler; ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere, kullanmasının önlenmesini, yasaklanmasını; davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına; bu cümleden olmak Üzere; Davalının davacıya ait —– markasını ve ibaresini kullandığı ürünler, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesinin; basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların davalı tarafından kullanılmasının yasaklanmasını, kullanılanların hüküm kesinleştiğinde imhasını, dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesini müteakip masrafları Davalıya ait olmak üzere Türkiye çapında yayınlanan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde yayınlanmasını, Masraf, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile ürünlerin imhası ile ilgili masraflar ve imha sürecine kadar olan süreçte ortaya çıkacak her türlü masrafların davalı yana tahmiline, karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının —— markasının Türk Patent ve Marka Kurumu sicilinden terkinine ilişkin ikame edilmiş ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, huzurdaki dava mutlak ticari dava olup zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğunu, —– tek ortağı ve yetkilisi —–Türkiye’ye yatırım amaçlı olarak —-tekstil üzerine bir yeni işletme kurmuş ve —– internet sitesiyle faaliyetine devam ettiğini, davalının tek ortağı ve yetkilisi—– olup şirketine kendi isminin ilk üç harfi olan—– marka ve logosunu verdiğini, davalıya ait markanın —– tescil numarasıyla TÜRKPATENT nezdinde —- logosuyla tescil edildiğini, davacının, —-şirketine bağlı olarak faaliyet yapan —- markası için davacı dava dilekçesinde ürünlerinin farklı ülkelerde satıldığını açıklar şekilde resimler ve ekran görüntüleri sunduğunu, ancak tüm bunlar davacı şirketin gerek Türkiye’de gerekse global çapta meşhur olduğunu, yoğun ve yaygın şekilde bilinip bu marka altında ürünler satıldığını ispatlamamakta ve ifade etmediğini, Kaldı ki davacı şirket gibi—– kıtasında ofisleri olan ve dünya çapında prestijli sitelerde satış yapan binlerce şirket Türkiye’de ortalama tüketici tarafından hiç duyulmamış ve bilinmediğini, Davacı şirketin markasının da bu duruma bir istisna teşkil etmediğini, davalının ve davacının markaları arasında renklerden yazı tipine birçok farklılık görüldüğünü, davalının markasında ilk bakışta fark edilen orta kısmına —– eklemesiyle oluşturulan ayırt edici ibarenin, davacı şirketin markasından bütünsel olarak farklı bir kanı ve intiba uyandırdığını, görsel açıdan davalıya ait markanın davacı tarafın markasına nazaran eğimli ve figüratif bir algı yarattığını, Şirketin tek sahibi olan —– kendi adında bulunan— ve —- harfleri birleştirilerek ortada bir adet—– harfi oluşturulmuş ve —–harflerinin ortasına çekili şeritte —– yazısıyla birlikte değerlendirildiğinde görsel olarak davacı şirketin işaretinden oldukça farklılık arz ettiğini, davacı yan dava dilekçesinde her ne kadar Davalının söz konusu markayı kullanmasında kötü niyeti bulunduğunu iddia etse de Davalının yetkilisi davacı yana ait markayı daha önce görmemiş olduğunu, bu şirket hakkında hiçbir bilgi de sahibi olmadığını, dava dilekçesinde TTK madde 55/1’e yer verilerek davalının, davacının tanınmışlığından yararlandığı ileri sürdüğünü, davacı şirket yetkilisi ne davacı şirketi ne bu şirkete ait markayı tanınmamış olduğundan bilmediğini, —— kendi adından oluşturduğu markayı kullanmasında kötü niyeti bulunmadığını belirttiğini, davanın öncelikle usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde davanın esastan reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, davalı adına tescilli —- numaralı—– markasının SMK.nın 6/1,3,5,6 ve 9. Maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin oluşup oluşmadığı, davalı şirket ticari ünvanında —– ibaresinin terkini hususunun oluşup oluşmadığına ilişkin davadır.
Mahkememizde aldırılan 17/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda; bilişim yönünden inceleme sonucunda davacının—– Adresli İnternet Sitesi Üstünden Yapılan İncelemede; İncelenen internet sayfasını alan adında ve logo bölümünde —– ibaresinin yer aldığı, Davacının internet sitesinin giyim sektörü üstüne olduğu, —– alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin gizli olduğu, alan adının 20.05.2006 tarihinde kayıt ettirildiği ve 20.05.2023 tarihine kadar kayıtlı olduğu, o İnternet sitesinin alan adı kaydının ve hosting (yer sağlayıcısın) —olduğu, davacının —-Adresli İnternet Sitesi Üstünden Yapılan İncelemede; incelenen internet sayfasını alan adında ve logo bölümünde “—–” ibaresinin yer aldığı, davacının internet sitesinin giyim sektörü üstüne olduğu, —– alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin gizli olduğu, alan adının kayıt tarihi bilgisinin yer almadığı, internet sitesinin alan adı kaydının ve hosting (yer sağlayıcısın) —- olduğu, Davacının —-Adresli —– Sayfası Üstünden Yapılan İncelemede; incelenen sayfada “—– ibaresinin yer aldığı, incelenen sayfanın “Temmuz 2013” yılında oluşturulmuş olduğu, davalının—–/ Adresli İnternet Sitesi Üstünden Yapılan İncelemede; incelenen internet sayfasını alan adında ve logo bölümünde—– ibaresinin yer aldığı, davalının internet sitesinin iç giyim sektörü üstüne olduğu, ——alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin gizli olduğu, alan adının 30.09.2020 tarihinde kayıt ettirildiği ve 30.09.2023 tarihine kadar kayıtlı olduğu, İnternet sitesinin alan adı kaydının —- kullanılarak yapıldığı ve hosting (yer sağlayıcısın)—– olduğu, davalının — Sayfası Üstünden İncelenen sayfada —–” ibaresinin yer aldığı, İncelenen sayfanın hangi tarihte kurulduğunun bilgisine ulaşılamadığı, davalının—– sayfasında yapılan ilk paylaşımın ise “29.04.2021” tarihinde yayınlandığı tespit edildiği, tasarım yönünde inceleme sonucunda; —-markası—– ailesinin bir parçası olarak 2013 yılında kurulmuş kadın kıyafet ve aksesuarları üzerine bir—– markası olduğu , —–markalı ürünlerin sektöründe yoğun ve yaygın biçimde kullanılmak suretiyle maruf ve meşhur hale geldiği, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 8/1-b bendi uyarınca markaların iltibas yaratıp yaratmadıklarının belirlenmesinde, markaların kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının alıcısı olan ortalama düzeydeki halk nezdinde karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığının tespiti gerekli olduğu belirtildiği, markanın hem isim hem çağrışım hem de hizmet olarak giyim sektöründe olması haksız rekabete yol açacağı, 6769 Sayılı SMK. nun 48. Mad TTK m 55a-57/4’de koşullarının oluştuğu, marka yönünden inceleme sonucunda davacı yanın markalarının tescilli olduğu emtia ve hizmet sınıfları ile davalı yanın dava konusu markasının tescilli olduğu emtia ve hizmet sınıfların arasında sınıfsal benzerlik bulunduğu, davacı yanın tescilli markaları ile davalı yanın dava konusu olan markası incelendiğinde tüm markalarda “—- ibaresinin ortak olduğu, Yargıtay’ın içtihatları gereğince davalı yanın markasındaki eklemelerin markaya ayrıt edicilik katmadığı, davacı yanın markaları ile davalı yanın markası arasında genel izlenim anlamında ilişkilendirme, çağrıştırma söz konusu olduğu, markaların arasında benzerlik bulunduğu, markaların kullanıldığı hizmetlerin BENZER olduğu, markaların tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olabileceği, marka hakkına tecavüzün söz konusu olduğu ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu görüş ve kanaatine varıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Mahkememizde aldırılan 29/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda; kök raporda değişiklik olmadığı, davacı yanın markalarının tescilli olduğu emtia ve hizmet sınıfları ile davalı yanın dava konusu markasının tescilli olduğu emtia ve hizmet sınıfların arasında sınıfsal benzerlik bulunduğu, davacı yanın tescilli markaları ile davalı yanın dava konusu olan markası incelendiğinde tüm markalarda ——ibaresinin ortak olduğu, davalı yanın markasındaki eklemelerin markaya ayrıt edicilik katmadığı, davacı yanın markaları ile davalı yanın markası arasında genel izlenim anlamında ilişkilendirme, çağrıştırma söz konusu olduğu, markaların arasında benzerlik bulunduğu, markaların kullanıldığı hizmetlerin BENZER olduğu, markaların tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olabileceği, marka hakkına tecavüzün söz konusu olduğu ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu davacı yanın ——ibareli markalarının tanınmış marka olmadığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir. İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin — kurulmuş giyim sektöründe faaliyette bulunan şirket olduğu, TPMK nezdinde —– ibareli —– numaralı markaların tescilli sahibi olduğu yine—– nezdinde ve birçok ülkede —— ibareli markaların tescilli sahibi olduğu, davaya konu edilen davalı adına tescilli —– numaralı—– ibareli markanın davacı markalarına benzer olması, kullanım ve tescil sınıflarının aynı olması sebebiyle karıştırılma ihtimalinin davalının kötüniyetli tescilde bulunduğu iddiasıyla hükümsüzlük talebinde bulunulduğu, yine davalı tarafından kullanılan —– ibaresinin davacının markasından faydalanmaya yönelik marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturduğu iddia edilerek tespiti ve önlenmesini, bu kapsamda da davalı ticaret ünvanından—– ibaresinin terkinini talep ettiği, davalı tarafından markalar arasında benzerlik olmadığı iddia edilerek davanın reddinin talep edildiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişi heyetince sunulan 17/10/2022 tarihli rapor ile markalar arasında benzerlik olduğu yönünde görüş bildirildiği, bilirkişi raporunda tanınmışlık iddiasının değerlendirilmediği anlaşıldığından ek rapor aldırıldığı, ek raporda da kök rapordaki görüşlerin muhafaza edildiği, fakat davacı markasının tanınmış marka olmadığı yönünde görüş bildirildiği, buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde davacı şirketin—– markası ile yurt dışında ve ülkemizde giyim sektöründe faaliyet gösterdiği, yurt dışında çok sayıda —– markalı tescillerinin bulunduğu, ilk tescil tarihinin 2013 yılına dayandığı, ülkemizde de TPMK nezdinde —-ibareli ——numaralı markanın 35. Sınıfta —— numaralı markanın ise 09,14,18,25 ve 35. Sınıfta tescilli sahibi olduğu davalının ise davaya konu/—–ibareli——numaralı markanın 25 ve 35. Sınıfta tescilli sahibi olduğu öncelikle hükümsüzlük yönünden yapılan değerlendirmede davacının markasının —– kelimesinden ibaret olduğu davalı markasının ise—— ibarelerinden oluşup davalı markasında yer alan —- ibaresinin hem küçük şekilde yazılıp hemde ingilizce kelime olup —–anlamına geldiğinden özellikle giyim sektörü bakımından tanımlayıcı mahiyette olduğu, davalı markasının da esas unsurunun —– ibaresi olduğu bu yönüyle markalar ayniyet derecesinde benzer olduğu, tescil sınıflarının da 25 ve 35. Sınıflarda giyim sektörüne ilişkin olup bu yönüyle de benzerlik olduğu bu sebeple ortalama tüketici nezdinde taraf markalarının aynı kaynaktan doğmuş olarak değerlendirilebileceği davalı markasının davacıya ait bir şube veya temsilci gibi değerlendirilebileceği ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olduğu bu sebeple davacı —– markasının tescil ve kullanım tarihinin 2013 yılından itibaren başladığı anlaşıldığından —– ibaresi üzerinde davacının üstün hak sahibi olduğu SMK 6/1. Maddesi uyarınca davalı markasının hükümsüz kılınmasının gerektiği, tanınmışlık iddiasıyla hükümsüzlük talebi bakımından markanın tanınmış olup olmadığı hususunun her somut olayda ayrı ayrı değerlendirileceği, tanınmışlığa ilişkin davacı tarafından sunulan deliller mahkememizce oluşturulan uzman bilirkişi heyetince değerlendirilmiş sunulan deliller kapsamında markanın tanınmış marka olmadığı yönünde görüş bildirilmiş mahkememizce de bu görüşler uzmanlık gerektiren hususlardan olduğundan itibar edilmiş bu sebeple tanınmışlık iddiasına dayalı hükümsüzlük talebinin reddine karar vermek gerekmiş kötüniyetli tescil iddiası yönünden ise aslolan iyiniyet olup kötüniyeti iddia edenin bunu iddia etmesi gerekmektedir davacı tarafından davalının davacı markasının bilinirliğinden haberdar olduğu, aynı sektörde faaliyette bulunması sebebiyle bunu bilmemesinin mümkün olmadığını, tescilin davacı markasından itibar ve bilinirliğinden faydalanmaya yönelik kötüniyetli tescil olduğunu ileri sürdüğünü, buna göre de davacı şirketin marka tescilinin Türkiye’de ilk olarak 2014 yılında yapılmış olduğu, o tarihten beridir de Türkiye’de —– ibaresi ile giyim sektöründe faaliyette bulunduğu, davalının davacı ile aynı sektörde gösterdiği dikkate alındığında davacının markasını bildiği veya bilmesi gerektiği buna rağmen davacı markası ile esas unsur olarak aynı olan—– ibaresini tescil ettirmesini, davacının her ne kadar bilirkişi raporuyla tanınmış marka olmadığı belirtilmiş ise de giyim sektöründe özellikle uluslararası marka tescilleri ve kullanımları da dikkate alındığında en azından sektör tarafından bilinen markalardan olduğu buna rağmen davacı markaları ile iltibas teşkil edecek mahiyette ayniyet derecesinde benzer —— ibaresini aynı sınıflarda tescil ettirip kullanılmasının iyiniyetli olmadığı kanaatine ulaşılmış bu nedenle SMK 6/9. Maddesi uyarınca da markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiası yönünden ise taraf kullanımlarının giyim sektöründe ve benzer olarak—— markası ile yapılıyor olması bu durumun ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali doğuracağı davacının——-markasının gerçek ve üstün hak sahibi olması sebebiyle davalı kullanımlarının SMK 29/1b maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği aynı zamanda TTK nun 55/1a 4 maddesinde yer alan “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” hükmünü ihlal ettiğinden haksız rekabet oluşturduğu, SMK nun 155/1 maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz davalarında önceki hak sahibine karşı tescilli marka savunmasının ileri sürülemeyeceği, davalının markasının tescilli olmasının marka hakkına tecavüz gerekçesi olamayacağı bu sebeple marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiası yönünden de davanın kabulü ile davalının ticaret ünvanında yer alan—– ibaresinin davacının markalarına benzer ve tecavüz eden mahiyette olduğu anlaşıldığından ticaret unvanının terkini talebinin kabulü ile neticeten davanın tüm talepler yönünden kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı adına tescilli —- numaralı —— ibareli markanın hükümsüzlüğüne,
2-Davalı tarafından davacının markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalının —– ibareli markayı internet ve sosyal medya dahil her türlü internet ortamında ve her türlü yayınlarda hizmet ve mallarda ürünler üzerinde ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş tabela ve her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere kullanmasının yasaklanmasına, kullanıma ilişkin her türlü ilan, reklam, broşür, afiş, tanıtım malzemesi, tabela, basılı kağıt, fatura, her türlü ticari evrak ve bu şekildeki her türlü materyale bulunması halinde el konulmasına,
3-Davalı adına tescilli ticaret ünvanında yer alan —– ibaresinin ticaret sicilinden terkinine,
4-Hükmün kesinleşmesine müteakip masrafları davalıdan alınmak üzere Türkiye’de yayınlanan üç büyük gazeteden birinde ilanına,
5-Alınması gereken 269,85 TL harçtan alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 210.55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 5.050,10 TL yargılama gideri ve 59,30 TL harç toplamı olan 5.109,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Hükümsüzlük davası bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karara karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.