Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/191 E. 2023/135 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/191 Esas
KARAR NO: 2023/135
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2021
KARAR TARİHİ: 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılardan ——- kurduğu dokuma atölyesi ve daha sonra kurulan tekstil fabrikalarının —– yılında tek çatı altında birleştirilmesi ile oluşturulan, günümüzde, beyaz eşya, elektronik, enerji, gayrimenkul, madencilik ve tekstil alanlarında faaliyet gösteren, ——– fazla grup şirketi bünyesinde barındıran —- olduğunu, —– sitesinin incelenmesi ile davacılardan ——– olan tüm şirketlere ilişi ulaşılabilineceğini, Davacılardan ——- her türlü yatırım işi çerçevesinde; ——– sınırları içinde veya yabancı ülkelerde, resmi ve özel kurum ve kuruluşları tarafından kapalı zarf, açık arttırma, eksiltme, alma ve pazarlık usulü ile ihaleye çıkarılacak her türlü küçük ve büyük yapılar, her türlü tesisat işleri, her türlü okul, hastane, hava meydanları, limanlar, sulama kanalları, köprü, yol, sınai yapı ve fabrika inşaat işleri taahhüt etmek ve yapmak ve yaptırmak veya emaneten yapımcı olarak bu işleri üstlenmek; bina ve inşaatların, eski eserlerin ve surların, yolların, kaldırımların ve barajların bakım, onarım tamir hizmetlerini yapmak; bina ve inşaatların sıhhi tesisatlarının döşenmesi işlerini yapmak amacıyla kurulmuştur. Bu kapsamda, geniş bir iş alanı ve tüketici ulaşımı el elde etmiş olan köklü ve hem ülkemizde hem uluslararası alanda yüksek tanınırlığa sahip olduğunu, dava konusu ——— markası davacı şirketler tarafından, hem ticaret unvanı hem marka hem de internet alan adı olarak kullanıldığını, aralarında ticari ilişki ve organik bağ olan şirketlerin, ortak kullandıkları marka, unvan hakları ve internet alan adı ile huzurdaki davada bir arada dava arkadaşı olarak gösterildiğini, —— ticaret unvanı, —– tarihinde usulüne uygun olarak —– kayıt ve tescil edilmiş olup, —– edildiğini, ——- tarihinde kendi adına tahsis ettirdiğini ve o tarihten bu yana kesintisiz olarak kullandığını, —– şirketlerine ilişkin tüm bilgiler işbu internet sitesinde yer aldığını, davacı şirketin işbu tescilsiz marka kullanımından dolayı öncelik hakkı bulunduğunu, —–numara ile tescilli —— seri markalarının sahibi olduğunu —- ticaret unvanı ise, —– tarihinde —–kayıt ve tescil edildiğini, ——Tarihinden beri Tescilli Ticaret Unvanının —- teşkil eden —— İbaresini Esas Unsur olarak ihtiva eden Ticaret Markalarını da kendi adına usulünce Tescil Ettirdiğini, —- numara ile tescilli —- numara ile tescilli ——– numara ile tescilli —- numara ile tescilli —— numara ile tescilli —– numara ile tescilli —–numara ile tescilli —– numara ile tescilli —- numara ile tescilli —— numara’ile tescilli ——-seri markalarının sahibidir. — markalarının —– marka olduğunu, Davalı ————— davacı müvekkil şirketlerin, yukarıda zikredilen Markalarının, ticaret unvanlarının ve internet alan adlarının Kullanımı ile açıkça İltibas yaratacak şekilde, —– Markasının Tescili için, —–Numarasında İşlem gören Marka Tescil Başvurusunda bulunduğunu ve markanın tesciline karar verildiğini, Dava konusu marka, her ne kadar, ——- adına sicilde tescilli gözükmekte ise de, ilgili şirket unvanın —- tarihinde —–Olarak değiştiği ve ——- tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği tespit edilmiş olup, marka sicilinde unvan değişikliğine gidilmemiş olsa dahi, husumetin , yeni unvanlı şirkete yöneltildiğini, Davacı müvekkillerinin —– markasının “GERÇEK HAK SAHİPLİĞİ İLKESİ” uyarınca, bir markayı ilk defa yaratan ve ilk defa ticaret hayatına sokan şahıs/şirket markanın gerçek hak sahibi olarak kabul edilmesinin gerektiğini, SMK 6/3 maddesi uyarınca marka üzerindeki hakkının tescilden önce doğmuş bulunduğunu, Her ne kadar, davalının ticaret ünvanının klavuz unsurunun —— olduğu, ibareleri yer almakta ise de, işbu ibarelerin, şirketlerin iştigal alanlarını belirten, belirli bir ayırt ediciliği olmayan ibareler olduğu gerçekleri ile hareket edildiğinde, ticaret unvanındaki dikkat çekici unsurun ——- ibaresi olduğu ve taraflara ait unvan, marka ve alan adının tüketiciler nezdinde karışıklığa sebep olacağını, davalının basiretli tacir olarak hareket etme yükümlülüğü olduğundan tanınmış marka/ticaret unvanı sahibinin tanınırlığından haberdar olmadığından, ya da kullanımlarının iyi niyetli ve dürüst olduğundan da bahsedilemeyeceğini, davalının kötüniyetli olarak sözkonusu ticaret ünvanının seçerek tescil ettirdiğini, Davalı şirketin, müvekkil şirkete ait ——– ibaresini ticaret unvanında, yazılı ve sözlü reklamlarında kullanmaya devam etmesi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. ve 149. Maddeleri çerçevesinde marka hakkına tecavüz ile aynı zamanda TTK m 55/1-a-4. Fıkrasındaki “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak ” hükmü çerçevesinde haksız rekabet teşkil ettiğini, öncelikle, dava konusu ——— markasının, üçüncü kişilere devir. ve temliki ile lisans verilmesinin önlenmesi için duruşma gününden önce ve davalıya tebligat yapılması beklenmeksizin Marka üzerine ihtiyati tedbir uygulanarak bu hususun —- Markalar Dairesine bildirilmesine, —— markasının 6769 sayılı SMKnın 6/1, 6/5., 6/6., 6/9., 25., MK. 2., TTK 52. Maddelerine istinaden kapsadığı tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne marka sicilinden terkinine, karar verilmesinin talep etmiştir.

K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, Davalının ünvanı ———olup —— manada kendi alanında faaliyet gösterdiğini, gıda ve temizlik sektöründe faaliyet gösterdiğini, iştigal alanlarının davalılardan farklı olup iltibas oluşmayacağını, davacıların davalının kullanımına da sessiz kaldığını ve kötü niyetli olduğunu, kendi tekelini oluşturmak İstediğini, markalar arasında benzerlik olmadığını, markaların kapsamlarının farklı ve ilgisiz olduğunu, Olağan yaşam koşullarında ortalama bir tüketici her iki firmanın birbirinden farklı olduğunu, alınan mal veya hizmetin birbirinden farklı olduğunu, —– firmalarının birbirlerinden farklı olduklarını algılayabileceğini, davalının haksız kazanç sağlamadığını , davacıların markalarının tanınmış marka olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli —– markalarının davalı tarafından davaya konu ——-markası benzerliği, tanınmışlık, kötü niyetli tescil nedeni ile —-numaralı markanın hükümsüzlük davasıdır.Mahkememiz dosyasından aldırılan 16/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: Davacılardan —– seri markalarının tescilli hak sahibi olduğu, Davacılardan ——- numara ile tescilli —– numara ile tescilli ——–seri markalarının sahibi olduğu, Davalının ——- markasının tescilli hak sahibi olduğu, Davalının ——— şekil markasının SMK 6/1 ve 6/6 maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğuna dair raporunu sunmuşlardır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava davalı adına tescilli———markanın 6769 sayılı SMK nun 6/1, 6/5,6/6,6/9. Maddeleri uyarınca tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne ilişkin olup davacının —– unsuru ile uzun yıllardır ———– olarak birçok şirket bakımından faaliyette bulunduğu, davacının iddiasına göre —— markasının tanınmış marka olduğu, davalının bu markanın tanınırlığından yararlanmaya yönelik kötüniyetli tescilde bulunduğu ve markalar arasında iltibas yönünde aldırılan ——– tarihli bilirkişi raporunda davacı markalarının tanınmış marka olmadığı yönünde kanaat bildirildiği, iltibas yönünden ise markalar arasında iltibas olduğu, SMK 6/1 ve 6/6 maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirildiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından delil listesi sunulduğu fakat herhangi bir cevapta bulunulmadığı fakat 01/11/2022 tarihli beyan dilekçesi ile ——- üzerinde davacının tekel elde etme amacında olduğunu, markaların farklı olduğunu, belirterek davanın reddini talep ettiği, gibi duruşmalara mazeret gönderildiği ve hiçbir duruşmalara katılmadığı, dosyanın esası bakımından yapılan yargılamada ise davacı şirketin —– unsurlu çok sayıda markanın tescilli sahibi olduğu, uzun yıllardır —– ibaresi ile çeşitli sektörlerde faaliyette bulunduğu, yine celp edilen —–kaydına göre ———unsurlu ticari unvan ile ticari faaliyette bulunduğu, davalı şirketin ise —- yılında tescil edildiği, faaliyet alanının gıda ve yemekçilik üzerine olduğu, davalının da ticari unvanının esasının —-ibaresinin olduğu, davalının davaya konu hükümsüzlüğü talep edilen ——– Sınıflarda tescilli sahibi olduğu, taraf markalarının ve ticari ünvanlarının esas unsurlu —- ibaresi olduğu, bu yönüyle davacının —– ibaresi üzerinde hem ticari ünvan olarak hemde markasal olarak gerçek ve üstün hak sahibi olduğunun anlaşıldığı, davacının celp edilen marka tescil belgeleri incelendiğinde davalının markasının tescilli olduğu — Sınıflarda benzer olarak——– şekil ibareli markaların bulunduğu, davalı markası ile davacı markasının esas unsurunun ———-ibaresi olması sebebiyle davacının aynı sınıflarda tescilli markalarının sahibi olduğu gözetildiğinde SMK 6/3 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, SMK 6/6. Maddesi uyarınca yaptırılan değerlendirmede ise davacının —– esas unsurlu ticari ünvanında —— yılından beri faaliyette bulunduğu, bu ünvan ile belli bir bilinirliğe sahip olduğu, davalının davaya konu markasının davacının ticaret ünvanını da ihlal ettiği anlaşıldığından SMK 6/6 maddesi uyarınca da markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, tanınmışlık yönünden yapılan değerlendirmede ise tanınmışlık hususunun tek başına mahkemenin kanaati ile oluşamayacağı bu hususta içerisinde sektörel bilirkişinin de bulunduğu heyetten alınan bilirkişi raporunda davacı markasının tanınmış olmadığı yönündeki görüşe itibar edilerek SMK 6/5. Maddesi uyarınca hükümsüzlük talebinden davanın reddine karar vermek gerekmiş kötüniyetli tescil yönünden ise aslolan iyiniyet olup kötüniyeti iddia edenin bunu ispat etmesi gerekmektedir davacının kötüniyetli tescil iddiası bakımından soyut iddia dışında delil sunmadığı, mahkememizde davalının —– ibaresini tescil ettirmesi için yeterli ve geçerli bir kanaat oluşmamış ise de bu kanaatin tek başına kötüniyetli olarak değerlendirilemeyeceği, bu yöndeki bilirkişi tespitleri de dikkate alınarak kötüniyetli tescil iddiası yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiş fakat neticeten SMK 6/1, 6/3 ve 6/6 maddeleri uyarınca hükümsüzlük talebi kabul edildiğinden davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜ K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile davaya konu davalı adına tescilli — numaralı —— şekil ibareli markanın tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan, 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye120,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan ve 59,30 TL harç, 158,30 TL müzekkere, tebligat gideri, 3.900,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 4.117,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023