Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/180 E. 2023/235 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/180 Esas
KARAR NO: 2023/235
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/11/2021
KARAR TARİHİ: 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının olduğu firmanın —- nezdinde —— sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, boya sektöründe —- tecrübeye sahip kişilerce kurulduğunu, davacının şirketin —–markası adı altında boya, astar ve vernik ürettiğini, —– boya ve mürekkep kategorisi ihracatında —- firmadan —–olduğunu, davacınınnin —-markalarının sahibi olduğunu, davalının —– ibareli markasıyla aynı olan———– ibaresini, davacının şirketin markasının kapsadığı emtia grubundaki —— ürünlerinde kullandığını, davalı şirketin —— gerek kendisine———-üzerinden, gerekse ——— üzerinden satışa sunduğunu, davalının ürünlerinde ———- ibaresini kullanmasının davacınınnin marka hakkında tecavüz teşkil ettiğini, davacınınnin —- ibareli çatı markalarını ——– ibaresini tescil edemeyeceğini öngören davalının ilave unsurlar kullanmak suretiyle kötü niyetli olarak —— markasını tescil ettirdiğini, davalı ürünlerinin tanıtımını yaparken —- kullanmadığını, fiili kullanımda yalnızca ——– kullandığını, davalının fiili kullanımının tescil ettirdiği markasından farklı olduğunu,——– kurulan davalı şirketin, kurulduğu tarihte boya sektöründe tanınan, bilinen bir marka olan davacı şirketin ——–markasına çok benzer şekilde kılavuz unvan seçmesinin iltibas yaratma çabasını açık göstergesi olduğunu, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu, davacının tescilli markasıyla aynı/benzer olan davalıya ait —– markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalı ile ilgili —– üzerinden basit bir araştırma yapıldığında dahi tüketicilerin davalıya ait emtiaların markasının ——– olarak algılandığını, kötü niyetli olarak tescil ettirilen———– markasının bu sebeple de hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalının ticaret unvanında yer alan——– ibaresinin ticaret unvanından silinmesi gerektiğini belirterek; öncelikle, davalının iş bu davanın ikamesi ile birlikte marka hakkına tecavüz oluşturan ve haksız rekabet teşkil eden markasal kullanımlarını değiştirme ve kaldırma ihtimalleri ve davacının şirketin marka hakkına ihlalin ispatı ve hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacak olması nedeniyle HMK 403 gereği davalıya tebligat yapılmaksızın marka hakkında tecavüz oluşturan delillerin tespitine karar verilmesini, bu amaçla dilekçede ————- kısımda belirtilen hususların tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı adına tescilli —- sayılı———– markasını dava sonuna kadar üçüncü kişilere devrinin tedbiren engellenmesine ve bu amaçla —-müzekkere gönderilmesine, ayrıca dilekçede —– başlıklı kısımda belirtilen hususlarda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Davalının———– marka hakkına tecavüz eder nitelikte ve haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanıldığının tespitine, Davalının ticari unvanındaki ——– kılavuz unsurunu markasal olarak kullandığının ve bu kullanımının davacınınnin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, Marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden davalı eylemlerinin meni ve ref’ine ve bu amaçla davalının——- ibaresini taşıyan ve markasal kullanım teşkil eden ürünlerinin ve——- imalatının durdurulmasına, satışının ve ihraç edilmesinin, tanıtımının ve reklamlarının önlenmesine, Marka hakkında tecavüz ve haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, bu amaçla davalını imal ve satışa sunduğu ———-taşıyan ve markasal kullanım teşkil eden ürünlerinin ——— yapımında kullanılan kalıp ve klişelerin bulundukları yerden toplatılarak el konulmasına, imhasına, Davacı davacınınnin dayanak markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer olan ve davalı tarafça kötü niyetli olarak tescil ettirilmiş olan —-sayılı ——– markasının hükümsüzlüğüne ve iptaline ve marka sicilinden terkine, Davalının ticaret unvanındaki —- ibaresinin ticaret unvanından silinmesine, Davalıya ait ——– iptaline/erişimin engellenmesine, Davalının davacıya ait markayı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli üzerinden hesaplanacak tutarın tam ve kesin olarak belirlenmesi sonrasında HMK 107 uyarınca arttırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın, taraflarınca davalı şirkete keşide edilen ——— yevmiye numaralı ihtarname tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, Marka hakkına tecavüz nedeniyle 10.000TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, Kararın masrafı davalılardan alınmak suretiyle SMK 149/1-g uyarınca kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.Davalı taraf cevap dilekçesi vermediği anlaşıldı.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, davalı tarafından kullanılan —– ibareli sprey boya ürünlerinin davacının ——- ibareli markalarının tecavüz oluşturup oluşturmadığı, maddi manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, Davalı adın atescilli ticaret ünvanından—- ibaresinin terkini koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı adına tescilli —– ibareli markanın benzerlik ve kötü niyetli tescil sebebi ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin davadır.Mahkememizde aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda; ——- internet sitesi üzerinde yapılan incelemede; Firma unvanının —– Firma adresinin —– olduğu, —— tarafından kaydedildiği, ————-kaydını yapan kişi bilgileri,—— gizliliği kapsamında, —– dağıtımını sağlayan—– tarafından alan adı kaydı sağlayan firmalara ——– tarihinden itibaren kaldırılması gerekliliğinden dolayı, —- olduğunun tespiti yapılamadığı, alan adının kayıt kimlik bilgisinin bulunmadığı, alan adının—— tarihinde kayıt ettirildiği ve ——– tarihine kadar kayıtlı olduğu, site içeriğinde şeklinde marka kullanımı bulunduğu, —– yapılan incelemede; firma adresinin—— firma iletişim numarasının ——– olduğu site içeriğinde şeklinde marka kullanımı bulunduğu,———-yapılan incelemede; Hesap açıklamasında——- yazdığı— adresinin verildiği, —– paylaşım yapıldığı, —– takipçi sayısının —– olduğu, —– tarihi ile aktif olarak kullanıldığı, ——-kullanıldığı, ——-üzerinde yapılan incelemede; — açıklamasında —– yazdığı, Firma——-yapıldığı, hesabın takipçi sayısının—- olduğu, —– tarihi ile aktif olarak kullanıldığı, hesapta profil resmi olarak ibaresinin kullanıldığı, —— internet —-yapılan incelemede ibareli ürünlerin 3. Kişilerce satış ve tanıtımının yapıldığına, davacıya ait —- tescil numaralı ——- ibareli marka ile davalı marka kullanımlarının benzer olduğu, aynı/benzer sektörde faaliyet gösterdikleri, davalı ürünlerinin davacının tescilli markaları kapsamında olduğu bu sebeple karıştırılma ihtimali olduğu, nihai tüketiciler nezdinde gerek malların gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldükleri yönünde çağrışım yapabileceği, sadece alıcıların belirli bir mal yerinde başka bir malı almak istediklerinde değil, alıcıların malların birbirinde farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya malları sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanabilecekleri bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedenleriyle davalı yan tarafından gerçekleştirilen kullanımların davacı yan markaları ile karıştırma ihtimali yarattığından iltibas oluşturacağı şeklinde rapor sunulduğu anlaşıldı.
Mahkememizde aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda;Davacıya ait —– ibareli markalar ile davalıya ait ————-markanın faaliyet konuları aynı olsa da; iki markanın şekil, okunuş, yazılış ve genel görünüm itibariyle birbirinden farklı olduğu, son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve SMK 29/1 maddesi gereğince —- oluşmadığı, Davacıya ait ——-markalar ile davalıya ait ——— markanın faaliyet konuları aynı olsa da; dava konusu markaların şekil, okunuş, yazılış ve genel görünüm itibariyle birbirinden farklı olduğu, son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı karşısında TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşmadığı, davalı adına tescilli ——– markanın davacı markaları ile şekil, okunuş, yazılış ve genel görünüş itibariyle belirgin farklılıklar içerdiği, bu yönüyle son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve SMK 25/1 maddesi gereğince hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davalı tarafın marka ve ticaret unvanı kullanımlarının, davacı tarafın —- markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği, bu yönüyle davalının —–şeklindeki ticaret unvanıyla davacının ——- ibareli markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı dolayısıyla ticaret unvanının terkini şartlarının oluşmadığı, hesaplama iki seçenekli düşünüldüğünü, ilk seçenek Sayın Mahkemenin talep ettiği —– yıllarına ait olup ikinci seçenek Davacının Davalıya göndermiş olduğu —– tarihi ile dava tarihi olan — tarihi arasında olduğunu, davalı şirketin —- tarihleri arasındaki —- cirosunun %10 lisans bedeline göre tazminat tutarı —- Davalı tarafından—-yılına ait beyannameye verilmediğinden —– tarihleri arasındaki tazminat hesaplanamamıştır. —– yılına ait tutar nihai takdir ve hukuki değerlendirme Sayın Mahkemenizde olup TBK 50 ve 51 maddelerince yoksun kalınan kazancın takdir edilebileceği, davalı şirket —- yılına ait beyanname vermediğinden —– tarihleri arasındaki tazminat tutarı hesaplanamadığını, TBK 50 ve 51 maddelerince yoksun kalınan kazancın takdir edilebileceği şeklinde rapor sunulduğu görüldü. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının ———–numaralı markaların tescilli sahibi olduğu, bu markalarda —-sektöründe ticari faaliyette bulunduğu, davalı tarafından kullanılan ——- ibareli —–davacı markalarına ve kullanımlarına benzer olduğunu, bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davalı adına tescilli olan ——– da tescilli olduğu haliyle kullanılmadığını, markalar arasındaki iltibas sebebiyle ve kötüniyetli tescil sebebiyle markanın hükümsüzlüğü, yine davalı ticaret ünvanında yer alan ——- ibaresinin de terkinini, marka hakkına tecavüz sebebiyle 1000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasını talep ettiği, davalı tarafından davaya cevap verilmediği, mahkememizce dosya kapsamında aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda davalı —- kullanımlarının davacının——- benzer olduğu yönünde görüş bildirildiği, daha sonra dosyanın esası yönünden içerisinde sektör bilirkişisinin de olduğu üçlü heyetten aldırılan bilirkişi raporunda davacıya ait —- ibareli markalar ile davalıya ait —- markaları arasında benzerlik olmadığı yönünde görüş bildirildiği, buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde davacı şirketin —- tescilli sahibi olduğu, davalının ise —– Sınıflarda tescilli sahibi olduğu, tarafların ortak olarak ——- Sınıfta yer alan emtialar alanında benzer ticari faaliyette bulunduklarının anlaşıldıkları markalar arasında ve kullanımlar arasında sınıfsal benzerliğin mevcut olduğu, davacıya ait —– esas unsurlu markalar ile davalı markası karşılaştırıldığında, davalı markasının esas unsurunun —– olduğu, fakat ilk harflerinin farklı olması, yine davalı markasında —-ibaresinin de bulunması sebebiyle markalar arasında iltibas teşkil edecek benzerlik olmadığı yönündeki —— tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmeler mahkememizce de uygun bulunduğu, mahkememizce de bu markalar yönünden benzerlik olmadığı yönünde kanaat oluştuğu, davacıya ait —- ibareli marka ile davalıya —- markaları karşılaştırıldığında davalı markasının da ayırt edici unsurunun ——- ibaresi olduğu düşünüldüğünde markaların benzer olduğu fakat davalı markasının davacı markasından daha önce tespit edildiği, buna göre de —– üzerinden davalının davacıya nazaran öncelikli üstün hakkı olduğu, bu yönüyle markanın hükümsüzlük sebeplerinin oluşmadığı, taraf kullanımları arasında benzerlik yönünden yapılan değerlendirmede ise davalıya ait ürünler incelendiğinde ürünler üzerinde —— ibaresinin büyük harflerle ve baskın şekilde kullanıldığının görüldüğü, fakat tek başına — ibaresi kullanılmayıp bu ibarenin başında yine —– ibaresinin de kullanıldığının görüldüğü, bu kullanımın her ne kadar marka tescilindeki ibare ile birebir aynı olmasa da markadaki ayırt edici unsurun —- ibaresi olması sebebiyle bu ibarenin daha baskın şekilde gösterilmesinin haksız kullanım olarak değerlendirilemeyeceği, hem —–tarihli bilirkişi raporu hemde mahkememizde oluşan kanaate göre davalı kullanımlarının tescilli marka kullanımı kapsamında kaldığı, davalının da —— ibaresi üzerinde davacıya nazaran tescilden kaynaklı öncelik ve üstün hakkı olduğu düşünüldüğünde marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği, bu nedenle hem tecavüz hem diğer haksız fiil talepleri yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş hükümsüzlük talepleri yönünden de yukarıda belirtilen gerekçeler ile davacının —-ibareli markaları ile davalının —- ibareli markalarının iltibas tehlikesi oluşturacak benzerliğe sahip olmaması —- bakımından ise davalının bu ibare üzerinde öncelik hakkına sahip olması sebepleri ile hükümsüzlük davasının bu talepler yönünden reddine karar vermek gerekmiş, kötüniyetli tescil iddiası yönünden ise davalının davacının markalarından haksız faydalanma amacıyla marka tescili sağladığı ileri sürülmüş ise de davalı markasının tescil edildiği tarih itibariyle davacının—- unsurlu markaları kullandığı, davalı markasının ise —— şeklinde olup davacı markasıyla benzer olmadığı bu nedenle davacı markasından faydalanmaya yönelik bir tescil olmadığı anlaşıldığından SMK 6/9 uyarınca kötüniyet iddiası da ispatlanamadığından bu yönüyle de davanın reddine karar vermek gerektiği, her ne kadar mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirmesi bakımından ilk 23/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait —— ibareli markalar benzer olarak değerlendirilip karıştırılma ihtimali olduğu ileri sürülmüş ise de davalının—— esas unsurlu markasının daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olduğu hususu bilirkişi raporunda değerlendirilmediğinden bu bilirkişi raporunun sonuç kısmındaki belirtilen değerlendirilmeler mahkememizce dikkate alınmamış bu şekilde davanın reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 269,85 TL harçtan alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karara karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2023