Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/18 E. 2023/14 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/18 Esas
KARAR NO: 2023/14
DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ: 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin sahibi olduğu —- tarihli başvuru ile—– tarihli başvuru ile ———- sınıf mal ve hizmetleri kapsamakta olduğunu. Her iki, başvuru da tescil ile sonuçlanmış olduğunu. Anılan marka bakımından münhasır hak sahibi davacı, şirket olduğunu İhlalde bulunan davalı şirketin —— markası ise——sınıflar kapsamında tescil edilmiş bulunmakta olduğunu, Davacı şirket—- markası üzerinde münhasıran hak sahibi olduğunu ve bu itibarla davacının——- markalarının, davacının izni ve bilgisi olmaksızın, hiç kimse tarafından, hiçbir şekilde kullanılması mümkün olmadığını. Davalı şirket, davacının izni ve bilgisi olmadan davacıya ait ——markası ile birebir aynı asli unsuru taşıyan ve davacı markaları ile iltibas yaratacak ölçüde benzer —–markasını kullanması, davacının marka hakkının ihlalini oluşturmakta olduğunu, Davalı şirket —- ibaresini ön plana çıkararak ve davacıya ait ——marka ve bu marka kapsamındaki faaliyetleriyle iltibas yaratacak kullanımlarda bulunmakta olduğunu, Davalı şirketin markası, davacıya ait olan —- markalarının esas unsuru olan —– ibaresini birebir aynı olarak ve markayı farklılaştırmaya yetmeyecek olan ———ibaresinin ——- suretiyle oluşturulan ve davacı firmanın tescil ettirmiş olduğu ürün/hizmetler kapsamında tescil ettirmesi mümkün olmadığını, Belirtilen nedenlerle, davalı şirketin haksız olarak kullandığı———- markasının tescilinin Hükümsüzlüğüne karar verilmesi de zorunlu olduğunu, davalı şirket tarafından piyasaya sunulan ürünlerinin üzerinde tescilli markası olan ——— ibaresi kullanılmakta olduğunu,———– markası hükümsüz olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1. maddesi uyarınca; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” şeklindeki düzenlemesi ile nisbi tescil engeli düzenlenmiş olduğunu, belirtilenler doğrultusunda;—— markasının tescili, davacı şirkete ait bulunan ——- markası üzerindeki haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu, Davacı şirketin, kendisine ait bulunan ——– oluşturan kelime ve şekillerin üzerindeki öncelikli ve münhasıran marka hakkı sebebiyle, söz konusu markanın aynısının ve/veya benzerinin davacının markasının tescilli olduğu ürünlerle/hizmetlerle aynı sınıfta, müvekkil şirketin izni olmaksızın tescil edilmesi mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından piyasaya sunulan ürünler ——-ibaresi ile sunulmuş bulunmakta olduğunu. Her iki markayı taşıyan ürünlere bakıldığı vakit ihlal sebebi ile tüketici gözünde ürünler arasında bağlantı oluşacak olduğunu. Bu kapsamda 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149/1-c maddesi uyarınca tecavüz oluşturan tüm davalı fiillerinin durdurulması ve bu kapsamda ihlale sebep olan ürünlerin toplanması, Aynı hükmün ç bendi uyarınca uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini, Yine aynı hükmün d bendi uyarınca tecavüzü oluşturan tüm ——– malzemeler ile ihlale sebep olan markanın basılması ve kullanılmasını sağlayan tüm makine ve kalıplara el konulması ve imhası ile bu işlem için yerinde tespit yapılması, zorunluluğu bulunmakta olduğunu, Davacı şirkete ait marka hakkına yapılan tecavüz ile haksız kazanç elde edilmiş olduğunu. Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer al veya hizmetler sınıfında bulunan, bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz oluşturmakta olduğunu, davalı şirkete ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş bulunmakta olduğunu, Tescilli marka ya da sair hakların daha önceki tarihli haklara karşı bir savunma olarak ileri sürülemeyeceği ve hakka bile dayansa, kullanımların engellenebileceği içtihatlarla sabit olduğunu, bu kapsamında —–markasının münhasıran hak sahibi olan davacı şirketin uğradığı fiili zararların tespit edilebilmesi amacıyla davalı şirketin —– haksız olarak yaptığı tüm satışların tespit edilmesi ve bu kapsamda davalı şirketin tüm ticari kayıtlarının —– itibaren incelenmesini talep etme gereği doğmuş olduğunu, yapılan inceleme ile davalı şirketin yaptığı ve haksız olarak——- markasının kullanıldığı satışlar bakımından; Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir, Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç, Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli, bakımından bilirkişi marifeti ile hesaplanarak belirlenmesi zorunlu olduğunu. Belirtilen nedenlerle; Davalı şirketin haksız olarak ——markasını kullanması ve bu yolla kazanç elde etmesi nedeni ile markanın haksız kullanımı nedeni ile davacı şirketin uğradığı maddi ve manevi zararların ve telif alacağının tespiti ile tazmin edilmesini; Davalı şirket faaliyetleri kapsamında ——– ve sair her türlü alanda —– ibaresinin kullanımına son verilmesini ve piyasadan toplanmasını, basılı tüm görsel materyal, ambalaj bobini, klişe ve kutuların toplatılması ve imhasını; Davalı şirketin alan adlı internet sitelerinde gerçekleştirdiği ve davacının ——- ibareli tescilli markalarına tecavüz teşkil eden her türlü faaliyetin derhal sonlandırılmasını ve tecavüz teşkil eden mevcut yayınların kaldırılması ile alan adlarında iltibas oluşturmayacak şekildi değişiklik yapılmasını; Davalı şirketin unvanında yer alan—– kullanımına derhal son verilmesini ve sicilde gerekli değişikliklerin yapılmasını talep etme gereği doğmuş olduğunu, sonuç olarak; Herhangi bir izin almaksızın, haksız ve hukuka aykırı olarak, birebir aynı asli unsurlarla ve iltibas yaratacak ölçüde, benzer kullanımı suretiyle marka hakkına tecavüz edildiğinden, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile TTK’nın haksız rekabet hükümleri ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. ve 151. maddeleri uyarınca ve uğranılan maddi zarar ve yoksun kalınan kazanç karşılığı belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ile yine aynı kanunun 150. maddesi uyarınca müvekkile ait markanın itibarına zarar verecek nitelikteki eylem ve işlemler nedeni ile 250.000,00 TL manevi zararın davalı taraftan tazminine, Y 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları başlıklı 7”nci inci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik 20.000,00 tl telif hakkı alacağının davalı taraftan tazminine,—– haksız kullanımına son verilerek, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde belirtilen düzenlemeler uyarınca, ihlale sebep olan markanın davalı şirket kayıtlarından, ürün ambalajlarından, internet sitesinden, şirketin unvanından ve ürün katalogları dâhil tüm materyallerinden zikredilen markanın çıkartılmak suretiyle kullanımına son verilmesine, —— markasının kullanıldığı, ——– paketleme makinesine el konulması ile üçüncü kişiler tarafından davalı şirket adına üretilen ve ihlale sebep olan markanın bulunduğu ——– toplatılmasına ve imhasına, bu işlemlerin yapılabilmesi için yerinde tespit yapılmasına, ” davalı şirketin adına tescil edilen ——–markası tescilinin 6796 Sayılı Sınai Mülkivet Kanununun 25 ve 27. hükümleri uvarınca hükümsüzlüğüne, karar verilmesini istemiştir.

K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Öncelikle arabuluculuk dava şartı olup, davacı arabuluculuk görüşmeleri yaptığına dair evrakları mahkeme sunmamış olduğunu. Dava dilekçesinin eklerinde bu hususu belirlmemiş olduğunu. arabuluculuk anlaşma veya anlaşamama tutanağının aslını istememiş olduğunu, Öncelikle davacı tarafın isnatları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu. Şöyle ki, davalı —- oluşturma düşüncesi hasıl olduğunda,——- anlamı taşıdığı kendisi de meyve ve sebze ürünlerinden organik gıdalar üreteceğini düşünerek bir başvuru yapmış fakat bu başvuru gelen itirazlar ile birlikte kabul görmemiş olduğunu. Bunun üzerine davalı ——- kabul edilmiş olduğunu.– birlikte anlamı, ——- ifade aslında davalı hem yaptığı iş hem de hedeflenen müşteri kitlesi ile davacının ——- ürünleri ile tamamen farklı pazarlara hitap ettiği de açık olduğunu, Dilekçelerinin sonunda gösterildiği gibi ——- markası hem yazı stili itibariyle —– —— davalının ——– tasarımından da açıkça farklı olduğunu, Davacı şirket anlamı olan bir kelimeyi; kaldı——yaygın olarak kullanılan bir kelimeyi, ——bilenlerin basit anlamda hakim olacağı bir kelimeyi kendisine parselleyerek haksız bir menfaat elde etme çabasında olduğunu, Davalı——kullanmasına rağmen, —– ismini önceden aldığı ve değiştirilmesini kendisine bağlı hibe ve krediler açısından ortaya çıkaracağı sorunlar sebebiyle şirketin ismi konusunda bir girişimde bulunmaya gerek görülmemiş olduğunu. Kaldı ki, davalı şirket —– markası ile belli bir tanınırlığa ulaşmış ve ulaşmakta olduğunu, Davalı, —- tarihinde, ——- tescil ettirmiş olduğunu. Davalı şirketin unvanında yer alan——-marka değil davalı şirketin ismi olduğunu. Nitekim davalı şirket ticaret ünvanı ——— şeklinde olduğunu, Benzerliğin mevcudiyetinin tespitinde, iki marka yan yana konularak markaların bir bütün olarak görünüşlerinin incelenmesi ile yetinilmemeli olduğunu. Zira davalı şirket ayırt edici olarak ——- isimli bir marka yaratmış ve tescil ettirmiş olduğunu. Bu nedenle de alıcı olarak ortalama zeka, dikkat ve kültür düzeyindeki kişiler her iki marka arasında bağlantı kuramayacak olduğunu. Nitekim—— ——- ihtimalinin varlığı konusunda, rakip markaların genel görünümlerinin bıraktığı izlenim göz önüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini içtihat etmiş olduğunu. Görüldüğü üzere her iki markanın da hem genel görünümü hem de isim olarak birbirinden farklı olduğunu. Ortalama tüketici tarafından bu farklılığın kolayca anlaşılacağı kuşkusuz olduğunu, davacı şirketin kullandığı marka tek kelime ile——- olduğu halde, davalı şirketin kullandığı Marka ise——- olup yeni bir marka yaratılmış olduğunu. Bir sözcüğün marka olabilme kapasitesi ayırt edicilik özelliğine bağlı olduğunu. —kelimesine yapılan eklerle kendine has bir marka olduğu açıkça görülmekte olduğunu, davacı tarafın belirttiği ——— kararında, karşılaştırma kavramı tanımı davacı yanın belirttiği gibi yapılmamakta olduğunu, “tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini kapsıyorsa ya da işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması durumlarında markaya tecavüz söz konusu olduğunu. bağlantı kurma” durumu göz önünde tutularak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekmektedir.” İfade edilen ——-kararına göre, halk tarafından karıştırılma koşulu için iki koşul belirlenmiş olup, bu iki koşulun BİRLİKTE gerçekleşmesi aranmış olduğunu, Markanın aynı olmadığı konusu açık bir şekilde ifade edilmiş olduğunu. Benzerlik ise iki tarafında gıda üretimi alanında çalışması olduğunu. Başka bir benzerlikleri olmadığını. Bir tarafta — konuda ——– bir firma diğer yanda ise,—- ——— birbirleri ile benzerlikleri olmadığı gibi —- dahi farklı olduğunu, Nitekim, davacı ve davalının emtia sınıfları incelendiğinde; davalının —– sınıfında mal ve hizmet üretimine ilişkin marka tescili olmasına karşın, davacı yanın —- ve daha sonradan eklenen —— Sınıfta tescili bulunmakta olduğunu. Bu noktada davalının —- Sınıfa ait mal ve hizmetler üretmediği, davacı şirketin ise münhasıran faaliyet alanını bu noktada iştigal ettirdiği anlaşılmakta olduğunu. —– Sınıf marka bilgisi kısaca ——-geciktirici doğal maddeler vs. şeklinde tanımlanmakla birlikte davalının ——Her ne kadar davacı yan davalı ile ortak olarak —- gözükse de davacı yanın yalnızca ——– Sınıfta üretim yapmasına karşın kendi üretim alanında ve planında olmayan davalının ürettiği malların kendi marka reklamı ile ön plana çıktığını savunması akla ve mantığa uygun olmadığını, —- da görüldüğü gibi davacı yan kendi aleyhindeki —- kullanarak aslında haksızlıklarını da ortaya koymuş olduğunu. Bu sebeple davacı tarafın markanın nisbi hükümsüzlük kuralları atıf gösterilerek tecavüz varlığına zorlamaya çalışılması açıkça hukuka aykırı olduğunu,——adreslerinden ulaşılan bilgilerden, davacı şirketin—– altında —- bunun dışında bir üretimi olmadığı gibi, —- yapılan itirazlar kurul tarafından geçersiz kılınmış ve marka adımıza tescil edilmiş olduğunu. Çok basit bir anlatımla —— davacı şirketin mi ürünlerinin mi yoksa davalının ürünlerinin mi görüleceği incelenirse, davacı tarafın bahsettiği gibi bir yararın davalı lehine tesis edilmediğini, ——— ortaya çıktığı aşikar olduğunu. Davalı markasının davacı şirket markalarından daha önde olduğunu, hiçbir hak ihlaline sebep olmadığı gibi ayırt ediciliği de çok açık olduğunu, Bir tarafta ——-markası ki, —— olduğunu; diğer yandan ————– yapan davalı firma. Bir tarafta ——— markası, diğer tarafta —– markası olduğunu. davacının markasının bir —-olmadığını. —- şirketin markası ile faaliyet gösterdiği sınıflar olduğunu. Bu tescil işlemi —- tarihli müracaat ile tescil edilmiş olduğunu. Bu duruma karşılık —– müracaat bulunmakta olduğunu. Tüm bu durumlara karşın yalnızca pasta sosu ve muadili organik olmayan ürünler üreten davacı taraf, diğer üretimi olmayan alanlarla alakalı olarak tamamen farklı ürünler üreten ve marka isminden, işaretine kadar farklılıkları bulunana davalı şirkete karşı haksız bir dava açarak, belki de hiç üretmeyeceği Mallarla alakalı olarak parselleme işlemine girişmekte olduğunu, Davacı taraf halk tarafından karıştırılma tanımı yapmış olduğunu, aslında yukarıdaki açıklanan nedenlerle marka isim ve işareti ile birlikte üretim alanları da açıkça ayrı olan markaları tanımlamış olduğunu. Markalarda iltibas konusuna değinecek olunursa: bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir Markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için tescil edilmiş marka olduğu zannı uyandırması tehlikesi olduğunu. Karıştırma ihtimali araştırılırken önce markalar arasında daha sonra mal ve hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığına bakılmalı olduğunu. Karıştırma ihtimali değerlendirilirken bu işin ilgilisi veya Uzmanı kimseler değil, tüketicilerin algısı ve bakış açısı göz önünde tutulmalı olduğunu. Eğer tüketici konumundaki halk bu iki işaret arasında şekil, ses, anlam, genel görünüm çağrışım gibi herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurabilecekse karıştırılma ihtimali var sayılmalı olduğunu Tüketiciden kasıt ise ortalama bir tüketici olduğunu. Burada tüketicini çok zeki olması aranmadığı gibi,——- ayırt edemeyen düzeyde olmaması da gerekli olduğunu. Uygulamada, iltibas riskinin bu olasılıklardan bir veya birkaçının gerçekleşmesi ile ortaya çıkacağı kabul edilmekte olduğunu. davacı tarafça ikame edilen işbu davada davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden ve ayrıca dava haksız olarak ikame edildiğinden huzurdaki işbu davanın reddini istemiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli —– numaralı marka ile davacı adına tescilli —– markalara tecavüzde bulunup bulunulmadığı, tecavüz ve haksız rekabet olup olmadığı, olması halinde tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve iltibas nedeni ile davalı markasının hükümsüzlük davasıdır.
Mahkememiz dosyasından aldırılan——-tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: “Davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen—- sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının —-edildiğinde bu alan adının —- tarihinin kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde davacı tarafından güncel olarak davaya konu —– kullanıldığı, Davacıya ait olan ilgili —— davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana davaya konu——- markanın yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına ——– üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin——— bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından—–internet sitesinde yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, Davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen ——- olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının —- edildiğinde bu alan adının —- kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde —– internet sitesi olarak kullanıldığı, Davacıya ait olan ilgili internet —— davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana davaya konu—– markanın yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına — sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda İilgili internet sitesinin —- bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından ——- bir şekilde kullanıldığı tespit —- dava konusu İlgili —— ile arama yapılmış olup,—- dışındaki — sonuçların geneli incelendiğinde davalıya ait olduğu belirtilen —— ürünlere ait sonuçların çıkmış olduğu, davacıya ait olan —- ibareli herhangi bir sonucun bulunmadığının görüldüğü, Davacı şirketin —– tarihli başvuru İle — sınıf mal ve hizmetleri kapsamakta olduğu———- üretmektedir. Yani ana faaliyet kalemi —sınıfta üretim yaptığı, —-sınıfta faaliyetinin bulunmadığı tespit edilmiş olup, davalı şirketin ——markası ile ana faaliyet alanının—-faaliyet gösterdiği tespit edilmiş. Davalının——– başvuru nolu —— tescili ve kullanımı bütünsel olarak incelendiğinde ———– olarak ibareyi daha fazla harfle kullanımı,———– başvuru nolu marka tescillerinin tek başına core ibaresi üzerinde değil şekil ile birlikte korunuyor oluşu gözetildiğinde, davalının kullanımın hitap edilen tüketici nezdinde yeterli ölçüde farklılaştığı ve karıştırılma ihtimali olmadığı, haksız rekabet ve davalının markasına yönelik hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı”, yönünde raporu mahkememize sunmuşlardır.
——– talimatı ile alınan ——- marka bilirkişisi tarafından aldırılan raporunda sonuç olarak; ——– adresindeki iş yerinde —– imalatının yapıldığı; davalı adına tescilli olan ——– markasıyla yapılan imalatlara ilaveten, üçüncü şahıslara ait farklı markalar için de—– gerçekleştirildiği, üretim kısmında imalatı tamamlanmış ——– markalı——- bulunduğu, iş yerinin girişindeki alınlık tabir edilen ——– kullanıldığı, iş yerinde bulunan yapışkanlı ürün etiketlerinden dosya içine numune alındığı” hususlarında rapor aldırılmıştır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirketin ——çok sayıda markanın tescilli sahibi olduğu, davalı tarafından tescil ettirilen davaya konu —– markasının davacının —markalarına benzer olduğunu, davalı tarafından kullanılan bu markanın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği bu sebeple markanın hükümsüzlüğü ile marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve maddi manevi ve telif hakkına ilişkin tazminat talebinde bulunulduğu, davalı tarafından davanın reddinin talep edildiği, mahkememizce davalı şirkete ait iş yerinde ——— Talimat sayılı dosyası ile tespit yaptırılıp bilirkişi raporu alındığı, yapılan tespit neticesi davalı şirketin davaya konu —- numarasının bulunduğu çeşitli yiyecek ve içecek ürünlerinin tespit edildiği, mahkememizce esasa yönelik yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda taraf markalarının benzer olmadığı, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin oluşmadığı yönünde görüş bildirildiği, buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacının —– numaralı —–ibareli markanın —– şekil ibareli markanın —- Sınıflarda tescilli sahibi olduğu, davalının ise davaya konu —-ibareli markanın ——– tescilli sahibi olduğu, tarafların ortak olarak yiyecek içecek sektöründe faaliyette bulunduğu, marka tescil sınıflarının örtüştüğü aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı şirketin——- Sınıfta tescilli marka sahibi ise de bu sınıfta faaliyetinin bulunmadığı, davalı şirketin ise——– faaliyette bulunduğu, tarafların ticari faaliyet alanlarının aynı olduğu ayrıca markalarının tescil sınıflarının da aynı olduğu bu sebeple markaların kelime itibariyle benzer olup olmadığı yönünde yapılan değerlendirmede davacı markasının esas unsurunun —– ibaresi olduğu, davalı markasının ise ——- şeklinde olup, görünüş itibariyle esas unsurunun —–ibaresi olduğu, içerisinde sektör bilirkişisinin de olduğu bilirkişi heyetince alınan rapora göre —–anlamına geldiği, bu yönüyle —— ayırt ediciliği yüksek bir kelime olmayıp özellikle ——- bakımından zayıf sayılabilecek nitelikte bir marka olduğu, davalı tarafından kullanılan —– ibaresinin tescilli olduğu şekil ile birlikte kullanıldığı bu haliyle markalar arasında karşılaştırma yapıldığında, markaların benzer olmadığı, ortalama tüketici nezdinde davalı markasının davacı markasından farklılaştığı da dikkate alındığında, karıştırılma ihtimali olmadığı, mahkememizce konusunda uzman bilirkişi heyetince taraf markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali olmadığı yönündeki değerlendirilmesi dosya kapsamına uygun gerekçeli olduğu bu sebeple bilirkişi raporu doğrultusunda hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali olmadığından marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet de teşkil etmeyeceği bu sebeple davacının tazminat talepleri araştırılmaksızın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 4.601,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Hükümsüzlük davası yönünden dava red edildiğinden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi talebi bakımından dava red edildiğinden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Maddi tazminat talebi yönünden dava red edildiğinden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 10.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Manevi tazminat talebi yönünden dava red edildiğinden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 38.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Telif hakkı alacağı talebi yönünden dava red edildiğinden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2023