Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/58 E. 2022/197 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/58 Esas
KARAR NO : 2022/197

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Marka tescil başvurusunda bulunan müvekkilin; —— üretimini —– yapmakta ve uzun yıllardır—— ticari hayatına devam etti ——alanda tanınırlığını bu marka üzerinden sağlamış, ——— bütün—– bu ismi kullandığı,tescili için başvurulan —— —————- kullandığı, yatırım yaptığı ve —— kullandığı Markasını —- tescil ettirmek isteyen müvekkilin, davalının itirazı ile karşılaştığı, Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 1. ve 6.maddelerinde tescil sistemini öngörmüş olsa da bunun önemli istisnalarından birisi tescilden önceki kullanıma dayanan gerçek hak sahipliği olduğu,Gerçek hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlük kararı verilebilmesi için, marka —– gerekmediği ———- Sözleşmesi’nin 8.maddesinde sözleşmeye taraf ——- unvanlarının, —— tescilsiz olsa bile korunması gerektiği yönünde düzenleme içerdiği, müvekkilin yapmış olduğu başvurunun, dosya içeriği,— ve yukarıda bahsi geçen içtihatlar dikkate alındığında; davacı müvekkilin “– markasını fili kullanımı ve piyasada tanınır hale getirmesi, bu isim altında uzun yıllardır ticari faaliyette bulunmasıyla zaten itiraz edenin tescil tarihinden çok önce bu marka hakkını kazandığı, dolayısıyla sicile yapılacak tescilin açıklayıcı nitelikte olacağı,Gerçek hak sahipliği ilkesinin; kötüniyet ile başkasına ait markaları tescil ettirerek gerçek hak sahibi tarafından markaya yapılan yatırımdan ve tanınmışlıktan faydalanan kimselere karşı ——- henüz markasını tescil ettirmemiş gerçek hak sahiplerini korumaya yönelik en önemli hukuki ——olduğu,bu bakımdan gerçek hak sahipliğinin —- sisteminin istinasını teşkil etttiği——– “Bir diğer sorunun da markayı haksız yere kendi adına tescil ettiren kimsenin, tescilden doğan haklarını gerçek hak sahibine karşı kullanması olduğu, markayı tescil ettiren üçüncü kişilerin gerçek hak sahibinin söz konusu marka ile — girmesine engel olduklarına — tarihli bir kararında tescil sahibinin gerçek hak sahibini markasını kullanmaktan men edemeyeceğini belirtmiştir.” diyerek ticari uygulamada karşılaşılan — bahsettiği,Davalı …, “—-marka ve—– marka—görev aldığı,dolayısıyla markayı tescil ettirdiği sınıflarda herhangi bir ticari faaliyette ya da üretimde bulunmadığı, ——– ettirmesinin, gerek herhangi bir ticari faaliyetinin olmaması gerekse bu markanın —- ait bir kavram olması nedeniyle kullanılabilirliğinin öngörülmesi ve bundan haksız kazanç sağlama amacıyla kötüniyetli bir işlem olduğunun aşikar olduğu,——- tüm yargı kararları, marka tescili ile alakalı mevzuat ve mevcut deliller değerlendi inde; müvekkilin ticari faaliyetlerini yıllardır “—– ilişkin ———–yapılmış ——bulunduğu,—– yaptığı ürünlerin —- —- tescil edilen ürünlere dahil olduğu, marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu, buna karşılık; tescil talebine itiraz eden tarafın hiçbir ticari faaliyeti olmamasına rağmen sicile yaptırdığı tescili, bu markayı tescil ettirmek isteyen diğer kimselerden haksız kazanç sağlamak amaçlı ve kötüniyetle yaptığı ve bunun—- terkinini gerektirecek bir sebep olduğunun anlaşılacağı, Türk Ticaret Kanunu ve levzuatın özünü oluşturan Medeni Kanun’un 2.maddesinde yer alan “dürüstlük ilkesi” ve hakkaniyet gereğince, delillerimiz ———– markasının kararları göz önünde bulundurularak davamızın kabulü, davalı adına tescilli hükümsüzlüğüne karar verilmesi—- terkini ile, gerçek hak sahibi olarak zaten marka hakkının sahibi olan müvekkil —- reddedilen ——tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile; —- yapıldığını, başvuruya davalı tarafından edildiğini bu itirazında kurum tarafından kabul edildiğini ve marka başvurularının reddedildiğini, davacının bu markayı uzun yıllardır kullandığını belirterek, davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğünün talep edildiği, Davacı tarafın aşağıda —- belgeleriyle somut şekilde izah ettiğimiz hususlardan açıkça anlaşıldığı üzere gerçeğe aykırı iddialarda bulunarak haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açtığı,davanın reddi gerektiği, şöyle ki, Davacı dava dilekçesinde Müvekkile ait markanın hükümsüzlüğünü talep etttiği, ancak belirtmiş olduğu hükümsüzlük gerekçesini Kanunda hangi maddeye dayandırdığını belirtmediği,Kanunda Hükümsüzlük maddesinde hükümsüzlük hallerinin sayıldığı, belirtilen durumlarda herhangi bir şekilde davacı tarafça bahsedilen bir neden sayılmadığı, Davacı tarafın, davasını hükümsüzlük hallerinden herhangi birine dayandırmadığı için davanın usulden reddi gerektiği, davacı tarafın, dilekçesinde sürekli olarak 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye atıf yaptığı ancak —-6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girdiği, bu tarih itibariyle 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.191/3 gereği yürürlükten kaldırıldığı, — bilindiği üzere, dava konusu marka 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girdikten sonra başvurusu yapıldığı——————- Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname değil, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uygulanacağı, Davacının iş bu davada dava —– bulunmadığı, her ne kadar ————– davacı sıfatının şirketin——– olduğu, dava dilekçesi kontrol edildiğinde, dilekçede sürekli —— bahsedildiği ve şirketin uzun yıllardır bu işle meşgul olduğu ve —– iddia edildiği, Davadaki——- üzerinden olmasına rağmen davacı kısmında——- kişiliğinin değil şirket yetkilisi olan .——- görüldüğü, bu sebeple iş bu dava da dava açma — olarak …—– olmadığı, Davacılık sıfatı ve ehliyeti——- olduğu sebebiyle davada, davacının aktif dava ehliyeti olmaması nedeniyle usulden reddi gerektiği, Davacı tarafça tescili istenen marka ——— müvekkile ait olan markanın birbirinden ayirt edilemeyecek kadar benzer olduğu, Davacı —– başvuru yaptıpı, her ne kadar başvuru yayına çıkmış olsa da müvekkil tarafından yapılan itirazlar sonucunda, müvekkilin itirazları kabul edildiği ve marka başvurusunun reddedildiği, bunun üzerine davacı tarafın, red kararının kaldırılması için Yeniden İnceleme ve ——– başvuruyu reddettiği. İşbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen ve bilgileri yukarıda verilen markanın benzer oldukları ve kısmen aynı/aynı——–kapsadıkları tespit edilmiş olduğundan —— yerinde görülmüştür. Sayılan nedenlerle, işbu itirazın reddi gerekmiştir.—-, davacıya ait “—- başvurusunun müvekkile ait “– ibareli marka ile benzer olmasından ve aynı sınıflarda tescil istenmesinden dolayı Sınai Mülkiyet Kanunu m.6/1 gereği, marka başvurusunun red kararını ondığı, marka korumasının tescille elde edildiği ve tescil ve korumada ülkesellik ilkesinin geçerli olduğu, yukarıda belirtilen usul yönünden itirazlarımız öncelikli olmak üzere; 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu gereği marka koruması tescil ile başladığı, Hukukumuzca tescilsiz markanın Kanun kapsamında korunmadığı Müvekkil,— başvurusunu yaptığı ve — itibariyle de tescil ettirdiği, Müvekkilin bu tarihten itibaren markasını tescil ettirdiği alanlarda ürün üretim ve satış faaliyetlerini sürdürdüğü,Davacı taraf kendisinin — tanındığını— bu işle iştigal ettiğini belirtmiş olsa da bunların hiçbir şekilde doğruluk zemini bulunmadığı, Dava dilekçesinde ek olarak koymuş olduğu —— tescil belgesi incelendiğinde görülecektir ki markanın— belirtilen ——- tescil başvurusunu yaptığı ve faaliyetlerine başladığı, ayrıca delil olarak sunulan belgede hiçbir şekilde davacı taraf olan ..—-bulunmadığı, —- göründüğü Davacının belirtilen markada nasıl bir sahipliği olduğu belirtilmediği Kaldı —— de bu markanın sahibi olsaydı bile yine de müvekkilin marka başvurusu ondan bir buçuk yıl önce olduğu için yine herhangi bir hak kazanmayacağı, Hükümsüzlük halleri yukarıda belirtildiği üzere sınırlı sayıda olup sayılan hallerde davacının belirttiği gibi bir durum olmadığı, Ancak herhangi bir hak kaybına yol açmamak için esas yönden de açıklamalarda bulunduklarını, bu kapsamda davacı —- çoğunda —- markaların da korunacağını belirttiği, ancak Sınai Mülkiyet Kanunu ve gerekçesinde de belirtildiği üzere; Marka koruması tescille elde edilir ve tescil —- olduğu, Ancak istisna olarak rüçhan hakkı ve tanınmış markalar olarak belirtildiği, Kanunun 12. Ve 13. Maddelerinde rüçhan hakkının ne olduğu ve nasıl kullanılacağının belirtildiği, ayrıca yurtdışında tescil edilmiş — için de Kanunun 6.maddesinin 4 ve 5. Fıkralarında şöyle belirtildiği; Marka tescilinde nispi ret nedenleri; MADDE 6-(4)—- Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. (5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, —————– düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici ——– zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli — itirazı üzerine reddedilir. Yukarıda belirtilen kanun maddesini davacının marka başvurusuna —– bulunmadığı, çünkü —– yaklaşık 1 yıl önce tescil edilmiş, herhangi bir şekilde —- bulunmadığı ——— kapsamında bulunan tanınmış markaların bulunduğu listeye bakıldığında ise davacının markasının bulunmadığı, İş bu davanın davacı tarafından kötü niyetle açılmış olup iş bu davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğu, —- yeni tarihli kararı bu konuya tam olarak ———— getirmiştir ve özetle şöyledir; Marka hukukunda —- — markaya konu ibarenin —–herhangi bir — kişiler adına tescilli olması,— ülkemizde de bir başkası adına tesciline hukuki engel oluşturmamaktadır————- maddesinden hareketle ——- Sözleşmesi anlamında tanınmış markaların —- tescilli olmasalar dahi korunmaları ve başkaları adına ilgili mal ve hizmetlerde tesciline engel oluşturmaları mümkün ise de somut olayda, davacının ——- tescilli markalarının, davalının marka başvuru tarihinden önce ——- tanınmışlığı ispatlanamadığı, —— bir çok ülkede tescilli ve tanınmış marka olması, o markanın ülkemizde de doğrudan tanınmış marka olduğu anlamına gelmeyeceği gibi tek başına, anılan —- başkası adına tescil edilmiş olması da kötü niyetli olduğu anlamına gelmeyeceği, bir markanın tanınmışlığı olgusu sabit bir statü olmayıp her bir davada somut olayın özelliğine göre dosyaya sunulan deliller ——— itibariyle değerlendirme yapılması gerektiği, öte yandan Kanun’un tanınmış markanın başkalarınca izinsiz tesciline bağlanan sonuçlar ile kötü niyetle marka tesciline bağlanan sonuçların birbirinden farklı olduğunun da dikkate alınması gerektiği, bu durumda —-Mahkemesince, hatalı değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak iptaline ilişkin talep bakımından davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı, —- Mahkemesince verilen kararın davalılar yararına bozulmasına karar verilmesinin gerektiği, —- kararının açıkça iş bu dava konusunu ——- tescilli bir markanın —– tescil edilebileceğini belirtmiş. Ancak davacının yurt dışında kendisine ait olduğunu iddia ettiği ancak farklı bir firma adına görünen marka tescili, müvekkilin dava konusu markayı tescil ettirdikten bir buçuk sene önce, yani müvekkil markayı, davacının — kendisine ait olduğunu iddia ettiği marka tescilinden çok daha önce —- tescil ettirdiği açılan davanın tamamen hukuki dayanaktan yoksun olup reddedilmesi gerektiğini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait — numaralı —-hak sahipliği ve kötü niyetli tescil iddiaları ile hükümsüzlük davasıdır.
Davacı vekili davasını— dilekçesi ile ıslah etmiştir.
Mahkememiz dosyasından aldırılan 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak:— incelenmesinde; davacı tarafından mesnet olarak gösterilen——.—- yer alan ——- tarihinde ————- edildiği, Davalı tarafa ———– tescil başvrusunun ——– tarihi olduğu, Davalı markasının Davacı tarafın ————–gösterdiği ———- ve Davacı marka başvurusundan önce Davalı tarafa marka başvurusunun yapıldığı, dosya kapsamında yapılan incelemede Davacının Davalıdana önce markayı kullandığını ispatlayan delile rastlanmadığı, davalı adına tescilli dava konusu —– başvuru —- tarihinde tescillendiği, marka haklarının davalı taraf …——– kayıtlı olduğu, dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı yönünde raporu mahkememize sunmuştur.
Mahkememizce aldırılan —- ek raporda sonuç olarak; —- incelenmesinde; davacı tarafından mesnet olarak gösterilen —– şirketinin kuruluşu aşağıda ———- edildiği, Davacının itiraz dilekçesinde sunduğu linklerden bir tanesinin —- tarihi görüldüğü —-incelemesi talep edilen marka kullanımının Davacı ile bağlantısı, marka sahibinin kim olduğunun (Davacı yada davacıya ait şirket mi) anlaşılacağı kadar bilgi olmadığından, Davacının tanınmış marka olduğunu ispatlayacak derecede tanınmış ————————yada deliline rastlanmadığından, dosya kapsamında yer alan; Davacının davaya dayanak olarak gösterdiği —–tarihinin —- olması, Davalı tarafa ait marka tescil başvurusunun —- Davalı markasının Davacı tarafın mesnet olarak gösterdiği şirket kuruluşu ve Davacı marka başvurusundan önce Davalı tarafca marka başvurusunun yapıldığı, dosya kapsamında yapılan incelemede Davacının Davalıdan önce markayı kullandığını ispatlayan yeterli delile rastlanmaması sebebi ile, Davalının —- sebebi ile kötü niyetli olmasının takdirinin Sayın Mahkeme’de olduğu, —- tescillerinin —– sağlamadığı, Korumanın sağlanması için —- tescil alınmış olması gerektiği, yada Tanınmış marka olması gerektiği, Tanınmış marka olduğu ile ilgili belge yada delile rastlanmadığı— Davalı adına tescilli dava konusu olan— ibareli marka için 05.02.2018 tarihinde başvuru yapıldığı,07.08.2018 tarihinde tescillendiği, marka haklarının Davalı taraf “…” adına kayıtlı olduğu, dosya kapsamında yapılan inceme sonucunda hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemenin taktirine ait olduğu yönünde ek raporu mahkememize sunmuştur.
Mahkememizce aldırılan 25/06/2022 tarihli raporda; Alan adı kaydının —- tarihinde yapıldığı tespit edilmiş .Davalı yan adına —-” ibareli markanın—- —-. Sınıflarda tescilli olduğu tespit edilmiş. Dava dışı — kuruluşu ——– tarihinde —– gazetesinde ilan edildiği tespit edilmiş. Davacının davaya dayanak olarak gösterdiği şirketin —, davalı tarafa ait marka tescil başvurusunun—- olduğu görülmüş. Davalı markasının davacı tarafın mesnet olarak gösterdiği şirket kuruluşu ve davacı marka başvurusundan önce olduğu, davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği davacı yanın belirttiği —- kısmının tarihinin dava konusu markanın başvuru —- kullanıldığı —–dosya kapsamında davacı yanın davalı yandan önce markayı kullandığına ilişkin belge ve doküman bulunmadığı Dosya kapsamında sunulan deliller bakımından davacı yanın dava konusu marka tescil başvurusunun gerçekleştirilmesinden evvel ülkemiz nezdinde herhan; faaliyeti tespit olunamadığı gibi ——————— durumda olduğuna ilişkin de dosya içerisinden herhangi bir veri tespit edilemediğinden, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 6/3 Maddesi kapsamında dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak raporu mahkememize sunmuşlardır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, bilirkişi raporları kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, dava, davalı adına — markasının gerçek hak sahipliği nedeni ile hükümsüzlüğüne ilişkin olup, davacı tarafça, davacının —- ortağı olduğu şirket—— kurulduğunu, —-bu isimle uzun yıllardır ticari faaliyette bulunduğunun belirtildiği, davalı tarafça ise davanın reddinin talep edildiği. Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, 14/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının gerçek hak sahipliğini ispatlayamadığı yönünde görüş bildirildiği. Daha sonra davacı tarafça rapora itiraz üzerine dosyanın yeniden aynı bilirkişiden itirazları değerlendirilmek üzere rapor alındığı alınan ek rapor da da kök görüşü muhafaza edildiği, daha sonra davacı tarafça itiraz üzerine bu defa içerisinde sektör bilirkişisinin de olduğu yeni bir heyet oluşturulduğu. —- bilirkişi raporuna göre davanın gerçek hak sahipliğini ispat edemediğinin bildirildiği. Buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; hükümsüzlüğe konu edilen — numaralı ———– tescil edildiği. Davacı tarafça ———- gerçek hak sahibinin davacı olduğu iddiasında bulunulmuş ise de; öncelikle dava dışı olan —————-olduğu, kuruluş tarihinin davalı — tescil tarihinden sonraki bir tarih olduğu. Yine bilirkişi raporu———–kullanıldığı tespit edilmiş ayrıca, davacı tarafından yurt dışındaki marka tescilleri de delil olarak sunulmuş ise de sunulan delillerin davacı yana ait olmayıp dava dışı 3. Kişilere ait olduğunu. Davacının, davaya konu marka ile tescil tarihinden önce— davacının bu marka üzerindeki gerçek hak sahipliği iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın eddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 26,30 TL harcın davacıdan tahsiline hazineye gelir kaydına
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca, Davalı vekiline ——- takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.