Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/53 E. 2021/65 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/53 Esas
KARAR NO: 2021/65
DAVA: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 29/11/2013
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ S T E M / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı firmanın —- —- faaliyet gösterdiğini, —— ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının ise,—– tarihinde ihtarname gönderilmesine rağmen tecavüze devam edildiğini, davalının —- olduğunu, cevap dilekçesi süresi içinde verilmediğini, —- görülen ceza davasında alınan bilirkişi raporunun davalının aleyhine olduğunu, davalının önceleri —- adını aldığını, hem davacı hem davalı markalarının — tescilli olduğunu, davalının marka haklarına yaptığı tecavüzün tespitine ve men’ine, — kaybı tazminatına ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalının—-gerekse —– bir süre olduğunu, davalının davacının marka başvurusundan —- marka başvurusu yapıldığını, davacı markalarının — sınıflarda kullanılmadığını, davacının —-ibaresini kullandığını, —–türetildiğini, kötü niyet olmadığını, kendileri tarafından açılan ——karar sayılı birleştirilen hükümsüzlük davasının kabulünü, açılan davanın reddine, reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalının davacının markalarına yaptığı tecavüzün men’i, ref’i, itibar tazminatı ve birleşen davada davalının davacının markasının hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Celp olunan — bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından; davacıya ait ——tarihli karar ile —— dosyamıza konu olayda; davalı karşı davacının ana iştigal alanının otel işletmeciliği olduğu, davacının ise markalarının——ettirildiği, her ne kadar davalı davacının bu sınıflara ilişkin kullanımının bulunmadığını belirtmiş ise de, ——- Maddesi gereğince bu sınıflar bakımından markanın kullanmama nedeniyle iptali istenmediği müddetçe davacının, söz konusu bu sınıflar yönünden de hak iddia edebileceği, davalı-karşı davacının faaliyet alanı ile, davacı-karşı davalının hak sahibi olduğu markaların tescil edildiği sınıfın aynı olduğu, davalı-karşı davacının kullandığı dava konusu —–ibaresi ile davacı-karşı davalının markasının aynılığı, gerekse davalı-karşı davacının faaliyet alanı ile davacı-karşı davalının markasının — edildiği hizmetlerin aynı olması, hizmetin hedef aldığı ortalama tüketici bakımından karıştırılma ihtimali yaratmasının mümkün olduğu, dava konusu —- davacının markası ile iltibas yaratacak şekilde kullanan davalının, davacıya ait markaya tecavüz ettiğinin tespit edildiği, mahkememizce alınan —– bilirkişi raporlarının birbiriyle örtüştüğü, davacının markasını ne gibi bir—– olduğunu, nasıl bir güven telkin ettiğini ve —- gördüğünü, kullanım neden dolayı kötü ve uygun olmadığı hususlarını somut olarak ispatlayamadığı anlaşıldığından, davalı tarafından—– karar sayılı dosyası ile açılan ve mahkememiz dosyası ile birleşen hükümsüzlük davasının reddine, davacı tarafından mahkememizin —-sas sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulü ile, davalının davacının markalarına yaptığı tecavüzün men’ine ve ref’ine, açılan itibar tazminatı davasının reddine, kararın kesinleşmesini müteakip masrafı davalı tarafından alınmak kaydıyla türkiye’de tirajı —–ilanına karar verilerek, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir— verilmiştir.
Mahkememiz— vekillerince temyiz edilmiş ve —- Karar sayılı kararı ile —— markalarının sahibi olduğunu, davalının inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı tarafından—- sebebiyle ihtarname gönderilmesine rağmen tecavüze devam edildiğini, davalının — başvuruları olduğunu, taraf markalarının—sınıfta tescilli olduğunu ileri sürerek, marka haklarına yapılan tecavüzün tespitine ve men’ine, ——- itibar kaybı tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada marka hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır gerek —— davacıdan önceki bir tarihte kurulduğunu, haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiş; birleşen davada ise davacı markalarının ——- ibaresini kullanmadığını ileri sürerek birleşen davanın davalısına ait markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraf markaların tescil edildiği sınıfın aynı olduğu, hizmetin hedef aldığı ortalama tüketici bakımından karıştırılma ihtimali yaratmasının mümkün olduğu, dava konusu —- davacının markası ile iltibas yaratacak şekilde kullanan davalının, davacıya ait markaya tecavüz ettiğinin tespit edildiği, davacının markasını ne gibi bir kalite sembolü olduğunu, nasıl bir güven telkin ettiğini ve —– gördüğünü, kullanımın neden dolayı kötü ve uygun olmadığı hususlarını somut olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının davacının markalarına yaptığı tecavüzün men’ine ve ref’ine, itibar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye — temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, — tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ” karar verilmiştir.
Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
—– tarihli kararı ile “Birleşen dava, marka hükümsüzlüğü, asıl dava ise marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile tazminat istemine ilişkin olup mahkemece öncelikle birleşen dava incelenip birleşen davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, birleşen dosya davacısının uyuşmazlık konusu ibareyi —— kullandığı, ancak piyasada maruf hale getirecek nitelikte bir kullanımının bulunmadığı, birleşen dosya davacının markasal kullanım tarihleri ile davalının tescil başvuru tarihinin yakın olduğu, marufiyet koşulunun oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiş, mahkemece de bilirkişi raporundaki bu görüşe itibar edilerek birleşen davanın reddine karar verilmişse de, dava tarihinde yürürlükte bulunan —– maddesinde, tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen markanın, tescil başvurusundan veya başvuruda bulunan rüçhan hakkından önce bu işaret için hak elde edilmiş olması ya da belirtilen işaretin, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını vermesi halinde tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Buna göre, itiraz eden tarafından daha önceki bir tarihten beri kullanılarak işaret üzerinde bir hak elde edilmiş olması hak sahibine tescilsiz işaretinin korunmasını sağlayan ve nispi ret nedeni teşkil eden tescile itiraz hakkı sağlayacaktır. Birleşen davada davacı——öncelik hakkının bulunduğunu ileri sürmüş, birleşen dava davalısı ise adına tescilini sağladığı halde bu hizmetler yönünden bir kullanımının bulunduğu iddia ve ispat etmemişir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği ve dosyaya sunulan delillerde görüldüğü üzere birleşen dosya davacısı, hükümsüzlüğünü istediği marka başvurusundan önce —- ibaresini ilanları suretiyle markasal olarak kullanmış olup kullanıma konu ettiği hizmetler yönünden —- kapsamında tescile itiraz hakkını kazandığı nazara alınarak birleşen dava ile asıl davanın buna göre değerlendirmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, asıl dava davalısı, birleşen dava davacısı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin — sayılı onama ilamının kaldırılarak, kararın asıl dava davalısı- birleşen dava davacısı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile —- sayılı onama ilamının kaldırılarak, kararın asıl davada davalı- birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen asıl davada davalı-birleşen davada davacıya iadesine,
— tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, iddia ve savunmalar, toplanan deliller, —– itibar kaybı tazminatının talep edildiği, birleşen davada ise birleşen davanın davacı adına— markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesinin talep edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın —- markası üzerinde gerçek hak sahipliği hususundan kaynaklandığı —— üzerinde gerçek hak sahipliği yönünden yapılan değerlendirmede, hükme esas alınan —– bozma ilamında da belirtildiği üzere, mahkememiz tarafından aldırılan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ve yine dosyaya sunulan delillerle anlaşıldığı gibi, birleşen dosya davacısının asıl davada davacı olan şirket adına tescilli ve hükümsüzlüğe konu marka başvurularından önce —– ibaresini ilanlar suretiyle markasal olarak kullanmış olup, kullanıma konu hizmetler yönünden yani —- tescile itiraz hakkını kazandığı, bu nedenle—–yönünden öncelik hakkının bulunduğunun kabulünün gerektiği, her ne kadar asıl davada davacı birleşen davada davalı şirket adına kayıtlı — numaralı — ibareli marka bu tarihlerden çok önce —–yılında asıl dava davacısı tarafından tescil edilmiş ise de tescil sınıfları — olduğu, bu hizmetler yönünden birleşen dava davacısının asıl davacı olan şirket tarafından tescilden önce— markası üzerinde birleşen dava davacısının — —- yönünden öncelik ve üstün hak sahibi olduğu bu nedenle birleşen dava bakımından birleşen dava davalısı adına tescilli markaların——- bakımından hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, her ne kadar birleşen dava davacısı tarafından birleşen dava davalısı asıl davada davacı olan şirket adına tescilli markaların öncelikle tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğü talep edilmiş ise de birleşen dava davacısının kullanımının —-mal ve hizmetler bakımından olduğu ve sadece bu mal ve hizmetler bakımından öncelik ve —- olduğu bu nedenle mahkememizce tüm sınıflar yönünden değil sadece —— mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğe karar vermek gerektiği, asıl dava yönünden ise yukarıda belirtildiği üzere davacının —- hizmetler bakımından gerçek ve üstün hak sahibi olduğu anlaşıldığından ve asıl dava davalısının kullanımlarının sadece —- hizmetler bakımından olduğu anlaşıldığından ve davacı adına tescilli dava konusu markalar yönünden davaya konu —-sınıftaki mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne karar verildiğinden,tescil tescil tarihi itibari ile kendine ait markayı kullanan asıl dava davalısının davacı adına tescilli markalara tecavüz edeceğinden söz edilemeyeceği asıl davada davacının —– hizmetler yönünden ispatlayamadığı anlaşıldığından, asıl davanın reddine, neticeden birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine, asıl davanın ise reddine karar verilerek yukarıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl davanın REDDİNE, Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile birleşen dava davalısı —– yer alan mal ve hizmetler bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın Asıl davada peşin alınan 170,78 den mahsubu ile fazla alınan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı – birleşen davanın davalısına iadesine,
2-Davacı- birleşen davanın davalısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Dava red edildiğinden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı/ birleşen davanın davalısından alınarak davalı – birleşen davanın davacısına ödenmesine,
4-İtibar tazminatı talebi reddedildiğinden, 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı/ birleşen davanın davalısından alınarak davalı – birleşen davanın davacısına ödenmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
1-Birleşen davada peşin alınan 25,20 TL’ den alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 34,10 TL harcın davalı – birleşen davanın davacı tarafından tahsiline, hazineye gelir kaydına,
2-Birleşen davada, 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı – birleşen davanın davalısından alınarak davalı – birleşen davanın davacısına ödenmesine,
3-Birleşen davada, 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı – birleşen davanın davacısından alınarak, davacı / birleşen davanın davalısına ödenmesine,
4-Birleşen davada, Peşin alınan 25,20 TL Harç, 27,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 52,20 TL Yargılama giderinden 26,10 TL ‘ nin davacı – birleşen davanın davalısından tahsiline, davalı – birleşen davanın davacısına ödenmesine, geriye kalan yargılama masrafının davalı – birleşen davanın davacısı üzerinde bırakılmasına,
Davalı – birleşen davacı vekilinin yüzüne karşı, davacı birleşen davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021