Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/407 E. 2023/249 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/407 Esas
KARAR NO:2023/249

DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli)

DAVA TARİHİ: 08/12/2020

KARAR TARİHİ: 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin medikal ve cerrahi ürün imalat ve satışı ile iştigal ettiği; —— yıllarda faaliyete başlayan şirketin bugün —-yakın ülkeye ihracat yapmakta olup uluslararası alanda tanınan bir marka haline geldiği; Geçmişinden taşıdığı bilgi ve tecrübelerini ———– çalışmaları ve ileri teknolojiler ile birleştirerek sektördeki liderliğini sürdürdüğü;——– markasının davacı şirket tarafından —— nezdinde ilk olarak ——- yılında tescil edildiği;—– hizmet numarası ile —- tarihinde koruma süresinin ——— yenilendiği; Davacı şirketin, bayilikleri aracılığı ile satış yaptığı; davacı şirketin bölge bayilerinden olan ———- servisine arıza şikayeti ile ——- markalı ürün getirildiği; yetkililerce yapılan incelemede üründe her ne kadar —– markası olsa da ——– ürünü olmadığının fark edildiği; ilgili ürünü satın alan —–davalı şirketten—- tarihli sözleşmeye dayanarak setler halinde —— aletlerini satın aldıklarını beyan ettiği; Taklit ürünü satan firma hakkında ——— dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğu; Savcılık dosyasında şikayet olunan firmanın merkezinde yapılan incelemede suç unsuruna rastlanmadığı gerekçesiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına ilişkin karar verildiği; Davalı firmanın, taklit ürünleri merdiven altı imalathanelerde üretmekte/ürettirmekte olduğundan şirket merkezinde taklit ürün araştırma yapılmasının yerinde olmadığı; Davalı firmanın—– taşıyan taklit ürünleri ——– sattığı anlaşıldığından alıcı firmanın ——- adresinde bulunan hastanesinde bilirkişi incelemesinin yapıldığı; satış sözleşmesinin ekte sunulduğu;—— dosyasından alınan ——– tarihli bilirkişi raporu ile davalı şirketin, müvekkil şirketin marka hakkına tecavüzünün tespitinin yapıldığı; Yapılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin dava dışı hastaneye satmış olduğu ürünlerin üzerinde —- markası bulunduğu ancak çıplak göz incelemesi ile dahi orijinal ——– ürünü olmadığının açık olduğunun beyan edildiği; davalı şirketin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.29/1-2.fıkrada sayılan eylemlerle müvekkil şirketin marka hakkına tecavüzde bulunduğu; Davacı şirketin tanınırlığı ve güvenirliliğinden faydalanarak taklit ürünlerin satışını yapan davalı şirketin, davacının bunca yıl emek vererek oluşturduğu markayı ve ticari itibarını zedelediğini, ——— kamu ve özel hastaneye ürün satışı yaptığını iddia eden davalı firmanın, haksız rekabeti ile müvekkil firmayı elde edeceği gelirlerden mahrum bıraktığı; satmış olduğu ——markalı ancak ——- kalitesinde olmayan ürünlerle davacı firmanın ticari itibarını zedelediği; davacı şirketin davalı şirket tarafından ticari itibarı zedelendiğinden Sınai Mülkiyet Kanunu m.149/1/ç ve m.150/1-2. fıkralara dayanan manevi tazminat talebinin bulunduğu; Davalı şirketin tecavüzünün devamının önlenmesi bakımından, davalı şirketin çalıştığı imalathanelerin tespit edilmesi ile taklit ürünlerin yapıldığı ekipmanların toplatılması ve imhasının gerektiği; Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri incelendiğinde satış yetkisi olmadığı halde ——–markalı ürün satışlarının yapıldığının görüleceği; davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenerek, davacı firmadan yetkisi olmadan satmış olduğu ürünlerden Sınai Mülkiyet Kanunu m.151/2.b fıkrasına göre müvekkil şirketin yoksun kaldığı kazancın tespit edilmesiyle ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerektiği; Taraflar arasında, dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri yapılmışsa da ————- son tutanağı ile anlaşma sağlanamadığı; Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı; davacı şirket tarafından davalı şirkete lisans hakkı tanınmadığı; davacı şirketin koruma altında bulunan markasının taklit edilmesi suretiyle müvekkil şirket marka hakkını ihlal eden ve haksız rekabette bulunan davalı şirketin ihlalinin tespiti, durdurulması ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere 100.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat taleplerimizin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili için iş bu davayı ikame etme zorunluluğunun doğduğu ifade edilerek; Davanın kabulüne, ihlalin tespitine, tecavüzün kaldırılması, durdurulması, önlenmesi, tecavüzün devamını önlemek için tedbirlerin alınmasına, taklit ürünlerin yapıldığı ekipmanların toplatılması ve imhasına, masrafları davalıya ait olmak üzere kararın ilan edilmesine, marka hakkının ihlaline yönelik fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat istemlerinin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalı şirketin uzun yıllardır sağlık sektöründe hizmet verdiği; tamir onarım işlerinin yanı sıra sağlık ürünleri ticareti de yaptığı; tek parça eklemsiz aletlerin bir kısmı dışında üretim yapmadığı; el üretimin yalnızca müşteriden gelen özel sipariş üzerine yapıldığı; Dava dilekçesinde davalı şirketin davacı şirketin markasının taklit ürünlerinin———- satıldığını belirttiği; adı geçen hastanenin nöroloji alanında hizmet vermekteyken cerrahi branşlarda da hizmet vermek istediği ve cerrahi branşların kuruluşu için dışarıdan cerrahi bir ekiple anlaştığı; alınacak bütün aletlerin marka ve modellerinin bu ekip tarafından belirlenmesini istediği; cerrahi ekibin daha önce ameliyat yaptığı hastanelerde davalı şirket ile çalışmış olması ve müvekkilin sunduğu hizmetlerden memnun kalmaları sebebiyle, alınacak olan cerrahi aletler için müvekkil şirketle iletişime geçtikleri; istenilen ürünlerin daha önce kullandıkları ürünlerle aynı olmasını bir kısım el aletinin ise özel üretim olarak yapılması konusundaki taleplerini davalı firmaya ilettikleri ve taraflar arasında mutabakat sağlandığı
;Davalı şirketin davacının da dava dilekçesinde belirttiği gibi ——–yılında cerrahi setler satışı yaptığı; satışa ilişkin davalı şirketçe hastaneye ——— fatura kesildiği —— Fatura detaylarından da anlaşılacağı üzere satışı yapılan ürünlerin —- kısmı —-markalı olup, davacının bölge bayileri olan —– firmasından alındığı —– Kalan kısımdan — ürünün çeşitli markalardan alındığı ———– Bu durumun, faturalardaki ——– ürünlerin teslimi sırasında hastane yetkilisince imzalanmış teslim tutanağındaki —— karşılaştırıldığında net bir şekilde ortaya çıkacağı: Hastaneye kesilen fatura bedeli içinde yalnızca ——- kısım özel ür ürün olduğu ve özel üretim olarak yapılmasının sebebinin hastaneden bu yönde gelen talep olduğu; söz konusu ürünlerin çoğunun —————- markalı olduğu ve Sınai Koruma Kanunu m. 152 gereğince hak sahibinin bölge bayisinden alınmış ürünün satılmasının hukuka aykırı olmadığı; Davalı şirketin yapmış olduğu ——satışın —- kısmını —- markasından almışken —–özel üretimleri ———- markasını taklit ederek orijinal rünlerle birlikte satmasının gerçekçi olmamakla birlikte hayatın olağan akışına da aykırı olduğu; Davalı şirketin özel üretim olarak ürettiği hiçbir ürün üzerinde marka,——— tarihli bilirkişi raporunda davalı şirketin davacının marka hakkına tecavüzü olduğuna ve hatta herhangi bir tecavüz olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunmadığı; yapılan incelemeler neticesinde, cerrahi aletlerin bir kısmının handle (tutamak) kısımlarında bir koda yer verildiği belirtilmiş ve bu kodun piyasaya ——— firması tarafından satışı yapılan diğer aletlerle uyumsuz olduğu tespitinde bulunulduğu; davalı tarafça hastaneye teslim edilen ürünlerden özel üretim olanların markasız ve kodsuz olarak teslim edildiği, Hastaneler tarafından satın alınan ürünlere —– verildiği ve bu ——şeklinde ürünlere işlendi bilirkişi raporundaki resimlerde yer alan özel üretim aletlerinin üzerinde ——hastane stok kodları olduğu; bu kodların hastane tarafından belirlendiği; ürünlerin tesliminden sonra aletlere işlendiği; dolayısıyla hastane stok kodunun davalı şirketin ürünleri üretirken bilebilme ihtimalinin bulunmadığı; davalı şirket tarafından satışı yapılan özel üretim ürünler markasız olarak hastaneye teslim edildiği; bu durumun hastane tarafından düzenlenmiş ve imzalanmış olan teslim tutanaklarından anlaşılacağı ——–teslim tutanaklarına bakıldığında markalı ürünlerin ilgili markanın ——–ile özel üretimler ürünlerin ise —— olarak teslim edildiğinin görüleceği; Davacı tarafın, davalı müvekkil şirket aleyhinde yapmış olduğu şikayet ile ilgili olarak ——— soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığı; soruşturma neticesinde; müvekkil şirketin merkezinde yapılan incelemede suç unsuruna rastlanmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği———- Bir an için tecavüzün varlığı kabul edilecek olsa bile hükmolunacak tazminat miktarının bilirkişi raporuna konu hastanede bulunan ürünlerle sınırlı olmasının gerektiği; hastaneye yapılan satışın tutarının —– kısmının davacının markasının ürünleri olduğu; kalan tutarın başka markaların ürünleri olduğu faturalardan bu hususun anlaşılacağı ifade edilerek davanın reddini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E

Davacı adına tescilli —– markalı tıbbi cihazlara davalı tarafından —– olmayan ürün üretilip dava dışı şirketlere satılıp satılmadığı bu şekilde marka hakkına tecavüz olup olmadığı, olması halinde maddi ve manevi tazminat taleplidir.

Mahkememizde aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda;
Davalının dava konusu ürün satışından ——- gelir elde etttiği, Manevi tazminat, tazminat sahibinin yapmış olduğu iş hakkına yapılan tecavüz nedeniyle davacının toplum içinde itibarı, statü ve güvenin sarsılmasının karşılığını giderilmesine olup manevi tazminatın tarafların kusur ve tutumları doğrultusun da tamamen sayın mahkemenin takdirinde bulunduğunu, ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, tespit edilecek tutar üzerinden faiz hesaplanmasının, sair hususların yüce yargı makamının takdiri içinde kaldığı 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın Mahkemeye ait olduğuna dair raporunu sunmuşlardır. Mahkememizde aldırılan —– tarihli bilirkişi ek raporunda;

Davalının dava konusu ürün satışından 15.047,81 TL gelir elde ettiğini, Manevi tazminat, tazminat sahibinin yapmış olduğu iş hakkına yapılan tecavüz nedeniyle davacının toplum içinde itibarı, statü ve güvenin sarsılmasının karşılığını giderilmesine olup manevi tazminatın tarafların kusur ve tutumları doğrultusun da tamamen sayın mahkemenin takdirinde bulunduğu Ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, tespit edilecek tutar üzerinden faiz hesaplanmasının, sair hususların yüce yargı makamının takdiri içinde kaldığına dair raporunu sunmuşlardır .

Mahkememizde aldırılan 05/06/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda
Davalının işyerinde yapılan yerinde inceleme ve rapor ekinde sunulan evraklardan da ismini kullanmadan görüleceği üzere davalı faturalarında dava konusu ürün ürünleri satmış olup dosyada sadece sipariş fişlerinde dava konusu marka gözükmektedir. Bilirkişi olarak resmi defterler incelendiğinde fatura ve resmi evraklarda dava konusu marka gözükmediğinde ilave bir tespit yapılamamıştır. Sayın Mahkemenizin ———– tarihli ara kararında “taklit olduğu değerlendirilen ürün adedi veya bedelinin belirlenerek bu bedel üzerinden maddi tazminat hesabı yapılması” talep edilmiştir. Mali incelemeyi gerektiren hususlar bakımından ise mali ve sektör bilirkişileri ek rapora herhangi bir ekleme yapılamayacağı görüşündedir. Kök raporda ve birinci ek raporda yer alan tespit ve değerlendirmelerden ayrışmayı gerektiren herhangi bir olguya rastlanmamıştır. Şeklinde raporunu sunmuşlardır.Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporları birliktedeğerlendirildiğinde; Dava marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, kaldırılması ile maddi manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacı ve davalı şirketin medikal ve cerrahi ürüne ilişkin ticari faaliyet alanında bulundukları, davacı şirketin——- tescilli sahibi olduğu, davalı tarafından dava dışı——- tarafından davalı şirketten satın alınan medikal ürünlerin taklit olduğunu bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği davalının ise bahse konu ürünlerin taklit olmayıp faturalı ürünler olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizin —— sayılı dosyası ile dava dışı ——yaptırılan tespitte incelemesi yapılan cerrahi ürünlerin davacı şirket tarafından üretilmediği, taklit olduğu yönünde görüş bildirildiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra esasa yönelik olarak aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda, davacı ürünleri ile dava dışı hastanede incelenen ürünlerin kodlarının farklı olduğunu bu durumun da marka hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, maddi tazminat yönünden ise, davalının ticari defterlerinde sadece bir adet ürün sattığını tespit edildiğini ve bunun da —– olup maddi tazminatın bu şekilde hesaplandığı, itiraz üzerine aldırılan ek raporda kök rapordaki görüşlerin muhafaza edildiği, mahkememizce kaç adet taklit olduğu değerlendirilen ürünün tespiti açısından ve buna göre tazminat hesabı yapılması için yeniden ek rapor aldırıldığı fakat kaç adet taklit ürün olduğu hususunun tespit edilemediği bu nedenle maddi tazminat hesabı da yapılamadığı buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacı şirketin ——- Şekil ibareli markanın—— Sınıflarda—- ——-Şekil ibareli markanın ——– ibareli markanın —– Sınıfta tescilli sahibi olduğu, davacı firmanın cerrahi ve tıbbi malzemeler alanında faaliyette bulunduğu, davalı şirketin de davacı ile benzer alanda faaliyette bulunduğu, dava dışı —— Tarafından davalı şirketten bir takım tıbbi malzemeler satın alındığı, tıbbi malzemelerin üzerinde —— markasının yer aldığı, alınan değişik iş tespit raporu ve esas dosyadaki bilirkişi raporlarına göre incelenen ürünlerin bir kısmında yer alan ——- ibaresinin davacı orijinal ürünlerinden farklı olduğu ve taklit niteliğinde olduğunun değerlendirildiği, ——– markalı orijinal ürünlerde ürün ——- —– iken taklit olduğu iddia edilen ürünlerin ise üzerinde —— bulunduğu, bir kısım taklit ürünlerde —– bulunmadığı, orijinal ürünlerde —– ibaresi lazer baskı şeklinde iken taklit niteliğindeki ürünlerde lazer kazıma şeklinde yazılı olduğunun tespit edildiği, buna göre de dava dışı —– satılan bir takım ürünlerin taklit olduğu, bir takım ürünlerin ise ——– ürünleri olduğu, ürünlerin cerrahi ve tıbbi malzemelerden olması ve kullanılmış olması sebebiyle toplamda ne kadar taklit olduğu değerlendirilen ürün olduğunun tespitinin yapılamadığı, fakat neticeten dava dışı ———- davalı tarafından satılan tıbbi ve cerrahi malzemelerin bir kısmının taklit olduğu hususunun anlaşıldığı, davalı tarafından davaya konu edilen ürünlerin fatura karşılığında davacı şirketin yetkili bayilerinden satın alındığını belirterek buna ilişkin faturalar sunulduğu, sunulan faturaların tespiti yapılan ürünler ile ilgili olan karşılaştırılması yapıldığında davalı şirketin aynı zamanda medikal ürünlerin tamir bakım ve onarımı ticareti ile uğraştığı, davalı şirket tarafından davacının bölge bayiisi olan dava dışı —— yılında çeşitli ürünler satın alındığı, davalının iddiasına göre dava dışı ——- davaya konu ürünler ile ilgili olarak toplam ——-fatura kesildiği ve bu bedel içerisinden 49.318,56 TL sinin özel üretim ürünü olduğu, kalan kısmın ise davacı şirketin orijinal ürünlerinin olduğu iddia edildiği yine davalı vekilinin beyanına göre dava dışı —— teslim edilen ürünlerden —— markalı kalan— kısmın ise başka markalı ve özel üretim ürünler olduğunun iddia edildiği fakat tespiti yapılan taklit niteliğindeki ürünlerin orijinal ürünler içerisine nasıl karıştığı hususunda yeterli savunmada bulunamadığı, davacının —- markasının davaya konu cerrahi ve tıbbi madikal ürünler yönünden gerçek ve üstün hak sahibi olduğu, davalı tarafından dava dışı—- satılmış olan bir takım tıbbi cihazların taklit niteliğinde olduğunun hem değişik iş dosyasındaki hem de esas dosyasındaki konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiği, bu durumun SMK’ nun 29. Maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği her ne kadar davalı tarafından dava dışı ——- Hastanesine satılan ürünlerin davacı şirketin yetkili bayiilerinden alındığı iddia edilmiş ise de öncelikle davalı tarafından dava dışı—- satılan ürünlerin —- kısmının —— markalı olmadığı iddia edilmiş ise de dosya içerisindeki kayıt ve belgelerden hastaneye satılan ürünlerin tamamının —-markalı olduğu hususunun belirtildiği, davalının bu durumun dava dışı hastanenin isteği doğrultusunda belirtildiği yönündeki iddianın hayatın olağan akışına uymadığı, her ne kadar ispat yükü davacıda ise de davalı tarafından dava dışı hastaneye ürün satışının gerçekleştirildiğinin kabul edildiği, bu ürünler üzerinde yapılan incelemede bir kısım ürünlerin taklit ürünler olduğunun tespiti neticesi bu ürünlerin taklit olmadığının ve nasıl temin edildiğinin ispat yükü davalıya geçmiş, davalı bu durumu ispat edememiş, mahkememizce de dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davalı şirketçe davacı markaları taklit edilmek suretiyle orijinal ürünler ile birlikte dava dışı ———- satılmış olduğu yönünde kanaat oluştuğu, bu sebeple marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve kaldırılmasına karar vermek gerektiği, buna göre de davacının SMK’ nun 149. Maddesi kapsamında maddi manevi tazminat talebinde bulunabileceği, manevi tazminat yönünden davacı markasının tescil tarihinin ———yılına dayanıyor olması, davacının uzun süredir bu sektörde faaliyette bulunuyor ve sektörel yönden de uzun geçmişi nedeniyle güvenilirliğinin zedelenebileceği zira davaya konu ürünlerin sağlık sektöründe kullanıldığından ürünlerin taklit olması sebebiyle doğabilecek zararlardan davacı markasının olumsuz olarak etkilenebileceği bu sebeple talep gibi —– manevi tazminatın kabulüne karar vermek gerekmiş, maddi tazminat talebi yönünden ise davalı ticari defterleri incelendiğinde sadece bir set halinde—– markalı ürün satışının tespit edildiği, davalı tarafından sadece dava dışı ———- satışı yaptığını beyan ettiği de düşünüldüğünde, davalı ticari defterlerinin gerçek ticari faaliyetini göstermediği yine kaç adet taklit ürün olduğu hususu da net olarak tespit edilemediğinden bilirkişi tarafından davalı ticari defterlerine göre hesap edilen 15.047,81 TL tazminat miktarının hem dosya kapsamına uygun olmadığı hem davacı şirketin mahrum kalınan karı karşılamadığı, bu sebeple mahkememizce mahrum kalınan kar ve zarar miktarı tam olarak hesaplanamadığından Borçlar Kanunu 50. Maddesi uyarınca dosya kapsamına göre, resen tazminat hesaplaması yoluna gidildiği, buna göre de davacının talepte bulunduğu 100.000,00 TL tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu şöyle ki dava dışı ——satılan ürünler içerisinde —– markalı olmadığı iddia edilmesine rağmen ürünlerin tamamının —–markalı olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmeler ve hastane belgeleri de dikkate alındığında en azından ——– bedelin davacının yoksun kalınan karı olabileceği ve davacının bunu talep edebileceği fakat mahkememizce taleple bağlı kalınarak 100.000,00 TL Maddi tazminatın kabulü ile neticeten davanın tümden kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
A-Davalı tarafından davacının—— marka hakkına yönelik tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, taklit olarak tespiti yapılan iki adet ürünün hüküm kesinleştiğinde imhasına,
B- Maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-Manevi tazminat yönünden davanın kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
D-Hüküm kesinleştiğinde kararın masrafı davalıdan alınmak üzere günlük gazetelerden birinde ilanına,
1-Alınması gereken 8.880,30 TL harçtan alınan 2.220,08 TL harcın mahsubu ile kalan 6.660,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 4.342,50 TL yargılama gideri ve 2.220,08 TL harç toplamı ve Mahkememizin 2020/105 D.iş dosyası masrafları 2.050,00 TL olmak üzere toplam 8.612,58 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Tecavüzün tespiti talebi yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2023