Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/396 E. 2023/158 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/396
KARAR NO : 2023/158

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … 2017 yılında—- Yayınlarından çıkan “——” isimli şiir kitabında “—–” başlığıyla kendi yazdığı bir şiirinin yayınlandığı, Davacının eser sahibi olduğunu, mali ve manevi haklarının olduğunu, FSEK 15. Maddesi uyarınca “adın belirtilmesi salahiyeti” olup, davacının eserlerinde kendi adını kullanma hak ve yetkisine sahip olduğunu, davacının eserlerine yapılacak her türlü atıfta isminin zikredilmesi gerektiğini davacının isminin hiç zikredilmemesi, yanlış zikredilmesi yahut karıştırmaya mahal verecek şekilde zikredilmesinin davacının manevi haklarına tecavüz oluşturacağını, —-) tarafından 25.10.2020 tarihinde gerçekleştirilen —- yılı —-Testi’nde davacının yukarıda anılan şiirinden alıntı yapılmış olup, ancak şiirin şairi olarak davacı yerine —olarak aşağıdaki şekilde gösterildiğini, “Şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla tek başına kalmaktan korkan—değil, —-” diyen —– hasretindedir. Oysa inan bir başına —– kalkıp —- renginin ne kadar güzel olduğunu fark etmeli, —-artık —-içebilmeli. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Verilen sorudan da anlaşılacağı üzere—- ilgili sorusunda Müvekkilimin “—– şiirinden bahsedilmektedir. Ancak şiirin şairi sanki —–mişçesine “… —– şeklinde ifadede bulunulduğunu,—– yapacağı alıntılamalarda/atıflarda eser sahibinin adını herhangi bir yanlışlığa yahut karışıklığa mahal vermeyecek şekilde zikretmesi gerektiğini, —- gibi insanların bilgilerini ve becerilerini sınayan bir kurumdan da bu hakka gereği gibi riayet edilmesi gerektiği, öncelikle söz konusu şiirin davacıya ait olduğunun tespitini talep ettiklerini, manevi hakka tecavüzde bulunan gerek aslına gerekse de çoğaltılmış nüshalarına eser sahibinin adını derç etmeye mecbur olup,—-yapmış olduğu —- her ne kadar belirli birzaman diliminde ve sadece sınava girenlerle buluşuyor gibi görünse de sınav soruları —- internet sitesinde sınava girenlere karşı yayınlanmaya devam ettiği gibi —-, sınav sorularının yayın hakkını gerek gazetelere gerek de yayın evlerine telif ücreti karşılığı verdiğini, —– söz konusu tecavüz halini tüm sonuçlarıyla beraber ortadan kaldırmasının gerektiğini, Davalının eyleminin aynı zamanda eser sahibi olan davacının mali haklarına da bir tecavüz oluşturduğunu, Davalı —-, davacının eserini kullanarak bir gelir elde ettiğini, —– sınav sorusunda davacının şiirini kullanmış olması FSEK’in 34’üncü maddesi çerçevesinde düşünülse dahi FSEK 34 ile ilgili istisna, sadece edebi eserin kullanımı ile sınırlı olup, davalının edebi eseri kullanmakla sınırlı bir işlemde bulunmamakta, aynı zamanda içinde davacının eserinin de bulunduğu sınav sorularının yayım hakkını yayın evleri, gazeteler gibi yerlere belirli bir telif ücreti karşılığında devrettiğini, zira çıkmış sınav soruları oldukça değerli olduğundan birçok yayın evi, gazete çıkmış sınav sorularını yayınlayabilmek için —- bu telif bedelini ödediğini, bu sebeple FSEK m. 68 uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç katının Davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davacıya ödenmesi gereken rayiç bedel hesaplaması da ancak bilirkişilerce yapılabileceğinden belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, davalının eylemlerinin kabul edilebilir bir yanı olmayıp, internet arama motorlarında yapılacak çok kısa bir araştırmada dahi şiirin—– değil, davacıya ait olduğu anlaşılacağını, böylesi bir kurumun böylesi bir hataya mahal vermesinin davacıyı manevi olarak zarara uğrattığını, —- mahal vermiş olduğu bilgi kirliliğini göstermek açısından sosyal medya platformlarında—-sınavı sonrası yazılmış kimi paylaşımları mahkemeye sunduklarını (Ek-2),—–mahal verdiği bilgi kirliliği hızlı bir şekilde yayılarak davacının tanınırlığı ve bilinirliğini ciddi manada zedelediğini, yaşayan bir sanatçı, şair olarak davacının tanınırlığını ve bilinirliğini olumsuz etkileyen, kendisini ciddi manada elem ve keder içine sokan söz konusu durum için 40.000,00-TL manevi tazminat talep ettiklerini, —- tarafından alıntılanan şiirin davacıya ait olduğunun tespitine; tespitle beraber davacının tecavüz edilen manevi hakları için; Masrafları—- ait olmak üzere hükmün 3 gazetede yayınlanmasına; —-resmi internet sitesinde söz konusu yanlışlığın düzeltilmesine yönelik bir açıklama yapılmasına, her ne kadar —– sınavının niteliği gözetildiğinde sorular üzerinde değişiklik yapılmasının mümkün olmadığı kabul edilse de; Soruların yayınlandığı —– kendi internet sitesinde söz konusu soruyla birlikte asıl eser sahibinin davacının olduğuna dair bilgilendirme yapılmasına;—–telif hakkı kapsamında kullanım hakkını devrettiği tüm kişilere verilecek nüshalarda soruyla birlikte asıl eser sahibinin davacının olduğuna dair bilgilendirme ile birlikte devir yapılmasına, daha önce yapılmış kullanım hakkı devri var ise —- bu kişilere bildirimde bulunarak eser sahibinin Müvekkilim olduğuna dair bilgilendirme yapmasına, çoğaltılmış nüshalarda asıl eser sahibinin davacının olduğuna dair bilgilendirme yapılmasına, davacının tecavüz edilen mali hakları için FSEK hükümleri gereğince rayiç bedeli tespitine; fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak üzere FSEK m. 68/1 uyarınca rayiç bedelin 3 katı kadar bedel için şimdilik 50,000-TL bedelin tecavüzün vuku bulduğu sınav tarihi olan 25.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek vasal faizi ile birlikte Davalı —– tahsiline, davacının tecavüz edilen manevi ve mali haklarının kendisinde yarattığı elem ve kedere karşılık olarak 40.000-TL manevi tazminatın tecavüzün vuku bulduğu sınav tarihi olan 25.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalı —-tahsiline, karar verilmesi talep ve dava edildiği anlaşıldı.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davasının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve yasaya içtihatlara aykırı olduğunu, davalının 6114 Sayılı Kanun uyarınca başta Yükseköğretim kurumlarında önlisans, lisans ve lisansüstü öğretim görecek adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi, Yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere, ulusal ve uluslararası her türlü bilim yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemleri ile mevzuatla verilen diğer görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olduğunu, 15/07/2018 tarihli ve —sayılı —- gazetede yayınlanan —– sayılı Bakanlıklara Bağlı İlgili İlişkili Kurum Ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum Ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkındaki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin .. Teşkilat Görev Ve Yetkilerine İlişkin Usul Ve Esasları Düzenleyen 25. Bölümde Yer Alan Tanımlarda; Kurumun gelirleri başlıklı 351. maddesinde “—- gelirleri arasında yurtiçi ve yurtdışı sınav ölçme ve değerlendirme ve Yerleştirme hizmeti karşılığında alınacak ücretler ile Yayın ve telif haklarından alınan ücretlerin yer aldığı,” Temel ilkeler başlıklı 7/8 Maddesinde; “Soru hazırlama faaliyetlerine ilişkin olarak yayımlanmış ve alenileşmiş her türlü yazılı görüntülü ve sesli eserlerden yararlanılması veya iktibas yapılması eğitim ve öğretim kapsamında değerlendirildiğini, eser ve Eser sahibinin kimliği gizli tutulduğunu, soruların hazırlanması, soru havuzunun oluşturulması ve şifrelenmesi, basılı veya elektronik ortamda yapılan sınav sorularını ve güvenliğinin sağlanması hususlarına ve sınav türlerine ilişkin usul ve esaslar ile sınavlarda görev alacakların uyması gereken hususlar yönetmelikle düzenlenir” sınav güvenliği başlıklı 9. Maddesinde “1. Sınav soruları ile bunları hazırlamakla görevlendirilmiş olan kişilerin kimlikleri gizli tutulur soru havuzundaki sorular hiçbir koşul altında kısmen ya da tamamen üçüncü şahıslara verilmez adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalarda soru havuzuna erişim için Cumhurbaşkanının izi gereklidir. Sorular ve cevapları yapılan sınav sona erdikten sonra yönetim kurulu kararına istinaden özel erişim usulleri ile adayları açıklanabilir.” 5846 sayılı Kanunun 2. maddesinde İlim ve edebiyat eserlerinin tanımlandığı, sınavlarda yer alan soruların ilim ve edebiyat eserlerinden sayıldığı, yine 5846 sayılı FSEK. nun 10. Maddesi gereğince — Başkanlığının yılın 42 haftası sınav düzenleyen, uyguladığı tüm sınavlarda soruları hazırlayan ve hazırlatan kamu tüzel kişiliğini haiz mali ve manevi hakları kullanma yetkisine haiz bir araya getiren sıfatı ile Eser sahibi olduğunu,—-sınavları düzenlediğini ölçme ve değerlendirme işlemleri yaptığını sınav organizasyonları gerçekleştirildiğini ve mevzuat gereğince sınavın hazırlanması uygulanması değerlendirilmesi ve Yerleştirme işlemlerinin yapılması olmak üzere Organizasyon üstlendiğini, uygulanan sınavlarda tüm alanlarda geçerli olmak üzere hazırlanan her bir soru için soru yazımı denetim, bilimsel denetim, Türkçe dil denetimi, referans kontrolü, matbaa seçimi, benzerlik kontrolü, baskı öncesi bütüncül kontrol adımlarını izleyerek sınav hazırlanmakta, her bir soru için en az 3, yaygın olarak 5 akademisyenin görev almakta olduğunu, bu süreçten geçen ve onaylanan soruların ilgili sınavlarda sorulmaya aday soru olarak soru Bankası’na gönderildiğini, davaya konu sorunun 25/10/2020 tarihinde uygulanan—- Genel Kültür Testinde 3, soru olarak yer almış olup aşağıdaki şekilde olduğunu; “Şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla—– karıştırıp bir başına doyasıya —” değil, “—-” diyen bir —– hasretindedir. Oysa İnsan —— başına —— kalkıp —-renginin —— olduğunu fark etmeli, —–içebilmeli. Bu parçadan altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A)—– B) —- C) —– – D) —–E) —–, Doğru cevap A, davacı tarafın, dava konusu soruda davacıya ait şiirden bahsedildiği ve Eser sahibinin—- gösterildiği iddiası ile huzur’daki davayı açmış ise de —-sınavlarının uygulanma şekli bir amacı dikkate alındığında doğrudan alıntı yapılan görüş ve düşüncenin kime kimlere ait olduğu bilgisi eklenmesi, 6114 Sayılı Kanunun ÖSYM Hizmetleri Hakkındaki Kanunun 7. Maddesinin 8 Bendine Göre gizli tutulan bilgilerden sayıldığını, Soru hazırlama faaliyetlerine ilişkin olarak yayınlanmış ve alenileşmiş her türlü yazılı görüntülü ve sesli eserlerden — yararlanılması – veya iktibas yapılmasının eğitim Vve öğretim kapsamında değerlendirileceğini, Eser ve Eser sahibinin kimliği gizli tutulur düzenlemesi gereğince eserden yararlanılmasının ve bunu Sınav sorularında alıntı olarak göstermemesinin bir hak ihlali ortaya çıkarmayacağının aşikar olduğu, söz konusu düzenleme ile 5846 sayılı FSEK. nun yanı sıra eğitim ve öğretim kapsamında değerlendirileceği, fakat Eser ve Eser sahibinin kimliği gizli tutulması yasal bir zorunluluk haline getirildiği, aslında yapılan işin muhteviyatı ve hayatın olağan akışına uygun olduğunu, sonuç olarak davacının taleplerinin yasal düzenlemeye aykırılık teşkil edeceğine, uygulanan sınavlarda her bir soru için iktibas yapılması işin doğası gereği olup bu durumun FSEK Madde 34 ve 35 de düzenlendiğini, sonuç itibariyle davacının her bir soru için atıf yapılması yahut iktibas edildiği kaynağın gösterilmesinin kamu yararına da aykırı olduğunu, bu aşamada sorunun oluşturulmasına da değinmek gerektiğini, soru metninin; —-(2. Baskı, Kitabevi —– adlı çalışmasından yararlanılarak oluşturulduğunu, bu çalışmada —– ve söz konusu şiirden aşağıdaki şekilde bahsedildiğini; ——şürlerinden anlaşıldığına göre yalnızlıktan çok korkar. O kendine her tarzıyla, yalnızlığı anlattığı bir şiirinde sözü —-getirir; —-bardakta karıştırıp, Bir başına yudumlamak doyasıya Ama; “—- “ Diye soran bir—- olmalı —-sıra” Şiirin sonunda —- rakamı ile düşülmüş dipnotta ise —— verdiği—bilgisi (atıf/alıntılama) şu şekildedir: “—-bu şiir “—-” başlığıyla ve … imzasıyla, —- tarafından da yayınlanmıştır (bakınız —- Kitabın sayfaları delil olarak sunulmuştur) Burada görüleceği üzere yararlanılan kaynakta da davacının ismi belirtilmiştir. 6114 sayılı kanunun 7/8 maddesi gereğince FSEK madde 15’e göre adın belirtilmemesi durumu söz konusu olmadığını, Eser sahibi olarak—–gösterilmesinin de söz konusu olmadığını, alıntı yapılan eserden doğrudan bir alıntı yapılmamış olup iktibas serbestisi sınırları dahilinde soruların hazırlandığını, burada davacının isminin kasten kusurla veya haksız fiil olarak belirtilmemesi karıştırılması veya yanlış zikredilmesinden bahsedilemeyeceğini, Davacı manevi tazminat olarak 40.000 TL talep etmiş olup FSEK nun 14-17 maddeleri arasında Eser sahibinin manevi haklarının düzenlendiğini, davalının herhangi bir tecavüzü olmadığını, FSEK nun 20- 29 maddeleri arası mali hakların belirtilmiş olduğunu, davacı taraf hangi hakkını zarar gördüğüne dair hukuki sebeplere ortaya koymadığını, FSEK 68 maddesi gereği sözleşme yapmış olsaydı isteyebileceği bedelin veya tespit edilecek rayiç bedelin en çok 3 kat fazlasını talep etmiş olup, talebini belirsiz alacak davası olarak belirtilmiş olup, davacı tarafın taleplerini belirli hale getirmesinin gerektiğini, davalının FSEK kapsamında davacının herhangi bir mali ya da manevi hakkına tecavüz de bulunmadığını, Yönetim kurulu kararı doğrultusunda Yayma ve çoğaltma hakkını kullanmak isteyen yayınevleri sözleşme akdi ve telif ücreti ödemek suretiyle Yayma ve çoğaltma hakkını kullanmakta olup, yine yönetim kurulu gereği—- için 5 yıllık üyelik ücreti olarak 26.000 TL belirlenmiş, 1 yıllık üyelik ücreti de 5.200’TL, 1 aylık ücret 433 3.33 TL, 1 günlük ücret 14,4 4 TL olarak belirlenmiş olduğunu, 25/12/1020 tarihinde uygulanan —-sınavı ile ilgili hiçbir telif sözleşmesi imzalanmamış olduğunu, son 5 yılda yapılan sözleşmeler arasında ise —- telif haklarının alındığı bir sözleşme bulunmakta olup örneğinin delil olarak sunulduğunu, Söz konusu sınavda 60 adet genel yetenek, 60 adet genel kültür olmak üzere 120 toplam soru olduğunu, davacının haklı olduğu kabulü anlamına gelmemekle birlikte bilirkişiler tarafından yapılacak değerlendirmeler de sadece davaya konu soru ve bu sorunun sınavda bir kere kullanılması nedeniyle bir gün olarak, bu mümkün değilse davanın açıldığı tarih olan 25/11/2020 tarihine kadar inceleme yapılmasının talep edildiği, Bu bağlamda —– için 1 yıllık üyelik ücreti 5.200 TL bakımından, bir soru için yıllık 43,33 TL, 1 aylık 433,33-TL bakımından bir soru için 0,36TL, 1 günlük ücreti 14.44- TL bakımından bir soru için 0,12 TL telif ücreti ödenmesi gerektiğini davacının manevi tazminatın talep koşullarının mevcut olmadığını, davacının talepleri göz önüne alındığında FSEK madde 67 gereği, Sadece 3 Gazete’de yayımlanmasının istenmesinin hukuken kabul edilebilir olup diğer taleplerinin dayanağının olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep edildiği anlaşıldı.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, Davacıya ait olduğu iddia edilen—– isimli eserin davalıya ait düzenlenmiş olan soru kitapçığında davacı ismi belirtilmeksizin yayınlanıp yayınlanmadığı, davacının maddi ve manevi haklarının ihlal edilip edilmediği, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin davadır.Mahkememizde aldırılan 08/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya münderecatı kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; -“—-” başlıklı şiirinin eser sahibinin davacı … olduğu, dolayısıyla sözkonusu şiirden kaynaklı olan FSEK kapsamındaki mali ve manevi hakların sahibiolduğu, Davalı — 6114 Sayılı Ölçme, Seçme Ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanunu’nun “Temel İlkeler” Başlıklı 7. Maddesinin 8. Bendinde; “ Soru hazırlama faaliyetlerine ilişkin olarak, yayımlanmış ve alenileşmiş her türlü yazılı, görüntülü ve sesli eserlerden yararlanılması veya iktibas yapılması eğitim ve öğretim kapsamında değerlendirileceği” hükmü uyarınca davalının faaliyetlerinin “eğitim ve öğretim” kapsamında olduğu, Davalı —- “eğitim ve öğretim” faaliyetleri kapsamında davacıya ait eserden FSEK 34/1 kapsamında gayesi çerçevesinde haklı ve makul ölçüde alıntı yapılmış olduğu ve “eğitim istisnası” kapsamında olduğu, -Ancak davalının iktibas yeterli özen ve dikkati göstermediği (kusursuz sorumluluğu vardır), FSEK 34/4 maddesi uyarınca eser sahibi olarak davacının adının zikredilmeyip, yanlış bir kişinin eser sahibi olarak belirtildiği ve bu suretle davacının manevi haklarının ihlal edildiği, FSEK uyarınca eser sahibinin manevi haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminatın takdiri ve miktarının tespitinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, görüş ve kanaatlerine varıldığına şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Mahkemizde aldırılan 26/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya münderecatı kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; “—-başlıklı şiirinin eser sahibinin davacı … olduğu, dolayısıyla sözkonusu şiirden kaynaklı olan FSEK kapsamındaki mali ve manevi hakların sahibi olduğu, Davalı —– 6114 Sayılı Ölçme, Seçme Ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanunu’nun “Temel İlkeler” Başlıklı 7. Maddesinin 8. Bendinde; “ Soru hazırlama faaliyetlerine ilişkin olarak, yayımlanmış ve alenileşmiş her türlü yazılı, görüntülü ve sesli eserlerden yararlanılması veya iktibas yapılması eğitim ve öğretim kapsamında değerlendirileceği” hükmü uyarınca davalının faaliyetlerinin “eğitim ve öğretim” kapsamında olduğu, Davalı—-“eğitim ve öğretim” faaliyetleri kapsamında davacıya ait eserden FSEK 34/1 kapsamında gayesi çerçevesinde haklı ve makul ölçüde alıntı yapılmış olduğu ve “eğitim istisnası” kapsamında olduğu, derleyenin eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın, işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri yapmasının mümkün olduğu, derleyenin bu kullanım ve eylemlerinden dolayı davacı eser sahibinin eserinden normal yararlanmasını olumsuz etkilemediği, sonuç olarak davacının mali haklarının tecavüze uğramadığı ve davacının bu nedenle maddi tazminat talep hakkı olmadığı, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise; davacının esreden doğan “çoğaltma” mali haklarının davalı tarafından tecavüze uğradığı yönünde aksi kanaatte olması halinde; dosyaya celbedilmiş olan sözleşmelerde belirtilen tutarlar—-tarafından tüm soru kitapçıklarına ilişkin olup, maddi zararın hesaplanması için FSEK 68/1 uyarınca tazminat hesabı yapmaya esas teşkil edebilecek emsal sözleşme ve rayiç bedel belirlemeye uygun sözleşmeler olmadığından, maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davalının iktibas yeterli özen ve dikkati göstermediği (kusursuz sorumluluğu vardır), FSEK 34/4 maddesi uyarınca eser sahibi olarak davacının adının zikredilmeyip, yanlış bir kişinin eser sahibi olarak belirtildiği ve bu suretle davacının manevi haklarının ihlal edildiği, FSEK uyarınca eser sahibinin manevi haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminatın takdiri ve miktarının tespitinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde rapor sunulduğu görüldü. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir. İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının 2017 yılında yayınlanan “—– isimli şiir kitabının sahibi olduğunu, şiir kitabı içerisinde yer alan “—–” isimli şiir içerisinde yer alan “—-” ibaresini davalı kurumca gerçekleştirilen 25/10/2020 tarihli —-genel kültür testinde —- ait şiirden alıntılanmış gibi gösterildiğini, bu durumun FSEK ten kaynaklanan maddi manevi hakların ihlali niteliğinde olduğu iddia edilerek yanlışlığın düzeltilmesi ve eser sahipliğinin tespiti, maddi manevi tazminat talebinde bulunuldğu, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesi ile davalı kurumun 6114 sayılı kanunun 7. Maddesinin 8. Bendi uyarınca alenileşmiş eserden iktisap yapılması eğitim ve öğretim kapsamında değerlendirilir hükmü kapsamında kaldığını, bu sebeple herhangi bir hak ihlali olmadığını, davacının maddi manevi zararının da gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce aldırılan 08/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının —-isimli şiirin eser sahibi olduğunu, davalının faaliyetlerinin eğitim istisnası kapsamında olduğu fakat davacının isminin yanlış yazılması suretiyle manevi haklarının ihlal edildiği, yönünde görüş bildirildiği, itiraz üzerine aldırılan ayrıca maddi tazminat talebi yönünden de değerlendirilmesi için aynı heyetten 26/12/2022 tarihli ek rapor aldırıldığı, ek raporda maddi tazminat hesabının yapılamadığı, daha sonra davaya konu—–sorularını yayınlayan yayın evlerinden istenen bilgi ve belgeler kapsamında aldırılan 15/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda da maddi tazminatın 216,67 TL olarak hesaplandığı, davacının üç katını talep edebileceğinin belirtildiği, buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde davacının 2017 yılında —- yayınlarında çıkan —–isimli şiir kitabında yer alan “—–” isimli şiirinde yer alan —–” isimli ifadesinin davalı kurumca gerçekleştirilen 25/10/2020 tarihli —— genel kültür sınavında—-” ifadesi soru metninin içerisinde yer alıp şair —- aitmiş gibi gösterildiği, gerek dosya içerisindeki bilgi ve belgeler gerek bilirkişi raporunda —–dizesinin yer aldığı, şiirin eser sahibinin davacı olduğu fakat davalı kurumca bu dizenin şair —– aitmiş gibi gösterildiği, bu hususta sehven de olsa hata edildiği kanaatine ulaşıldığı, davalı kurumca bu şekilde yapılan hatanın 6114 sayılı ÖSYM kanunu ve 5846 sayılı FSEK kanunun 34. Maddesi uyarınca iktisap serbestiyesi dahilinde belirli bir ölçü dahilinde iktisap yapılabileceği, fakat davalı kurumca iktisap serbestisi içerisinde ölçülü oranda iktisap yapılmış ise de eser sahibi davacının ismini belirtilmemiş olması sebebiyle davacının FSEK 68 ve 70. Maddeleri uyarınca maddi ve manevi haklarının ihlal edildiği, bu sebeple her ne kadar davalı kurumun davaya konu eserden yapmış olduğu alıntı eğitim öğretim faaliyeti kapsamında iktisap serbestiyesi içerisinde değerlendirilmiş ise de eser sahibi davacının isminin belirtilmeyip eser sahibi başkasıymış gibi belirtilmesi karşısında bu durumun FSEK 15. Maddesi kapsamında adın belirtilmesi hakkını ihlal ettiği yine davacının mali haklarından yayma haklarının da ihlal edildiği bu suretle davacının eser sahibi olarak kendi adının belirtilmesi yönündeki tecavüzün tespiti ve refi ile maddi manevi tazminat taleplerinde haklı olduğu kanaatine ulaşıldığı, maddi tazminat talebi yönünden davalı kurumca davaya konu —–sorularının yayınlanması ve yayınlanması amacıyla satılmış olduğu yayın evlerinden gelen bilgi ve belgelere göre davacı ile sözleşme yapılmış olsaydı ödenmesi gereken miktarın 216,67 TL olduğu, davacının FSEK 68 maddesi kapsamında davacının bu bedelin 3 katını talep edebileceği, davacı tarafından 3 kat talepte bulunulduğu ve maddi tazminat miktarının 650,01 TL olarak hesaplandığı, manevi tazminat yönünden de dosya içerisindeki belgeler, davalı kurumun sınav sorularını hazırlarken eser sahiplerinin belirlenmesi ve haklarının gözetilmesi bakımından yeterince özen göstermemesi sebebiyle ihmal suretiyle davacının manevi haklarının ihlal edilmesi ve bu yönde davacının bahse konu sınavda kendi eserinin başkasına aitmiş gibi gösterilmesi sebebiyle üzüntü duyduğu, sosyal ekonomik araştırma tutanağı ve dosya kapsamı da dikkate alınarak takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, —-tarafından gerçekleştirilen 25/10/2020 tarihli —- Sınavında yer alan —-” ibaresinin davacının eserinden alıntı yapıldığının tespitine, bu sebeple davalının resmi internet sitesinde söz konusu yanlışlığın düzeltilmesine ilişkin açıklama yapılmasına ve soru kitapçıklarının dağıtıldığı ve devredildiği kurum ve kuruluşlara bu hususta bilgilendirme yapılmasına,
Hükmün Türkiye’ de yayın yapan 3 büyük gazeteden birinde ilanına,
Maddi tazminat talebi yönünden: Davanın KABULÜ ile, 650,01 TL maddi tazminatın 25/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Manevi tazminat talebi yönünden: Davanın KISMEN KABULÜ ile, 15.000,00 TL Manevi tazminatın 25/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Alınması gereken 1.069,05 TL harçtan alınan 683,96 TL peşin harç ve 10,26 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 374,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 694,22 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 3.563,50 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 2.826,00 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-Tecavüzün refi talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 650,01 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL manevi tazminat ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6- Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı asil ile vekilinin yüzlerine karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.