Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/393 E. 2021/2 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/393 Esas
KARAR NO : 2021/2

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM :Davacı vekili dava dilekçesi ile: Müvekkilinin ——müellifi olduğunu ve ———tarihinde de binanın yapımının tamamlanarak inşaat izni alındığını,——- Tarafından elden çıkartılmış, otel olarak işletmeye başlandığını, halen——– olarak işletilen bu binayı müvekkilinin geçen sene —– gerçekleştirdiği — — esnasında tesadüfen görmüş ve hayretler içerisinde kaldığını, adeta yıkıldığını, müvekkilinin onca emek vererek tüm mesleki bilgi ve birikimini ortaya koyarak tasarladığı “—- suretiyle yerine bambaşka bir bina ortaya çıktığını, üstelik müvekkiline danışılmaksızın ve izni alınmaksızın 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 4. Maddesinin 3 no.lu bendi uyarınca “mimarlık eserleri” bu kanunun koruma kapsamında aldığı eserler arasında olduğunu, gerek 5846 Sayılı FSEK gerekse —— hükümlerine aykırı davranarak müvekkilinin elem ve üzüntüye düşerek manevi haklarının haleldar olmasına sebep olan davalının sorumluluk hukukunun da bir gereği olarak müvekkilinin uğradığı zararların hiç değilse bir nebze olsun telafisi bakımından fazlayı talep etme hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava FSEK 68 ve 70 madde gereğince devamı maddeleri gereğince manevi tazminat davasıdır.
19/12/2018 tarih 30630 sayılı T.C. Resmi Gazetede yayımlanan Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usülü Hakkında Kanun’ un 20. Maddesinde 6102 sayılı TTK.5.maddesinden sonra aşağıda belirtilen maddenin eklendiği ve Madde 5/A (1)’ de ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği ve anılan kanunun — tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yasanın 18/A-(2) gereğince: Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilemez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkmaksızın davanın usulden reddedine karar verilir. Arabulucuya barvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Davacı vekilinin dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmıştır. Davacı vekiline muhtıra gönderilerek davalı taraf ile arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini mahkememize sunması istenmiştir.
Davacı vekiline muhtıra 16/12/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen dava açtığı
tarihte davalı taraf ile arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örmeğini sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava FSEK’ten kaynaklanan manevi hakların ihlal edildiği iddiasıyla açılan manevi
tazminat davasıdır. Bu hali ile davacının davalıdan tazminat talep etmesine rağmen dava açılmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı davanın davalısının tacir olması ve davanın TTK 4.maddesi f bendi kapsamında da değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacının dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılmakla, bu hali ile yasanın aradığı şekilde zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmadığı ve dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, HMK 114/2 yollaması ile HMK 115/2 gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 1.648,45 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilen kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.