Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/365 E. 2021/230 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/365 Esas
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A / Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, —–bünyesinde bulunan —- kurulduğunu, —- katıldığını,——- üzerindeki katkılarıyla —- çaplı—- tesisine dönüştüğünü, müvekkilinin hiç ara vermeden çok uzun yıllardır kullanmakta olduğu—–, markası artık toplumda ciddi bir bilinirliğe sahip olup, tanınmış marka vasıflarını haiz olduğunu, —— taraf ile derdest olan 4 adet davanın olduğunu, davalının davalarda aleyhe sonuçlar almasına karşın marka başvurusu yapmaya, davacı şirketi zarara uğratmaya devam ettiğini, Taraflar arasında görülmekte olan —– kararında, taraflara ait markaların benzer olduğunun kabulü ile davalı taraf eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine ve durdurulmasına karar verildiğini, kararın davalı tarafından istinaf başvurusuna konu edilmiş olup, —– sayılı kararı ile davalıların istinaf taleplerini esastan reddettiğini, buna rağmen davalı taraf marka başvuruları yapmaya devam ettiğini, davalının kötü niyetinin başlıca göstergesi olduğunu, Taraflar arasında görülen —– sayılı kararında ise, davalı şahsa ait—– sayılı “—– istendiği tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ve ilgili —- kararının iptaline karar verildiğini, Mahkeme kararında taraf markaları “Bu kapsamda dava konusu markanın esas unsurunu —— oluşturduğu görülmekte olduğunu bu ibarenin her ne kadar —————- oluşturacak nitelikte olmadığı, her ne kadar bitişik yazılmış olsa da ibareye ayırt edicilik kazandıran unsurun tibbi hizmetlerde herkes tarafından kullanılan ——” sözcüğü olduğu açıktır. Hiç şüphesiz bahsi geçen markanın bir bütün halinde tüketici nezdinde bıraktığı etkinin esas alınması gerekmekte ise de esasen bu ————— yazılması dışında bütünsel bir anlam taşımadığı, bu nedenle tüketici nezdinde de— oluşturmayacağı düşünüldüğünü bu kapsamda ayrı anlamlar içeren bu iki kelimeden ——– markanın tescil edildiği hizmetler yönünden ayırt edicilik vasfının bulunmadığı dikkate alındığında tüketici nezdinde akılda kalıcı olanın yani markanın esas unsurunun “—- olduğunun açık olduğunu davacı markaları incelendiğinde ise tüm markalarda, markaya ayırt edicilik kazandıran esas unsurun “—– olduğu görüldüğünü —– davacı markalarında esas unsur olarak tescil edilmiş olduğundan, bu ifadenin davalı markasında aynen ve esas unsur olarak yer alması nedeniyle markaların benzer olduğu ve bu markaların —- karıştırılma ihtimali bulunduğu düşünülmektedir.” Şeklinde benzerlik—- Taraflar arasında—- kararında ise, davalı şahsa ait—– “—- edilmek istendiği tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ve ilgili —– kararının iptaline karar verildiğini, Davalı şahsın—– altında işlettiği ——– olarak, müvekkili şirketin tanınmış —– kullanırken tercih ettiği—- davacı şirketin tanınmış markalarının —- birebir aynı olduğunu, davalının mevcut kullanımı, tüketici nezdinde karışıklığa yol açmakta, müvekkil şirket—- arasında bir bağlantı olup olmadığı, —– bir işletmesi olup olmadığı yönünde sorularıyla karşılaştığını, bu kullanım nedeniyle davalı şahıs davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlandığını, Bahsi geçen mahkeme kararlarında da hüküm altına alındığı üzere taraf markalarının benzer olduğu ve tüketici nezdinde iltibasa neden olduğu, Davaya konu —- ile tescilli “——– davacı şirket markalarının benzerlik değerlendirmesi yapıldığında, dava konusu “——- —– markaların, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 anlamında gerek bütünsel olarak gerekse esas unsur bazında benzerlik bulunduğu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, ayrıca bu davaya konu markanın görselini oluşturan —— iptal edildiğini, yani davacı markaları ———Taraf markaları incelendiğinde, markaların —-,Davacıya ait markaların —– olduğu, buna karşılık karşı taraf marka—— oluştuğu, tüketiciler tarafından markaların ilk kısımlarının zihinde daha kalıcı olduğu düşünüldüğünde, taraf markalarının her ikisinin de “—— ile başladığı önem arz ettiği, ayrıca başvuru markasında bulunan ——- ibaresi bu markayı adeta Müvekkil —- imajını verdiği, taraf markaları arasında gerek ———- olarak gerekse —- değerlendirmede benzerlik, iltibas ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu başvurunun tescil edilmesi durumunda markalar arasındaki benzerlik nedeniyle ortalama bir tüketici, müvekkil —– markalar yerine tescil edilmek istenilen ——- markası altında sunulan mal ve/veya hizmeti, müvekkil şirket grubu tarafından sunulduğunu düşünecek—– markasının farklı bir işletmeye ait olduğunu bilse bile, o işletme ile güvendiği ve iyi bildiği müvekkil şirket arasında ekonomik bir bağlantı olduğunu düşünebileceğini, 6769 sayılı SMK m.6/1’e göre dava konusu markanın tescil edildiği tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğünün talep edildiğini, Davacıya ait markanın tanınmış olduğuna ilişkin tespit,——-dosyalarda düzenlenen bilirkişi raporunda ve rapora dayalı verilen gerekçeli kararlarda tespit altına alınmış olduğunu,—— ulaştığı tanınmışlık ——–söz konusu—- ——- markalardan farklı olarak daha güçlü bir marka koruması sağlanmasının gerektiğini, benzerlerinin tescili önlenmek suretiyle, davacı markalarının arttırılmış ayırt edicilik düzeyi sebebiyle çekici gücünden faydalanılmasının özellikle önüne geçilmesi gerektiğini, Davacı şirket tarafından ——-verilen—- edilmekte olup, davalı kullanımının davacının tanınmış markasının itibarının —- uğratarak davacıya ve markasına ciddi zararlar verebileceğini, SMK 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca da markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, 6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinin 6. fıkrası, “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına—-,—- hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü içermektedir. Söz konusu hüküm, aynı zamanda bir hükümsüzlük sebebiolduğunu, —– “marka” olarak —– davacıya ait birer sınai mülkiyet hakkı olan alan adının ———esas unsurunu oluşturduğunu, ——- alan adının başkasınca marka olarak tesciline itiraz edebilir.—– kullanımından kasıt,—- marka hukukuna özgü bir şekilde, yani bir malı veya hizmeti ayırt etmek maksadıyla kullanılması demek değildir, zaten kanun —- işaretten —— ne amaç için olursa olsun—- getirmek istemiştir.” Bu anlamda, dava konusu markanın hükümsüz kılınmaması halinde, müvekkil şirketin 6769 sayılı SMK’nin 6/6 maddesi gereğince de haklarının zarar göreceği tartışmasız olduğunu, 6769 sayılı SMK’nin 6/9 maddesi “Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmünü haiz olup, davalı yanın “—— esas unsurunu içerir ibareyi marka olarak tescil ettirmesi ve bu şekilde kullanıyor olması, ticari hayatta öne çıkmak için yapılmış son derece kötü niyetli bir eylem olduğunu, aynı zamanda eylemin tanınmış bir marka ve firmanın ayırt edici gücünden yararlanmak şeklinde “—– Davacı şirketin her türlü maddi ve manevi tazminat talep ve sair dava hakları saklı kalmak kaydıyla; Davalı şahıs adına——— markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A /Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı adına tescilli —- davası daha evvel —– ile talep edilmiş, bu hususta karar verilmiş temyizen——.—– halen derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazının olduğunu, Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilmeyen ve lehine karar veren ——– dosyanın da incelenmesi ve gerekirse tekrar bilirkişi raporu alınması istemiyle bozulmuş olup davacının bahsettiği bir diğer dosya olan—— verilen karar her ne kadar aleyhlerine olmuşsa da aynı dosyada mübrez ilk bilirkişi raporunun kendi lehlerine olduğunu, davacının iddiaları aksine gerek kendi markasının ayırt edicilikten yoksun olması gerek markaların hitap ettiği farklılığı görecek şekilde bilinçli olması nedenleriyle derdestlik iddia ettiğimiz dosyada yaptığımız savunmalarla birebir örtüşen rapor ve kararları ekte sunarak davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Davalı adına tescilli —– numaralı markanın benzerlik, tanınmışlık, ve kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük davasıdır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosyamızdan aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: Davacının —– yer alan hizmetlerde tescilli olduğu, Davacı şirketin ——markasının —– ——— açısından dava konusu ——- tescilli —– Davalının konusu ——- tescilli —–. sınıfta yer alan “———– hizmetleri” için tescilli olduğu,—– , Davalının —— ile davacının markaları arasında görsel ,—— davacının markaları ile benzer olduğu, Davacının markaları ile davalı markası arasında benzerliğin mevcudiyeti tespit edilen taraf Markalarının tescil kapsamları açısından —— yapıldığında; davalının——– —– —- için tescil edildiği, Davacının da davalıdan daha önceki tarihli ——–. Sınıfta————–, Aynı zamanda davacının ———- markası kapsamı açısından davalının markasının tescil kapsamı açısından aynı, benzer ve ilgili olduğu, sözkonusuhizmetlerin orta düzeyde tüketicilere hitap eden mal ve hizmetler olduğu, davalının markasının davacının tescilli ve tanınmış markalarına benzer olduğu, sözkonusu hizmetlerin davalı markası ile sunulması halinde orta düzeyde tüketici kitlesi nezdinde iltibasa neden olacağı, hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, Davalının —- ——— dair kanaat oluştuğu ancak bu konuda nihai takdirin mahkememize ait olduğuna dair raporunu sunmuşlardır.
Dosya içerisine alınan kayıt ve belgeler, bilirkişi —- dosyaları,taraf iddiaları birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili davacının—— ibareli markaların tescilli sahibi olduğunu, davalı adına tescilli ———markanın SMK ‘ Nın 6/1 , 6/4 6/5 ve 6/9. Maddeleri uyarınca hükümsüz kılınmasını talep ettiği, davalı tarafından cevap dilekçesi ile, davaya konu markanın —–dosyası ile derdest olduğu, dava dilekçesinde adı geçen mahkeme kararlarının davalı lehine olduğu belirtilerek davanın reddinin talep edildiği, mahkememizce taraflarca bildirilen mahkeme dosyaları, tarafların —— taraflar adına —- marka kayıtları celp edilmiş daha sonra dosya içerisinde —– bilirkişisinin de bulunduğu konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan—- tarihli rapor ile davacının—–markasının ——– hizmetleri,—– davaya konu markanın başvuru tarihinden önce tanınmış marka olduğu, davaya konu markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirildiği bu şekilde tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davalının davaya konu———— hizmetleri bakımından tescilli olduğu, davacının ise davaya konu markanın tescil tarihinden önce tescil edilen —-numaralı——- sahibi olduğu, taraf markaları karşılaştırıldığında—- yer alan —– davalının davaya konu markasında———- ibarelerinin tanımlayıcı mahiyette olduğu, esas unsurun —– ibaresi olması sebebiyle davalının davaya konu markasının tescilli olduğu ———- bakımından davacının—– markaların tescil tarihinin davalı markasından daha önceki bir tarihte olduğu bu sebeple —– kelime yapısı itibariyle markaların benzediği hem de markaların aynı sınıfta tescilli olması sebebiyle SMK ‘ nın 6/1 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, SMK’ nın 6/4 ve 6/5 maddeleri yönünden yapılan değerlendirmede, dosyamız içine alınan dava dosyaları incelendiğinde davacı markasının tanınmış marka olduğu hususunun karara bağlandığı yine bilirkişi heyetince de davacının —- davalının davaya konu —- numaralı markanın tescil tarihi olan —- tarihi itibariyle tanınmış marka olduğu yönünde görüş bildirildiği, mahkememizce davacının —– markasının gerek önceki mahkeme kararları gerekse dosyamızda alınan bilirkişi raporundaki tespit nedeniyle, tanınmış marka olarak kabul edildiği, davacının —- esas —– markaların sahibi olduğu, davalının davaya konu markasında yer alan —– unsurlu ibarenin davacı markaları ile söz konusu hizmetlerin ortalama tüketicilere hitap eden hizmetler olması sebebiyle iltibasa yol açacağı anlaşıldığından SMK’ nun 6/4 ve 6/5. Maddeleri uyarınca da hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, kötü niyetli tescil iddiası yönünden ise kötü niyeti iddia edenin ispat etmesi gerekmekte olup, davacının ve davalının ortak olarak sağlık sektöründe—–verdiği, davalının davacının —- haberdar olduğu, her ne kadar —— olarak nitelendirilse de davacının kullanımları sayesinde bu markaya ayırt edicilik kazandırdığı, davalının davamız dışında davacı ile birçok davası olduğu ve davalı tarafından ——- birçok marka başvurusunda bulunduğu buna ilişkin bir kısım markaların iptal edildiği, bir kısım davaların devam ettiği, yine davalının davaya konu — numaralı markası her ne kadar ——– ve —- bakımından tescilli ise de davalıya ait —- üzerin——– yapılan incelemede davalının—– markayı tescilli olduğu hizmetler bakımından değil de tıbbi hizmetler alanında kullandığı, bütün bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, davalının kötü niyetli olarak davacının—– markalarından faydalanmaya yönelik tescil talebinde bulunulduğu kanaatine ulaşıldığı bu sebeple SMK’ nın 6/9.maddesi uyarıca kötü niyetli tescil bakımından da davanın kabulüne karar vermek gerektiği, davalı tarafından her ne kadar davaya konu markanın—— sayılı dosyası ile hükümsüzlük davası açıldığı yönünde derdestlik itirazında bulunulmuş ise de mahkememiz içerisine alınan —– dosya incelendiğinde, davanın marka hakkına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin olduğu, davamızın ise hükümsüzlük davası olduğu, dava konularının farklı olduğundan, derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli ——– markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ——, Davacı vekiline —— takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 85,00 TL tebligat, müzekkere gideri, 3.900,00 TL bilirkişi gideri ve 54,40 TL harç olmak üzere toplam 4.039,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.