Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/329 E. 2023/24 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/329 Esas
KARAR NO : 2023/24

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A / Davacı vekili dava dilekçesi ile ; Müvekkil—– tanındığını, davalı adına tescilli ——— ayırt edici özelliğinin olmadığını, müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığını, davalı tarafından yapılan tescilin kötü niyetli olduğunu, markanın tescil edildiği ——— kullanılmadığını belirtmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın 5 yıllık yasal süre içinde açılmadığını, dava konusu markaların müvekkil tarafından kullanıldığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının ——– hükümsüzlük davası açtığını bu nedenle kötü niyetli olduğunu, iddiaların doğru olmadığını ——- olduğunu belirterek, davaya konu———— müvekkil adına tescillidir ve müvekkil tarafından kullanıldığını, ——-markaların baskın ve ana unsur olduğunu, Müvekkil ——– kuracağı yeni işletmelerde kullanmak üzere öncelikle —- tescil ettirmiş daha sonra bu marka üzerinden “—– kaydıyla —— kullandığını, —– ibaresi 6769 sayılı SMK’nun 9/2-a bendi gereğince “markanın ayırt edici unsuru değiştirilmeksizin” pek çok marka oluşturmuş ve bu markaları kullandığını belirtmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Davalı adına tescilli ——— markaların karıştırılma ihtimali ve kötü niyetli tescil nedeni ile hükümsüzlük ve kullanılmama nedeni ile iptal davasıdır.
Mahkememiz dosyasından aldırılan —- bilirkişi raporunda sonuç olarak: SMK mad 25/6 uyarınca davacının beş yıl boyunca sessiz kalma nedeniyle markalarını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri sürümeyeceği, davalının tescillerini kötü niyetli olmadığı ve diğer hükümsüzlük gerekçelerinin oluşmadığı, yapılan incelemede , davalı tarafından kullanım olarak ileri sürülen markaların biçim ve anlam bakımından farklılaştığı, davalının ——— markalarını ciddi biçimde kullanmadığı ve iptal koşullarının oluştuğuna dair raporunu sunmuşlardır.
Mahkememiz—- bilirkişi raporunda sonuç olarak: Davalı adına tescilli dava konusu ——– olduğu, davanın SMK 25 delaletiyle 5/b-c maddelerine dayandığı, cevaba cevap dilekçesinde davacının SMK26/a bendine göe kullanmama nedeniyle markaların iptalini de talep ettiği Davacı ve davalı———-pek —— markanın tescil edildiği, ———- tescilli olduğu ve bu ibarenin farklı eklerle yeni tescillere konu edildiği görülmektedir.—– bu anlamda –olarak kabul edilebileceği, ——— —– ——-kelimesinden geldiği ve ——— olduğu tek başına bir meslek ——ibaresi olduğu, ————— başına ———- kullanımı olmadığı belli ——–ediciliğe sahip olduğu ancak yıllar içinde sektörde yaygın kullanım neticesinde —–ibare haline geldiği,—–tek başına kullanımı durumunda SMK 5/b-c veya markanın 7/c-d bentleri bakımından reddi için yeterli gerekçe bulunmadığı —- —- ibareyi oluşturan——- olmasından dolayı tek başına hükümsüzl talep edilemeyeceği, davaya konu —— —– ibareli markalar açısından hükümsüzlük sebeplerinin oluşmadığı, ——– sayılı kararlarına göre mutlak red nedenlerieine dayanarak açılan hükümsüzlük sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu omayacağı, ancak somut olayda ——- SMK 5/b-c veya 556 sayılı KHK 7/cd bentleri anlamında tescilinde engel bulunan kelimelerden olmnaması nedeniyle sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu olmasa dahi hükümsüzlük şartlarının var olmadığı Markanın kullanımına ilişkin beyanlarında davaklının Davalı, — ibaresinin kullanımı olarak kabul edilmesi gerektiğini beyan ettiği, Sınai Mülkiyet kanunu 9/2 maddesinin “Markanın ———– unsurlarla kullanılması.” Olgusuna atıf yaptığı,——— şeklindeki kullanımların da ———- ibaresinin kullanımı olarak sayılamayacağı , Mali ve bilişim yönünden yapılan incelemelerde de davalının ——— kullanımının bulunmadığı,————-unvanının bir süre kullanılmış olmasının —————- ise bütünü itibariyle biçim ve anlam açısından ——— farklılaşan bir kullanım olduğu, davalının —— markalarını ciddi biçimde kullanmadığına dair raporunu sunmuşlardır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı————– uzun yıllardır faaliyette bulunduğunu, davalının da ——– faaliyette bulunduğu, davalı adına tescilli ——— ————— ifade olduğunu, kimsenin——— verilemeyeceği, bu sebeple tescilinin mümkün olmadığı hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, davalının ————- tescil ettirme amacının başkalarının bu ibareyi kullanımını engellemek için yapıldığını, bu sebeple kötü niyetli tescil sebebiyle de hükümsüzlüğünün talep edildiği, ayrıca markaların SMK 9. Maddesi uyarınca 5 yıllık yasal süre içerisinde kullanılmadığını bu sebeple de iptaline karar verilmesi talebinde bulunduğu, davalı cevaben 5 yıllık hak düşürücü süre itirazında bulunduğu, esas yönünden ise davalının 20 yıl sonra bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu, ————olmadığı, bu sebeple davanın reddini talep ettiği mahkememizce taraflarca sunulan ve celp edilen tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişi heyetine verildiği, bilirkişi heyetince sunulan —— bilirkişi raporunda hükümsüzlük yönünden 5 yıllık süre boyunca sessiz kalma nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, kullanmama yönünden ise kullanım olmadığı iptal koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirildiği, daha sonra mahkememizce içerisinde ——bilirkişinin olduğu yeni bir heyetten rapor alındığı, ——– kullanım sebebiyle zayıf bir ———- olduğu sessiz kalma sebebiyle hükümsüzlük koşullarıın oluşmadığı fakat iptal koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirildiği buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde davaya konu —– numaralı —– ise ————– davalı şirket adına tescilli olduğu, öncelikle hükümsüzlük yönünden yapılan değerlendirmede içerisinde sektör bilirkişinin de olduğu bilirkişi raporunda ———- bakımından tanımlayıcı bir ibare olmadığını ancak yıllar içerisinde —– sebebiyle zayıf —–haline geldiği, davalının —– tescil sahibi olduğu fakat daha sonra ———-kullanıldığı buna göre de —– —- bakımından tescil tarihi itibariyle tanımlayıcı bir ibare olmayıp dava tarihi itibariyle de tanımlayıcı —— olmamak ile birlikte çok yoğun kullanım sebebiyle zayıf bir marka haline geldiği, bu sebeple ———– ek veya başkaca kelimeler eklenmek suretiyle yaygın olarak kullanıldığı buna göre de öncelikle 6769 sayılı SMK nun 25/6 maddesi uyarınca markaların tescil tarihleri itibariyle 5 yıllık sessiz kalma süresi geçtikten sonra dava açılmış olduğundan süresinde açılmayan davanın kötü niyetli tescil halleri hariç dinlenemeyeceği bu sebeple bu yönüyle davanın reddine karar vermek gerektiği davacı tarafından davalının tescilinin kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de markaların tescil tarihi itibariyle ———– bakımından tanımlayıcı bir ibare olmadığı, bu sebeple tek başına —— ettirmesinin kötü niyetli bir davranış olarak değerlendirilemeyeceği kötü niyete ilişkin başkaca delil sunulamadığından 6769 sayılı SMK nun 6/9 maddesi uyarıncada davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu şekilde hükümsüzlük talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, iptal talebi bakımından ise markanın kullanılmaması sebebiyle iptaline ilişkin hükümler 6769 sayılı SMK nun 9 ve 26. Maddelerinde düzenlenmiş olup, markanın kullanıldığının ispat yükü genel kuralın aksine marka sahibi davalıda olup davalının ——tescil olduğu—- biçimde kullanıldığının ispat etmekle yükümlü olduğu markanın ayırt —- değişmeden farklı unsurlarla kullanılmasının da kullanım sayılacağı davalı şirketçe kullanıma ilişkin deliller sunulmuş bu deliller incelendiğinde tek başına —— kullanımın daha çok —– ——– kullanımlar olduğu bu kullanımların tek başına ——–kullanımı olarak sayılamayacağı ——ibaresinin zaman içinde zayıf bir marka haline gelmiş olması ve genel itibariyle yanına bir ek veya bir kelime eklenmek suretiyle kullanıldığı, davalı kullanımlarınında bu şekilde olduğu, mahkememizce aldırılan her iki bilirkişi heyet raporunda da davalının ——– ibaresinin tek başına —- olarak kullandığı hususunu ispat edemediği anlaşıldığından kullanılmama sebebiyle iptal talepleri bakımından davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
Hükümsüzlük talebi yönünden davanın REDDİNE,
İptal talebi yönünden davanın KABULÜ il e davalı ——- nedeni ile iptaline,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı vekiline davanın kabul edilen dava yönünden —-takdir olunan —— ücreti vekaletin davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine,
4-Davalı vekiline red edilen kısım üzerinden —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 185,00 TL tebligat, müzekkere gideri, 6.100,00 TL bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 6.339,40 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre 1/2 si olan—- davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı…