Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/264 E. 2021/199 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/264 Esas
KARAR NO: 2021/199
DAVA: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/07/2020
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan. Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—-ortağı olan —- Olduğunu davalı şirket ünvanının davacının ortağı olduğu şirketin tanınmışlığından faydalanmak için bu ismi aldığını, davalı şirket kurucusunun müvekkilinin ortağı olduğu şirketin diğer ortağının oğlu olduğunu daha önce müvekkiline ait şirkette çalıştığını her iki firmanın aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, isimlerinin aynı olması nedeniyle müvekkilinin ortağı olduğu şirkete ait —– marka hakkına tecavüz ve haksız tecavüzde bulunulduğunu davalının kötü niyetli bu eylemi nedeniyle davalı şirkete ait ticaret ünvanının sicilden terkinine ve markaya tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, marka tecavüzü ve haksız rekabet davasıdır.
K A R ŞI İ D D İ A: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin ——– ciddi yatırım gerektiren işler yapan—- olduğunu. Davacı tarafından açılan, müvekkili şirketin ticaret ünvanının sicilden terkin edilmesi istemli davanın haksız ve mesnetsiz olup, son derece kötü niyetli olarak yeni kurulan müvekkili şirketi maddi manevi zarara uğratmak amacıyla açıldığını. Davacının davayı dava etme yetkisi olmadığını dava açma yetkisinin tüzel kişiliğe ait olduğunu markanın davacının ortağı olduğu şirkete ait olduğunu öncelikle usul yönünden reddinin gerektiğini esasa ilişkin olarak ise davacının ortağı olduğu şirketin tasfiye kararı alacağını —- ile çok sayıda firma olduğunu müvekkilinin ünvanının TTK ya uygun olduğunu, davacının ortağı olduğu şirketin tanınmış marka olmadığını, şirketlerin farklı illerde faaliyette bulunduğunu, kötü niyet iddiasının doğru olmadığını müvekkili şirketin ticari hayatının engellenmesine yönelik olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Celp olunan şahsi sicil dosyaları,—-yetkilisi olduğu, davalı tarafça — tarihinde—- tanımışlığından faydalanmaya yönelik haksız bir tescil olduğunu, tescilin kötü niyetli olduğunu, dava dışı —– olduğunu belirterek davacı şirketin ticaret ünvanı’nın sicilden terkinini talep ettiği, davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının, davayı açma hakkının olmadığını. Davayı açma hakkının dava dışı —- olduğunu bu nedenle öncelikle husumet yokluğundan davanın reddini talep ettiği, esasa yönelik olarak ise dava dışı —-yakında tasfiye kararı alacağını —–birçok firma olduğunu, tescilin usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, haksız rekabet olmadığını, logolarında farklı olduğunu iltibas tehlikesinin olmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği mahkememizce taraflar tanık deliline dayandığından tanıklar dinlenmiş, davacı tanığı —alınan beyanında, davacının yetkilisi olduğu ——yıllık tedarikçisi olduğunu. Davalı şirket yetkilisi—-daha önce davacının yetkilisi olduğu —- çalıştığını, dava dışı —-beyanında; davaca dışı— burada işe başladığını daha sonra davacı ile ortak olduklarını ve firmaya tasfiye kararı verdiklerini, toplantı yapıldığı sırada davacının—- çalışanı olduğunu. Şirketin şu anda iş almadığını, tasfiye kararı aldığını, borçları bitirdikten sonra tasfiye olacağını, iş için arayan bir kişinin —- araması gerekirken dava dışı —-ile davalı şirkete —– belgeleri celp edilmiş, taraflarca sunulan tüm deliller toplandıktan sonra davanın uzmanlık gerektiren hususlardan olmaması, Hakimin hukuki bilgisi ile çözebilecek hususlardan oluşması nedeni ile bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, buna göre; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle davacının yetkilisi olduğu dava dışı — davalı şirketin ticari ünvanı olan —- karşılaştırıldığında, ——olduğu, ticari faaliyet alanlarının —olduğu, diğer —- ilanı için dava dışı —- olduğu, tarafların ticari faaliyet alanı olan çelik işi ile ilgili olarak dava dışı —- ünvanı üzerinde öncelikli hak sahibi olduğu, ticari ünvanların birebir aynı olması sebebi ile ve aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri sebebi ile karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, davalı şirket yetkilisi— daha önce davacının yetkilisi olduğu dava dışı —- olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davalı şirketin—- tanık beyanları ile de açık olduğu üzere sektöründe bilinen bir marka olması sebebi ile —markasından faydalanmaya yönelik haksız bir fiil olduğu kanaatine ulaşılmış, her ne kadar davalı tarafından ve tanık beyanları ile dava dışı —– halen hukuken faaliyetlerine devam ettiği, yasal olarak alınmış bir tasfiye kararı olmadığı, kaldıki, tasfiye kararı alınsa dahi, markasının ve ticari ünvanının üçüncü kişilerce kullanılmasını haklı kılmayacağı bu şekilde davalı ticaret ünvanının kötü niyetli olarak tescil edildiği sonucuna ulaşılmış, davacının iş bu davayı açıp açamayacağı hususunda ise, TTK.nın 25/1 maddesine göre “ticaret ünvanı’nın ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret ünvanı tescil edilmiş ise kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini isteyebileceği, yine 6769 sayılı SMK. nın 25/2 maddesi uyarınca “menfaati olanlar markanın hükümsüzlüğünü talep edebilir”, hükümleri ve —- belirtildiği üzere ticaret ünvanının haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanılması halinde terkinin talep edileceğinin belirtildiği, buna göre de, her ne kadar sermaye şirketleri tüzel kişiliğe sahip olduğundan ancak organları tarafından temsil edileceği düzenlenmiş ise de, yukarıda belirtilen TTK. nın 52/1 ve SMK. Nın 25/2 maddesi ile birlikte düşünüldüğünde davacının ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı— olarak dava açma olanağının olmadığı, zira dava dışı——diğer yetkili ve ortağının davalı şirket yetkilisi —- —olduğu, davacının yukarıda belirtilen TTK.nın 52/1 ve SMK. nın 25/2 maddelerine ek olarak olarak Anayasanın 36. Maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetinin unsurlarından olan davacı olma hakkı kapsamı da bir arada değerlendirildiğinde, davacının şirket ortaklğından kaynaklı kişisel bir hakkının ihlal edildiği ve iş bu davayı açmakta hukuken menfaati olduğu kanaatine ulaşıldığı. yine, TMK.nın 2. Maddesi uyarınca “herkes hak ve borçlarını yerine getirirken iyi niyet kurallarına uymakla yükümlüdür”, denilmek sureti ile kötü niyetli davranışın hiç bir şekilde korunamayacağı, davalı şirketin ticari ünvan tescilcinin kötü niyetli olarak tescil edilmesi sonucuna ulaşıldığından davacının iş bu davayı açamaması halinde hukuk düzenince kötü niyetin korunmuş olacağı hususu da gözetildiğinde kötü niyet hiç bir şekilde korunamayacağından, davacının davayı açmakta hukuki olarak menfaatinin bulunduğu anlaşılmakla ve davalı ticari ünvanı tescilinin de, kötü niyetli tescil olduğu sonucuna ulaşıldığından,davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurıulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli —- İbareli ticaret unvanından —– çıkartılmasına, hüküm kesinleştiğinde hüküm özetinin günlük gazetelerden birinde masrafı davalıdan alınmak üzere ilan edilmesine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 4,90 TL Harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL harç, 410,50 TL, tebligat ve müzekkere masrafları olmak üzere toplam 356,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair, davacı asil ile vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.