Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/260 E. 2023/95 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/260 Esas
KARAR NO : 2023/95

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı ile karşı tarafın, 08/06/2017 tarihinde ,—— isminin iş yerinde kullanılmasına dair sözleşme imzalandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile 08/06/2020 tarihine kadar —–isminin sadece “—— adresinde bulunan —– isimli mevcut iş yeri dâhilinde olmak kaydıyla kullanılması, —- isminin bu işyerinde sadece 2 adet tabelada kullanılması, kiralanan mecur haricinde —– isminin herhangi bir şekilde kullanılmamasının kararlaştırıldığı, karşı tarafın, müvekkilin tanınırlığından faydalanmak için, sözleşmeye aykırı olarak, davacının isim ve görsellerini ,—– adlı sosyal medya adresinle ve davacı adına açılmış bulunan ——adlı sosyal medya hesaplarında davacının izni Müvekkilin ismi ve markasının, müvekkilin izni haricinde sosyal medya araçlarında kullanılması dolayısıyla, 08/06/2017 tanzim ve imza – tarihli “—–” isminin işyerinde kullanılmasına dair sözleşmenin kendileri tarafından haklı nedenlerle feshedildiği ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren —–” isminin kullanımının derhal durdurulmasının. ihtar edildiği, söz konusu ihtarnamenin karşı tarafa tebliğ edilmesine rağmen karşı tarafın,——ismini iş yerinde ve sosyal medya hesaplarında kullanmaya devam ettiği, fotoğraflardan görüldüğü üzere, karşı tarafın, davacının ismini, tabela, tabak, şekerlik, masa gibi restoran araçlarında kullandığı ve aynı zamanda iş yerinin çeşitli yerlerinde davacı fotoğraflarının teşhir edildiği, karşı taraf için bu eylemleri, gerek taraflar arasındaki sözleşmeye gerekse kanunlarımıza aykırı olduğu, bu nedenle davacının isminin ve markasının korunması ve mevcut delilerin tespit edilmesi amacıyla işbu başvuruyu yapma zorunluluğunun hâsıl olduğunu beyan ettiği,—– Noterliğinden keşide edilen —– yevmiye nolu ve 09.07.2019 tarihli ihtarnamemizin semeresiz kaldığının ve davalı yanca “——” markasının usulsüz olarak kullanımına devam edildiğinin öğrenilmesi üzerine; —–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi—– sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğu, —–. Fikri ve Sımai Haklar Hukuk Mahkemesi —-sayılı dosyası ile yapılan keşif sonucu düzenlenen raporda;”Karşı tarafa ait iş yerinde—– hesabında —— markasının, sözleşmede yer alan koşullardan farklı olacak şekilde menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, tente, şeker ambalajı, menü, mangal üzerinde ve duvarlarda kullanıldığı” tespit edildiğini, Davalının, davacının şahsına ait —– isimli markasını 08.06.2017 tarihli sözleşme ile belirlenmiş alanlar dışında ve sosyal medyada haksız menfaat gayesi ile iyiniyetle bağdaşmayacak şekilde kullanması ve bu sözleşmeye aykırılığın sona erdirilmesi yönündeki taleplerine rağmen bu eylemlere devam etmesi nedeniyle müvekkilin maddi ve manevi yönden zor durumda kalmasını sonladırmak amacıyla 08.06.2017 tarihli sözleşmeyi, sözleşmenin 1, 2 ve 3. Maddeleri uyarınca haklı nedenle feshettiğimizi bildirmelerine rağmen , haksız kullanımına devam ettiği, taraflar arasındaki protokol kapsamında—– isminin belirlenen şekilde kullanılması kaydıyla yeni işletmeci —— 08.06.2020 tarihinden itibaren 2 yıl boyunca işletmenin aylık brüt cirosu üzerinden ( %2,5 net – yüzde iki buçuk – net) oranında——ödenmesi koşuluyla ismin kullanılmasına devam edilmesi maddesine aykırı hareket ettiğini, bu nedenle—– Noterliğinden keşide edilen 29.05.2020 tarihli —– yevmiye no.lu ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği bir kez daha bildirilmiş ve; işbu ihtarname ile de davalının iyiniyetle bağdaşmayan eylemleri nedeniyle 08.06.2020 tarihinden itibaren davacıya ait “—— markasının ve isminin” kullanılmasına kesinlikle muvafakat edilmediğini ve bu nedenle işbu ihtarın tarafınıza tebliğinden itibaren tüm mecralardaki, sosyal platformlardaki—– isim ve görsellerinin kullanımına derhal son verilmesi ihtaren bildirilmiş ise de, işbu ihtarname de maalesef semeresiz kaldığını, davalı ——-ismini sözleşmeye aykırı olarak kullanması nedeni ile sözleşmenin feshedildiği bildirilmesine rağmen kullanmaya devam etmesi açık olarak davacıya ait markaya tecavüz oluşturduğunu, davalı tarafından davacıya ait tescilli ——markasının haksız kullanımının durdurulması ve davacıya ait markanın kullanıldığı ürün, reklam malzemelerinin toplatılması ve sosyal medya hesaplarının kapatılması ve bir daha kullanılmaması için yargılama sonucuna kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı tarafın davacıya ait—–markasına haksız tecavüzünün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılarak sona erdirilmesine, davalı taraf davacının tescilli markasını sözleşmeye aykırı olarak kullanmak suretiyle haksız kazanç elde etmiş olması ve davacının bu nedenle uğradığı maddi zarara ilişkin olarak bilirkişi incelemesi ile yapılacak tespit sonucu artırılmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000(Yirmibeşbin)TL maddi tazminatın davalıya gönderilen ihtarnamedeki sürenin bitim tarihi olan 15.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı taraf davacının tescilli markasını sözleşmeye aykırı olarak gerek işyerinde gerek sosyal medya hesaplarında kullanmak suretiyle müvekkile ait “—– adını, markasını uygun olmayan şekilde kullanarak itibarsızlaştırmış ve kamuoyunda davacı ile ortaklığı bulunduğu imajını vermiş olması nedeni ile markaya zarar verdiğini, bu nedenle şimdilik 200.000-(İkiyüzbin)TL manevi tazminatın da davalıya gönderilen ihtarnamedeki sürenin bitim tarihi olan 15.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı markanın kullanımını bir lisans sözleşmesi ile hali hazırda haksız olarak kullanılan çerçevede başka birine devretmiş olsaydı kazanacağı gelirden mahrum kalmış olması nedeni ile kazanç kaybına uğramıştır. Bu nedenle davacının yoksun kaldığı kazanç kaybının bilirkişi marifetiyle hesaplanması ile tespit edilecek bedel çerçevesinde artırılmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000-(Yirmibeşbin)TL yoksun kalınan kazanç kaybının davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği anlaşıldı.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, —- nezdinde tescil edilmiş ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında korunduğu belirtilen ‘—– markasının üzerinde üstün hak sahibi olduğunu belirterek, taraflar arasında akdedilmiş 08.06.2017 tarihli sözleşmenin ihlali nedeniyle marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması ile maddi ve manevi tazminatın ve ayrıca yoksun kalınan kazanç kaybının tahsilini talep ve dava ettiği, davacı – tarafın davasını dayandırdığı.—– markası, —- kayıtlarına göre, 29.11.2018 tarihinde yapılan tescil başvurusu ile ——başvuru numarasını almış, 13.11.2019 tarihinde ise marka siciline tescil edildiği, Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca markanın bu kanun kapsamında korunması başvuru tarihinden itibaren başladığı, davacının dava dilekçesinde ihlal edildiğini bildirdiği hukuki sözleşme taraflar arasında imzalanmış ve 08.06.2017 tarihini taşımakta olduğunu, dolayısıyla açıkça görünmektedir ki taraflar arasında —–‘ isminin kullanılmasına dair —– marka başvurusunda bulunmasından öncedir ve bu itibarla bu sözleşmeye dayanarak ileri sürülen iddiaların Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında değil Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması gerektiğini, Sınai Mülkiyet Kanununun 156. maddesi ile kurulmuş bulunan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri, bu kanun kapsamında öngörülen davaları görmekle görevlendirildiklerini, basit bir inceleme ile görüleceği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık 08.06.2017 tarihli sözleşmenin ihlal edilip edilmediği noktasında toplandığını ve bu sözleşme tarihi itibariyle davacının sahibi olduğu herhangi bir marka hakkı olmadığını, dolayısıyla davacının sözleşme tarihi itibariyle—— ismi üzerinde hak sahibi olmadığı ileri sürülemeyecekse de davacının bu haklarının yasal dayanağı Sınai Mülkiyet Kanunu değil diğer genel kanunlar olacağını, mahkemeniz görevine giren bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından öncelikle görev yönünden davanın reddini, dosyanın görevli ve yetkili—– Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, —–Markasına sözleşmeye aykırı olarak tecavüz ve haksız rekabette bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin davadır.Mahkememizce aldırılan 06/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Değişik iş dosyası ile tespit edilmiş olan davalı markasal kullanımlarının davacı markasının koruma kapsamında kaldığı, bununla birlikte taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin davalı tarafça ihlal edilip edilmediği hususunda nihai takdiri Sayın Mahkemede olduğu, incelenmek üzere sunulan 2017-2020 yılları satış faturalarının üzerinde —– isimlerinin yer aldığı tespit edildiği, 2017 ve 2020 yılları yasal defterleri incelenmek üzere ibraz edilmiş,ancak 2018 ve 2019 yılları yasal defterleri incelenmek üzere tarafına ibraz edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında “—–” isminin belirlenen şekilde kullanılması kaydıyla yeni işletmeci —–, 08,06.2020 tarihinden itibaren 2 yıl boyunca işletmenin aylık brüt cirosu üzerinden (*42,5 net – yüzde iki buçuk net)oranında —– ödenmesi koşulu yer aldığını, isim hakkının kullanılmasından dolayı yapılan hesaplama da marka başvuru tarihi esas alınarak dava tarihine kadar yapılan hesaplama sözleşme de yer alan oran üzerinden 224.340,56 TL olarak yapıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Mahkememizce aldırılan 23/01/2023 tarihli ek bilirkişi raporunda; —– isminin belirlenen şekilde kullanılması kaydıyla yeni işletmeci —— 08,06.2020 tarihinden itibaren 2 yıl boyunca işletmenin aylık brüt cirosu üzerinden (962,5 net – yüzde iki buçuk net)oranında ——ödenmesi koşulu yer aldığını, mahkemenin vermiş olduğu görev kapsamında 08.06.2017 tarihinden dava tarihine kadar hesaplama yapılması talep edildiğini, isim hakkının kullanılmasından dolayı yapılan hesaplama 08.06.2017 tarihi esas alınarak dava tarihine kadar sözleşme de yer alan oran üzerinden 433.406,61 TL.olarak hesaplandığı, isim hakkı kullanım bedeli: Brüt satış hasılatının %2,5 şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının —–markasının sahibi olduğu aynı zamanda—– alanında tanınmış bir —- olduğu, davalı şirket ile davacı arasında düzenlenen 08/06/2017 tarihli sözleşme kapsamında —– ismini davalıya ait işyerinde kullanılması yönünde anlaşmaya varıldığı, davacının iddiasına göre —– isminin sadece iki adet tabelada ve —— adresinde kullanılması kararlaştırılmış iken davalı tarafından hem sosyal medya ortamında hem de farklı yerlerde ——- isminin kullanıldığını, bunun üzerine 09/07/2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, fesihten sonra dahi davalının kullanımlarına devam ettiğini, bu sebeple marka hakkına tecavüzün tespiti önlenmesi ve meni ile 25.000 TL lik haksız kazanç, 200.000,00 TL manevi tazminat ayrıca 25.000,00 TL yoksun kalınan kazanç talebinde bulunulduğu, davalı vekili cevap dilekçesi ile —– isminin sözleşmeye aykırı olarak kullanılmadığını, sözleşme tarihi itibariyle —– ismi marka olarak tescil edilmediği belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce dosya kapsamı incelendiğinde —– Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin——değişik iş sayılı dosyası ile davalıya ait işyerinde tespit yapıldığı, tespitte çekilen fotoğraflar incelendiğinde tabelada ve işyerinde çok sayıda —– isim ve fotoğrafının yer aldığı, bunların peçete, masa örtüsü vs. Ürünlerde kullanıldığının tespit edildiği, mahkememizce esasa yönelik aldırılan bilirkişi raporunda davalı kullanımların davacı markasını koruma kapsamında kaldığı, maddi tazminat yönünden ise toplam 224.340,56 TL hesaplama yapıldığı, itiraz üzerine aldırılan ve davalının vergi kayıt ve belgeleri incelenerek oluşturulan 23/01/2023 tarihli raporda ise maddi tazminat yönünden toplam 433.406,61 TL maddi tazminat hesabı yapıldığı, buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde, taraflar arasında düzenlenen 08/06/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde davalı işyerinde 08/06/2020 tarihine kadar —–isminin sadece bir adet üst katta ön cephede bir adette taşınmazın çatısında olmak üzere iki adet tabelada kullanılması, bunun karşılığında 08/06/2020 tarihinden itibaren iki yıl boyunca işletmenin brüt cürosu üzerinden yüzde 2,5 oranında ödeme yapılacağını, sözleşmenin 08/06/2022 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı, —–. Fikri Sınai Hukuk Mahkemesinin —– değişik iş sayılı dosyasında 03/09/2019 tarihinde yapılan tespitte davalı işyerinde —– isim ve resimlerinin menü, masa örtüsü, peçete, ıslak mendil, mangal, duvarda ve restoran içerisinde kullanıldığı, bu kullanımın 08/06/2017 tarihli sözleşmeye aykırı olduğu davacı tarafından davalıya gönderilen —– Noterliğinin 09/07/2019 tarih —–sayılı ihtarnamesi ile kullanımlara son verilmesi ve sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, iş bu ihtarname tarihinden sonra yaptırılan az yukarıda bahsedilen değişik iş sayılı tespit dosyasında sözleşme feshine rağmen kullanımların devam ettiği, bu kullanımların fesihten sonra olması nedeniyle marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, her ne kadar davacıya ait markanın tescil tarihi 2018 yılı olup, sözleşme tarihi itibariyle marka tescilli değil ise de davacının —–isminin özellikle —-sektörü bakımından marka olduğu, tescil edilmese dahi hem marka olarak hem de FSEK hükümleri uyarınca korunması gerektiği, davalının sözleşmeye aykırı kullanımlarının aynı zamanda haksız fiil teşkil ettiği bu sebeple mahkememizce tespit tarihi itibariyle davacı markası tescilli olduğundan ve kullanımlar devam ettiğinden bu kullanımların 6779 sayılı SMK nun 29. Maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği bu sebeple davacının SMK 149. Maddesi uyarınca tecavüzün refi ve meni ile maddi manevi tazminat talebinde bulunabileceği, maddi tazminat talebi yönünden davalı ticari defterleri incelenerek taraflar arasında mevcut sözleşme kapsamında hesaplanan 433.406,61 TL maddi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu, bu bedelin 134.785,955 TL sine taraflar arasındaki 08/06/2017 tarihli sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca ilk ödeme tarihi olan 10/07/2020 tarihinden kalan kısma ise davalının temerrüte düşürüldüğü noter ihtanrmesi tebliğ tarihi itibariyle 16/07/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı tarafından ayrıca yoksun kalınan kazanç yönünden 25.000 TL maddi tazminat talep edilmiş ise de tazminat hesabının SMK 151 maddesi uyarınca yoksun kalınan kazanç hesaplamasına göre yapılıp toplam tazminatın 433.406,61 TL olarak hesaplandığı, iş bu 25.000 TL lik maddi tazminatın neye dayalı olduğu, belirtilmediği gibi mahkememizce mükerrer talepmiş gibi değerlendirildiği bu sebeple bu talep yönünden talebin reddine karar verildiği, manevi tazminat talebi yönünden ise her ne kadar davacı taraf tanınmış bir —- ise de taraflar arasında mevcut sözleşme olması, bu sözleşme kapsamında fakat sözleşmeyi aşar nitelikteki kullanımların olması ayrıca dosya kapsamı ve sosyal ekonomik durum tespitine göre manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olarakta talep edilemeyeceği yönündeki yargıtay emsal kararları da dikkate alınarak takdiren 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin manevi tazminatın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından davacının —— markasına yönelik tecavüzün tespitine, önlenmesine, men’ine, Maddi tazminat yönünden: 433.406,61 TL maddi tazminatın 134.785,955 TL’ sine 10/07/2020 tarihinden itibaren yasal faiz kalan kısmına ise 16/07/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine
25.000 TL ‘ Lik mükkerrer maddi tazminat talebi yönünden: Davanın REDDİNE,
Manevi tazminat yönünden: Davanın KISMEN KABULÜ ile, 20.000 TL Manevi tazminatın 16/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Alınması gereken 30.972,20 TL harçtan alınan 4.269,38 TL peşin harç ve 6.975,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 19.727,82‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 11.244,38 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 2.949,50 TL yargılama gideri ve değişik dosyasından yapılan toplam 823,10 TL nin toplamı olan ‬3.772,60 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre 2.577,94 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Marka hakkına tecavüz talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Maddi tazminat talebi bakımından kabul edilen 433.406,61 TL üzerinden hesaplanan 63.676,93 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Ret edilen maddi tazminat talebi yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Ret edilen manevi tazminat talebi yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine, Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.