Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/257 E. 2023/12 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/257 Esas
KARAR NO : 2023/12

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

İ S T E M / Davacı-Karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- yılında kurulduğunu ve —- kaydedildiğini, müvekkili şirketin —- tanınmış marka olarak sicile kayıtlı olan —-ürettiğini, ayrıca müvekkili şirketin —–üretimi ile başladığı—- bugün—— olarak sürdürdüğünü, davalı şirketin müvekkilinin ortağı iken ortaklıktan ——— tarihinde kurulduğunu, müvekkili şirketi ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin —- unvanının aynısını kullanmak suretiyle haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu,——- tescil ettirdiğini, davalı —– yılından bu —– unvanının esaslı unsuru olan “—– ibaresini aynı şekilde esaslı unsuru olan “—- ibaresini ayrıca farklı bir şekilde öne—-markasal olarak kullandığını ve bu suretle müvekkiline ait tescilli marka hakkına tecavüz ettiğini belirterek, Davalının huzurdaki davanın konusunu oluşturan — ticaret unvanı olarak aynı —– büyüklüğü ile hiçbir şekil unsuru ve— unsur içermeksizin düz yazı şeklinde— kayıtlı olduğu şekli ile —- ve kayıtları ile faturaları ve sair resmi belgelerde kullanmasının dışında ve ötesinde —–” ibaresini tek başına veya ticaret unvanı ile dahi olsa büyük — farklı şekillerde markasal olarak internet ortamı dahil her türlü mecrada kullanmasının dava sonuna dek tedbiren yasaklanmasına, davalı tarafından müvekkiline ait tescilli marka ve ticaret unvanının esaslı unsuru olan “—- ibaresinin kullanıldığı ürünlere, her türlü belge ve tanıtım malzemesine—sınırları içinde —— gibi olanlar dahil bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına ve saklanmasına dair takdiren teminatsız veya Sayın Mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Davalıların eylemlerinin 6769 sayılı SMK kapsamında marka hakkına tecavüz ve TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda davalı tarafından müvekkiline ait tescilli marka ve ——— kullanımının yasaklanmasına,, davalı tarafından “—-ibaresinin kullanıldığı ürünlere, her türlü belge ve tanıtım malzemesine— veya —gibi olanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, Davalının —-unvanındaki — ibaresinin SMK 7/3-e ve TTK m.S2 uyarınca silinmesine ve ——- terkinine, Masrafı davalıya ait olmak üzere verilecek hükmün tecavüze haksız rekabete ve ticaret unvanının —- terkinine ilişkin hüküm özetinin— birinde ilanına, Her türlü masraf ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilme karar verilmesini talep etmiştir.

K A R Ş I İ D D İ A /Davalı/karşı Davacı vekili cevap dava dilekçesinde özetle; — ticari unvanının davalı müvekkil şirketin de kurucusu olan — —- yaklaşık—— kullanılageldiğini, davalı-karşı davacı müvekkil şirketin kurucusu——– olarak — yılında —– açılan dükkanda işletme adı olarak—— kullanıldığını, —- unvanlı ilk şirket de yine —-unvanıyla ——– tarihli olarak kurulduğunu, —- unvanlı bu ilk şirketin kurucuları Davalı müvekkil şirketin kurucusu—- olduğunu, daha sonra yine —– —-tarafından —-kurulduğunu, devamında ise;—- unvanlı şirket —– —- markasını —– getiren ve yerli üretim olarak —— tanınmış bir marka yapan aile olduğunu, —— tanınmış marka tescili bulunan —- markasını da yaratan aile olduğunu, dava dilekçesinde maddi gerçeklere aykırı olarak ifade edilenin aksine, dava tarihi itibarıyla ve halen — markasının hak sahibi ve üreticisi Davacı-karşı davalı şirketin olmadığını,— tüm — üretim hatları———, üretimi de bu şirket tarafından yapıldığını, yani Davacı-karşı davalı şirketin —- üreticisi olmadığını—–sınıflarında davalı-karşı davacı müvekkil şirket —- — anılacaktır) adına marka tescil başvurusuna konu olup, davalı-karşı davacı müvekkil—– kullanımına ilişkin olarak —- edilmiş —— sözleşmesi olduğunu, davalı-karşı davacı müvekkil —-olan dava dışı—- olduğunu, davalı müvekkil ——————- sınıflarında marka tescil başvurusu yapmış ve— markasının bu sınıflardaki hak —– sınıflarında hak sahibi olan —- müvekkil şirket arasında 01.03.2020 tarihinde marka tescil başvuru sınıflarında kullanımıyla ilgili olarak ——- edildiğini, davacı-karşı davalı şirketin adına tescilli olduğu belirtilen — şekil tamamen farklı) markasının ise, davalı-karşı davacı müvekkil şirketin yasal ve sözleşmesel kullanım haklarına sahip olduğu—- —- tescilli bir marka olduğunu, davacı-karşı davalı şirket adına sadece ——- tescilli marka ile Davalı-karşı davacı müvekkilin yasal ve sözleşmesel kullanım hakkına sahip olarak kullandı;— sınıflardaki markanın gerek yazı, gerek şekil ve gerekse tescil sınıflarıyla, mal ve —– tamamen farklı olduğunu, davacı-karşı davalı şirketin sahibi olduğu davaya konu markanın tescilli olduğu —- üretiminin, kullanımının olmadığını, davacı – karşı davalı adına tescilli — numaralı marka, tescilli olduğu— grubunda hiçbir şekilde kullanılmadığını ve kullanılmasının da mümkün olmadığını, davacı-karşı davalının —-markasının tescilli olduğu — aralıksız olarak ve — yaratacak şekilde, ciddi bir şekilde kullanıldığını ispatlaması gerektiğini, davacı karşı davalının beyan ve iddiaları maddi gerçeklere aykırı olup, hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu belirterek; Öncelikle haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir talebinin reddine, “Ticari unvanın terkini ve marka hakkında tecavüzün önlenmesi” talepli, haksız, hukuki dayanaktan yoksun, Davacı — karşı davalının hukuki yararının da bulunmadığı davanın reddine, Karşı davamızın kabulüyle, Davacı-karşı davalının —” markasının tescilli olduğu —- Davalı-karşı davalı tarafından aralıksız olarak ve pazar payı yaratacak şekilde, ciddi bir kullanımının olmaması nedeniyle iptaline, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin her iki dava yönünden Davacı-karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Davaya konu — markası hakkında davalının bu ibareyi markasal olarak ve ticari ünvan olarak kullanmasının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz edip etmediği etmesi halinde tespiti ve önlenmesi, karşı dava olarak ise davalı adına tescilli — markanın kullanmama nedeni ile iptali davasıdır.
Mahkememiz dosyasından aldırılan 28/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak:
Asıl dava yönünden,—- üzerinde— önceliğe sahip olan davacı/karşı davalının TTK m.52’den kaynaklanan haklarını davalı/karşı davalı aleyhine ileri sürebileceği; Bu bağlamda somut olay —- unvanlarının aynı kaynaktan/ticari kökenden geldiği yönünde ilgili çevrede yanlış bir düşüncenin oluşması riskinin oluşmasının yanı sıra, taraflar arasında yanlış bir biçimde iktisadi/idari ilişki bulunduğu düşüncesinin (özellikle dolaylı karıştırılma ihtimalinin) de oluşabileceği; Bu gerekçelerle davacı/karşı davalının TTK m.52 uyarınca ileri sürdüğü terkin talebinin yasada aranan şartları taşıdığı kanaatine ulaşılmıştır. Karşı dava yönünden, Davacı/karşı davalının — emtiasındaki faaliyetlerinin sona erdiğinin göstergesi olan lisans sözleşmesinin tarihinin— ait)—- —– unvanının ötesinde kullanılması; diğer tanıtım ——–kullanımın da ticaret unvanının ötesine geçtiğine yönelik yaklaşım (büyük — ile baskın unsur olarak veya tek başına kullanılması) benimsenirse işbu davanın açılması (09.07.2020) tarihinden beş yıl öncesindeki dönem içerisinde——davacı/karşı davalının “—” ibaresini SMK m.9 uyarınca ciddi, ———–kullandığı; bu sebeple——- emtiasında) tescil edilen “—–” markasının SMK m.26 uyarınca sonucuna ulaşılabilecektir. 2) Buna karşılık, Sayın Mahkemenizce Davacı/karşı davalıya ait —- — emtiasında) tescil edilen — olduğu ve bu sebeple ——- üzerinde doğrudan uygulama olmaksızın markasal vasıfta kullanımdan söz edilemeyeceği; ——-kullanımın —- açıdan birbirlerine yaklaşmalarının ancak hizmet markalarında olabileceği; somut olayda ise davacı/karşı davalının bir emtia markasına sahip olmasına rağmen — emtiasında bunu ürünler üzerinde işletmesel —- TPMK’nın — karar yazılı kararında davacı/karşı davalının —-” markasını SMK m.6/I uyarınca —- ettiğini gösteren delil sunmadığı veya sunduğu delillerin yetersiz olduğu gerekçesi ile yapmış olduğu itirazın reddedildiği —kararının da aynı yönde olduğu yönündeki yaklaşım benimsenirse — emtiası — açısından davacı/karşı davalının — markasını kullanmadığı ve bu markanın kullanmama sebebiyle iptal edilebileceği sonucuna ulaşılabilecektir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporları, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları, taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, Asıl davada, davacı vekili davacı şirketin — yılında kurulduğunu, —- üretim yaptığını ayrıca—- yılından beri —— firmasına — üretimini de gerçekleştirdiğini, davalı şirketin ise, davacı şirketin ortakları iken ortaklıktan ayrılan şahıslar olup, davacıya ait aynı marka ve ticaret unvanı ile faaliyette bulundukları bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek bu durumun tespiti, önlenmesi ve men’i ile davalının ticaret unvanından —- ibaresinin terkinini talep ettiği, davalı – karşı davacı vekilince sunulan cevap ve karşı dava dilekçesinde cevaben davaya konu —ticaret unvanını davacı şirketin kurucusu olan ——– kullanıldığını, bu sebeple davalıların bu unvanı kullanma haklarının olduğunu, davalı şirket ile dava dışı — arasında önlisans sözleşmesi düzenlendiğini, dava dışı—— için başvuruda bulunduğu davacının — markasını — ve—— emtialarında tescilli olduğu bu sebeple tescil sınıflarının farklı olduğu tecavüz iddiasını kabul etmediklerini, karşı dava ise davacı – karşı davalı adına tecilli —- numaralı markanın —- parçaları grubunda hiçbir şekilde kullanılmadığını, bu sebeple kullanılmama sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetince sunulan — tarihli bilirkişi raporunda, asıl dava yönünden davacı – karşı davalının ticaret unvanının terki talebi yönünden önceye dayalı hak sahibi olduğu bu sebeple terkini talebinde bulunabileceğini, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet talebi yönünden ise, ikili bir yorumda bulunularak birinci yorum olarak davacı – karşı davalının — ibaresinin markasal olarak kullandığı bu sebeple tecavüz ve haksız rekabetin olduğu ikinci yorum olarak ise davacı – karşı davalının — markasını kullanmadığı kabul edildiğinde tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyeceği, karşı dava açısından da yine ikili yorum yapılmak suretiyle takdirin mahkememize bırakıldığı, buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacı – karşı davalı — kayıtlarına göre, ticaret unvanını —- faaliyet konusunun tıraş bıçağı ve— alanında olduğu, davalı – karşı davacı şirketin ise — faaliyet alanının yine —–olduğu, yine davacının——- tescilli sahibi olduğu, öncelikle asıl dava yönünden ticari unvanın terki talebi bakımından yapılan değerlendirmede, TTK’ nun 52. Maddesi uyarınca “ticaret unvanını ticari dürüstlüğe aykırı bir biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi bunun tespitini yasaklanmasını haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir” hükmü dikkate alındığında taraf ticari unvanlarının esas unsurunun —- ibaresi olduğu davacı şirketin ticari unvan tescil tarihinin dosyadaki kayıtlara göre—- tescil edildiği, taraf ticari unvanlarının aynı olması sebebiyle ortalama tüketiciler nezdinde taraf şirketlerinin aynı işletme kaynaklı olduğu yönünde intiba uyandırıp doğuracağı bu durumun karışıklığa sebebiyet vereceği davacı – karşı davalının ——– ticari unvanı üzerinde davalı – karşı davacı şirkete göre öncelik ve üstün hak sahibi olduğu, davalı – karşı davacı şirket ortaklarının daha öncesinde davacı – karşı davalı şirketin ortağı oldukları fakat şirket hisselerini devrederek şirket ortaklıktan ayrıldıkları, daha önce davacı – karşı davalı şirket ortağı olmaları o şirkete ait ticari unvanı kullanacakları anlamına gelmediği buna rağmen davalı – karşı davacının mahkememizce oluşan kanaate göre, gerçek ve üstün hak sahibinin davacı – karşı davalı olduğu — ticaret unvanını tescil ettirmelerinin TTK Mad. 52 uyarınca ticari dürüstlüğe aykırı bir davranış olduğu, yine marka hakkına tecavüz yönünden de davacı – karşı davalının —- markasının tescilli sahibi olduğu, davalı – karşı davacının dava dışı ———–kullanımına ilişkin olarak lisans sözleşmesi kapsamında bu markayı kullandıkları iddia edilip marka kullanımının farklı sınıflarda olduğu bu sebeple usul ve yasaya uygun olduğu iddia edilmiş ise de — sayılı dosyasında yapılan tespitte davalı – karşı davacı tarafından — ibaresinin ticaret unvanının ötesinde öne çıkartılarak vurgu yapılmak suretiyle yapılan kullanımın —- kullanım niteliğinde olduğu, —– yapısı itibariyle özgün farklı bir ibare olup herkesçe seçilip kullanabilecek marka ve ibarelerden olmadığı, buna rağmen davalının bu yönde ticari unvanının ötesinde markasal şekilde yapılan kullanımların 6769 Sayılı SMK’ nun 29. Maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, her ne kadar davalı – karşı davacı tarafından karşı dava olarak açılan kullanmama nedeniyle iptal davasının marka hakkına tecavüz iddiası bakımından bir kullanmama def’i olarak da değerlendirilebileceği bu sebeple karşı dava olan iptal davası ile birlikte yapılan değerlendirmede, öncelikle davacı – karşı davalının karşı davaya konu — markasını kullanıp kullanmadığı yönünde yapılan değerlendirmede, davacı — tescilli olduğu— ve parçaları emtialarında—- ürünleri üzerinde yer alacak şekilde kullanmamış ise de dosya içerisinde aldırılan bilirkişiler tarafından incelenen faturalarda —ibaresini büyük —unsur olarak yer aldığı, davacı – karşı davalının kullanmış olduğu —— ve parçaları——markasının yer aldığı ——- tarafından üretildiği ve davacı – karşı davalının faturalardaki bu kullanımlarının markasal kullanım olduğu sonucuna ulaşıldığı yine dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporundaki bilişim bilirkişisi tarafından yapılan incelemelerde — kısmında — ibaresinin ticaret unvanından öte büyük ve dikkat çekici şekilde yazıldığı, kullanımın markasal bir kullanım olduğu, ortalama tüketiciler nezdinde dava dışı — markası ile ilişkili olduğu kanısını uyandıracağı bu sebeple hem bilirkişi heyeti hem de mahkememizde oluşan kanaate göre davacı – karşı davalı şirketin —– emtialarında kullanılmasa dahi fatura, — kullanımların markasal kullanım niteliğinde olduğu bu sebeple hem karşı dava olan iptal davası yönünden davacının markasını ciddi biçimde kullandığı sonucuna ulaşıldığı bu sebeple karşı dava yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği ayrıca karşı dava olarak açılan kullanmama nedeniyle iptal davasının asıl davada dayanılan marka hakkına tecavüz iddiası bakımından bir kullanmama def’i olarak da değerlendirilebileceği fakat mahkememizce markanın davalı – karşı davacı tarafından kullanıldığına kanaat getirildiğinden davalı – karşı davacının — unvanının ötesinde markasal şekilde kullandığı bu sebeple asıl davadaki marka hakkına tecavüz koşullarının da yukarıda belirtilen gerekçelerle oluştuğu neticeten asıl dava yönünden davanın kabulüne, karış dava yönünden ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
ASIL DAVANIN KABULÜ ile, davalı tarafından, davacının — ticaret ünvanına yönelik tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalı tarafından — ibaresinin ticaret ünvanı, işletme adı marka vs. Her türlü kullanımının yasaklanmasına, kullanılan her türlü belge ve tanıtım malzemesine —— bölge gibi dahil olanlar bulundukları her yerde el konulmasına, davalının ticaret ünvanında yer alan — ibaresinin —- terkinine, hükmün—— birinde ilanına,
Karşı davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalı- karşı davacı — tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Dava kabul edildiğinden, —gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacı–davacı- karşı davalı olan — ödenmesine,
3-Davacı – karşı davalı tarafından yapılan ve 54,40 TL harç, 247,50 TL müzekkere, tebligat gideri, 3.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.301,90 TL yargılama giderinin davalı- karşı davacı– tahsiline, davacı- karşı davalı olan— ödenmesine,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN :
1-Peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 120,60 TL harcın davalı- karşı davacı — tahsiline hazineye gelir kaydına,
2-Dava red edildiğinden, –takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacı —— alınarak, davacı- karşı davalı — ödenmesine,
3-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin karşı davacı üzerinden bırakılmasına,
4- Kullanılmayan gider avansı olması halinde ilgilileri iadesine,
Dair davacı- karşı davalı vekili ile davalı- karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.