Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/250 E. 2021/104 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/250 Esas
KARAR NO : 2021/104
DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 19/12/2013
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
Mahkememizden verilen —- dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan dosyada yapılan açık duruşma sonunda;
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;: Davacının —- yılından beri — çapında tescil ve tanınmış özgün markası olduğunu,söz konusu markanın — marka olduğunu, davalıların markayı ——kullandığı ——- tescil edildiğini, ancak davalı firmanın markayı tescil ettirdiği şekilde karakterde değil davacı tescilinin şekil ve yazı karakterlerinde kullandığını, davacının—- yılından beri yoğun bir —– kullandığını, — taraf olduğu — göre davalı adına yapılan — marka tescilinin hükümsüzlüğünün ve terkinin gerektiğini,ayrıca davalı kullanımlarının — uyarınca marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil ettiğini davalının —– markasına —– üzerinden kullandığın, bu nedenlerle davalıların davacı şirketin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine,bu durumun önlenmesine ve sonuçlarını ortadan kaldırılmasını,—— markasını —— adları da dahil olmak üzere ——- kullanmasının önlenmesine ve bunların toplanarak hükmün kesinleşmesinden bu türden her türlü materyalin imha edilmesine, davalıların — kullandığı alan adlarının kullanılmasının yasaklanması ve bunların iptaline, davalı adına —- tescilinin hükümsüzlüğünün — geçmişe etkili olarak tespitine ve sicilden terkinine, verilecek hükmün —– —- yayınlanmasına, maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına, masraf ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalılar vekili cevap dilekçesi ile;—- tescilli bir markanın hükümsüzlüğü talepli olarak ikame edilecek davalarda hak düşürücü sürenin hükümsüzlüğü talep edilen markanın tescil tarihinden itibaren — sene olduğunu, iş bu dava bakımından anıla sürenin geçtiğini, bildirilen hükmün istisnasının davalının kötü niyetli olarak marka tescili gerçekleştirdiğinin ispat edilmesi olmakla birlikte davacının sunmuş olduğu dava dilekçesinde kötüniyet iddiasına yer verilmediğini, hal böyle iken iş bu davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması sebebiyle esasa girmeksizin reddine karar verilmesi gerektiğini, yerleşik—-hak düşürücü sürenin —- tarafından resen göz önüne alınması gerektiğini,buna ilişkin emsal niteliğinde olarak —- numaraları kararı sunduklarını, davalıya ait —edildiğini, anılan tescilin başvuru tarihinin —- olduğunu hal böyle iken markanın hükümsüzlüğü talep edilebilmesi için hak düşürücü sürenin — bitmiş olduğunun açık olduğunu—– ibareli markaya vaki tecavüzün durdurulması konulu ihtarname gönderdiğini ,ihtarnamede yer alan talepler ile bu davada talep edilen hususların aynı olduğunu,davacının ihtar tarihinden yaklaşık —- sonra iş bu davayı açtığını,davacı tarafın hem çok büyük zararlardan bahsedip hem de dava açmak için — beklemesinin —— uyarınca davacının talepleri uyarınca uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramış olduğunu,Hal böyleyken davacının eylemleri ve söylemlerin birbiriyle çeliştiğini hak düşürücü süre olarak kabul edilen —- süre dolmadan evvel davalının tescilli markasından haberdar olduğunu, ihtarname gönderdiğini, telafisi imkansız zarardan bahsetmesine karşın ihtarnamenin ardından da yaklaşık —– beklemeyi uygun gördüğünü, Davacının anılan marka kullanımına zımnen muvafakat ettiğini, davalı markasının toplumda ayırt edici hale gelmesini bu markayı yatırımlar yapılması ve büyümesini beklediğini, davacının bu tutumunun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu,kötü niyetli olduğunun ispatı niteliğinde olduğunu,davacının soyut zarar iddialarının dinlenilmesinin mümkün olmadığını, zira basiretli tacir sıfatı ile zarar iddiasında bulunan davacının bekleme lüksünün bulunmadığını, bu kadar sene sonra dava ikamet etmiş olmasının da kabul edilemeyeceğini, Davacının tanınmışlık iddialarına ilişkin olarak ise; Davacının tanınmışlık iddiasına ilişkin herhangi bir evrak ibraz etmediğini,davalı tarafa herhangi bir delil tebliğ edilmediğini dolayısıyla delile ilişkin cevap verme haklarını saklı tuttuklarını, davacının tanınmışlık iddiasının hangi tarihten itibaren başladığına ilişkin bir bilgilendirme ya da delil ibrazının bulunmadığını bu hususun davacı tarafa sorulmasını talep ettiklerini, davacı ile davalı firmaya ait markaların farklı emtia gruplarında tescilli olduğunu, hal böyleyken davacı iddialarının tümünü tanınmış marka iddiasına dayandırıldığını ancak buna ilişkin somut bir delil bulunmadığını,nitekim davacının —- markasını tescil ettirdiğini, davalının—– markasını tescil ettirdiğini, davacının tekstil sınıfında davalının ise ——– sınıfında tescilli olduğunu, davacının yalnız ve ancak — ürünler üretmekte olduğunun düşünüldüğünü, davalı firmanın markası ile davacı markasının karşılaştırmasının imkanının bulunmadığı, davacı tarafından davalıya—- senesinde gönderilen ihtarname de davacı markasını — — tescilli olduğunun bildirildiğini ancak bundan — sonra ikame edilen iş bu davada her nasılsa davacı markasının — tescilde olduğunun bildirildiğini, bir markanın seneler geçtikçe tescilli olduğu ülke sayısının —— düşmesini nasıl mümkün olduğunun davacı tarafından açıklanması gerektiğini, davacının kendi beyanlarıyla çelişkili beyanlarda bulunmaya devam ettiğini,Davalıların —— yana kesintisiz olarak kullandığını, ilgili markanın nihai tüketici ve—– meşhur ve —hale getirdiği,davalının markayı meşhur ve —– hale getirebilmek için maddi manevi büyük yatırımlar gerçekleştirdiğini,tüm bu gelişmelere markanın gerçek hak sahibinin davalılar olmasına rağmen marka hakkına tecavüz iddiaları ile ileri sürülen taleplerin hukuk vicdanı ile bağdaşmayacak nitelikte olduğunu, marka tescilinden — sene sonra ihtarnameden — sene sonra ikame edilmiş olan iş bu davanın —— kurallarına da aykırılık teşkil ettiğini,Markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının yalnızca —- faaliyet gösterdiğini ikrar ettiğini, davalının ise ağırlıklı olarak ——- üzerinden kadınlara hitap edecek şekilde —— ürettiğini, davalı ile davacı potansiyel müşterilerinin farklı olduğunu davalı ürünün reklamında dahi kadınların kullanıldığını bu durumun sebebini davalı— tüketicilerinin erkeklerden oluşmaması olduğunu—– ışığında tescilli markanın kullanımının tecavüz oluşturmayacağı durumunun gözönünde bulundurulmasını, davalı marka kullanımının marka tesciline dayandığını ——- sayılı kararının tescilli marka bakımından hükümsüzlük davası açılmış olsa dahi markanın terkinine kadar ki kullanımının tecavüz oluşturmasının imkanı olmadığından davacının aynı davada hem marka hükümsüzlüğü hem de markaya tecavüzün, haksız rekabetin tespiti talep etmesi imkanının teknik olarak bulunmadığını, usule aykırı olarak ikame edilmiş olan bu davanın bu sebeple maddi ve manevi tazminat talep haklarının saklı kalmak kaydıyla reddine,yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davayı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava marka hakkına tecavüzün önlenmesi, davalının kullandığı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi davasıdır.
Mahkememizce verilen —- davacının markasının tescil sınıfının —-davalının markasının ise —– numaralı ihtarnamesi ile marka tecavüzünün durdurulması amaçlı ihtarname keşide ettiği, davalının —- kullanımından davacı şirketin haberdar olduğu, davacı şirketin davalı şirketin kötü niyetli marka kullanıldığını iddia etmediği gibi bu konuyu da ispat eder deliller sunmadığı, kaldı ki her iki şirketin aynı şehirde faaliyet gösterdiği, davalıya ait —- davanın açıldığı tarihin ise —– yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması sebebiyle davacının sessiz kalma yoluyla dava açma hakkını kaybetmiş olduğu, davalıya ait markanın hükümsüz kılınması için gereken şartların oluşmadığı belirlendiğinden, açılan davanın reddine”, karar verilmiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine dosya——- dosya mahkememize iade edilmiştir.
Bu kez yine davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş dosya —- sonuç olarak “avacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, —-numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin —— sayılı onama ilamına yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA” karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Bozmadan sonra dosya mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Bozmadan sonra Mahkememiz — tarihli duruşmada verilen ara kararı gereğince, konusunda —- olarak haksız rekabet hükümleri açısından rapor düzenlenmesinin istenilmesine edilmiştir.
Bilirkişi —– tarihli raporunda sonuç olarak;Tescilli marka hakkı sahibinin, tescilli markasını, tescil kapsamındaki emtialar için TESCİL EDİLDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMA ZORUNLULUĞUNUN olduğu, ancak davalının markasını tescil edildiği şekilde kullanmadığı, davacının markasının —– şekilde ———- üzerinde kullandığının tespit edildiği,Davalılarda ——- kapsamında yer alan ——– benzer ve birbiri ile ilgili emtialar olduğu, özellikle davalı markasının kullanıldığı —– —-olarak aynı tüketici kitlesine hitap eden , ———- müşterilerin beğenisine sunulan ürünlerden olduğu, davalının kullanımının —- nezdinde iltibasa neden olabileceği, Davalının tescil kapsamında dahi davacının markasının —- hitap eden, aynı ve benzer —– üzerindeki kullanımının — kapsamında ——- kapsamında haksız rekabet eylemi olarak değerlendirilebileceği, yönünde raporlarını mahkememize ibraz etmişlerdir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporu, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, Dava, davalıya ait tescilli —– markası nedeni ile hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin olduğu, mahkememizce —- karar numarası ile davanın reddine karar verildiği, mahkememiz red kararının —– hükümsüzlük ve marka hakkına tecavüz yönünden onanarak kesinleştiği fakat haksız rekabet yönünden herhangi bir olumlu yada olumsuz karar verilmemesi nedeni ile bozulduğu, bu nedenle mahkememizce —- esas sayılı dosya üzerinde yapılan yargılamada sadece bozma gerekçesi olan haksız rekabet iddiası ile ilgili yargılama yapıldığı, haksız rekabet yönünden aldırılan bilirkişi raporunda; davalının, davaya konu tescilli —– markasının tescil edildiği şekilde kullanma zorunluluğu olmasına rağmen bu şekilde kullanmadığı, bu nedenle davalının bu kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiği yönünde —- yazılmak sureti ile —– tescilli olduğu, davalının davaya konu markasının ise —– markası olduğu, taraflar markaları ibare olarak bire bir aynı olmasına rağmen yasal süre içerisinde açılmamış olması nedeni ile hükümsüzlük yönünden davanın red edildiği ve bu yönü ile kesinleştiği, haksız rekabet yönünden ise, davacının, davalının davaya konu marka tescilinden önce ——- —- —- davalının tescilli olduğu gözlüklerin ortak olarak aksesuar alanında aynı tüketici kitlesine hitap etmesi nedeni ile yakın ürünler olduğu, bu nedenle de karıştırılma ihtimaline yol açabileceği, davalı şirketin tescil nedeni ile kazanmış olduğu,—- emtiasında kullanması önünde bir engel olmadığı fakat davalı kullanımının tescilli olduğu — şeklinde değil de davalı markasının tescilli olduğu ve kullanıldığı —- davacı markası ile aynı ve ortalama tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek şekilde davacıya ait marka izlenimi uyandırılabileceği, bu durumun —– maddesinde yer alan —— kapsamında ve dürüstlük kuralına aykırı olarak başkasının marka itibarından faydalanmaya yönelik bir hareket olarak değerlendirildiği ve bu eylemin haksız fiilin niteliğinde haksız rekabet eylemi olduğu sonucuna ulaşıldığı bu nedenle haksız rekabet iddiası bakımından davanın kabulüne karar vermek gerektiği,hükmün ilanı talebi talebi yönünden ise,hükümsüzlük kararlarının ilan edilemeyeceği,hksız rekabet yönünden ise,tarafların ticari faaliyetlerinin kapsamlarının benzer olsa da birebir aynı olmaması,ticeri işletmeler arasındeki işletme hacmi ferklılığı,davacı tescil ve kullanımının —– nedeni ile kullanımdan itibaren çok uzun bir süre geçmesi,taraflar arasındaki denge ve menfaat orantılaması yapıldığında,hükmün ilanının davalı açısından orantısız ve ağır sonuçlar doğuracağı kanaati ile ilan talebinin reddine, yine davalı vekili tarafından davaya konu markanın dava dışı —- devredildiği bu nedenle taraf sıfatı kalmadığı iddia edilmiş ise de; müdehale talebinde bulunan dava — ne kadar dava açıldıktan sonra davalıya ait dava konusu —- markasını devraldığı tespit edilmiş ise de, markaya ilişkin hükümsüzlük talebi yönünden mahkememizce verilen kararın onanarak kesinleştiği, davanın haksız rekabet yönünden devam ettiği, haksız rekabet eyleminin ise dava tarihi itibari ile davalılar tarafından gerçekleştirildiği , markayı devralan dava dışı —- tarihi itibari ile haksız rekabet eyleminde bulunmadığı gibi buna ilişkin olarak hukuken dava ile de bir ilgisinin olmadığı, yine müdahillik talebi bakımından müdahillik talebinin reddine dair mahkememizin —– tarihi ile karar verildiği, bu bakımdan davalılar vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilerek haksız rekabet yönünden davanın kabulü, daha önce hükümsüzlük talebi yönünden red kararı verildiğinden davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, hükümsüzlük talebi yönünden mahkememizce daha önce verilen karar —–kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Haksız rekabet yönünden davanın KABULÜ ile, davalılar tarafından davacının — markasına yönelik haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalıların kendi adlarına tescilli —- markasının davacı tarafından kullanıldığı şekil olan — kelimesi içerisindeki —— şeklinde yazılmak suretiyle kullanılmasının yasaklanmasına, bu şekilde kullanılan —- kullanımın kaldırılmasına, kaldırılması mümkün olmuyorsa bu şekilde tespit edilecek ürünlere el konulmasına, ilan talebinin reddine,
3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,00 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalılar vekiline davanın red edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL harç 1.007,30 TL tebligat ve müzekkere, 900,00 bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 1.931,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 965,80 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021