Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/234 E. 2022/108 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/234 Esas(Birleşen 2020/237)
KARAR NO: 2022/108

DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/06/2020
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın,—- sektöründe uzun yıllardan beri faaliyet gösteren, köklü bir firması olduğu. müvekkil firma tarafından —-başvuru numarası ile müvekkil firmanın unvanının da bir kısmının yer aldığı —- adıyla marka tescil işlemi yapıldığı. Müicaret hayatında da tanınır bir şirket ve bilinen bir marka sahibi statüsüne haiz olduğunu. Markanın tescilinin ardından —- yıllık bir süre geçmesiyle, marka tescili hususunda yapılması gereken yenileme işlemi ihmal sebebiyle yapılamamış olmuşsa da müvekkil, markanın kurucusu, kesintisiz kullanıcısı ve özde sahibi niteliklerini hiçbir dönem kaybetmediğini. —-başvuru numarası ile tarafınızca —–müvekkil firmanın ki ile aynı niteliğe ——- adıyla ve yine müvekkil firmanın yıllar önce kurduğu marka ve logodan da ayırt edilemeyen ve neredeyse birebir nitelikte olan marka ve logosuyla tescil başvurusunda bulunulmuş ve bu başvuru neticesinde de bu marka adınıza tescil edildiğini, tescil başvurusunun da iyi niyetle bağdaşmadığını. 556 Sayılı KHK’nın ilgili hükümleri ve bununla birlikte 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun ilgili hükümleri ihlal ve ihmal edildiğini. Müvekkili firma, tescilini gerçekleştirdiği markanın gerçek sahibi, kesintisiz ve fiili kullanıcısı olduğunu. Müvekkili firmanın, gerçekleştirmiş olduğu tescil işlemi cihetiyle ticari ilişkilerinde ve ticari faaliyetlerinde telafısi mümkün olmayacak mağduriyetler yaşadığını. Markanın hükümsüz kılınmasını gerçekleştirmeniz talebi ile ihtar edilen olarak yapılan hak ihlalinin —— içerisinde durdurulması, tarafınızca yapılan marka tescilinin terkin edilmesini ve müvekkili firmanın uzun yıllardan beri kullandığı markasını yeniden tescil edebilmesinin sağlanmasını, Davalı adına —–tescil numarası ile tescilli —–markasının—Şahıslara devrinin ve haksız kullanımının önlenmesi için ihtiyati tedbir talebinin Müvekkili firmanın markasına yapılan tecavüzün tespitine ve önlenmesine, Markanın mevcut lden terkini ve müvekkili firma adına tescil edilmesi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —maddi,—- manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini, talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı şirketin— tescil numaralı —– İbareli markası ile müvekkiline ait —-tescil numaralı—- ibareli marka arasında benzerlik ilişkisinin bulunduğunu ve bu benzerlik ilişkisinin iltibasa yol açtığım iddia ederek işbu davayı açtıklarını. Davacının iddiası haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu b davanın reddi gerektiğini. Tescilli markanın kullanımı terkin anına dek hukuka uygun olup, marka hakkına tecavüz oluşturmayacağından, tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi ile bu sebebe dayalı tazminat taleplerinin reddi gerektiğini. Davacı şirketin bu davayı ikame ederken, müvekkilinin tescilli markası olan —– İbaresinin, kendilerince kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek tecavüzün tespiti, önlenmesi ve bu sebeple oluşan zararın tazminini talep ettiğini. Oysa davacı şirketin tazminat talep edebilmesi için hukuka aykırı bir eyleme maruz kalması ile bu eylem nedeniyle davacı şirket nezdinde zararın oluşması gerektiğini. Davacının zarara uğradığının ispat edilememesi bir yana, kendilerinin davacıya yönelik olarak hukuka aykırı bir eylem de bulunmadığını. Marka hakkına tecavüzden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir kullanım gerekmekte iken, somut olayda müvekkili şirketin —– ibaresinin kullanımı marka tescili ile doğan marka hakkına dayanmakla hukuka uygun olduğunu. Davacı şirket tarafından, dava dilekçesinde de İfade edildiği üzere, hükümsüzlük talebine dayanak —–tescil numaralı —- markasının koruma süresi dolmuş ve davacı tarafından marka süresi İçerisinde yenilenmediğini. Bu takdirde, davacı şirketin marka hakkının sona erdiğinden İşbu İbarenin kullanımı nedeniyle hak ihlalinden söz edilmesi hukuken mümkün olmadığını HMK gereği ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için aranan şartlar oluşmamasına rağmen ihtiyati tedbir talebinin kabulü hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddini, talep etmiştir..
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E /Dava, Davalıya ait —-numaralı —- isimli markanın davacının gerçek hak sahibi olup olmadığı davalının kötü niyetli olarak tescil ettirip ettirmediği, hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı ayrıca birleşen davanın marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.Mahkememiz dosyasından aldırılan ——tarihli —-raporunda sonuç olarak; Dosya kapsamında iddia, savunma, delil, ——- tarafların —sayfaları ve sair incelemeler sonucunda; Davacının —–ibaresini eskiye dayalı ve yoğun kullanımının bulunduğu, Davacı tarafın—– ibaresinin —– hizmetlerinde ilk kullanım ve tanınmışlık sağlandığı, Davalının tescil ettirdiği markayı—– hizmetlerinde kullandığı ile ilgili delile rastlanmadığı, Hükümsüzlük hususunda hukuki takdirin mahkemeye ait olduğu” na dair raporunu sunmuşlardır.Mahkemenin—–Esas sayılı dosyasından tefrik edilen ve Mahkemede görülmekte bulunan davanın incelenmesi sonucunda: Mahkemenin —— Esas sayılı dosyası ile yine Mahkemenin —– Esas sayılı davası birbiriyle irtibatlı olduğundan, her iki davanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan —-raporu, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları, taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, Davacı vekili, davacının —- yılından beri — sektöründe faaliyette bulunduğu, —-markasının kurucusu ve kullanıcısı olduğunu, —–markasının davacı adına —– tescilli iken —- yıllın sonunanda yenilenmemesi sebebi ile hükümden düştüğünü. Bunun üzerine davalı tarafından —– markası ile başvuruda bulunulup davaya konu ——- numarası ile tescil edildiği —-markasının gerçek hak sahibinin davacı olduğunu. Davalının kötü niyetli olduğunu, marka tescilinden sonra davacı aleyhine hukuk mahkemesinde marka hakkına tecavüz iddiası sebebi ile dava açtığını. Ayrıca suç duyurusunda bulunduğunu bu sebeple asıl dava bakımından davalı adına tescilli —– numaralı markanın hükümsüzlüğüne marka hakkına yönelik tecavüzün tespitine ve önlenmesine, birleşen mahkememizin ——esas sayılı dosyası yönünden ise —- maddi—- manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ettiği. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davalının marka kullanımının hukuka uygun olduğunu. Davacının marka hakkının sona erdiğini. Kötü niyetli tescil iddiasını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği —–tarafından sunulan —— tarihli raporda; davacının ———markasını eskiye dayalı ve yoğun şekilde kullandığını. —— kapsamında kullanım ve tanınmışlık sağladığı, davalının ise—–markasını kullandığına dair herhangi bir delile rastlanmadığı yönünde görüş bildirildiği, buna göre de, öncelikle hükümsüzlüğü istenen davaya konu—– numaralı —– markasının tescil belgeleri incelendiğinde —- tarihinden itibaren tescil edildiği. Davacının hükümden düşen ——markası incelendiğinde ise, —- ibaresinden oluşup —- davacı adına tescil edildiği, tescil tarihinin —– tarihi olduğu. Yenilenmeme sebebi ile geçerliliğini yitirdiği anlaşıldığı, yine davacıya ait ticari sicil kayıtları incelendiğinde;—–yılında ticaret siciline kayıt edildiği. Faaliyet alanının yolcu taşımacılığı alanında olduğu. Ticari ünvanının —–Olduğunun görüldüğü. Bu belgeler incelendiğinde; davacının—–markasının ve —-ticari ünvanının gerçek ve üstün hak sahibi olduğunun anlaşıldığı, yine dosya içerisindeki belgelerden de davalının da davacı ile benzer olarak şehir için taşımacılığı alanında faaliyette bulunduğu, tarafların ortak olarak aynı alanda faaliyette bulunması sebebi ile yine —— markasının ayırt edici özelliğinin yüksek olması da dikkate alındığında davalının—– markasından haberdar olduğu veya olması gerektiği, bu şekilde davacının——markasını uzun yıllardır taşımacılık alanında kullanıp maruf hale getirdiği, ——esas unsurlu ticari ünvanı ile —– yılından beri taşımacılık sektöründe faaliyette bulunduğu anlaşıldığından —– markasının gerçek hak sahibinin davacı olduğu bu sebeple öncelikle gerçek hak sahipliği yönünden davalı adına tescilli ——- numaralı markanın tescilli olduğu —– bakımından hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, yine tarafların benzer olarak taşımacılık ve —-sektöründe faaliyet göstermeleri davalının davacı markasından haberdar olduğu veya olması gerektiği buna rağmen davacının——markasını yenilememesi sebebi ile markayı kendi adına tescil ettirmesinin kötü niyetli bir davranış olduğu kanaatine ulaşıldığından davalı marka tescilinin kötü niyetli tescil olduğu, bu sebeple tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği. Marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi bakımından ise SMK. Nın 155/1 maddesi uyarınca “—– hakkı sahibi kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez”denilmek sureti ile davalının marka tescilinin marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi bakımından savunma sayılamayacağı,———markasının gerçek hak sahibinin davacı olması sebebi ile davalının—–markasını tescil ettirmesi ve kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz teşkil edeceğinden marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi bakımından da davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, birleşen tazminat davası yönünden ise maddi tazminat talebi bakımından mahkememizce her ne kadar asıl davada marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesine karar verilmiş ise de, maddi tazminatın talep edilebilmesi için zara koşulunun da bulunması gerekli olup davacı tarafından zarara ilişkin herhangi bir bilgi belge ve delil sunulmadığı, bu sebeple maddi tazminata ilişkin zararın ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiş, manevi tazminat yönünden ise, davacının —-ticari ünvanı ile —- yılından beri faaliyette bulunması, —–markasını uzun yıllardır kullanması ve markanın gerçek hak sahibi olması, davalının da davacı ile aynı sektörde faaliyette bulunması sebebi ile markayı kendi adına tescil ettirmesinin kötü niyetli bir davranış olması yine davalı tarafından davacı aleyhine —–markasını kullandığı gerekçesi ile suç duyurusunda bulunulması ve marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası açması sebebi ile davacının manevi olarak zarara uğradığı, zarar miktarının tayini bakımından davalının sosyal ekonomik durum tespit tutanağı ve tün dosya kapsamı değerlendirildiğinde—— manevi tazminat talebinin uygun olduğu anlaşıldığından birleşen davanın manevi tazminat yönünden tümden kabulüne, maddi tazminat yönünden de reddine karar verilerek neticeten asıl davanın kabulüne, birleşen davanın da kısmen kabul kısmen reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Asıl davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli,— numaralı —- ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, marka hakkına tecavüzün tespitine ve önlenmesine,
2-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile, maddi tazminat yönünden davanın REDDİNE, manevi tazminat yönünden davanın KABULÜ ile —— tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Asıl dava yönünden hükümsüzlük talebi bakımından, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan——– ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Asıl dava yönünden marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi bakımından, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan —— ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Peşin harcın mahsubu ile eksik alınan —-harcın davalıdan tahsiline —- kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan —-harç,—– tebligat ve müzekkere masrafları, ——- ücreti olmak üzere toplam —–yargılama giderinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
1-Birleşen davanın kabul edilen manevi tazminat talebi bakımından Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan—– ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Birleşen davanın red edilen maddi tazminat talebi bakımından Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan —– ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Alınması gereken —– harçtan peyin olarak alınan —-harcın mahsubu ile bakiye —— harcın davalıdan tahsili ile —- kaydına,
4-Birleşen davada davacı tarafından yapılan — harç, —– tebligat masrafları olan toplam —–yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre —-davacı üzerinde bırakılmasına, kalan —- ise davalıdan tahsiline davacıya verilmesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —- hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.