Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/224 E. 2022/96 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/224 Esas
KARAR NO : 2022/96

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, —–sayfasındaki ilanıyla — kurulmuş olduğu, temel olarak——- iştigal ettiği,Müvekkili şirketin hisse devrinden önce, davalının da aralarında bulunduğu—–ve hisse devri konulu — kararı tescil edilmiş ve ——- tarihli — ilan edildiği, Hisse devri sonucunda müvekkili şirketin, —–ortağı olduğu, Davalı ile müvekkili şirket ortakları arasında imzalanmış hisse devri anlaşmasında, davalının, —- Markasının müvekkili şirkete ait olduğunu açıkça kabul ettiği, ancak bu yönde yazılı anlaşma imzalayan davalının, müvekkili şirketin ortaklarından gizleyerek —— tarihinde — için ——–talebinde bulunduğu, ancak bu başvurusuna rağmen, Markanın müvekkili şirketin kullanımına bırakılacağına dair de anlaşma imzaladığı, davalının kötü niyetinin açık göstergesi olduğu, Davalının, müvekkili şirketin eski ortağı ve imza yetkilisi 2 yılı aşkın süre boyunca, müvekkili şirketin yetkili müdürü olduğu halde, müvekkil şirket adına marka başvurusunda bulunmayan davalı, öncelikle şirketin içini boşalttığı, hali hazırdaki şirket ortaklarının ——- olmasından faydalanarak, haksız bedeller talep ettiği, şirketi zarara uğratarak ve şirketten mal kaçırarak, şirketi şimdiki ortaklara devrettiği ve devirden sadece —- yangından mal kaçırır gibi, markanın kendi adına tescili için başvuru yaptığı, Davalının, müvekkili şirkete verdiği zararlar, müvekkili şirketten kaçırdığı mallar hakkında —- Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğu, davalının müvekkili şirkete verdiği zarar hakkında da dava yoluna gidileceği, Davalının müvekkil şirkete verdiği zararların davamızla ilgisi olmadığı, ancak davalının kötü niyetini ortaya koymak açısından önemli olduğu, Müvekkili şirketin, tesadüf eseri davalının ——– için, kendi adına marka tescil başvurusunda bulunduğunu öğrendiği ve—– nezdinde yapılan marka tescil başvurusuna itiraz ettiği, İtiraz başvuru ücretinin —— —– hattından öğrenildiği ve ——dilekçesi ile itiraz ücretinin eksik yatırıldığı gerekçesi ile itirazın şekli yönden reddedildiğinin bildirildiği,—- süreçte ücretin eksik ödendiğine dair bir bildirim yapmadığı gibi, müvekkili şirketin bu ücreti tamamlamasına da imkan vermediği, bu ret kararına ayrıca —– itiraz edileceği, Yine davalının —–kurduğu, —- tescilinde kötü niyet —- Kararlarında; “tescil ile sağlanan korunan amacın aykırı kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yarar sağlamak” olarak tanımlamaktadır, kişinin tescilini talep ettiği işaretin yurt içinde ve yurt dışında başkası tarafından kullanıldığını veya tescil edilmiş olduğunu bilmiş veya bilebilecek durumda olmasına rağmen marka tescil başvurusunda bulunması anlamına geldiğinin —– şirketin unvanında açıkça bulunduğu, Müvekkili şirketin, bu unvanla tanındığı ve 3 yıldır bu unvanla müşteri kitlesi oluşturduğu, davalının da müvekkili şirketin ortakları arasında yer aldığı, davalının söz konusu unvanın müvekkili firma tarafından kullanıldığını bilmesi ve şirketten ayrılırken isim hakkını müvekkil firmaya bırakmasına rağmen tamamen bilinçli ve kötü niyetli hareket ederek müvekkili firmadan habersiz bir şekilde tescil talebinde bulunduğu, —- uyarınca kötü niyetli tescil, hakkın kötüye kullanılması ve başkasının markası veya işaretiyle iltibas yaratmak —- olmak ve bu suretle menfaat elde etme amacına yöneldiği, Davalının adına bu markanın tescil edilmesi ve kullanılmasının, müvekkilin emek vererek oluşturduğu müşteri kitlesinin kaybına ve haksız rekabete neden olacağı, Müvekkili şirket ortaklarının, davalının müşteriler ile irtibata geçtiği hakkında duyumlar aldığı, bu durum ——istismar edilmesi anlamına geleceği ve basiretli tacirlerin uyması gereken kurallara da aykırılık teşkil edeceği, Marka üzerindeki öncelik hakkı markayı meydana getiren, kullanan ve piyasaya tanıtan kişidir ve kötü niyetle yapılan tescilin hükümsüzlük davasına konu edilmesi uygulamada kabul gördüğü, SMK m.6.9 açıkça kötü niyetli tescilin nisbi red sebebi olarak Öncelikle, mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğini temin etmek amacı ile —- markanın —- tutulan —-, 556 S. KHK 16 ve 76 maddeleri uyarınca, dava sonuçlanıncaya dek 3. kişilere devri önleyecek şekilde teminatsız olarak tedbir konulmasına,—– bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmek sureti ile sicilden terkinine, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile;Davacı————- ve ilgili markanın sicilden terkini istemi ile davalı aleyhine dava açtığı, Davacının davasının haksız, yersiz, hukuki ve fiil dayanaktan yoksun olduğundan davanın reddi gerektiği, Davacının (iddiaları kabul anlamına gelmemek şart ve koşulu ile), —- itiraz reddedildiğinden artık dava açmasına hukuki olarak imkan bulunmadığı, Davacının, itiraz sürecinde para yatırmaması ve sair gerekçeleri gerçekleri yansıtmadığı, Kesinleşmiş markaya karşı dava açılmayacağı, Davacı şirketin —– ve hissedarının davalı olup —- daha sonra davalı bu şirketteki tüm hisselerini devrederek davacı şirket ile olan ortaklık ilişkisini sona erdirdiği, davacı şirketin, davalıya haksız, yersiz, fiili ve hukuki dayanaktan yoksun iddia ve ithamlar davalının iş yapma, çalışma hürriyetinden yoksun bırakmaya çalıştığı, Davacı şirketin niyetli hareket ettiği, Kötü niyeti hukuki himaye görmeyeceği ,temel ilkesi dikkate alınarak davacının davasının bu nedenle reddi gerektiği, Davacı ilk önce davalıya haksız iddia ve ithamlarla ————– nezdinde şikayet ettiği buradan sonuç alamayınca bu kez markaya yönelik itirazda bulunduğu, itirazı da olumsuz sonuçlanınca mahkemenizde haksız bir şekilde dava açtığı, Davacının, davalının kötü niyetli olduğu iddiasının yerinde değil, tam tersine davacının niyetli dava açtığı, Davacı ile davalı arasında “—– markasının devri konusunda hiçbir şekilde yazılı ve sözlü olarak devir konusu edilmediği, davalının bu markanın davacı şirkete ait olduğu yönünde bir beyanı ve kabulü olmadı. Davalının, söz konusu markanın, davacıya devri konusunda bir taahhütte bulunmadığı, markanın, davalının olup, davalının gizliden bir başvurusu söz konusu olmadığı, davalının, marka kullanımını davacıya bıraktığına dair bir anlaşmada yapmadığı, davalının, dava konusu markayı davacıya vereceğine dair tek bir sözlü/yazılı beyanı ve taahhüdü olmadığı, davacı gerçeklere aykırı iddialar illeri sürdüğü, davalı, dava konusu “—” markasının tescili için — bulunduğu ve adına tescil ettirdiği, Müvekki adına —”ibareli marka tescil başvurusuna, davacı 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince itiraz ettiği, itirazın reddedildiği ve markanın davalı adına nihai olarak tescil edildiği, davalının babası tarafından kurulan şirket ile davacı şirketin iddiaları arasında hiçbir bağ ve bağlantı bulunmadığı, davalının kendi adına marka tesciline gitmesi ile davacı şirketin bir ilgi ve alakası bulunmadığı, davalının,——— olup kendi adına marka başvurusunda bulunmasının hiçbir sakıncası olmadığı, Müvekkili davalı ….——— görüleceği üzere, üzerinde hiç bir marka tescili olmayan … üzerindeki bulunan pay devrini yaptığı, bununla birlikte diğer şirket ortağı olan —– —- noterden onaylatılan evrakta da görüleceği üzere, firmada yer alan makinaların üçe bölünmesiyle kendisine düşen payın tamamını … ye devir ettiğini ibraz etti … firmasını ilk kuran ve markayı oluşturan …— sadece firmadaki payının devrini yaptığı, Firma adına herhangi bir marka kaydı olmayan ve kendisi tarafından oluşturulan marka adı ile ilgili herhangi bir devir işlemi yapmadığı, Firmadaki makinaları alarak kendi oluşturduğu … üzerindeki bulunan pay devrini yaptığı, bununla birlikte diğer şirket ortağı olan ——– onaylatılan evrakta da görüleceği üzere, firmada yer ——- bölünmesiyle kendisine düşen payın tamamını … ye devir ettiğini ibraz ettiği, … firmasını ilk kuran ve markayı oluşturan .—— payının devrini yaptığı, Firma adına herhangi bir marka kaydı olmayan ve kendisi tarafından oluşturulan marka adı ile ilgili herhangi bir devir işlemi yapmadığı, firmadaki makinaları alarak kendi oluşturduğu —markasıyla faaliyetlerine devam——–hak sahibi olarak marka tescil müracaatını resmi kurumlara yapan davalının kendisi olduğu, Müvekkili markasına yapılan itiraz içeriği incelendiğinde; İtiraz sahibi tarafından iddia edilen gerekçeleri kanıtlayıcı herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı Markanın kullanıldığını ispatlamak üzere sunulacak delillerin, markanın yurt içinde, marka sahibi ya da onun izniyle üçüncü kişiler tarafından, temel işlevine uygun olarak,—- şekilde ve ciddi (gerçek) biçimde kullanıldığını göstermesi gerektiği, temel kural, markanın marka sahibi tarafından kullanılması olmasına rağmen, SMK’nın 9/3 maddesi uyarınca, marka sahibinin izniyle markanın kullanım hakkının üçüncü kişilere devredilmesi ve bu yolla kullanım şartının yerine getirilmesi imkânı tanındığı, İtiraz içeriği ve ekinde markanın üçüncü kişiler tarafından da kullanıldığını gösterir hiçbir emare görülmediği, Markanın temel işlevine uygun kullanımı bakımından karşımıza çıkan diğer bir konunun ise, markayı oluşturan işaret veya sözcüğün aynı zamanda ticaret unvanı —- olarak kullanıldığı durumlar olduğu, bilindiği üzere, ticaret unvanı ve işletme adının kullanılmasındaki amaç, ticari işletmenin kimliğini ortaya koyarak doğrudan işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayı edilmesini sağlamak iken, marka kullanımındaki amaç mal veya hizmetlerin ayırt edilmesi sağladığı, markanın, ——- olarak kullanılmasının ——kullanım olarak değerlendirilmemesi gerektiği,—– ticari faaliyeti işaret etmeleri, üzerinde yer alan tarih, mal veya hizmet ve bunlara ilişkin tutarları içermeleri nedeniyle kullanım ispatında sunulacak güçlü delillerden olduğu, İtiraz içeriğinde markanın kullanıldığına dair herhangi bir evrağa rastlanmadığı, ürün ve ——ve mal/hizmetin satış yerine ilişkin fiziki ——gibi görseller kullanımın ispatına ilişkin sunulacak deliller içerisinde önemli bir yer tuttuğu, —-bulunan ürünlerin veya——- içerecek görseller markanın kullanımına ilişkin delil olarak görülmediği. İtiraz içeriğinde markaya ait hiçbir görsele rastlanmadığı, Ayrıca; —- bu çalışmalara ilişkin harcamalar; kullanım ispatı sunulan markaya yapılan yatırımın bir göstergesi olduğu,hiçbir bilgi ve belge sunulmadan markanın kullanıldığı veya sahibi olduğu iddialarının dayanaksız bir gerekçeden öteye geçemediği, Markanın tescilli olan mal veya hizmetlerde doğrudan kullanılması gerektiği, bu bağlantının kurulamadığı hallerde ise, ilgili çevrenin işareti marka olarak algılayabileceği ve diğer benzer mal veya hizmetlerden ayırt edebileceği türdeki kullanımların var olup olmadığının değerlendirildiği, Müvekkilin —- Markasının GERÇEK hak sahibi olduğu, Marka Hukuku’nda kabul edilen genel ilkeye göre, bir markayı ilk defa düşünen, kullanan ve ona ayırt edicilik niteliğini kazandıran kişi, gerçek hak sahibi” dir. Bu ilke, gerek Yargıtay içtihatları gerekse doktrin ile genel kabul görmüştür. Bir markayı ilk defa düşünen ve mal veya hizmet üzerinde kullanan ki onun gerçek sahibi olduğu. Diğer bir ifadeyle, oluşturma ile marka hakkı doğar; markanın kullanılması ile markanın tanıtıcı ve ayırt edici niteliğinde olduğu. Gerek Yargıtay içtihatları gerekse doktrinde; marka üzerindeki öncelik hakkının o markayı ihdas eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye ait olduğu, buna gerçek hak sahibi denildiği, bu gibi durumlarda markanın tescilinin yalnızca açıklayıcı etkiye sahip olduğu; diğer bir deyişle, marka üzerindeki hakkın tescilden önce doğduğunun kabul edildiği, Markanın kullanılması ile markanın ayırt edici ve tanıtıcı niteliği artar ve belirgin hale gelir. —- ibaresinden oluşan markayı ihdas edip meydana getirdiği, Bu doğrultuda bir markanın gerçek hak sahibinin o markayı bulan ve ilk defa kullanana ait olacağı yönünde olup bu görüş konusunda şüphe olmadığı—-” ibaresini ilk olarak——- başvurarak marka üzerinde münhasır hak kazanıldığı,—- markası ticari faaliyetlerine konu olduğu, davalı ile —– bölgemizde bilinir hale geldiği ve köklü bir marka olup ayırt edici bir özellik kazandığı, itiraz dilekçesinde yer alan benzer tescilli markalara bakıldığında davalının markasının tartışmasız davalıya ait olduğunun anlaşıldığı, Davacının tedbir talebinin reddi gerektiği, davacının işbu marka üzerinde bir hak ve alacağı bulunmadığı, Mahkemece tedbirin kaldırılması gerektiğininİ, aksi durumun davalıyı mağdur edici ve güven sarsıcı bir durum oluşturacağı, davacının sunduğu delillerin aleyhe olanlarını kabul etmediklerini, davanın reddine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Davalı adına —– markasının gerçek hak sahipliği davalı tarafından davacıya devredilip devredilmediği, davalının tescilinin kötü niyetli olup olmadığı, hükümsüzlük. davasıdır.
Mahkememizce aldırılan 29/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak ; Dosya kapsamında iddia, savunma, delil, —–nezdinde incelemeler sonucunda; —- yer alan — incelendiğinde; —- Kurul Kararı ile pay devri yapıldığı Kurucu ortak —- sermayeye denk gelen —- —- sermayeye denk gelen — devredildiği, —- pay devri yapıldığı pay dağılımının ..—- sermayeye denk gelen —— denk gelen 50 adet payın —-sermayeye denk gelen 50 adet payın sahibi olduğu, —- sayı ile —-olarak görevlendirildiği, —- müdürlük görevinin sona erdiği, ——-ile … ve —— —- devir ettiğini, —– —– müdürlük görevinin sona erdiği, —–adresinde bulunan şirketin merkezinin —başvuru numaralı ibareli marka için — tarihinde yapılan yayına itirazın usule uygun olmaması sebebi ile itirazın kabul edilmediği—- Hükümsüzlüğü istenen— (ŞEKİL) ibareli marka tescilinin İlk kullanımının Davalı tarafından yapılması ve tescilinde Davalı tarafça yapılması dolayısıyla Davalı markasının hükümsüzlük – şartlarının oluşmadığı kanaati ile raporu mahkememize sunmuştur.
Mahkememizce aldırılan —-tarihli ek raporda sonuç olarak; Dosya kapsamında iddia, savunma, delil, —-nezdinde incelemeler sonucunda; Şekil 1 ve Şekil 2’de görüldüğü üzere Davacı taraf “..——aşağıda yer alan —- sözleşmesi ile kurulduğu, Davalı …— tek ortak ve yetkili müdürü olduğu, — devri yapıldığı —- olan …—- 2.500 TL sermayeye denk gelen 50 adet payın — 2.500 TL sermayeye denk gelen —- adet payın —- devredildiği, ————sermayeye denk gelen —– sayılı —–ile …’—– —- görevlendirildiği, —— müdürlük görevinin sona erdiği, —- sayı ile tasdikli,05.11.2019 tarihli —–sayılı——— —– paylık hisselerini — —- ettiğini, —– yetkili ——–olarak görevlendirildiği, .—- müdürlük görevinin sona erdiği, —–bulunan şirketin merkezinin—– yapılan yayına itirazın usule uygun olmaması sebebi ile itirazın kabul edilmediği—–” ibareli marka tescilinin İlk kullanımının ve marka tescilinin Davalı tarafından yapılması ve Davacı tarafça sunulan evraklarda markasal kullanım görülemediği, Adi sözleşmenin şekil şartlarından dolayı değerlendirmesinin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olacağı, Davalı markasının hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaati ile ek raporu mahkememize sunmuştur.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilince, davalının davacı şirketin eski ortağı ve imza yetkilisi olduğunu. Şirket hisselerinin davacı şirkete devrettiğini, yine bu devir anlaşmasında davamıza konu edilen —- markasını davacı şirkete ait olduğunu kabul etmesine rağmen kötü niyetli olarak —-başvuruda bulunduğunu. Markanın davacı şirkete ait olduğunu ve kötü niyetli tescil edildiğini iddia ederek hükümsüzlüğünü karar verilmesini talep ettiği. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında— devri konusunda yazılı veya sözlü anlaşma yapılmadığını. Davalı markasının tescili aşamasında davacı tarafından itirazda bulunulduğu ve itirazın red edildiğini. Davalının markanın gerçek hak sahibi olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği. Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği bilirkişi tarafından sunulan 29/04/2021 tarihli rapor ile hükümsüzlük koşulunun oluşmadığı yönünde görüş bildirildiği, itiraz üzerine aldırılan ek raporda; kök rapordaki görüşlerin muhafaza edildiği, buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, dava, 6769 sayılı SMK. nın 6/3. Maddesinde düzenlenen gerçek hak sahipliği ve 6/9. Maddesinde düzenlenen kötü niyetli tescil iddiası nedeni ile hükümsüzlüğüne ilişkin olup, davalının davaya konu—sahibi olduğu, davacı şirketin ticari sicil kayıtları incelendiğinde şirketin —- kurulduğu, şirketin kurucu ortağı ve yetkilisinin davalı … olduğu, daha sonra hisselerin davacı şirket ortağı ve yetkilisi —- devredildiği, dava tarihi itibari ile şirket yetkililerinin bu şahıslar olduğu. Davacı tarafından hisse devrine ilişkin taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen evraklar incelendiğinde; tarihsiz belge altında davacı şirketin mevcut ortakları ile şirketin eski ortakları davalı … ve dava dışı — imzasının bulunduğu fotokopi bir belge olup, belge içeriğinde———- tanınacaktır şeklinde ibarenin bulunduğu. İş bu evrağın hem fotokopi belgesi olması hem tarihsiz olması ayrıca davalı vekilince iş bu sözleşmenin içeriğinin kabul edilmemesi nedeni ile de iş bu belgenin sonradan hazırlanabilen hukuken geçerliliği olmayan—— evrak niteliğinde olup mahkememizce dikkate alınmadığı, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmeleri incelendiğinde ise, davalı tarafından davacı şirketin hisselerinin ilk olarak —– — payının dava dışı—- adet payının ise davacı şirketin —- devredildiği, yine —— sayılı genel kurul kararı ile davalı … —-ve dava dışı—- devrettiklerinin görüldüğü. İş bu devir sözleşmeleri incelendiğinde, şirket hisse pay devri sözleşmelerine ilişkin olup, davamıza konu —numaralı markanın devrine ilişkin herhangi bir açıklama veya kayıt olmadığı, belirtilen devirlerin şirket hisse devrine ilişkin olup, fikri mülkiyet devrine ilişkin herhangi bir husus içermediği, davalının davaya konu —- numaralı markası başvuru tarihinin 10/10/2019 tarihinde yapıldığı, bu tarihte davalının, davacı şirkette halen hissedar olduğu. Markanın davacı şirket adına tescil edilmesi gerektiği yönünde taraflar arasında herhangi bir yazılı anlaşmada mevcut olmadığı, bu yönü ile öncelikle davacı şirketin markanın gerçek hak sahibi olduğu iddiasını kanıtlayamadığı, kötü niyet iddiası yönünden ise, yargıtay içtihatlarına göre asl olan iyi niyet olup, kötü niyeti iddia edenin ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafından davalının hisse devri sözleşmeleri sırasında markayı kendi adına tescil ettirmesinin kötü niyetli davranış olduğu belirtilmiş ise de, davacı şirketin tacir olduğu, davalı ile şirket hisse devir sözleşmeleri esnasında davaya konu markanın tescil edilmesi veya tescilinden sonra devri hususunda yazılı olarak anlaşmaya vardığına dair bir belge sunmadığı, davacı tarafından sunulan fotokopi belgesinin de hukuken geçerliliğinin olmadığı, davacı tarafından kötü niyete ilişkin başkaca delil de sunulmadığından soyut iddia ile kötü niyet ispat edilemeyeceğinden kötü niyetli tescil iddiası bakımından da davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca, Davalı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı