Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/18 E. 2022/43 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/18 Esas
KARAR NO : 2022/43

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ———- geliştirmiş, —- için —ortaya koymuş olup, —- dayalı iki ——geliştirilmesinde—– son —- ve— hassas bir —-geliştirildiğini——– desteklendiğini, ayrıca —için —- iki ——gibi —– gösterdiğini, ayrıca —- yanı sıra geniş bir —— içeren —- sahip olduğunu, davacı şirkete—– tescilli—-” markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzerdir olup birebir aynı ürün/hizmetler için tescil ettirildiğini, markalar arasındaki — tüketici nezdinde karışıklığa sebep olabileceğini, davacıya— karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, davalı başvurusunun konusu olan işareti, davacının seri markalarından biri olduğu izlenimine kapılmaları kaçınılmaz olduğunu, —– olarak —— yaratılacağını, bu nedenle sözkonusu markaların hükümsüz kılınması gerektiğini, davacı şirkete ait marka— tescilli olup, davalı —– hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep edilen markaların ise davacı şirketin markası kapsamında yer alan —- ve bu ürünlerin satışına ilişkin — hizmetler için tescilli olduğunu, dava konusu marka, davacı markası ile aynı, —-için tescil edildiğini, ayırt edilemeyecek derecede benzer olan ve —-yaratan —- birebir aynı ve— tescilli olması da, markaların — karıştırılması, davalı —- ürünlerin davacı şirkete ait olduğu—- davalı ürünlerinin satın alınması veya — olduğunun düşünülmesi sonucunu doğuracağını, davacıya ait markanın—- ile aynı ve –davalı markaları ile davacı markası aynı/—- orta düzeyde tüketici tarafından karıştırılmaları kaçınılmaz olacağını, tüketicinin söz konusu ürünü/hizmetleri birbirinin yan ürünü/hizmeti sanması da son derece mümkün olduğunu, davacıya ait markanın 6769 sayılı smk’ nın 6/5’inci maddesi anlamında tanınmış marka olup SMK.nun 6. Maddesinin 5. fıkrası, bir —– nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği ve bir markanın itibarına zarar verilebileceği durumlarda, sonraki marka başvurusunun—— kullanılacak olsa bile reddedileceğini — Anlaşmasında yer alan,— markaların — farklı mal ve hizmetler için de tescilini engelleyen” maddesi ile bu koruma genişletilmiştir. Bu hükümlerle de, tanınmış marka sahiplerinin, markalarının —— benzerinin, bir başkası tarafından farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile tescilini önleyebilecekleri açıkça desteklendiğini, dolayısıyla —-;— aşan bir tanınmışlığa sahip davacı markaları bu gereği tam olarak karşıladığını, sonuç olarak, marka olarak benzerliğinin —- aynı olan ve bu nedenlerle —- tanınmış marka ile ilişkilendirilecek ve tanınmış markanın itibarının istismar edilmesi sonucunu doğuracak olan dava konusu markaların, davacıya ait marka ile mal ve hizmet benzerliği gözetilmeksizin dahi hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiğini, dava konusu “– olarak tescilinin talep edildiğini, davalı firma ile davacının aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalının davacıya ait markalardan haberbar olmamasının mümkün olmadığını, buna rağmen dava konusu —- ——– bir —-seçmek yerine davacıya ait markalara çok benzer bir markayı aynı sınıflarda tescil ettirmeyi tercih ettiklerini, Davalı şirketin —davacı şirkete ait tescilli —markaları ile iltibas yarattığından davalı——- —– gerektiğini, davalı şirkete ait —markasına ayırt edilemeyecek —— —— asli unsur olarak barındırdığını, davalı şirketin — şeklinde olup, davacı şirkete ait markalar ile davalı şirketin–edilemeyecek derecede benzer olması, ayrıca davacı markasının ilgili olduğu sektör ile gösterdiği sektörün——- —-bağlantı kurulması, başka bir ifade ile iltibas kaçınılma olduğunu, bunedenle tanınmış bir şirket olandavacının tescilli markası ile çok benzer esas unsurları içeren bir — davacı şirketin üretiminde olan marka ile iltibas oluşturarak, sanki davacı şirket ile ———davacı şirketin bunca yıldır büyük emek sarf ederek oluşturduğu itibarını zedeleyebileceği gibi, bu büyük itibardan haksız olarak davalı şirketin yararlanmasına da sebebiyet verebileceğini, ayrıca davalı ———–amaç ve konusu dikkate alındığında, davacı — neredeyse aynı kullanım alanlarını kapsadığını, , davalı yanın —- rekabet fiilini meydana getirmekle birlikte karşı tarafın kötü niyetini yansıttığını, 6102 sayılı kanunda; her —– ait faaliyetlerinde basiretli bir —– davranması gerektiği düzenlendiğini, basiretli — ticari faaliyetlerinde gerekli tedbir ve özeni göstermekle yükümlü olup, ticari faaliyetleri sırasında haksız rekabeti önlemek için gerekli tedbirleri alıp almadığı da özen ölçütü dikkate alınarak saptanacağını, davalı—- gerektiği özen ve dikkati göstermemiş aksine haksız ve kötü niyetle hareket ederek müvekkil markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerini —— kullandığını, Türk Ticaret Kanunu’ nun 54. maddesinde yer alan —– ilişkileri etkileyen——diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” ve takip eden 55. maddesinin 5. bendinde yer alan “ Kendisini, —- rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek” fillerinin haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin hükümlerine de açıkça aykırı olduğunu, Bu nedenlerle; —- hükümsüzlüğü ile — terkinine ve davalının ….——- verilmesi talep edilmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … ————- yenilik ——– ——- yapımında———– —üretimine başlayan——- hizmet verdiğini, — — edilmiş — —- dayanımlı ve son derece —işini kolaylaştırarak— hizmetine sunduğunu, davacının davalının tescilli markasını kötüniyetli tescil ettirdiğine ilişkin somut verileri ortaya koyarak iddiasını ispatlayamadığını,— sabit olduğu üzere davalının uzun yıllardır faaliyet göstermekte olan bir şirket olarak —— memnuniyetine son derece önem vererek büyümüş ve büyümeye devam etmekte—- olduğunu, davacıların isminden yararlanma gibi —— olmadığını, buna ihtiyacının olmadığını, markalarını —- bu yana fiilen kullandıklarını, taraf markalarının görsel ve iştisel benzer olmadığını,davalının markası ile iltibasa mesnet gösterilen markaların tamamıyla birbirinden farklı olup ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığını, davalının markası—– zemin —–olacak şekilde ———- olarak yazılmış olup —- şekilde göze çarptığını, ortalama bir tüketici baktığında markanın —- olduğu izlenimini duyacağını, iltibasa gerekçe gösterilen —- markaların görsel benzerlik değerlendirmesinde markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davalı markası ile davacı marka arasında yazılış olarak farklı oldu gibi esasen—- bir şekilde ve ön plana çıkmakta ve en önemlisi davalı markasında ——-değerlendirmesinde markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davalının markası ise davacının markalarından —-olarak, gerek şekil olarak gerek —- olduğunu,—- aralarında hiçbir benzerlik bulunmadığını, tüketicilerin markaları akıllarında kaldıkları kadarıyla hatırladıkları ve bilimsel gerçekler gereği akılda kalma olgusunun daha çok görsel algıya dayalı olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu markalarla karşı karşıya kalan tüketicilerin markaların birbirleri ile ilgisi olmadığını yahut işletmeleri arasında bir bağlantı olmadığını hemen anlayacaklarını, markalar arasında karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde hedef tüketici kitlesinin de dikkat düzeyinin esas alınması gerektiğini, taraf markalarının kullanıldığı ürünlerin potansiyel müşterisi— tüketici değil, —-olduğunu, —- ortalaması dikkate alınması gerektiğini,davacı yanın kötü niyet iddiaları yerinde olmayıp davalının marka başvurusu yaptığı sıradaki kötü niyeti ispat edilmesi gerektiğini, davalının— tescili — marka— dayandığını, marka hükümsüzlük ve — terkini talebi konusunda —- hak kaybına uğradığını, davacı yanın müvekkilden — yılında haberdar olduğuna ilişkin beyanları kötü niyetten öteye gidemeyeceğini,— olduğunu, davalının yapmış—– hatırı sayılır bir yer edindiğini, — yılında tescil ettirmiş ve o günden bu yana— ticari işlerinde kullandığını, davanın davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı ——— davacının tanınmış marka olduğu, davalının kötü niyetli olduğu markaların benzemesi nedeniyle karıştırılma ihtimali nedeniyle hükümsüzlük davasıdır.
Mahkemizden alınan— raporunda; “Dosya münderecatı dahilinde yapılan incelemelere göre davacının —ile tescilli markasının—- tarihinde tescil kapsamındaki emtialar için—yeterli veri bulunmadığından— olmadığı, Davacı markası — ibaresinin —-ibarelerinin— olduğu, markaların — olarak benzer olduğu, —- farklılıklar olmasına rağmen bu farklılıkların davalı markalarını davacı markalarından uzaklaştırmaya yetmediği, Taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı orta düzeydeki tüketici kitlesine —– olduğu, — düzeydeki tüketici kitlesinin bir malı seçmede ayırdığı zaman, dikkat düzeyi düşünüldüğünde iltibasa düşme ihtimallerinin çok yüksek olduğu, davalı markalarının davacı markasının ——– düşünebilecekleri, iltibasa düşme ihtimallerinin mevcut olduğu, Mal ve hizmetlerin ayniyeti ve benzerliği açısından yapılan değerlendirme sonucunda ise; davalı markalarının tescil kapsamındaki —-için ve de —–.sınıfta yer alan “ Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve— kullanılan ——–diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri açısından kısmen hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, Davalının, davacı ile yukarıda da arz edildiği üzere aynı sektörde faaliyet gösterdiği, basiretli tacir olarak birbirlerinden ve faaliyetlerinden haberdar olmaları gerektiği, tescil kapsamları ve davalının kullanımları da gözönüne alınarak mevcut verilere göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkındaki nihai takdirin ve hukuki yorumun Sayın Mahkemenize ait olduğu , İş ticaret ünvanının terkini davasının ise yaklaşık 7 yıl sonra açılmış olduğu, davacı tarafın markası ile davalının ünvanları arasında bir iltibas olduğuna ilişkin bu kadar uzun bir süre içinde taraflar arasında herhangibir ihtilaf bulunmadığı, davacının 7 yıl gibi uzun bir süre sessiz kalmasının da hak kaybı oluşturacağı” yönünde rapor mahkememize sunmuşlardır.
Mahkememizden alınan— raporda sonuç olarak; “Dosya münderecatı dahilinde yapılan incelemelere göre davacının — ile tescilli markasının — tarihinde tescil kapsamındaki emtialar için TANINMIŞ MARKA olduğuna ilişkin yeterli veri bulunmadığından TANINMIŞ MARKA olmadığı, davacı— etkisinin yakın olduğu,—- olarak benzer olduğu,— farklılıklar olmasına rağmen bu farklılıkların davalı markalarını davacı markalarından uzaklaştırmaya yetmediği, taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı orta düzeydeki tüketici kitlesine hitap eden ürünler ve hizmetler olduğu, sözkonusu orta düzeydeki tüketici kitlesinin bir malı seçmede ayırdığı zaman, dikkat düzeyi düşünüldüğünde iltibasa düşme ihtimallerinin çok yüksek olduğu, davalı markalarının davacı markasının seri markası olarak düşünebilecekleri, iltibasa düşme ihtimallerinin mevcut olduğu, mal ve hizmetlerin ayniyeti ve benzerliği açısından yapılan değerlendirme sonucunda ise; davalı markalarının tescil kapsamındaki — yer alan emtiaların tamamı için ve de — yer alan “ Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için —— —-. —maddeler. —- hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, Davalının marka başvurularını kötüniyetle yaptığına dair heyetimizde kanaat oluşmadığı ve fakat bu konuda mevcut verilere göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkındaki ve hukuki yorumun mahkemeye ait olduğu, davalının marka başvurularını kötüniyetli yaptığı hususunda tespit yapması halinde, davalıya ait dava konusu markaların tüm kapsamları dahilinde hükümsüzlüğüne karar verilebileceği, İş ticaret ünvanının terkini davasının ise yaklaşık 7 yıl sonra açılmış olduğu, davacı tarafın markası ile davalının ünvanları arasında bir iltibas olduğuna ilişkin bu kadar uzun bir süre içinde taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının 7 yıl gibi uzun bir süre sessiz kalmasının da hak kaybı oluşturacağı” yönünde ek raporu mahkememize sunmuşlardır.
Mahkememiz —-tarihli ihtiyati tedbir kararı gereğince, “TALEBİN KABULÜ ile davalıya ait olduğu belirtilen — numaralı markalar, davalı adına kayıtlı ise, dava sonuçlanıncaya kadar—– devrinin önlenmesi hususunda markanın—— KAYDINA TEMİNATSIZ OLARAK İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, davalı dava konusu markayı devretmek için ciddi bir girişimi olur ve müşteri bulduğunu veya ekonomik zararının bulunduğunu ileri sürerek bu konuda delil ibraz etmesi halinde bu hususun tekrar ele alınmasına, bu hususda —- müzekkere yazılmasına”, karar verilmiştir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporları, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davacı şirketin ——– ibareli markanın–olduğunu. Davacı marka’nın tanınmış—— markaların davacı markası ile birebir aynı olduğunu bu benzerlik sebebi ile markaların karıştırılma ihtimali olduğunu. Davalı marka tescillerinin kötü niyetli tescil edildiğini belirterek SMK.nın 6/1,6/5 ve 6/9. Maddeleri uyarınca davalı adına tescilli davaya konu markaların hükümsüzlüğü ile yine—— yer alan —- ibaresinin terkinine karar verilmesini talep ettiği. Davalı tarafından davanın reddinin talep edildiği. Mahkememizce aldırılan 22/02/2021 tarihli kök raporda; davalı markalarının — yer alan emtiaların tamamı ve——- emtia hizmetleri bakımından benzer olan hizmetler bakımından kısmen hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ayrıca davacı markasının tanınmış marka olmadığı yönünde görüş bildirildiği. Buna göre de davacı şirketin —. Sınıfta tescilli sahibi olduğu. Davalının ise davaya konu— tescilli sahibi olduğu. Davalı markalarının tescil tarihlerinin —- olduğu, — —- tarihinin ise — yılı olduğu. Buna göre; davacının, davalı markalarının —-haberdar olması gerektiği veya haberdar olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede, 5 yıllık sessiz kalma sebebi ile hak kaybının oluşmadığı, markalar arasında SMK.nın 6/1.MADDESİ uyarınca yapılan incelemede, davacı— oluştuğu, davalı markalarının tescil kaydı incelendiğinde— markanın—– tescil edildiği. Tarafların— tescilli olduğu, davalıya ait —- numaralı——-yazılmış olduğu, taraflar arasındaki markaların —sadece davacı markasında davalı markalarından farklı— bu yönü ile —yönden benzerliğin olduğu,özellikle markanın— edilmesi halinde markalar arasında bir bağ olabileceği ihtimalini uyandırdığı, tüketiciler nezdinde —– gibi algılanabileceği, yine taraf markalarının—- emtialarda tescilli olmaları sebebi ile davacının markasının —- yılında tescil edilmiş olması, davacıya nazaran marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olması, içerisinde sektör bilirkişisinin de yer aldığı bilirkişi heyeti tarafından bu benzerliğin tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verebileceği anlaşıldığından tarafların ortak olarak tescilli olduğu, — Sınıfta yer alan emtiaların tamamı ile– yer alan “müşterilerin malları el verişli bir şekilde görmesi ve satın alması için sanayide bilim—-maddeler. — —” hizmetler bakımından markalar arasında iltibas tehlikesi nedeni ile kısmi olarak SMK. nın 6/1 maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu ve bu yönde davanın kabulüne karar vermek gerektiği. Tanınmışlık bakımından yapılan incelemede ise, davacı markasının ilgili olduğu sektörde değerlendirilerek tanınmış olup olmadığı yönünde sektör bilirkişisince yapılan değerlendirmede; davalı markalarının tescil tarihi itibari ile tanınmış —- olmadığı belirtildiği. Mahkememizce de bu hususun teknik uzmanlık gerektiren hususlardan olması sebebi ile tanınmışlık iddiası bakımından hükme esas alınarak tanınmışlık tespit edilemediğinden bu yöndeki hükümsüzlük taleplerinin reddine karar vermek gerektiği. SMK.nın 6/9maddesi uyarınca, talep edilen kötü niyetli tescil sebebi ile hükümsüzlük iddiası yönünden ise asıl olan iyi niyet olup, kötü niyeti iddia edinin ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafından davacı şirketin — markasını seçmesinin tesadüf olamayacağını, davacı — yararlanmaya yönelik kötü niyetli tescil olduğu iddia edilmiş ise de mahkememizce markalar arasında kısmi yönden olsa da benzerlik tespitinde bulunulmuş, fakat bu benzerliğin tek başına kötü niyetli tescil iddiasını kanıtlamayacağı davalının marka tescillerinin özellikle yazılış ve şekil bakımından davacı markalarından uzaklaşılmaya çalışıldığı. Yine davacı markasının tanınmış marka da olmadığı markalar arasındaki salt kısmi benzerliğin tek başına kötü niyet iddiasını ispat edemeyeceği, bu nedenle mahkememizce kötü niyetli tescil oluştuğu yönünde kanaat hasıl olmadığından bu yöndeki talebinde reddine karar vermek gerektiği. Davalı şirketin ticari ünvanında yer alan —- ibaresinin davacının marka hakkına iltibas teşkil ettiği sebebi ile terkinine ilişkin talep incelendiğinde davalı şirketin — —- tescil edildiği, dava tarihine göre yaklaşık 6 yıl 2 ay’lık süre zarfında tescilli olduğu, davalı şirketin bu ticari ünvanı ile faaliyetine başlayıp yatırımlar yaptığı ve bu ünvanla bu süre zarfında faaliyette bulunduğu esas itibari ile marka ile — farklı olup davalı şirketin 2013 yılından beri davaya konu ticaret ünvanı ile faaliyette bulunduğu, tarafların davacının iddiasına göre de benzer ticari alanlarda faaliyet gösterdiği bu sebeple davacının, davalı —olduğu veya olması gerektiği yaklaşık 6 yıldan fazla bir süredir bu ünvanla faaliyet gösteren davalı şirketin ticari ünvanının terki halinde hak kaybı oluşturacağı gibi bu süre zarfında ileri sürülen ticaret ünvanın terki talebinin de iyi niyetle bağdaşmayacağı anlaşıldığından bu talep yönünden de davanın reddine karar verilerek neticeten davanın kısmen kabul kısmen reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Davalı adına tescilli —- ibareli markanın—- yer alan emtiaların tamamı ve—. Sınıfta yer alan “müşterilerin malları el verişli bir şekilde görmesi ve satın alması için sanayide—-maddeler—– yönünden kısmen hükümsüzlüğüne,
2-Davalı adına tescilli —- ibareli markanın —- Sınıfta yer alan emtiaların tamamı ve— Sınıfta yer alan “müşterilerin malları el verişli bir şekilde görmesi ve satın alması———– emtiaları ve hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne,
3-Ticari unvanın terki talebi yönünden davanın reddine,
4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
5-Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı üzerinden —- vekalet ücretinin davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine,
6-Davalı vekiline davanın red edilen—gereğince takdir olunan — vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL harç, 248,40 TL tebligat ve müzekkere, 2,400,00 bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 2.702,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 1.351,40 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.