Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/124 E. 2021/84 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/124 Esas
KARAR NO: 2021/84
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/05/2020
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —- olduğunu, müvekkilinin tanınmış ——– yerine getirdiğini bu marka üzerindeki haklarının —- numarası ile adına tescil ettirdiğini davalı ile birçok defa görüştüklerini markayı çekeceğini beyan etmesine rağmen geri çekmediğini, tanınmışlık, gerçek hak sahipliği ve davalının kötü niyeti nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği, davaya konu—sonuçlanana kadar —–başka gerçek veya tüzel kişilere devredilmesini önlemek amacıyla, dava konusu markalar üzerine dava sonuna kadar devir yasağının konulmasını ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava,Davalıya ait ——davacının tanınmış marka sahibi gerçek hak sahibi olup olmadığı, davalının tescilinin kötü niyetli olup olmadığı olması halinde markanın hükümsüzlük davasıdır.
K A R ŞI İ D D İ A: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının —- tescil ettirdiği — ———– demektir.—— hiçbir anlamı yoktur.—-Dolayısı ile ancak—- olan —- tanınır. —– bir durum olduğu, Bu sebeple tarafıma yönlendirilen markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağım hususundaki iddia tamamen asılsızdır. —– hiçbir kimse tarafından tanınmayan bir ibarenin kullanımından nasıl bir fayda sağlanabileceği, Davacı bu hakkını kullanmamış ve itirazda bulunmamıştır. Bunun sebebi yine dava dilekçesinde de anlaşılacağı üzere——— üzerinden markalaşmaya başladıklarını bu sebeple o tarihlerde zaten hizmet verdikleri —– tanınmadıkları için böyle bir itirazın —- yapılmasının anlamsız olacağını ve ret ile sonuçlanacağını bildikleri için marka başvuruma herhangi bir itirazda bulunmamışlardır. Şimdi ise geçen —- içinde insanların—- uygulamasının ilgili — kullanımı ve tanınmışlığı artmış olabilir. Davacı —— dava açtığı, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, davacının bu markadan haberdar olmasına rağmen itiraz etmediğini, davanın usulüne uygun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememiz — numaralı marka, davalı adına kayıtlı ise, dava sonuçlanıncaya kadar, —-devrinin önlenmesi hususunda markanın —– KAYDINA TEMİNATSIZ OLARAK İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, davalı dava konusu markayı devretmek için ciddi bir girişimi olur ve müşteri bulduğunu veya ekonomik zararının bulunduğunu ileri sürerek bu konuda delil ibraz etmesi halinde bu hususun tekrar ele alınmasına, bu hususda —- müzekkere yazılmasına”, karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasından alınan —- tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, — — markasını kullanımına dair inceleme yapılmış ve yapılan incelemede davalının internet ortamında —tespit edilmiştir. —– yıllara ait arşiv kayıtlarında ise davacının markasının yer—— kayıtlarının yer aldığı, —— ile davalının kullanımlarının—- göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkındaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı tarafa ait marka ve Davalı —- ibaresi olduğu, markaların aynı sektör ve aynı iş alanında kullanımının karışıklık ve iltibasa sebep olacağı, markanın hükümsüzlük şartlarının oluştuğu” görüş ve kanaati ile raporu mahkememize sunmuşlardır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Celp olunan ——- kayıtları, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından; Davacı vekili, davacının ————şirketin kullandığını,—— markasının kötü niyetli ve haksız menfaat sağlamak amacı ile kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkil markasının tanınmış marka olduğunu, tanınmışlık nedeni ile marka üzerinde öncelikli ve üstün hak sahibi olması nedeni ile markanın hükümsüzlüğünü talep ettiği, davalı cevap dilekçesi ile davacının markaya tesciline itiraz etmediklerini, davacı markasının tanınmış marka olmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli rapor ile davacının —— yılında tescil ettirdiğini, davalı tarafından markanın kullanılmadığı, ilk kullanımın davacı tarafından yapıldığı, markalar arasında iltibas tehlikesinin olduğu, yönünde görüş bildirildiği, buna göre tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ——- isimli —-davacının iş bu markayı satın almış olduğu, dava dışı —— yılında kayıt ettirildiği, halen aktif olarak kullanıldığının — davacıya ait olduğu, — hizmetlerine konu tanıtım ve kullanımların ——–markası ile dava konusu markanın birebir aynı olduğu ve ortak olarak —— bakımları hizmetinde faaliyet göstermesi nedeni ile iltibas tehlikesinin mevcut olduğu, davacının marka üzerinde öncelikli ve üstün hak sahibi olması nedeni ile davalı markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, kötüniyetli tescil yönünden ise; dosya içerisindeki belgelerden, bilirkişi raporundan ve davalının duruşmada alınan beyanından, davalının hiç bir zaman güzellik sektöründe faaliyette bulunmadığı, yine dava açılmadan önce davacı ile davalı arasında görüşme olduğu, davacının iddiasına göre davalının bir miktar para veya distiribütörlük talebinde bulunduğu, davalı tarafından görüşmenin içeriği kabul edilmemiş ise de görüşüldüğünün kabul edildiği, —– bir kelime olup ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğu, —– yaşayan kişiler tarafından tesadüfen bulunup tescil edilmesinin mümkün olmadığı, davalının iş bu markadan ve faaliyet gösterdiği —– haberdar olduğu ve bu markayı tescil etmek sureti ile bir başkasının bu markayı kullanmasına piyasaya girmesine engel olmak için tescil ettirdiği zira davalının markanın tescil ettirildiği güzellik bakımı hizmetlerinde şimdiye kadar hiç bir faaliyetinin olmadığı gibi tescilden sonra da herhangi bir faaliyetinin olmadığı,bu şekilde davalının tescilinin kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kötü niyetli tescil nedeni ile de hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, tanınmışlık iddiası yönündeki hükümsüzlük talebi bakımından ise;devacının tanınmış marka tescili olmadığı,tanınmışlık idiiasının tespitinin teknik ve uzmanlık gerektiren hususlardan olması nedeni ile, bir sektör bilirkişinin de olduğu heyet tarafından davacı markasının tanınmış olmadığı yönünde görüş bildirilmesi karşısında, tanınmışlık nedeni ile hükümsüzlük talebinin mahkememizce kabul edilmediği, neticeten davaya konu davalı adına tescilli —–markasının, davalı tescilinden önce davacı şirketçe yurt dışında tescil ettirilip kullanıldığı, markanın gerçek ve üstün hak sahibinin davacı şirket olduğu, davacı şirketin markayı kullandığı ticari faaliyet alanı ile davalının markayı tescil ettirdiği —– bakım hizmetleri sınıfının birebir örtüştüğü davacı markası ile davalının davaya konu markasının birebir aynı olduğu bu nedenle ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açacağı iltibas tehlikesinin mevcut olduğu anlaşıldığından yine davalının tescilinin yukarıda belirtildiği şekilde kötü niyetli tescil olduğu anlaşıldığından —— markasının hükümsüzlüğüne karar verilerek ağıdaki şekilde hüküm kurıulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli —– sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 4.90 TL Harcın davalıdan tahsili ile, hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL harç, 219,50 TL, tebligat ve müzekkere masrafları, 3.900,00 TL ile bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.173,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı