Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/97 E. 2021/42 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/97 Esas
KARAR NO : 2021/42
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin,———— faaliyetleriyle bilindiğini, dava konusu ——— markasının da müvekkilin çalışmaları esnasında bulup kullandığı ve bilinir hale getirdiği bir ibare olduğunu, nihayet gerçek hak sahibi ve istimal edeni olduğu—————– ettirdiğini, Marka hukukunda benimsenen gerçek hak sahipliği ilkesi uyarınca, bir işareti ilk defa düşünen ve bir mal veya hizmet ile bağlantılı olarak kullanan kişi onun sahibi olduğunu, Hak, işaretin ————ihdas edilmesi, kullanılması ve ona belli bir ayırt edicilik ve tanınmışlık kazandırılması ile doğar. Markanın kullanılması ile ayırt edici ve tanıtıcı niteliği artar ve belirgin hale gelir. Müvekkilinin, uzun yıllardır emek harcayarak prestijli bir marka haline getirdiği ve——— kendi faaliyetlerinde, internet üzerinde ve pek çok mecrada kullandığı——–ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğunun tartışmasız olduğunu, nitekim bu hak sahipliği ———– tarihli marka ile tescillendiğini, Davalı firma ise müvekkilinin markasının aynısını———– ettirdiğini, Bu sınıfın ilk bakışta müvekkilinin tescilinden farklı görünse de davalı bu markasını sadece —– üretmekte kullanmakta ve reklamlarında da sadece ——-ürünü üzerinden ilerlemekte olduğunu, bu durumda davalının markasıyla sadece—— üretecek olması ve bu ürünü tanıtmak için de ———–kullanmak zorunda olması karşısında müvekkil markasıyla iltibas oluşması kaçınılmaz olduğunu, davalının reklamlarını görüp müvekkilden davalının ürünleri istenmesi üzerine davalıya ———- yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalıya durum ihtar edilmiş ancak davalıdan herhangi bir cevap verilmediğini, marka hukuku ilkeleri ve yasal düzenlemeler gereği müvekkilinin——– sınıfta olsa da aynı ibare ve aynı ürün üzerinde kullanıldığından karıştırılması kaçınılmaz olan dava konusu markaların birlikte yaşaması da mümkün görünmediğini, müvekkilin dava konusu markanın gerçek ve ilk hak sahibi olarak uzun yıllardır fiilen ve aralıksız olarak kullanması karşısında davalının henüz tescil ettirdiği markasının marka seçme özgürlüğü kapsamında değiştirilebileceği bu nedenle de hükümsüzlüğü gerektiği kanaatinde olduklarını, kayıtlar incelendiğinde açıkça anlaşılacağı üzere davalı adına tescilli ———markasının hükümsüz kılınmasını talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkilinin,——– çapında tanınmış marka olmayı başarmış, sektör lideri bir —– olduğunu, bu açıdan, müvekkilinin ürünlerine verdiği marka adları, ikincil önemi haizdir zira tüketici nezdinde ———– adının gücünden hareketle ticari faaliyetini geliştiren bir marka değildir. Tam da bu sebeple davacı, müvekkilin tanınmışlığından, reklam gücünden, tüketiciye ulaşım kuvvetinden, tüketicide yarattığı ve yıllardır süreklilik arz eden güven ve itibardan menfaat temin eder konumda olup, küçük ve yerel bir işletme olan davacının, aksi yöndeki iddiası, abesle iştigal olmaktadır. Davacının, dava konusu markanın gerçek ve ilk hak sahibi olduğu iddiasıyla, uzun yıllardır fiilen ve aralıksız olarak bizzat kullanıyor olması şeklindeki soyut iddiasıyla müvekkil şirketin marka isminin hükümsüzlüğünü talep etmesi isabetsiz olduğunu, Haksız ve mesnetsiz davanın külliyen reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalının ——— markasının hükümsüzlüğü davasıdır.
Tarafların———– dosyaya celp edilmiş, toplanması gereken tüm deliler toplanmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan ——tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının —– —— markasına çok benzer olduğu, ———— belirtilen mal ve hizmetlerin aynılığı ve/veya benzerliğinden anlaşılan mal ve hizmetlerin beraberce kullanılması, birbirini tamamlamasıdır. Burada görüldüğü üzere bir ürünün üretilmesi, satılması veya sunulması ile o ürünün sunulması için kullanılması zorunlu emtiaların aynı mal olmasa da birbiri ile ilgili mal ve hizmetler olduğunu, bir —– hazırlanarak sunulması ve tüketime hazır hale getirilmesi, ———- olup, bu emtiaların davacının marka kapsamı ile ilgili ve benzer olduğu, buna göre de davalının —- no.lu tescilli ——– kapsamı içinde yer alan ———– diğer emtiaların davacı markası kapsamındaki emtialarla aynı benzer ve ilgili olmadığı, söz konusu mal ve hizmetlerin orta düzeyde tüketiciye hitap ettiği, ortalama tüketicilerinin sunulan mal ve hizmetlerin sunuluş biçimi, giderdikleri ihtiyaç, ————- aynı zamanda yeme – içme hizmeti veren bir yerde satıldığını, bu mal ve hizmetlerin en azından bağlantılı olduğu yanılgısına neden olabilecek olup, kullanılan ortak ibare olan ——— ibaresinin yüksek benzerliği de gözönüne alınarak ortalama tüketiciler tarafından bu sözcüğü duyduğunda duraksamadan davacının markası olarak algılayabileceği, iltibasa neden olabileceği bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasından alınan —- tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacının markasında ————— olduğu, yani bu ibarenin, markanın kaç yılından beri kullanıldığını gösterdiği, bu nedenle, tanımlayıcı olan ——- ayırt ediciliğinin bulunmadığı,————– dışı bırakılarak değerlendirme yapıldığında, her ne kadar davacı markasında görsel unsur bulunsa da davalının markasını oluşturan ———- ibaresinin davacı markasında birebir geçtiği dikkate alındığında, taraf markalarının benzer olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı, taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığı, karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin yanı sıra markaların tescilli olduğu mal ve hizmetler arasında da benzerlik bulunması gerektiği, somut olayda taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığından markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğundan söz edilemeyeceğine yönelik raporunu mahkememize sunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacının ————-olduğu, davalının ise davaya konu ———– tescili sahibi olduğu, davacının ——– ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu her ne kadar tescil sınıfları farklı ise de davalının dava konusu———— üretip ticari faaliyette bulunması nedeniyle her iki markanın da ——- üzerinde kullanılması nedeniyle karıştırılma ihtimali olduğu bu nedenle de markanın ilk ve gerçek sahibi olması nedeniyle davalı markasının hükümsüz kılınması gerektiğini iddia etmiş davalı ise dava konusu markaların sınıflarının farklı olduğunu, kullanılan emtiaların da farklı olduğunu,———- tarafından bilinir hale getirildiğini belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkememizce aldırılan —— tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasındaki markaların iltibasa yol açabileceği yönünde görüş bildirildiği, davalı tarafından sunulan——- tarihli uzman görüşü mütaalası ile taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı yönündeki rapor ve davalı vekilinin itirazları üzerine mahkememizce bu defa başka bir heyetten rapor aldırıldığı, alınan —–tarihli bilirkişi raporuna göre karıştırılma ihtimali olmadığı, buna göre davacı dayanak markası olan —numaralı markanın————-davaya konu davalı markasının ——— oluştuğu, davacı markasının ————- ———— olduğu, davalı markasının ise———-ibaresini içerdiği, her ne kadar her iki markanın esas unsurunun ———- olduğu anlaşılsa da ——- bakımdan markalar arasında farklılık olduğu, fakat her iki markanın esas unsurunun—– olması nedeniyle, orta seviyede bir benzerlik olduğu açıktır. Bu nedenle markaların esas unsuru itibariyle kelime olarak benzer olduğu ve karıştırılmaya yol açacağı sonucuna ulaşılmıştır. Taraflar arasındaki markaların tescilli oldukları sınıflar yönünden yapılan incelemede, davacı markasının ——– olduğu, davalı markasının ise———- tescilli olduğu, tescil sınıflarının farklı olmasına rağmen mal ve hizmetler arasında bir aynılık olup olmadığı yönünden alınan —— bilirkişi raporunda, taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler arasında her hangi bir benzerlik bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği mahkememizce de bu görüşe itibar edildiği, davacı markasının——emtiasında tescilli olduğu ve bu alanda yoğun olarak kullanıldığı, davalı markasının ise davaya konu edilen —————–bakımından benzer olacağı değerlendirilebilir ise de davacının kullanmış olduğu ——— davalı tarafından benzerlik yönü ile davaya konu edilen———— da birbirinden ——— benzerliğinin geniş yorumlanması durumunda piyasada var olan çok sayıda mal ve hizmetin benzer olarak değerlendirilmesine bu halde de yapılan sınıflandırma kapsamında belirlenen mal ve hizmetler ayrımının anlamsız ve sonuçsuz kalmasına yol açabileceği, taraflar arasında her ne kadar markalardaki esas unsur —– ibaresi yönünde benzerlik olsa da taraf markalarının farklı sınıflar ve mal ve hizmetler bakımından tescilli olması, tescilli oldukları sınıflardaki mal ve hizmetlerin işlev ve fonksiyonlarının birbirinden farklı olması nedeniyle ortalama tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet vermeyeceği kanaatine ulaşıldığından, davaya konu marka ile davacı markası arasında kapsadığı mal ve hizmetler ve tescil sınıflarının farklı olması nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından,davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 14,90 TL harcın davacıdan tahsiline hazineye gelir kaydına
3-Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL
ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 2.600,00 TL bilirkişi ücreti yargılama masrafının
davacıdan tahsiline davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere
iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021