Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/94 E. 2022/104 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/94 Esas
KARAR NO : 2022/104

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, —–” markasını çok eski tarihten bu yana kullanmakta olduğunu, davacının bu markasını çok uzunca bir süredir tescilsiz olarak kullanmakta iken, marka vekili—– ait —- ve hizmetlerde adına tescil edilmesi talebi ile başvurmuş olduğunu,———– —- başvuru numaralı “——–ibareli marka tescil başvurusunun kısmen reddine karar verildiği, Redde Gerekçe olarak 5/1 (ç) “Marka aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzer işaretler içermektedir” Maddesinin gösterildiğini ve — Marka/Başvuru olarak da—— marka adı gerekçe olarak gösterilmiş olduğunu. Bahsi geçen kısmi ret kararı ile davacının yukarıda sözü edilen —- adına kayıtlı “——” markasından dolayı —- hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri,——ile ilgili —- hizmetleri, — için yer sağlama hizmetleri. —— hizmetleri” sınıfından çıkartılmış; aynı başvurularının —— Hizmetlerde ise ilana çıkarılmış olduğunu, Yukarıda sözü edilen —— davacı başvurusu ile ilgili —– tarihinde yazılı olarak —-olduğunu. Bahsi gecen itiraz üzerine—Yeniden İnceleme ve Değerlendirme —- İnceleme ve Değerlendirme — başvuru numaralı “—–başvurunun 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca kısmen reddi kararına karşı yapılan itirazın incelenmesi sonucunda başvurunun asli unsurunu — ibarelerinin oluşturduğu, kısmen reddine gerekçe olarak gösterilen — sayılı —- “—- ibaresinden müteşekkil olduğu tespit edilmiş ve markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, başvurunun kısmi red kapsamında bulunan hizmetlerin kısmi red gerekçesi markanın tescil kapsamında bulunanlarla aynı/aynı tür olduğu da görüldüğünden başvuru sahibinin itirazının reddine karar verilmiştir. İtirazda başvuruya konu markanın başvuru sahibi tarafından uzun süredir marka olarak kullanılmakta olduğu, markanın tanınmış marka olduğu ileri sürülerek başvurunun tescili talep edilmekle birlikte belirtilen hususlar başvurunun 6769 s. SMK” ‘nın 5/1-(ç) bendi kapsamında değerlendirilmesine istisna teşkil edecek hususlar olmadığından iş bu itirazın reddi gerekmiştir… ” şeklinde belirtilerek davacının marka vekili aracılığıyla yaptığı bu itirazının oy birliğiyle reddine karar verilmiş olduğunu, Yukarıda bahsi geçtiği üzere davacı, “——-” markasını çok eski tarihten bu yana kullanmakta olduğunu. Hatta öyle ki. davacı —- markasını yukarıda yer verilen kısmi red kararına gerekçe olarak—- tarafından gösterilen dava dışı— için başvuru tarihi olan 04/02/2010 tarihinden dahi çok yıllar önce kullanmaya başlamış olduğunu ve —— olarak da kullanmaya devam etmekte olduğunu. Kaldı ki bu husus “—” markasının davacı tarafından ilk elden oluşturulduğu ve kullanılmaya başlandığının—– bir ispatı olduğunu. —- durum dahi gerek dava dışı — gerekse de “—” markasını —devralan davalı ….– davalının çok eski tarihlerden beri gerek maddi gerekse manevi emek ve çabalarıyla oluşturduğu ve alanında saygın bir marka haline getirdiği —- markasını davacının tescil ettirmemesini fırsat bilerek ve davacının emekleriyle ortaya çıkan ve tanınan markanın tanınmışlığından ve —— yararlanmak amacıyla, tescil ve devir işlemlerine giriştikleri bu yolla haksız kazanç elde etmeye çalıştıkları açıkça ortada olduğunu. Oysaki iş bu dava dilekçe de ayrıntılı olarak arz ve izah ettikleri üzere “—-” markasının —emtia ve hizmetlerde tescili konusunda davacının üstün hak sahibi olduğu ve davacının bu üstün ve kazanılmış hakkının korunması gerektiği de izahtan vareste olduğunu, Nitekim. emsal olabileceği kanaatini taşıdığı—- kararında, davacının davalı şirketin tescilli markasından önce maruf hale getirdiği marka üzerinde öncelikli ve üstün hakkı bulunduğu belirtilmis olduğunu. Davacının yukarıda bahsi geçen —” kararına karşı marka vekili aracılığıyla sunduğu ve ekte de sunulan — dilekçesinde de yer verildiği şekli ile Davacı ——– yıllardan beri —- sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu ve özellikle —– yapmakta ve işlediği —- kendine —-ile tüketiciye sunmakta olduğunu. Davacı özellikle——, üretimini ve satışını yapmakta olduğunu. Bu anlamda davacı işlediği——— markası altında hem ——— hizmetleri ile hem de restoran hizmetleri ile tüketiciyle buluşturmakta olduğunu. Davacı ticari faaliyetlerine—– başlamasına karşın halen —— faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu. Davacı gerek üstün ürün kalitesi gerekse farklı şehirlerdeki şubeleriyle sektöründe tanınan ve bilinen bir kurum olmayı başarmış olduğunu. Bugün en çok bilinen ve en sık kullanılan ————- çıkan sonuçlar davacının ve bilinen markasını göstermekte olduğunu. Anlaşılacağı üzere, davacının, davaya konu “—–” ibaresini ilk olarak marka adı olarak oluşturmuş olduğunu ve bunu da yıllarca gösterdiği emek, çaba ve üstün kalite —- tanınır hale getirmiş ve saygın ve aranılan bir marka konumuna getirmiş olduğunu. Buna rağmen davacının, ilk elden oluşturduğu ve tanınır hale getirdiği tescilsiz markasını, marka vekili —– Sınıfa ait emtia ve hizmetlerde adına tescil edilmesi talebi ile başvurmasının üzerine adı geçen markasının, dava dışı —– adına tescilli olduğu ve benzer oldukları gerekçesiyle —- Sınıfa ait —- bakımından kısmen- red kararı vermesi açıkça hatalı ve hukuka aykırı olmuş olduğunu. Akabinde—-Başvuru Numaralı davacı başvurusu ile ilgili “—-kararına karşı ise —- ile) itiraz edilmiş ve davacının marka vekili aracılığıyla yapmış olduğu bu itirazı üzerine —– Yeniden İnceleme ve Değerlendirme —- Kararı ile itirazın reddine karar vermiş olduğunu. —aşamada bahsi geçen bu haksızlığın ve hukuka aykırılığın giderilmesi amacıyla da Sayın Mahkeme huzurunda ikame edilen iş bu dava ile, dava dışı ——— markası, davalı … tarafından—- tarihinde devralınmış olduğundan (ki davalı …, davaya konu “— markası için— Numarasıyla 08/12/2018 tarihinde yeniden — Sınıfta tescili için başvurmuş olduğundan bu başvuruya ilişkin Kurumca alınacak tüm karar ve yapılacak tüm işlemlerin de iş bu davamızın kesin olarak sonuçlanmasına kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmekte olduklarını) — nezdinde davalı adına —. Sınıf emtia ve hizmetlerde tescilli—— markasının hükümsüzlüğüne ve marka sicilinden terkinine karar verilmesini talep etme — olduğunu, Dava dışı —–davalı … tarafından — devralınmış olduğunu. Hatta öyle ki, davalı …—- davacının ——– ibareli, —— Başvuru No’lu başvurusuna da vekili aracılığıyla “…Müvekkilimiz … daha önce yayına itiraz eden —— tarihinde devralmıştır. Bu süreden önceki marka sahibi —- devralınan markayı da mesnet göstererek “—– başvurusuna itiraz etmiştir. İlgili itiraz karar yazısında —– sayılı “— ” markası için açıkça farklı sahibe ait markadır ibaresi kullanılmıştır. …Müvekkilin önceki tarihli markasıyla karıştırılmaya neden olacak düzeyde benzer olan, itiraz edilen “——— marka başvurusunun SMK m.6/I uyarınca reddedilmesi gerekmektedir. İtiraza konu —– esas unsurlu marka, müvekkilin —- markasına 6769 sayılı SMK’nin 6’ncı maddesi anlamında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olup, bu marka başvurusunun, müvekkil markasıyla —- ile dahi son derece benzer ve müvekkil markaları ile çağrışım yaratacak nitelikte olduğu açıktır…” şeklinde itiraz dahi etmiş olduğunu,——– —– yazısında “… İlgi: — tarih ve —” ibareli başvurunuz — başvuru numarası ile kayıtlı olan —- tescil başvurunuza 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 18 inci maddesi çerçevesinde yapılmış ve bilgileri aşağıda belirtilmiş olan itiraz/tirazlar incelenmiş ve haklı bulunmayarak reddedilmiştir. … İTİRAZA GEREKÇE GÖSTERİLEN MARKALAR —- kullanımın ispatına ilişkin delil sunulmadığı veya sunulan delillerin yeterli bulunmadığı tespit edildiğinden, Md. 6/1 kapsamında yapılan incelemede dikkate alınmamıştır. (—– ait markadır.) …” şeklinde olduğunu, Davaya konu “—-ve onun (davalı) adına tescilli hale geldiği ANCAK yukarıda da ettiğimiz üzere “—–” markasının davacı tarafından ilk elden oluşturulduğu/meydana getirildiği hatta öyle ki, davacının “—– markasını yukarıda yer verilen kısmi red kararına gerekçe olarak —- dava dışı —-tescil için başvuru tarihi olan —–tarihinden dahi çok yıllar önce kullanmaya başladığı ve aktif olarak da kullanmaya devam ettiği gözönüne alındığında, hali hazırda davalı adına — Sınıfta tescilli bulunan —-” markası nedeniyle davalının davacı tarafından haklı olarak tescil için başvuru yaptığı ——markası gibi tescile konu diğer başvurularına davalının haksız olarak itiraz etmesine yol açtığı daha doğru bir söylemle davalının aslında gerçek hak sahibi olmadığı halde gerçek ve üstün hak sahibi davacının davaya konu mevcut marka ve başkaca markaları üzerindeki hakkına sebepsiz yere itiraz etmesinin de önünün açıldığı ortadadır. Oysa ki —– emtia ve hizmetlerde davacı tarafından tescilsiz de olsa ilk elden oluşturulmuş ve tanınır bir marka haline getirilmiş olduğunu. Buna ilişkin olarak da işbu dava dilekçe ekinde yer verdikleri bir kısım somut delillere değinmek gerekirse ekte yer alan: — tarihli müvekkil tarafından kesilen ——- olarak yer alan fatura sureti, ——- tarafından müvekkile “—- —- ekli delillerin yanı sıra diğer tüm delillerin de celp edildiğinde görüleceği üzere. Davacı, —–. dava dışı —–dava dışı —- markasını tescil için 04.02.2010 tarihinde başvurduğu ekte ver alan delillerden anlaşılmakta olduğunu, daha önce marka olarak ve işletme adında da esas unsur olarak kullandığı ve kullanmaya da sürekli olarak devam ettiğini, davalının da dava dışı—- markayı devraldığını, dolayısıyla “——-. Sınıfta yer alan emtia ve hizmetlerde ilk oluşturan. markalaştıran ve tanınır hale getirenin davacı olduğu açıkça ortada olduğunu. Hal böyle iken, halihazırda — nezdinde davalı adına —– emtia ve hizmetlerde tescilli bulunan “—— markasının hükümsüzlüğüne ve —-sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı fakat 09/09/2020 tarihli beyan dilekçesi ile tedbirin kaldırılması talebinde bulunulduğu, dava dışı —- ile müvekkilinin 5 yıl süreli lisans sözleşmesi yaptığını, markanın devredilme ihtimaline karşılık tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait—-numaralı —- markasının gerçek hak sahipliği nedeni ile hükümsüzlük davadır.
Mahkemizden alınan 04/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen —– olarak kullanımda ve—- alan adının —– —– bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının —- tarihinin kayıt olunduğu, alan adı sahibinin ——– kayıtlı olduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde ——olarak kullanıldığı, Davacıya ait olan —-davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına —-sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin —— yılından bu yana —– kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından “—–olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, Davalının —– —-ibareli marka tescilinin Davacının ——— edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı, Davalının ——— markasının SMK md. 6/1 ve md. 25/11 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğu, Eskiye dayalı kullanım sebebi ile “—– ibaresi üzerindeki öncelikli kullanım hakkının davacıya ait olduğu; bu sebeple davacının markanın gerçek hak sahibi olduğu, Davacının ——— yılından beri kullandığı, Davalının marka başvurusu yaptığı —— yılında davacının markasının varlığından haberdar olduğu, davalının davacının markasından yararlanma düşüncesi ile hareket etmiş olabileceği ve bu sebeple davalının kötüniyetli olduğu, yönünde raporu mahkememize sunmuşlardır.
— tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Kanunda yazılı nispi hükümsüzlük şartlarının olaya uygulanabileceği bu nedenle, davalı adına kötüniyetli tescilli, —- tescil numaralı markanın hükümsüz kılınabileceği, yönünde rapor sunulmuştur.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporu, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davaya kon—eski tarihten beri kullanıldığını, markanın tescili için başvurduklarında —– adına tescilli davamıza konu— numaralı —-ibareli marka gerekçesi ile başvurularının kısmi olarak red edildiğini. Davacının, davaya konu markayı hükümsüzlüğü istenen —- numaralı markanın başvuru tarihinden çok daha önceki tarihlerde kullandığını, markayı maruf hale getirdiği. Birçok ilde —- markası ile faaliyette bulunduğunu, davaya konu markanın 10/04/2018 tarihinde davalı tarafından devralındığını. Ayrıca davalının tescilinin de kötü niyetli olduğunu belirterek gerçek hak sahipliği ve kötü niyetli tescil iddiası ile davalı adına tescilli —-numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği. Davalı tarafından davaya cevap verilmediği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın mahkememizce talimat yolu ile aldırılan 04/06/2021 tarihli bilirkişi raporu ile, davacının ticari defterleri incelenmiş oluşturulan rapor neticesi davacının 2010 yılından önce davaya konu — markasını kullandığı yönünde görüş bildirdikleri, mahkememizce dosyanın esası bakımından ve internet siteleri de incelenmek sureti ile oluşturulan 04/01/2022 tarihli raporda davacının —- tarihinde oluşturduğu, bu sitede et ve et ürünleri faaliyetlerini tanıtımının yapıldığı, —-Markasının hak sahibini davacı olduğu yönünde görüş bildirildiği. Buna göre bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının —–çok uzun yıllardır faaliyette bulunduğu, davacıya ait ticari defter ve faturaların incelenmesi neticesi davalının, davaya konu markasının tescil tarihi olan— daha önceki tarihlerde — ibaresini kullandığı. Buna ilişkin — faturasının mevcut olduğu, bilirkişi raporlarına göre ve dosya kapsamına göre davacı kullanımlarının markasal kullanımlar şeklinde olduğu bu şekilde—- markası üzerinde davacının davalıya nazaran gerçek hak sahibi olduğunun anlaşıldığı. Davalı adına tescilli davaya konu —- numaralı markanın tescil tarihinin— yayınlandığı, dava tarihimizin ise —- olduğu. Bu suretle aradan geçen 8 yıllık süre göz önüne alındığında, davamız bakımından sessiz kalma nedeni ile hak kaybı olup olmadığı hususun da değerlendirilmesi gerektiği SMK. nın 25/6 maddesi uyarınca “marka sahibi sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma bir birini izleyen 5 yıl boyunca sessiz kalmış sa sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça markanın hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez” denilmek sureti ile davacının, davalıya ait markanın kullanılıp kullanılmadığını bilip bilmediiği yönünden yapılan değerlendirmede; davacının —-başvuruda bulunduğu ve bu tarih itibari ile davalı markasından haberdar olduğu. Yine dosya içerisindeki mevcut deliller itibari ile davalının —- ibareli markayı kullandığına dair herhangi bir verinin mevcut olmadığı, bu durumda davacının, davalı markasının tescilinden haberdar olması mümkün olmadığı, bu sebeple davacının, davalının davaya konu markasının tescilini öğrendiği tarihinin —- kabulünün gerektiği bu nedenle davamızda sessiz kalma nedeni ile söz edilemeyeceği. Bu sebeple davacının davaya konu —- markası üzerinde davalıya nazaran üstün hak sahibi olduğunun tüm dosya kapsamından anlaşıldığı. Davalının davaya konu —– hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri( —- —- olduğu. Davacının ticari faaliyet alanın ise ——- olduğu. Geçici konaklama hizmetleri bakımından herhangi bir faaliyetinin olmadığı bu nedenle davacının —– markası üzerinde —- içecek sağlanması hizmetleri ile —–hizmetleri bakımından davalıya nazaran gerçek hak sahibi olduğu anlaşıldığından bu hizmetler bakımından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davacının —–alanında herhangi bir faaliyetinin olmadığı anlaşıldığından bu hizmetler bakımından davalıya nazaran üstün hak sahibi olduğundan bahsedilemeyeceği bu nedenle bu hizmetler bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiş, kötü niyetli tescil iddiası bakımından ise, —kararlarında belirtildiği üzere asl olan iyi niyet olan kötü niyeti iddia edenin ispat etmesi gerekmektedir. Kötü niyetin markanın tescil tarihi itibari ile var olması gerekmekte olup davacı tarafından kötü niyet iddiasına dayanak olarak davalının, davacıya ait markadan haberdar olduğu şeklinde soyut iddiada bulunuluş ise de, davalı adına tescilli davaya konu—– numaralı markanın tescil tarihinin—- başvurunun dava dışı —-gerçekleştirildiği, dosya içerisindeki belgelerden 04/02/2010 tarihi itibari ile davacının —- ilinde faaliyette bulunduğu, o tarih itibari ile sadeci bir tek burada işletmesinin mevcut olduğu, davalının —- itibari ile davacının — ilinde faaliyette bulunduğundan haberdar olmasının mümkün olmadığı, her ne kadar davacı tarafından —- bir çok iş yeri açılmış ise de bu iş yerlerinin davalı markasının tescil tarihinden sonraki tarihlerde olduğu. Buna göre de tescil tarihi itibari ile davalının kötü niyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından 6769 sayılı SMK’nun 6/9.madesine dayalı kötü niyetli tescil talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş neticeten 6769 sayılı SMK’nun 6/3.maddesi uyarınca gerçek hak sahipliğine dayalı tescil iddiası sebebi ile davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı adına tescilli —- numaralı —– markasının tescilli olduğu —— hizmetleri.—– bakımından kısmen hükümsüzlüğüne, sair taleplerin reddine,
2-Mahkememizce davalı markasına yönelik ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekiline kabul edilen kısmi hükümsüzlük davası yönünden: davanın kabul edilen kısmı üzerinden —-gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine,
5-Davalı vekiline red edilen kısmi hükümsüzlük davası yönünden:—- vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç, 892,00 TL tebligat ve müzekkere, 4.000,00 TL bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 4.936,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 2.468,20 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 2.000,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 1.000,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..