Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/9 E. 2019/24 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/9 Esas
KARAR NO : 2019/24
DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/08/2013
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden
Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM/ Davacı vekili, davacı müvekkil bebek bekleyen annelerin ve bebeklerin doğumdan önce ve doğumdan sonra çeşitli ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak hizmet veren tanınmiş bir şirket olduğunu, internet ve mağazacılık yoluyla anne ve bebek ürünlerinin üretim pazarlamı ve dağıtım işiyle iştigal ettiğini, ——- nezdinde ————markaları ile marka sahipliğinden doğan tüm mali ve ve manevi haklara sahip olduğunu, ayrıca————. İsimli internet sitelerinin müvekkil adına kayıtlı olduğunu, davalı taraf ise haksız olarak kullanmakta olduğu ———-” alan adı ile müvekkilinin markalarına tecavüz etmekte olduğunu, davalının müvekkil şirket markaları ve alan adları ile iltibas yaratmak suretiyle haksız rekabet yarattığını beyan ederek, 556 sayılı KHK.ya aykırılık sonucu müvekkilin marka hakkını ihlal eden tecavüz eylemlerinin, haksız rekabetin ve davalıların kötüniyetinin tespiti ile söz konusu eylemlerin durdurulması, önlenmesi ile dava konusu ——— isimli web sitesinin erişimin engellenmesi ve kararın ülke genelinde yayımlanan bir gazete ile kamuya duyulurulmasını talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili, öncelikle müvekkillerinden … yönünden husumet yönünden reddine karar verilmisini, esasa yönelik ise davacı ve davalı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, iki markanın yazı karekterlerinin farklı olduğunu, davaya konu —– sitesinin bebek sahibi annelerin bir araya gelerek deneyimlerini,
hatıralarını, bebekleri için kullandıkları yiyecek-içeçek-giyecek ve eşyalarla ilgili paylaşımda bulundukları bebek ve anne sağlığı ile ilgili önerileri konuşabilecekleri sosyal paylaşım sitesi olarak kurulduğunu, ayrıca bebek kelimesi halka mal olmuş bir kelime olduğunu, 556 sayılı 9/e fıkrası uyarınca işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantı olmaması koşuluyla, işaretin ayrı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaracatacık biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimde kullanılması ifadesinde yer bulan meşru bir bağlantı olmaması hususu dikkate alındığını, —-yaptıklarını, internet üzerinden alışveriş yapıldığını, kredi kartı kullanan tüketicinin kiminle alışveriş yaptığını bildiğini, —- bakımından — ibaresinin kullanılmasının zorunluluk olduğunu, markaların ve logoların farklı olduğunu ifade ederek açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Davacıya ve davalıya ait TPE kayıtları, Davacı ——-kaydı, bilirkişi inceleme raporları v.s.dır. Dava, markaya yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, internet alan adının erişiminin engellenmesi istemine ilişkindir.
-Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiş,
denetime elverişli bilirkişi raporu alınmış ve hükme dayanak yapılmıştır.
– Getirtilip incelenen – kayıtlarına göre; davacı adına – nolu
—markası -. sınıfta – tarihinde itibaren, – nolu ——-markası ————– tarihinde itibaren geçerli tescil edildiği görülmüştür.
Getirtilip incelenen —- kayıtlarına göre; davalı … adına
— nolu “——- markası – sınıfta —- Tarihinde itibaren geçerli tescil edildiği görülmüştür.
Bilirkişi Prof. Dr. ——— mahkememize sunduğu raporunda;
“Davalılardan … tarafından işteliten ———- isimli internet alan adının, davacı markalarının ortak unsuru olan ——- ibaresiyle benzerlik oluşturduğu ve 556 s. KHK m. 9/1-e kapsamında davacı taraf marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunu” belirtmiştir.Bu bilirkişinin raporuna itiraz üzerine yeni bir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi Prof. Dr———- mahkememize sunduğu raporunda; “
——————————— seri markaları üzerinde inhisar, kullanım ve korunma hakkının davacıya ait olduğu, davalının ——— şeklindeki marka tescil ve kullanımının davacıya ait marka haklarının ihlal etmediği, davalının———– şeklindeki marka kullanımının davacıya ait “—— markası ile çağrışım yapma ve iltibas meydana getirme ihtimali taşıdığı ve bu nedenle davacıya ait marka haklarını ihlal ettiğini” belirtmiştir.
Mahkememiz———- K sayılı —– tarihli karar ile davanın
kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet bulunmaması nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz ———– tarihli kararı davalı … vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin 2015/6580 E – 2016/3961 K sayılı 11/04/2016 tarihli karar ile davalı … vekilinin temyiz itirazının reddine, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin 2015/6580 E – 2016/3961 K sayılı 11/04/2016 tarihli ilamında “……dava, markaya yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile alan adına erişimin engellenmesi istenmesine ilişkindir. Davacı tarafça, uyuşmazlık konusu ———- alan adınının sicil kaydında, davalılardan …’ ın davaya konu alan adının yer aldığı —— sitesinin işletmecisinin adı geçen davalı olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davalılardan …’ ın dava konusu alan adlı web sitesinin tescil ettireni olup olmadığı açıklığıa kavuşturulmaksızın, bu davalı hakkındaki davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddi doğru görülmemiştir, davacı tarafça hükmün ilanı talep edildiği halde bu hususta olumlu – olumsuz karar verilmemesi de isabetli görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…..şeklinde belirtilmiştir.
Davacı vekili 07/02/2019 tarihli celsede müvekkilinin ünvan değişikliğine
gittiğini beyan etmekle, mahkememizce ——– Müdürlüğüne yazı yazılmış, 14/02/2019 tarihli gelen yazı cevabı ile davacının ————– olan ünvanının … olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya bilişim konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş ve
18/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda: Davacı tarafa ait olduğu anlaşılan——- markasının ve ———alan adlarının davalı tarafa ait olduğu anlaşılan——— markasının ve —–.————-alan adının kullanımı ile son kullanıcılar üzerinde karmaşaya yol açabileceği, dosyanın tarafları olan şirketlerin aynı şirket olduğu algısının oluşacağı kanaati ile …’ ın dava konusu alan adlı web sitesinin tescil ettireni sahiplik bilgileri sorgusu neticesinde tespit edildiğini, internet sitelerine erişimde alan adı kullanılması, internet sitelerinin başlangıçları yazıldığında kalan kısımların sıralanması ve tam site adını yazmak yerine arama motoru aracılığıyla site başlangıcını yazan son kullanıcıların dosyanın taraflarına ait olduğu anlaşılan internet sitelerini karıştırabileceğini belirtmiştir.
İddia, savunma, bilirkişi raporları, Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin 2015/6580 E
– 2016/3961 K sayılı 11/04/2016 tarihli ilamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememiz tarafından Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan 18.02.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu olan———- alan adının tescil ettireninin davalı … olduğu tespit edilmiştir. Davalılarıneylemlerinin markasal kullanım hakkını aşarak Web sitesi alan adında dürüstlük kuralına aykırı biçimde——- ibaresini tanıtıcı işaret/ibare olarak kullanması, davalılar sadece kendi işletmesini ve kendi ürünlerini tanıtma ve pazarlama amacı taşımadığı, aynı zamanda rakibi konumunda bulunan davacı işletmesi ve markaları ile çağrışım ve iltibas meydana getirme amacı taşıdığı, ortalama anne tüketiciler ———– şeklindeki ibareyi davacıya ait seri markalardan birisi veya satış sitesi olarak değerlendirilebileceği, bu şekilde internet sitesi oluşturmanın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacağı ve hüküm özetinin ilanının gerektiği, vicdani kanaatine varılmış, her ne kadar davalı vekili eylemlerin son bulduğunu,hükmün ilanın bu nedenle gerekmediğinden bahsetmiş ise de her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği ayrıca Mahkeme hükmünün ilanındaki amacın tecavüzün yada haksız rekabetin son verilmesi değil, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve durumdan 3. Şahısların bilgilendirilmesi olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın her iki davalı yönünden KABULÜ ile,
adlı internet sitesine erişimin engellenmesine,
Davacının marka hakkına yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine,
SMK. 149 -1-g ve TTK. 59. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde
hüküm fırkasının ——– çapında yayın yapan bir gazetede ilanına, masrafın davalılardan alınmasına,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile
bakiye 20,10 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan ilk yargılama gideri 52,35 TL, tebligat ve müzekkere masrafları 457,40 TL ile bilirkişi ücreti 2.150,00 TL olmak üzere toplam 2.659,75 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın
tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2019