Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/75 E. 2019/31 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
SAS NO : 2019/75 Esas
KARAR NO : 2019/31
DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/03/2019
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
Mahkememizin———- Esas Sayılı dosyasından tefrik edilen ve mahkememi-
zin — Esas numarası kaydı yapılan dosya incelendi.
İSTEM :Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin ———- adresindeki taşınmazın maliki olup bu taşınmazını ———– olarak işletmekte olduğunu, Müvekkilinin işyerinde —yıldan beri ———– marka ve tabelalarını kullanmakta olduğunu ve müvekkilinin hizmet kalitesi haklı bir üne kavuşup, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, markaları korumaya almak amacıyla markaların tescili için ——-müracaat ettiğini ve – Marka no’lu – —-Marka no’lu “——– markaları ——arihinde korumaya alındığını ve müvekkil adına tescil edildiğini, davalının müvekkilinin marka değerini bildiğinden bundan yararlanıp haksız kazanç elde etmek amacıyla müvekkilinden izin almadan müvekkilin tescilli markalarını kullanmaya başladığını, Davalı şirketin, müvekkil ile aynı ticari sektörde faaliyet yürüten işyerinde, işyeri tabelasında, işyerindeki tüm basılı evraklarda, personel kıyafetlerinde, yemek menülerinde, davalı şirketin internet sitesi olarak kullandığı ———— adresinde, elektronik ortamdaki tüm görselleri ile yazışmalarda, internet ortamındaki reklamlarda, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde, müvekkilin tescilli markalarının en belirleyici unsuru olan —————–ibarelerini kullanmakta olduğunu, Davalının, tescilli marka hakkına tecavüzüne son vermesi için – Noterliğinin- ——- Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıya ihtar gönderilmiş olmasına rağmen davalı tarafça haksız kazanç elde etmek için müvekkilinin markasını aynen yada ayırt edilemeyecek kadar benzerini taklit ederek kullanmakta olduğunu, bu nedenlerle Davalının, işyerinde kullandığı ———–. ibareler müvekkilinin tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğundan dolayı müvekkilin daha fazla mağdur olup ekonomik kayıp yaşamaması için davalının işyerinde ———— ibarelerinin yer aldığı tüm tabela, broşür, yemek menüleri, ürün, personel kıyafetleri, basılı evrak v.s. ürün ve malzemelerin toplatılması/kaldırılmasını, Davalı şirketin internet sitesi olarak kullandığı——–ortamında ————- v.b. müvekkilinin marka hakkına tecavüz niteliğinde olan ibarelerinin yer aldığı—— sitesi adı, internet ortamındaki reklamlar, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılmasının önlenmesine dair HMK ve Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davanın kabulü ile davalının, müvekkilinin tescilli marka haklarına vaki tecavüzünün önlenmesi ve men’ine karar verilmesini, marka hakkına tecavüz edilen müvekkil için Sınai Mülkiyet Kanunu 150. Maddesi gereğince şimdilik —— TL, aynı kanunun 151/2 (b) maddesi göre hesaplanacak şimdilik — TL tazminatın, –. Noterliği’nin — ——– yev sayılı ihtarnamesinin davalıya tebliğ olduğu 06.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte davalıdan alınarak müvekkilene ödenmesine karar verilmesini, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce tazminat talebi yönünden dosya tefrik edilmiş ve bu esas üzerinden devam etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava SMK 149 ve devamı maddeleri gereğince tazminat davasıdır.
19/12/2018 tarih 30630 sayılı T.C. Resmi Gazetede yayımlanan Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usülü Hakkında Kanun’ un 20. Maddesinde 6102 sayılı TTK.5.maddesinden sonra aşağıda belirtilen maddenin eklendiği ve Madde 5/A (1)’ de ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği ve anılan kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yasanın 18/A-(2) gereğince: Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya
varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilemez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkmaksızın davanın usulden reddedine karar verilir. Arabulucuya barvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Mahkememizce yasanın 18/A-(2) maddesi gereğince davacı vekiline muhtıra
gönderilmesine ve muhtırada tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının, dava şartı haline getirildiği, davalı taraf ile arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmanız için 1 hafta kesin süre verildiği, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulmadığı takdirde, davanın usulden reddedileceğinin ihtar edilmesine karar verilmiş, davacı vekiline muhtıra gönderilmiştir.
Davalı vekili 29/04/2019 tarihli dilekçesi ile davacının dava açabilmesi için
6102 sayılı TTK’ nun 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabuluculuya gidilmesinin dava şartı olduğunu, dava açılırken TTK’ nın ilgili maddesine uyulmadığını ve dava şartının yerine getirilmediğini, davanın 17/03/2019 tarihinde açıldığını, davacı tarafından arabuluculuğa başvurma tarihinin 08/04/2019 olduğnu dava açılırken dava şartlarının yerine getirilmediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 30/04/2019 tarihli dilekçesi ile arabuluculuk son tutanağının aslını mahkememize ibraz etmiştir.
İbraz edilen hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı
incelendiğinde, davalı ile arabuluculuk sürecinin başladığı tarihin 08/04/2019 olduğu, anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanak tarihinin 19/04/2019 olduğu, davanın 17/03/2019 tarihinde açıldığı, bu hali ile yasanın aradığı şekilde dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulmadığı ve son tutanağın dava açılmadan önce alınmadığı ve dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkmaksızın, HMK 114/2 yollaması ile HMK 115/2 gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 512,35 TL harcın mahsubu
ile bakiye 467,95 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE, Dair; dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/05/2019