Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/401 E. 2022/45 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/401 Esas
KARAR NO: 2022/45
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/11/2019
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizin —- sayılı dosyasında, Davacı tarafından açılan hükümsüzlük ve kullanmama nedeni ile iptal davasına konu markaların her birinin bağımsızlığını koruması ve her marka yönünden iddia ve ispatların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği ayrı ayrı dava konusu olması nedeni ile tefrik edilmiş, tefrik edilen mahkememiz —- numaralı marka yönünden eldeki bu davanın görülmesine bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- standartlarını belirleme yolunda ilerlediğini, —- hizmet vermeye başladıklarını, müvekkil şirket grubu halinde faaliyet gösteren bir çok firmadan oluştuğunu, —yılından —- hizmet vermeye başladığını — —–ismini —- ——–adını —- olarak değiştiğini, bunun üzerine söz konusu değişikliğin işletme adı olarak tescil edildiğini, — ibaresinin hizmet verdiğini, yine —yılında —- yazıldığını, —- etkin bir şekilde sürdürebilmesi için müvekkil şirket ünvanı —- toplandığını —— alanında ve bir çok ilde bulunduğunu, vekil ———olduğunu, yaptığı yatırım harcadığı sermaye ve emek ile kazandığını —- ibareli markalar yönünden tescil ve koruma bakımından öncelik hakkına sahip olduğunu ancak davalı yan müvekkilin marka olarak —— ibaresini adına tescil ettirmemesinden yararlanarak söz konusu markayı haksız ve hukuka aykırı surette adını tescil ettirerek söz konusu markayı müvekkilin kendi adına tescil ettirmesini önüne geçmeye çalıştığını, müvekkil şirket iş bu markanın tescilinden — beri tescilsiz bir şekilde kullandığını, —- nezdinde tescil ettirmek için müracaat ettiğinde söz konusu markanın davalı yan adına tescil edildiğini öğrendiğini, —- —- yazıldığında sadece müvekkil şirket haberleri çıktığını, bilindiği üzere marka sicile kayıt edilmesi ile birlikte kullanmaya başlamışsa bu halde tescilinin kurucu etkisinden bahsedildiğini, bunun istisnasının —- getirildiğini buna göre markanın eskiye dayalı öncelikle kullanıcısı o markanın gerçek hak sahibi olduğunu, bir markayı ihdas ve istimal eden kimse o markanın gerçek hak sahibi olduğunu ve açıklayıcı etkiye sahip tescile karşı üstün ve öncelikle hak sağladığını marka tescilden önce kullanılması halinde sicile kaydedilmesi açıklayıcı nitelikte olduğunu buna karşılık eskiye dayalı hak sahibinin olabilmesi için bu kullanımın markasal nitelikli olması gerekli olmadığını, davacı adına tescilli şekil markaları ile davalıya ait markanın ——— açısından karıştırılma ihtimali olduğu, davaya konu dava tescilli markaların tescilli olduğu emtialarda—- ciddi kullanım olarak kabul edilen şekilde kullanılmaması nedeniyle iptaline karar verilmesini, davalı yan tamamen kötü niyetli bir şekilde müvekkil şirket tarafından uzun yıllardan beri tescilli tescilsiz bir şekilde kullanılarak ayırt edicilik kazandırılan markalarının aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini müvekkil tarafından kullanılan — emtialarda kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkil markasının sektörün yaygın bilinirliği ortak ibarelerin güçlü bir ayırt edici niteliğe sahip olması da davaya konu markaları müvekkil markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer kıldığını müvekkil şirket markaları ile davalı yan markalarının tescilli olduğu, emtiaların aynı veya türdeş olduğunu tüketicilerin markaların farklı firmalara ait olduğunu anlayabilmeleri mümkün olmadığını kaldı ki müvekkil şirket markasının toplumda ulaştığı bilinirlik her iki firmanın aynı sektörde faaliyet göstermesi ve aralarında bir dönem ticari ilişkinin olduğu hususu dikkate alındığında müvekkilin markaların aynısını davalı arasında kötü niyetli bir şekilde tescil edilmesi nedeniyle tüketicinin her iki markasını ticari ve fiili bağlantı kurabileceğini açık olduğunu, davalının sayısız marka oluşturabilme imkanı varken müvekkile ait markalarını kullanarak iş bu markanın gerçek hak sahibiymişçesine tüketiciler nezdinde —– arası bağlantı kurulmasını sağlayarak haksız yararlanmaya ve haksız kazanç temin niyetin açık göstergesi olduğunu belirterek; ——– nolu markaların ——hizmetler alanında kullanmama nedeniyle iptalini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markanın —– yıllardan beri müvekkili şirketine ait olduğunu, bu bağlamda dava konusu — markasını koruma ve kötü amaçlı tescil başvurularını önleme amaçlı olarak tescil edilen bir marka olduğunu—- markası uzun yıllardır—- faaliyet gösteren ——-kuruluşunda fiilen kullanıldığını, ayrıca müvekkilinin—- tarihli olup —- olduğunu, markanın sahibi — arasında imzalanan—- kapsamında olup, adı geçen şirketin bu yöndeki —–açıkça yer almaktadır. Ayrıca kullanıma ilişkin bilgileri ve belgeler —-sunulacaktır. —- Hatta takip eden dönemde, daha önce adı — —devralınmış ve bu hastanenin işletme adı da—– bağlandığını, Marka sahibinin izni ile kullanılması da açıkça ciddi kullanım olarak kabul edildiğini, müvekkilimizin, Davacının geliştirdiğini ve bilinir hale getirdiğini iddia ettiği —— markasını kötü niyetli olarak tescil ettirerek menfaat temin etmeye ihtiyacı olmadığını, Müvekkil —— —- ile ilgili ilk tescil başvurusunu —- senesinde yaptığını, Daha sonrasında da kendi adına tescil ettirmiş olduğu bu markayı fiilen kullandığını, davacının önceye dayalı bir kullanım hakkının bulunmadığı, —— markasının müvekkil tarafından fiilen kullanıldığı ve — — öngörülen —- süre boyunca kullanmama şeklinde bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını belirterek; Hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep edilen —markasının koruyucu marka olduğu dikkate alınarak, asıl marka —- da halen kullanılmakta olması nedeniyle, davacını haksız ve mesnetsiz iddialarla açtığı iş bu marka hükümsüzlüğü davasının reddini, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Davalı adına tescilli olan —- markasının hükümsüzlüğü ve iptali olup taraflar markaların tescilli oldukları mal ve hizmet sınıfları da değerlendirilerek benzer olup olmadıkları, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davacının marka üzerinde gerçek hak sahibi olup olmadığı, davalının marka tescilinin kötü niyet kapsamında kalıp kalmadığı, davalının dava konusu markayı kullanıp kullanmadığı, iptal davasının mevsimsiz dava olup olmadığı davasıdır.
Mahkememiz dosyasından aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda; Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; Dosya münrecatı ve ——-dosyasından verilen kararlar,— gözönüne alındığında, davacı şirketin —- ibaresini —- kullandığı ve — açısından öncelikli ve üstün hak sahibi olduğu, Davalı adına herbiri ——- markasının, dava tarihi itibariyle tescil edilmelerinin üzerinden —- sürenin geçtiği, davalının markalarını ciddi olarak kullanma mükellefiyetinin olduğu, Dosya mündercatı ile davalının ticari kayıtlarında yapılan incelcme neticesinde; dava tarihi olan ———– sözkonu markalarını tescil kapsamları dahilinde kullanmadığı tespit edilmiş ve tescilin kapsanı dahilindeki tüm hizmetler açısından iptali koşullarının mevcut olduğu, Davalının herbiri—–markasının kelime markası olduğu, yazıldığı gibi okunduğu, bir bütün olarak anlamsız olduğu, kelime unsurunun sonunda ——sahip olduğu, dolayısıyla bu vurgu nedeniyle —– daha fala olduğu ve markaların davacıya ait — —– benzer olduğu, Davacının iştigal alanı ile davacıya ait markaların kapsamındaki ——Sınıfta yer alan hizmetlerin hizmetlerin orta düzeydeki tüketicilere hitap cttiği, davalının sözkonusu markalarının yukarıda belirtilen mal ve hizmetler açısından kullanılmasının ortalama tüketici nezdinde iltibasa ——olabileceği ,bu anlamda nihai takdir mahkemenize ait olmakla hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu Davalının, davacı ile yukarıda da arz edildiği üzere aym sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle basiretli bir tacirin davalı marka ve faaliyetlerini bilmesi gerektiği—— nedenleri ile, davalının kullanımlarının mevcut verilere göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkındaki nihai takdirin ve hukuki yorumun mahkememize ait olduğuna dair raporunu sunmuşlardır.
—tarihli ek raporda sonuç olarak: Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; Dosya münrecatı ve —- verilen kararlar, —- – kayıtları gözönüne alındığında, davacı şirketin —- sahibi olduğu, Davalı adına herbiri —– dava tarihi itibariyle tescil edilmelerinin üzerinden —– sürenin geçtiği, davalının markalarını ciddiolarak kullanma mükellefiyetinin olduğu, Dosya mündercatı ile davalının — yapılan inceleme neticesinde; dava tarihi — tarihinden önceki —-kapsamları dahilinde kullanmadığı tespit edilmiş ve tescilin kapsam dahilindeki tüm hizmetler açısından iptali koşullarının mevcut olduğu, Davalının herbiri —-kelime markası olduğu, yazıldığı gibi okunduğu, bir bütün olarak anlamsız olduğu, kelime unsurunun sonunda yer alan —— ibarelerinin —–olarak kulakta ve hafizlarda daa baskılı ve şiddetli söylenişe sahip olduğu, dolayısıyla bu vurgu nedeniyle ——— ibaresinin kulaktaki ve hafızalardaki f– de daha fala olduğu ve markaların davacıya ait —- olarak benzer olduğu, Davacının iştigal alanı ile davacıya ait markaların kapsamındaki—–hizmetlerin orta düzeydeki tüketicilere hitap ettiği, , davalının sözkonusu markalarının yukarıda belirtilen mal ve hizmetler açısından kullanılmasının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği ,bu anlamda nihai takdir. mahkemenize ait olmakla hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu Davalının, davacı ile yukarıda da arz edildiği üzere aynı sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle basiretli bir tacirin davalı marka ve faaliyetlerini bilmesi gerektiği—– nedenleri ile, mevcut verilere göre davalının marka başvurusunun kötüniyetli yapıldığı şeklinde değerlendirilebileceği, bu konuda nihai takdirin —— ait olduğu, davalı tarafın marka tescilinin kötüniyetli olarak yapıldığı hususunda kanaate varılması halinde dava konusu markanın kapsamı dahilindeki tüm hizmetler açısından hükümsüzlüğünün sözkonusu olabileceğine dair raporu sunmuşlardır
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporları, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davacı şirketin—- ibaresi ile hizmet vermeye başladığını, davacının—- sayıda tescilli marka sahibi olduğunu, markaya uzun süredir harcadığı sermaye ve emek ile ayırt edicilik kazandırdığını, —–üzerinde öncelik hakkına sahip olduğunu, davalı şirket tarafından davacının —– ibaresini tescil ettirmemesinden faydalanarak, hukuka aykırı bir şekilde kendi adına tescil ettirdiğini, davaya konu davalı adına tescilli —–markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, markalar arasında ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açacağının, davalı marka tescilinin kötü niyetli olarak tescil edildiğini, bu sebeplerle öncelikle markanın hükümsüzlüğüne ayrıca markanın—– celp edilmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi raporunca sunulan —- kullanılmadığı yönünde görüş bildirildiği, itiraz üzerine aldırılan —-raporda kök raporun tekrar edildiği, buna göre öncelikle hükümsüzlük talebi yönünden yapılan değerlendirmede, davacı —– gerçek hak sahipliği ve markalar arasındaki benzerlik sebebiyle hükümsüzlük talepleri yönünden davaya konu——- süre olduğu, bu sebeple gerçek hak sahipliği ve benzerlik sebebiyle markaların hükümsüzlüğü talebinin ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki taleplerinin reddine, kötü niyetli tescil talebi bakımından ise kötü niyetli tescil sebebiyle hükümsüzlük taleplerine sessiz kalma savunması ileri sürülemeyeceğinden mahkememizce kötü niyetli tescil iddiası nedeniyle yapılan değerlendirmede, —-sürekli ve istikrarlı kararlarında belirttiği üzere kötü niyeti iddia edenin ispat etmesi gerekir çünkü aslolan iyi niyettir, davacı şirketçe kötü niyete gerekçe olarak tarafların uzun yıllara dayalı olarak aynı sektörde faaliyet göstermeleri, davalının bunu bilmesine rağmen markayı kendi adına birebir aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini tescil ettirmesinin kötü niyeti olduğunu iddia etmiş, mahkememizce markalar karşılaştırıldığında, davacı şirketin —-ibareli çok sayıda tescilli markasının olduğu, davaya konu —–karşılaştırıldığında, davaya konu markanın başına— eklenmiş ise de bunun markayı farklılaştırmaya yetmediği, her iki markanın da —— ibaresini barındırması sebebiyle taraflara ait markalar arasında benzerlik olduğu açıktır ve tarafların aynı sektörde, ———alanlarında faaliyet göstermeleri sebebiyle, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklığa da sebebiyet vereceği bu sebeple davalının kötü niyetli marka tescilinde bulunup bulunmadığı yönünden yapılan incelemede, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde —- yılından beri davalı adına tescilli bulunan ve fiilen kullanılan —– markası üzerinde gerçek hak sahibinin davalı şirket olduğunu, buna ilişkin marka kayıtları da incelendiğinde, davalı şirket adına kayıtlı bulunan —numaralı —- benzer olduğu, —-baresinden türetilerek davalı şirket tarafından çeşitli marka tescillerine konu edildiği, buna göre davacı şirketçe —- kullanıldığı belirtilmişken davalı şirketçe — ibaresine çok benzer şekilde —- tescil edildiği, davalı tarafından daha sonra kullanılan ve tescile konu edilen—- türetilmiş olduğu buna göre davalının —— markasına benzer bir şekilde kullanmış olduğu — markasının davacının ilk kullanımda bulunduğunu belirttiği tarih olan — yılından önce olması sebebiyle marka üzerinde gerçek hak sahipliği bakımından davacı iddialarının kanıtlanamadığı, davalı şirketin —- türetmek şeklinde kullandığı —- ibaresi ve bu şekilde yaptırılan tesciller bakımından kötü niyetli hareket ettiğinin düşünülemeyeceği, bu sebeple kötü niyetli tescil sebebiyle hükümsüzlük iddiası bakımından da,kötüniyet iddiası ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerektiği, kullanılmama sebebiyle iptal talebi bakımından ise, —-markanın iptaline karar verileceği belirtilmiş olup, yine—– tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından—- ciddi biçimde kullanılmayan yada kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. —-maddesi uyarınca markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması kullanma kabul edilir, buna göre; davalı şirketçe davaya konu edilen — kullanılıp kullanılmadığı yönünden yaptırılan ——- üzerindeki inceleme neticesi aldırılan bilirkişi kök raporunda markanın beş yıl içinde ciddi bir biçimde kullanılmadığı yönünde görüş bildirildiği, davalı şirketçe internet üzerinde yapılan incelemede sadece—ibaresinin kullanıldığı sonuçlarına ulaşılıp — kullanıldığına dair herhangi bir sonuca ulaşılamadığı, yine ticari defterler üzerinde yaptırılan incelemede davalı tarafından —–markası yönünden de kullanım sayılacağı yönünden de beyan ve itirazda bulunulmuş ise de—- suretiyle markanın farklılaştırıldığı, bu farklı kullanımının —- markasının da esas itibariyle zayıf marka olduğu bu sebeple markanın başına getirilen—– markası yönünden kullanım kabul edilemeyeceği yine gerek yasa koyucu gerekse — iptal talepleri bakımından kullanılmayan sicilde gereksiz yere yer tutan markaların iptal edilmesinin gerektirdiği, ayrıca marka kullanımının ——— markası bakımından kullanma sayılamayacağı anlaşılmakla, kullanılmama talebi yönünden davanın kabulüne karar verilerek, neticeten davanın kısmen kabul kısmen reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
2-Hükümsüzlük talebi yönünden davanın reddine,
3-Kullanılmama nedeniyle iptal yönünden davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli —— ibareli markanın tescilli olduğu ——– bakımından kullanılmama nedeniyle iptaline,
4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
5-Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine,
6-Davalı vekiline davanın red edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL harç, 337,55 TL tebligat ve müzekkere, 1.500,00 TL bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 1.891,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 945,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2022