Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/400 E. 2022/39 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/400 Esas
KARAR NO: 2022/39
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/11/2019
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizin — sayılı dosyasında, Davacı tarafından açılan hükümsüzlük ve kullanmama nedeni ile iptal davasına konu markaların her birinin bağımsızlığını koruması ve her marka yönünden iddia ve ispatların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği ayrı ayrı dava konusu olması nedeni ile tefrik edilmiş, tefrik edilen mahkememiz —- dosyasında davacı tarafın —– numaralı marka yönünden eldeki bu davanın görülmesine bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Mahkememizde görülmekte bulunan —- davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– standartlarını belirleme yolunda ilerlediğini,— — hizmet vermeye başladıklarını, müvekkil —- faaliyet gösteren bir çok firmadan oluştuğunu, — hizmet vermeye başladığını —- ismini—- değiştirdiğini, ——– değiştiğini, bunun üzerine söz konusu değişikliğin işletme adı olarak tescil edildiğini, — bu yana kesintisiz ve aralıksız bir şekilde —– hizmet verdiğini, yine—– yazıldığını, bugün iş süreçlerine etkin bir şekilde sürdürebilmesi için müvekkil şirket ünvanı——- alanında ve bir çok ilde bulunduğunu, vekil —– unsuru markaların orijinal ve özgün olduğunu, yaptığı yatırım harcadığı sermaye ve emek ile kazandığını —- markalar yönünden tescil ve koruma bakımından öncelik hakkına sahip olduğunu ancak davalı yan müvekkilin marka olarak medicana ibaresini adına tescil ettirmemesinden yararlanarak söz konusu markayı haksız ve hukuka aykırı surette adını tescil ettirerek söz konusu markayı müvekkilin kendi adına tescil ettirmesini önüne geçmeye çalıştığını, müvekkil şirket iş bu markanın tescilinden — yılından beri tescilsiz bir şekilde kullandığını, —- tescil ettirmek için müracaat ettiğinde söz konusu markanın davalı yan adına tescil edildiğini öğrendiğini, internette —- yazıldığında sadece müvekkil şirket haberleri çıktığını, bilindiği üzere marka sicile kayıt edilmesi ile birlikte kullanmaya başlamışsa bu halde tescilinin kurucu etkisinden bahsedildiğini, bunun —- getirildiğini buna göre markanın eskiye dayalı öncelikle kullanıcısı o markanın gerçek hak sahibi olduğunu, bir markayı —- eden kimse o markanın gerçek hak sahibi olduğunu ve açıklayıcı etkiye sahip tescile karşı üstün ve öncelikle hak sağladığını marka tescilden önce kullanılması halinde sicile kaydedilmesi açıklayıcı nitelikte olduğunu buna karşılık eskiye dayalı hak sahibinin olabilmesi için bu kullanımın markasal nitelikli olması gerekli olmadığını, davacı adına tescilli şekil markaları ile davalıya ait markanın —- açısından karıştırılma ihtimali olduğu, davaya konu dava tescilli markaların tescilli olduğu emtialarda—ciddi kullanım olarak kabul edilen şekilde kullanılmaması nedeniyle iptaline karar verilmesini, davalı yan tamamen kötü niyetli bir şekilde müvekkil şirket tarafından uzun yıllardan beri tescilli tescilsiz bir şekilde kullanılarak ayırt edicilik kazandırılan markalarının aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini müvekkil tarafından kullanılan ——- emtialarda kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkil markasının sektörün yaygın bilinirliği ortak ibarelerin güçlü bir ayırt edici niteliğe sahip olması da davaya konu markaları müvekkil markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer kıldığını müvekkil şirket markaları ile davalı yan markalarının tescilli olduğu, emtiaların aynı veya türdeş olduğunu tüketicilerin markaların farklı firmalara ait olduğunu anlayabilmeleri mümkün olmadığını kaldı ki müvekkil şirket markasının toplumda ulaştığı bilinirlik her iki firmanın aynı sektörde faaliyet göstermesi ve aralarında bir dönem ticari ilişkinin olduğu hususu dikkate alındığında müvekkilin markaların aynısını davalı arasında kötü niyetli bir şekilde tescil edilmesi nedeniyle tüketicinin her iki ——-ticari ve fiili bağlantı kurabileceğini açık olduğunu, davalının sayısız marka oluşturabilme imkanı varken müvekkile ait markalarını kullanarak iş bu markanın gerçek hak sahibiymişçesine tüketiciler nezdinde Markalar arası bağlantı kurulmasını sağlayarak haksız yararlanmaya ve haksız kazanç temin niyetin açık göstergesi olduğunu belirterek;——- markaların —— hizmetler alanında kullanmama nedeniyle iptalini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markanın—- markasının —- kullanımı ile ilgili haklarının çok uzun yıllardan beri müvekkili şirketine ait olduğunu, bu bağlamda dava konusu —-ve kötü amaçlı tescil başvurularını önleme amaçlı olarak tescil edilen bir marka olduğunu, —- için buna ilave olarak, —— kullanıldığını, ayrıca müvekkilinin— tarihli olup — olduğunu, markanın sahibi Müvekkil — arasında yer alan —- kapsamında olduğu, adı geçen şirketin bu yöndeki —- tescil ve ilan edildiğini, bu kullanım;—-belgelerin mahkemeye sunulacağını———- takip eden dönemde, daha önce adı —- tarafından devralınmış ve bu hastanenin —– bağlandığını, marka sahibinin izni ile kullanılması da açıkça ciddi kullanım olarak kabul edildiğini, müvekkilinin, davacının geliştirdiğini ve bilinir hale getirdiğini iddia ettiği ——- —- kötü niyetli olarak tescil ettirerek menfaat temin etmeye ihtiyacı olmadığını, Müvekkili —- ——- ile ilgili ilk tescil başvurusunu —-senesinde yaptığını, daha sonrasında da kendi adına tescil ettirmiş olduğu bu markayı fiilen kullandığını, davacının önceye dayalı bir kullanım hakkının bulunmadığı, ———- markasının müvekkili tarafından fiilen kullanıldığı ve—- boyunca kullanmama şeklinde bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını, Hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep edilen —markasının koruyucu marka olduğu dikkate alınarak, asıl marka—– halen kullanılmakta olması nedeniyle, davacını haksız ve mesnetsiz iddialarla açtığı iş bu marka hükümsüzlüğü davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli olan —- hükümsüzlüğü ve iptali olup taraflar markaların tescilli oldukları mal ve hizmet sınıfları da değerlendirilerek benzer olup olmadıkları, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davacının marka üzerinde gerçek hak sahibi olup olmadığı, davalının marka tescilinin kötü niyet kapsamında kalıp kalmadığı, davalının dava konusu markayı kullanıp kullanmadığı davasıdır.
Mahkememiz dosyasından aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda; Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; Koruyucu markalar asıl markanın benzerlerinin tescil edilerek asıl markanın koruma alanının artırılmasını amaçlamakla birlikte bu koruyucu nitelikteki tesciller açısından açılan hükümsüzlük veya iptal davaları noktasında bağımsız bir tescil olarak kanunda sayılan şartları yerine getirmek durumunda olup, asıl markadan bağımsız olarak her bir husus açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden; Davacı tarafından hükümsüzlüğü ve iptali istenen —— başvuru nolu—– davacının önceki tarihli markalarından farklı olduğu ve davacının—- aynı veya benzer alanda marka tescili de olmadığından ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, Davalının —– sayılan kullanım olarak kabul edilen —— ibaresi ile karşılaştırıldığında bütünü itibariyle biçim ve anlam açısından farklılaştığından ve mali ve bilişim izere davalı tarafından yönünden yapılan inceleme ve dosyada —- ibaresinin kullanıldığı yönünde bir delil bulunmadığından iptalinin mümkün olduğuna yönelik görüş ve kanaatlere varılmış. —–ulaşıldığı, ulaşılan sonuçlarda —– ibaresini davacı ve davalının kullanımına yönelik herhangi bir sonuca ulaşılamadığı tespit edilmiştir. Mali bilirkişi olarak yapmış olduğum inceleme neticesinde —-Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından —- ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.Davalı —- —————-kullandığına dair resmi evrakları üzerinde herhangi bir veriye rastlanmadığı. Davalı vekili ile yapılan görüşmede —– tescil edilmiş bir alt ——- olduğunu. —- herhangi bir resmi evrakata kulanılmadığı şeklinde açıklamada bulunduğunu. —— tarafından yukarıda liste halinde verilen faturaların üzerinde kullanıldığının tespit edildiği yönünde raporu mahkememize sunmuşlardır.
—–tarihli ek raporda sonuç olarak: Tarafların beyan ve itirazlarının dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu kök rapordaki kanaati değiştiren bir husus olmadığına dair raporu sunmuşlardır
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporları, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davacı şirketin —- ibaresi ile hizmet vermeye başladığını, davacının — ibareli çok sayıda tescilli marka sahibi olduğunu, markaya uzun süredir harcadığı sermaye ve emek ile ayırt edicilik kazandırdığını, —– ——- üzerinde öncelik hakkına sahip olduğunu, davalı şirket tarafından davacının —- ibaresini tescil ettirmemesinden faydalanarak, hukuka aykırı bir şekilde kendi adına tescil ettirdiğini, davaya konu davalı adına tescilli —–markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, markalar arasında ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açacağının, davalı marka tescilinin kötü niyetli olarak tescil edildiğini, bu sebeplerle öncelikle markanın hükümsüzlüğüne ayrıca markanın —- dosyaları celp edilmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi raporunca sunulan —- yılından beri kullandığı ve — öncelikli ve üstün hak sahibi olduğu, davalının tescillerinin kötü niyetli olduğunun ayrıca davaya konu markanın —-yönünde görüş bildirildiği, itiraz üzerine aldırılan —- tarihli ek raporda kök raporun tekrar edildiği, buna göre öncelikle hükümsüzlük talebi yönünden yapılan değerlendirmede, davacı şirket tarafından davaya konu —-gerçek hak sahipliği ve markalar arasındaki benzerlik sebebiyle hükümsüzlük talepleri yönünden davaya konu—- bakımından tescil edildiği, —– denilmekle tarafların ortak olarak ——alanında hizmet verdiği ve birbirlerinin markalarından ve kullanımlarından haberdar olduğu markanın tescil tarihi ile dava tarihi arasında yaklaşık — yıllık bir süre olduğu, bu sebeple gerçek hak sahipliği ve benzerlik sebebiyle markaların hükümsüzlüğü talebinin ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki taleplerinin reddine, kötü niyetli tescil talebi bakımından ise kötü niyetli tescil sebebiyle hükümsüzlük taleplerine sessiz kalma savunması ileri sürülemeyeceğinden mahkememizce kötü niyetli tescil iddiası nedeniyle yapılan değerlendirmede, ——sürekli ve istikrarlı kararlarında belirttiği üzere kötü niyeti iddia edenin ispat etmesi gerekir çünkü aslolan iyi niyettir, davacı şirketçe kötü niyete gerekçe olarak tarafların uzun yıllara dayalı olarak aynı sektörde faaliyet göstermeleri, davalının bunu bilmesine rağmen markayı kendi adına birebir aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini tescil ettirmesinin kötü niyeti olduğunu iddia etmiş, mahkememizce markalar karşılaştırıldığında, davacı şirketin —- ibareli çok sayıda tescilli markasının olduğu, davaya konu —- markaları karşılaştırıldığında, davaya konu markanın başına —- ——- oluşturulmuş,markalar arasında kısmi benzerlik oluşmuş,tarafların aynı sektörde, ———–alanlarında faaliyet göstermeleri sebebiyle, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklığa da sebebiyet verebileceği, bu sebeple davalının kötü niyetli marka tescilinde bulunup bulunmadığı yönünden yapılan incelemede, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde—- beri davalı adına tescilli bulunan ve fiilen kullanılan— ——- ile benzer olduğunu — ——- üzerinde gerçek hak sahibinin davalı şirket olduğunu, buna ilişkin marka kayıtları da incelendiğinde, davalı şirket adına kayıtlı bulunan —ibaresi ile benzer olduğu,— ibaresinden türetilerek davalı şirket tarafından çeşitli marka tescillerine konu edildiği, buna göre davacı şirketçe —- yılında kullanıldığı belirtilmiş—- —-markasının ——— tescil edildiği, davalı tarafından daha sonra kullanılan ve tescile konu edilen —- markasından türetilmiş olduğu buna göre davalının — benzer bir şekilde kullanmış olduğu —- markasının davacının ilk kullanımda bulunduğunu belirttiği tarih olan —-önce olması sebebiyle marka üzerinde gerçek hak sahipliği bakımından davacı iddialarının kanıtlanamadığı, davalı şirketin— türetmek şeklinde kullandığı —– yaptırılan tesciller bakımından,kök markadan türetilerek oluşturulmuş markalar bakımından kötü niyetli hareket ettiğinin düşünülemeyeceği, bu sebeple kötü niyetli tescil sebebiyle hükümsüzlük iddiası bakımından da,kötüniyet iddiası ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerektiği, kullanılmama sebebiyle iptal talebi bakımından ise, —- markanın iptaline karar verileceği belirtilmiş olup, yine —-uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından — ciddi biçimde kullanılmayan yada kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.—- maddesi uyarınca markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması kullanma kabul edilir, buna göre; davalı şirketçe davaya konu edilen — markasının kullanılıp kullanılmadığı yönünden yaptırılan internet ve ticari,mali kayıtlar üzerindeki inceleme neticesi aldırılan bilirkişi kök raporunda markanın beş yıl içinde ciddi bir biçimde kullanılmadığı yönünde görüş bildirildiği, davalı şirketin veb siteleri ve ticari belgeler ve faturalar ile internet üzerinde yapılan incelemede sadece —- ibaresinin kullanıldığına dair herhangi bir sonuca ulaşılamadığı, davalı şirketçe her ne kadar———– yönünden de kullanım sayılacağı yönünden de beyan ve itirazda bulunulmuş ise de —- eklenmek suretiyle ve en sonda yer alan ———- çıkartılmak sureti ile oluşturulan —- uyarınca usul ve yasaya uygun olarak bir kullanım kabul edilemeyeceği zira—- geldiği, —- markasının da esas itibariyle zayıf marka olduğu bu sebeple markanın başına getirilen ————- yönünden kullanım kabul edilemeyeceği yine gerek — —– uygulamalarda iptal talepleri bakımından kullanılmayan sicilde gereksiz yere yer tutan markaların iptal edilmesinin gerektirdiği, ayrıca marka kullanımının — olmakla, davalı şirketçe —————– bakımından kullanma sayılamayacağı anlaşılmakla, kullanılmama talebi yönünden davanın kabulüne karar verilerek, neticeten davanın kısmen kabul kısmen reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
2-Hükümsüzlük talebi yönünden davanın reddine,
3-Kullanılmama nedeniyle iptal yönünden davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli ——bakımından kullanılmama nedeniyle iptaline,
4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
5-Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine,
6-Davalı vekiline davanın red edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL harç, 248,55 TL tebligat ve müzekkere, 1.500,00 TL bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 1.802,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 901.475 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022