Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/39 E. 2022/78 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/39 Esas
KARAR NO : 2022/78

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2019
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A / Davacı vekili dava dilekçesi ile; . Davacı vekili müvekkili ….—- kurulduğunu, faaliyete geçtiği günden beri —– üretimi konusunda ——şirketler arasında yer aldığını, —————çapında —- ürün ihraç ettiği ve ürünlerinin———-dahi satışa sunulduğunu, davacı şirketin ticaret unvanının çekirdek unsuru olan —- markası ve yine buna ek olarak —-” markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, bahsi geçen markaların ——- distribütörlük sözleşmesi imzalardığı, davacı şirketin —, 6769 Sayıh SMK ve TTK uyarınca korunmakta olan — unvanının ayırt edici çekirdeği olan “—- ibaresi üzerinde münhasıran hak sahipliğinin bulunduğu, davacı şirketin yerleşik olduğu—- markalarının sahibi olduğu, Sözleşmenin 2.10 ve 5.7 maddeleri uyarınca ürünlerinin —- nezdinde tescilli—- konusunda — yetki verdiğini, yine sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca, —- sözleşmenin feshi halinde sayılan markaların bedelsiz olarak davacı devretmekle yükümlü olduğu, davacı şirket adına—- tescilli olan markaların dava konusu markalar ile birebir ——-olduğu, bununla birlikte, davaya konu markalar — sınıfta yer alan hizmetler bakımından tescil ettirilmiş olup, davacı markaları da—- sınıfta yer alan mallar bakımından tescilli olduğu, davacı şirketin, —– söz konusu ihlallerin giderilmesi, aksi halde — sözleşmesinin kendiliğinden feshedilmiş sayılacağını bildirir nitelikteki ihtarname gönderdiği, bu ihtarname karşısında davalı — tarafından hüçbir eylemde bulunulmadığı ve— sözleşmesinin feshi aşamasına gelindiği, Buna ek olarak, —dava konusu markaları davacının izni ve bilgisi olmaksızın diğer davalı— devrettiğini tespit ettiği, bunun üzerine —- ihtarname göndererek, dava konusu markaların kendisine devri ile bunlar üzerinde hiçbir tamıtım çalışması yahut yatınm yapılmaması konusunda ihtarda bulunduğu, ihtarın tebliğini takiben — markasının ———-devredildiğine ilişkin beyanda bulunduğu, ancak eldeki davanın açıldığı tarih itibarıyla sicil kayıtlarında markaların sahibinin— olarak görüldüğü,—— sözleşmesi uyarınca markalar üzerinde bulunan sınırlı yetkisini, bu markaları davacının izni ve bilgisi otmadan üçüncü kişilere devrederek aştığı, davacının gerçek hak sahibi olduğu markaları başkalarına devrederek — sağlama ve davacının markalarının geri almasının önüne geçme gayretinde olduğu, davalıların tescillerinin esasen davacının gerçek hak sahibi olduğu markalar olduğu ve kötü niyetli olarak tescil edildiği, iddiasında bulunmakla, davacı taraf, esaş olarak, dayacı taraf maddi ve manevi tazminata ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, Davaya konu markalar üzerine işbu hükümsüzlük davası kesinleşinceye kadar devir yasağının konulmasına, Davalıya ait—– marka tescillerinin 6769 sayılı SMK madde —–ile davacı arasında imzalanan —– sözleşmesinin 5.7 maddesi uyarınca davacı tarafa devrine, Bu talep kabul edilmez ise, davalıya ——- tescillerinin 6769 sayılı SMK m.25 uyarınca geçmişe etkili olarak hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A:Davalı … vekili beyan dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ve davacı şirketin —- yılından beri ticari ilişki içerisinde olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen marka konusu ürünleri — getiren ve markaları da davalının kendi sembolleri ile —– ilk tescil ettirenin müvekkili şirket olduğunu, müvekkili firmanın olağanüstü çabasıyla ürünlerin tanınır hale geldiğini, Davacı şirketin, ——- nezdinde yaptığı marka başvurularının —– ilişkin olarak ise ——– nezdinde hiçbir başvuruda bulunmadığını, Taraflar arasında akdedilen münhasır ana —- sözleşmesinin —- tarihli olduğunu, davalı şirket markalarına ilişkin tescillerin —- yapıldığını, davacı şirketin ise iş bu davayı——— açtığını, dava tarihine kadar geçen süre boyunca söz konusu markasal kullanım üzerinde herhangi bir çekişme çıkartmayan davacının sessiz kalma yoluyla dava açma hakkını yitirdiğini, Davacı şirketin yaptığı sözleşme ile yıllarca markalara ilişkin kullanıma bilerek ve isteyerek sessiz kaldığını belirtip müvekkilinin iyi niyetli olduğunu kabul ettiğini, aksine bu bölgede markaların gelişimini ve büyümesini görüp dava açan davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin markalarında bulunan şekillerin ayırt edici olarak davacı şirketinkinden farklı olduğunu, Taraflar arasındaki—–sözleşmesi kaynaklı alacak borç ilişkisi ile ilgili —- tarihinde tahkime müracaat edildiğini —–numarasıyla —- —- yargılamanın devam ettiğini, Davacı şirketin kötü niyetli bir şekilde müvekkili tarafa ayıplı mal göndererek aralarındaki ticari ilişkiyi bitirmeye zorladığı ve sözleşmedeki yükümlülüklerinin —— değişim gibi mücbir sebepler yüzünden yerine getirilemediği iddiasında bulunmuş ve dava konusu markalar üzerindeki haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava; davalı————- markalarının sözleşmenin feshi ve SMK 10 gereğince davacıya devri, aksi halde gerkçeklik hak sahipliği ve kötü niyetli tescil ve davanın ticaret ünvanının kullanılması sebebiyle markaların hükümsüzlüğü davasıdır.
Mahkememiz dosyasından aldırılan —–tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: . Asıl dava açısında; taraflar arasındaki sözleşmenin markanın devrine ilişkin maddelerinin borçlardırıcı işlem niteliğinde olduğu ve geçerli bir marka devir taahhüdü taşıdığı, sayın mahkeme sözleşmenin haklı nedenle sonra erdirildiği kanaatinin oluşması durumunda söz konusu sözleşme hükmünün davacı tarafa markarın devrini talep hakkı verdiği, ayrıca SMK 10. Maddesi kapsamında davalınrın davacırun tek satıcısı olduğu, davalının markayı bu kapsamda kullanmaya başladığı, markanın davacı tarafa ait olduğunu bildiği, buna rağmen markayı kendi adına tescil ettirdiği, markayı tek satıcının uzun—- olmasının markanın tescili ——— haklı neden oluşturmayacağı, davalı tarafından imzalanan sözleşme hükümleri de incelendiğinde taraflar arasındaki ticari ilişki sona erdiğinde markanın davacıya devrinin öngörüldüğü, bu nedenle davahı nezdinde markanın devrini istenmeyeceği yönünde bir güven ortamının uyandırıldığının söylenemeyeceği, SMK 10 gereğince de markanın davacı tarafa devrinin gerektiği, Hükümsüzlük talebi açısından, taraflar arasındaki ilişkinin SMK 6/2, 6/3 ve 6/9’un şartları taşıdığı ve markaların hükümsüzlüğü talebini doğuracağı, SMK 6/VI ve —- 8. Madde kapsamında ise davalının markalarından —- davacı ticaret unvanının esaslı unsurunu taşıdığı, bu marka özelinde ——— Maddenin uygulanabileceği, Sonuç ve kanaatine ulaşıldığına dair raporunu sunmuştur.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar —— gerçek hak sahibi olduğunu, davalılardan—–sözleşmesi imzaladıklarını, davacıya ait sözleşme kapsamındaki ürünlerin dava konusu markalar ile satılması konusunda davalıya yetki verdiklerini, davalı —- sözleşmeyi ihlal etmesi sebebiyle sözleşmeyi feshettiklerini, sözleşmenin feshi ile birlikte davaya konu markaların davacıya devrinin gerektiğini, fakat davalı—- davaya konu markaları diğer davalı —-Ne devrettiği, daha sonra ise markaları tekrar —-üzerinden alarak kendi adına tescilini sağladığını, markaların gerçek hak sahibinin davacı olması sebebiyle davacı şirkete devrine olmadığı takdirde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiğini, davalı — vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirket ile— beri ticari ilişki içerisinde olduklarını davaya konu markaları —- ilk tescil ettirenin davalı — şirketi olduğunu, markaları geliştiren tanınırlığını sağlayanın davalı —olduğunu, taraflar arasındaki — yapıldığını, marka tescillerinin ise — yılında yaptığını, davacının markalarının tesciline —– kaldığını, markalardaki şekil unsurunun davacı markasındaki şekillerinden farklı olduğunu, davalı ——sözleşmedeki yükümlüğünün mücbir sebeple yerine getiremediğini belirterek davanın reddini talep ettiği, diğer davalı tarafından davaya cevap verilmediği görüldü. Dosya kapsamı ve toplanan deliller ile birlikte dosyanın konusunda uzman marka hukuku alanında — bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan 25/10/2021 tarihli rapor ile, davacının markaların gerçek sahibi olduğunu, davalı markasının sözleşme kapsamı gereğince davacıya devri gerektiği yönünde görüş bildirildiği buna göre davaya konu markalar—- tarihinde davalı—– adına tescilli iken devir talebinde bulunularak diğer davalı —–devredildiği, davalı —- tarafından bu defa—- tarihinde tekrar davalı ——devredildiği, bu tarihi itibariyle de davalı —– marka sahibi olarak göründüğü,—- numaralı—– ile davalı ——devredildiği, daha sonra ise —- tarihinde tekrar davalı —-devredildiği, —- numaralı —– tarihinde diğer davalı—– devredildiği daha sonra —- tarihinde tekrar davalı—– devredildiği,—- numaralı—– diğer davalı —–devredildiği yine bu markanın —- tarihinde diğer davalı——tekrar devredildiğinin görüldüğü, buna göre davanın 13/02/2019 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle davaya konu markaların diğer davalı —- ne ait olması sebebiyle her iki davalı yönünden dava açılmasının usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar davalı —- davacı şirket arasında herhangi bir ticari ve hukuki ilişki yok ise de dava tarihi itibariyle davaya konu markaların tescilli sahibi olması sebebiyle davalı—- husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşıldığı, esas yönünden ise dosya içerisindeki taraf beyanlarından davacı şirket ile davalı —- beri mevcut ticari ilişkisinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacıya— dağıtım ve satışının davalı—– tarafından yapıldığı, taraflar arasında 2008 yılından itibaren ticari ilişki olduğu taraflarca kabul edilmiş ise de aralarındaki yazılı sözleşmenin tarihinin 26/05/2015 olduğu bu sözleşmenin taraflarca imzalandığının her iki tarafça da kabul edildiği yine bu sözleşme kapsamında ödenmesi gereken bedellerin davalı ——— ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından davalıya—– numaralı ihtarnamesinin gönderildiği yine davacı tarafından davalı——yevmiye no.lu ihtarname gönderilerek, dava konusu markaların davacıya devrinin talep edildiği, iş bu ihtarnamede davaya konu markaların kötü niyetli olarak diğer davalı —- devredildiği de belirtilerek bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğinin belirtildiği, buna göre öncelikle yine —- sözleşme kapsamında ödenmesi gereken ödemelerin yapılması gerektiğini ve sözleşmenin 18/02/2019 tarihi itibariyle feshedildiğini bildirir yönde ihtarname gönderildiği, dosya kapsamı incelendiğinde, davaya konu markaların davacı adına — tescilli olduğuna dair bir belge sunulmadığı, yine —– nezdinde davacının dava konusu markaların tescilli sahibi olduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı, sadece davaya konu —– davacının — unvanının esaslı unsuru olduğunun görüldüğü, — yönünden davacının bu markayı davalı — daha önce kullandığına dair dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı her ne kadar davaya konu markaların —- tescilli olduğu bildirilmiş ise de buna ilişkin tescil belgelerinin dosyaya sunulmadığı, bu bakımdan dava konusu markaların gerçek hak sahibinin davacı olduğu hususunun yazılı delille ispatlanamadığı ve gerçek hak sahipliğine dayalı devir talebinin ispatlanamamış ise de,taraflar arasındaki sözleşme ve ihtarname kapsamı değerlendirildiğinde, davacı tarafından taraflar arasında düzenlenen —- kapsamında ödemelerin yapılmaması sebebiyle davalıya — tarihli ihtarname gönderildiği, daha sonra 23/01/2019 tarihinde dava konusu markaların davacıya devrinin talep edildiği, yine19/02/2019 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilerek sözleşme kapsamında alacaklı olduğu iddia edilen ödemelerin gerçekleştirilmesinin talep edildiği,23.01.2019 tarihli ihtarnamnin fesih mahiyetinde olup dava konusu markaların devrinin talep edilmesi nedeni ile işbu ihtarname tarihi itibari ile fesih iradesinin belirtilmiş olduğu ,davalı vekilinin cevap dilekçesinde de sözleşme kapsamında yapılması gereken ödemelerin—- kurunun yükselmesi sebebiyle mücbir sebep olduğu için ödeme yapılmadığının kabul edildiği,bu şekilde taraflar arasındaki imzalanan ve her iki tarafın kabulünde olan 26/05/2015 tarihli sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin 5.7. Maddesi uyarınca sözleşmenin sona ermesinden sonra davaya konu markaların davacıya devredileceğinin belirtildiği, buna göre davalı — tarafından sözleşme kapsamında belirtilen ödemelerin yapılmadığının kabul edilmesi ve ödemelerin yapılmaması sebebiyle sözleşmenin feshinin haklı sebebe dayandığı, her ne kadar marka —- yılı ise de taraflar tacir olup sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirme mecburiyetinde olup,davaya konu markaların tescil tarihleri taraflar arasında düzenlenen — sözleşmesinden önce ise de taraflarca imza altına alınan iş bu 26/05/2015 tarihli sözleşmenin 5/7. Maddesi uyarınca sözleşmenin haklı sebeple sona erdirilmesi halinde markaların davacıya devredileceğinin hüküm altına alındığı, davacının imzalamış olduğu ve inkar etmediği bu sözleşme kapsamındaki hükümlerle bağlı olduğu, davacı tarafından yapılan feshin haklı olduğunun mahkememizce anlaşıldığı ve sözleşme kapsamında dava konusu markaların davacıya devredilmesi gerekirken, devredilmediğinin anlaşıldığı, yine davaya konu markaların kötü niyetli olarak diğer davalı —— devredildiği fakat dava açıldıktan sonra tekrar davalı —-devrinin sağlandığı,bu yönü ile de sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesinin haklı sebebe dayandığı, bu şekilde marka devirlerinin de kötü niyetli olduğu dava tarihi itibariyle markalar diğer davalı —- Adına tescilli olduğundan davalı —– — sorumlu olduğu anlaşıldığından her iki davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davaya konu —- numaralı —- numaralı —— numaralı markaların davacı şirkete Devrine,
2-Alınması gereken 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan——ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç, 503,60 TL müzekkere, tebligat gideri 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.048,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.