Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/320 E. 2022/160 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK

ESAS NO:2019/320 Esas
KARAR NO:2022/160

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunanMarka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A / Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili’nin—ilinde 2001 yılından itibaren “—” adı altında — üretimi yaptığı bu ürünlerin yurt içi ve yurt dışına satışını yaptığı yurtiçi ve yurtdışı bir çok bayiliği olan tanınmış bir firma olduğu, müvekkilinin bahse konu markayı 08.05.2012 / tarihinde —başvuru numarası ile —-tescil ettirdiği, Müvekkili şirket tarafından yürütülen yaygın pazarlama ve tanıtım ağı sonucunda “—” markası yurtiçi ve yurtdışı —pazarında tanınmış ve güvenilir bir firma haline ulaştığı, davalı — sözleşmesi imzalandığı. Ancak imzalanan sözleşme sonrası — markasını kullanarak ticari faaliyet yürüten davalı sözleşmede kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmediği ve sözleşmenin müvekkili tarafından feshine sebep olduğu. Taraflar arasında akdedilen sözleşme müvekkili şirkete fesih hakkı tanımış buna istinaden — yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşme feshedildiği, fesih bildirimi 10.10.2019. tarihinde davalıya ulaştığı, davalı ise fesih bildirimine rağmen bayiliğe müvekkilinin onayı olmaksızın devam ettiği hatta müvekkili adına satış yaptığı parasını aldığı ancak ürün teslimi yapmayarak müvekkili şirketi mağdur ettiği ve müvekkilinin marka hakkını kullanarak ticari faaliyetlerine devam ettiği. Davalının müşterilere ücretini aldıktan sonra teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmeyerek müvekkili ve müşterilerin mağduriyetine yol açmıştır. Müvekkilin kalite ve güvenilirlikle bilinen marka değeri — pazarda insanların en çok araştırma yaptığı internet ortamında bir çok şikayet almış ve marka değeri çok ciddi şekilde zedelenmiş maddi zarara yol açtığı, Davalının söz konusu ürünleri sözleşme uyarınca alış bedelleri karşılığında firmaya teslim etme yükümlülüğü bulunduğu halde söz konusu ürünler müvekkile teslim edilmediği ve firmanın markası kullanılarak satış yapmaya devam ettiği. marka hakkı müvekkile ait olan ürünlerin davalıya ait işyeri ve depoları aranıp, toplatılarak müvekkile teslim edilmesi zorunluluğu hâsıl olduğu. Marka hakkı müvekkile ait olan — marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespitine, Davalının bu şekilde yarattığı haksız rekabetin men’ine karar verilmesine, Marka hakkı müvekkile ait olan ürünlerin toplatılması, ürünlerin davalı tarafından piyasaya satılarak daha fazla mağduriyete sebep vermemesi açısından ihtiyati tedbir kararı alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A: davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı taraf noter aracılığıyla sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini —sözleşmesi incelendiği takdirde sözleşmenin 13 numaralı maddesinin 9 numaralı bendinde; ”— Bayiinin işbu sözleşmede düzenlenen yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi ve/veya yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde— sözleşmeyi tek taraflı otarak fesih etme hakkına sahiptir.” demektedir. Sözleşmeye irade serbestisi ilkesi gereği konulan bu sözleşme hükmünde uyuşmazlığımıza uyar haklı sebeple fesih bulunmamadığını. Müvekkilinin, bayilik sözleşmesi gereği ticari hayatında gereken tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olup basiretli bir tacir olarak hareket ettiğini, kendilerine teslim edildiği iddia edilen fesih namenin ise haklı sebebe dayanmadığını. müvekkilinden kaynaklanan bir sıkıntı bulunmadığını bu sözleşme maddesine binaen bayilik sözleşmesi feshedilemeyeceğini. Müvekkilinin bu doğrultuda bayilik sözleşmesine devam ettiğini. Bilirkişi raporunda da tasdik edildiği üzere; müvekkili—marka ürünleri satmakta olup fikri sınai haklar; ihlal etmediğini. Satılan ürünlerin davacı tarafa ait olup haksız rekabet yaratacak bir duruma da vücut verdiğini. Ürünlerin bizzat— markaları olduğunu. Borçlar hukukunda yer almamakta olan bayitik sözleşmesi gereği müvekkilinin ürünleri mağazasında barındırmakta olup müşterilerine gereği gibi hizmet verdiğini. Haklı sebeple feshe dayanıldığı iddia edilen sözleşme, haklı sebebe dayanmadığını. Sözleşmenin hukuken ayakta olduğu, Aksi iddialar tespit davası ile izahata muhtaç olduğu. İlgili fesih name müvekkilimizin sözleşmeye binaen yaptığı satışlardan alacağı prim borcunu ödememek niyetiyle yapılan haksız ve kötü niyetli bir bildirim olduğunu. Satışı yapılıp ürünün teslimi yapılmadığı iddiaları mesnetsiz olduğunu. Sunulan faturalar açıklayıcı nitelikte olmayıp bir başkaca bayinin satmakta olduğu faturalar olabilecek olup iddialarını destekler nitelikte olmadıını. Keza sözleşme yükümlülüklerini aksatan taraf müvekkili olmayıp ürün tedarikini gecikmeli olarak yapan davacı taraf kendi marka değerini zedeleyici şikayetlere konu olduğunu. Müvekkilinin cevap ditekçesinde beyan ettiği üzere ürünlere dair verilmiş olan sipariş formlarına kayıtsız kalınmış olup ticari hayatına basiretli bir tacir sorumluluğuyla devam etmekte olan müvekkilimizin ticari kimliğine zarar vermiş, müşterilerinin mağduriyetlerine yol açtığını. Noter aracılığıyla fesih namenin tebliğ olduğunun dosyaya sunulmasının ardından ihtiyati tedbir kararının devamına karar verildiğini. Feshin haksız olması, yukarıda arz ve izah olunan ve hakimin resen tespit edeceği gerekçelerle ihtiyati tedbirin kabulü için gereken yaklaşık ispat koşulları sağlanamadığını. Bu sebeple verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz ediyor ve ayrıca muhafaza altına alınan malların tarafımıza iadesini arz ve talep ederek haksız davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava; davanın davacının — markası adı altında davalı tarafından taraflar arasında akdedilen —sözleşmesinin davacı tarafından fesh edilmesine rağmen markanın kullanılmaya devam edildiği iddiası ile davacının markadan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması, kararın ilanı olup, davalının eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davasıdır.Mahkememiz11/11/2019 tarihli tensip ara kararı gereğince, bir — bilirkişiye tevdi edilerek —tescil no.lu — markasının, markanın tescilli olduğu mal ve hizmet sınıfları da esas alınarak davalının işyeri olan — adresinde ve aynı adreste olmak kaydı ile deposunda kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa kullanımın haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı hususlarında davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmek üzere rapor istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi— 03/12/2019 tarihli raporunda sonuç olarak; Davacıya ait —markası için 08.05.2012 tarihinde marka tescil— başvurusunda bulunulduğu,12.12.2012 tarihinde —, 31.07.2013 tarihinde—nolu tescil yayın bülteninde yayınlandığı,20.05.2013 tarihinde tescil edildiği, 08.05.2022 tarihine kadar marka haklarının işler ve Davacı “— ait olduğu, Firma yetkilisi— ürünlerin satışını ve marka kullanımını bayilik sözleşmesine istinaden yaptıklarını iş yerinde bulunan bütün ürünlerin —ibareli olduğunu, bayilik sözleşmesine dayalı satışın bu hakkı kendilerine verdiklerini, başka marka ile ürün satmadıklarını, Davacıya ulaşmaya çalıştıklarını fakat ulaşamadıklarını beyan ettiği, Davacı ve Davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalanmış fakat Davalı tarafından sözleşmede yer alan edimleri yerine getirilmediği sebebi ile Davacı sözleşmeyi tek taraflı fesih edildiği, Davalının bayilik sözleşmesine istinaden— markasını kullandığı, iş yerinde bulunan bu kullanımın bu sözleşmeye istinaden gerçekleştiği, Davacının bu sözleşmeyi haklı sebeplerle, haklı sürede fesih edip etmediğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde raporunu mahkememize sunmuştur.–Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yolu ile aldırılan 08/04/2022 tarihli talimat raporunda sonuç olarak: — ait ticari defter tasdikinin zamanında yapılmış olduğu, ticari defterin şekil açısından usulüne uygun tutulmuş olduğu, kayıtları birbirini doğruladığı, — 2019 yılı Yevmiye defteri açılış kaydında; Davalı —71.347,17 TL borçlu olduğu, Kapanış kaydında Davalı— 285.422,91 TL borçlu olduğu, —cari hesapta takip ettiği —2019 yılı açılış kaydında 71.347,17 TL borcunun olduğu, 2019 yılında —- adına düzenlenen 110 adet ve 497.670,93 TL tutarında satış faturası olduğu, karşılığında 78 adet ve 287.618,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, 2019 yılı kapanış kaydında—- 285.422,91 TL borcunun olduğuna, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Davalının tespit tarihi olan 22.11.2019 tarihi itibariyle davacının hak sahibi olduğu —markasını kullanma izni olmadığı,buna karşın tespit tarihi itibariyle davalıya ait işyeri tabelasında,—ürünleri üzerinde ,işyeri içerisinde yer alan tanıtım evraklarında — markasını kullandığı,bu haliyle davacının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarıtnca marka hakkının ihlal edildiği, Aynı eylemin, tüketiciler tarafından davalı işyerinin davacı firmanın şubesi olarak algılanabileceği ve bu haliyle iltibasa sebep olabileceği gözüönüne alındığında 6102 sayılı TTK madde 55 ve sair hükümler gereği haksız rekabet oluştuğu, yönünde rapor alınmıştır.Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili, davacı şirketin —-numaralı— markasının tescilli sahibi olduğunu. 2001 yılından beri— adı altında — ürettiğini. Davalı ile aralarında — sözleşmesi düzenlendiğini. Davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile sözleşmenin fesih edildiğini. Buna rağmen davalının —–markasını kullanmaya devam ettiğini. Bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu durumun tespiti ve meni ile—- markalı ürünlere el konularak, davacıya teslimine karar verilmesini talep ettiği. Davalı tarafından, davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirilmediği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir. Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi amacı ile davalı iş yerinde yaptırılan tespit ve neticesi aldırılan bilirkişi raporu ile davalının iş yerindeki bütün ürünlerin—- ibareli olduğu. Davalı kullanımlarının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi sebebi ile olduğunu. Bu sebeple tecavüz iddiası yönünden görüş bildirilmediği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra davacının ticari defterlerinin de incelenmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin feshi hususlarının değerlendirilmesi bakımından talimat yolu ile aldırılan 08/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalının, davacıya 2019 yılı itibari ile 285.422,91 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu yönünde görüş bildirildiği, dinlenen davacı tanıklarından —- alınan beyanında, davalının davacıya 11 ay boyunca ödeme yapmadığını bu nedenle sözleşmenin fesih edildiğini fakat fesihten sonra davalının ürün satışan devam ettiği. Müşterilerin paralarını aldığını fakat ürünleri teslim etmediği, bu yönde bir çok mağdurun kendilerine başvuruda bulunduklarını, diğer tanık —- benzer mahiyette beyanda bulunduğu. Buna göre de; davacının— numaralı — markasının—-tescilli sahibi olduğu. Davacı şirket ile davalı arasında davalıya ait iş yerinde—- markalı ürünlerin satışına dair bayilik sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından davalının ödemelerini yapmadığı gerekçesi ile sözleşmenin — Noterliğinin 02/10/2019 tarih —- numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiği, yine —Noterliğinin 18/10/2019 tarihli—-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de davacıya ait markaların kullanılmaması yönünde ihtar gönderildiği, talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporuna göre de, davalının, davacıya 285.422,91 TL borçlu olduğu. Yine ihtarname tarihi itibari ile de davacının davalıdan alacaklı olduğu. Buna göre taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında sözleşmenin 13/9 ve 13/10. Maddeleri uyarınca davacının sözleşmeyi fesih etmesinin haklı bir nedene dayandığı, yine dosya içerisindeki tanık beyanlarından ve dosyaya eklenen dava dışı müşteri şikayetlerinden davalının sözleşmenin feshine rağmen davacıya ait — markasını kullandığı ve— markalı ürün satışına devam ettiği. Yine dosya içerisindeki belgelerden —markalı ürünlerin davacı şirketçe üretilip davalıya teslim edilip ve satışın bu şekilde gerçekleştirildiği. Buna göre de davalının iş yerinde bulunan —- markalı ürünlerin davacıya ait olduğu davalının sözleşmenin feshinden sonraki kullanımlarının SMK. nın 7.ve 29. Maddeleri uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve TTK nın 55/1a 4. maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği anlaşıldığından neticeten davanın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının, davacının marka tescilinden doğan haklarına yönelik tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, men’ine, davalıda bulunan davacı markasını taşıyan — markalı ürünlere El konulmasına, Toplatılmasına ve Hüküm kesinleştiğinde davacıya teslimine,
2-Hükmün — birinde ilanına,
3-Alınması gereken 33,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan— uyarınca,— ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç, müzekkere ve tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere 2.638,85 TL toplam : 2.683,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.